Gelişmiş Arama
Ziyaret
18838
Güncellenme Tarihi: 2010/12/22
Soru Özeti
Hz. Müslim kimdi?
Soru
Hz. Müslim kimdi?
Kısa Cevap

Akil’in oğlu olan Müslim üç imam (müminlerin önderi Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s) ) ile aynı asırda olup onları yakından görmüş, İmam Hüseyin’in (a.s) imameti zamanında imamının hedefleri için canını feda etmiş ve Übeydullah b. Ziyad emriyle şahadete ulaşmıştır. O bu zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) elçisi olarak Kufe şehrine gitti ama Kufelilerin vefasızlıklarıyla karşılaşınca Übeydullah b. Ziyad’ın askerleriyle yalnız başına mücadeleye girişti. Yiğitçe bir mücadeleden sonra yakalandı ve İbn. Ziyad’ın yanına getirildi. O, Müslim’i sarayın üstüne çıkarıp başını kesmelerini emretti. Çok geçmeden İbn. Ziyad’ın emri yerine getirildi ve Müslim şahadet makamına nail oldu. Onun değerli kabri Kufe şehrinde Ehli Beyt (a.s) sevenlerinin ziyaretgâhıdır.

Ayrıntılı Cevap

Müslim, Akil adındaki bir şahsın en kâmil evladıdır. Akil, Hz. Ali’nin (a.s) kardeşi ve Ebu Talib’in (a.s) ikinci oğludur.[1] Bu yüzden Müslim bir vasıtayla Ebu Talib ve eşi Fatıma b. Esed’in terbiyesinden geçmiştir. Onun değerli annesinin adı Halile idi ve o Akil’in Şam yolunda satın aldığı bir hizmetçiydi.[2] Değerli eşi ise müminlerin önderi Ali’nin (a.s) kızlarından “Rukiyye” idi.[3] Bu yüzden kendisi Hz. Ali’nin (a.s) damadı olma iftiharını taşıyordu. O, Allah Resulü’nün zamanını görmedi; zira şahadet esnasında (h. 60) onun yaşı kırktan fazla değildi. Yani yüce İslam peygamberinin (s.a.a) vefat zamanından hicri 60. Yıla kadar elli yıl geçmişti[4] ve bu esas uyarınca kendisi Peygamberin (s.a.a) vefatından on yıl sonra doğmuş idi. Onun evlatları şunlardır:

1 ve 2. “Rukiyye”den doğan Abdullah ve Ali.

3. Annesi Beni Amir olan Müslim b. Müslim.

4. Annesi Ümmü Veled olan Abdullah.

5. Muhammed.

6. İbrahim.

Onun Muhammed ve İbrahim dışındaki tüm evlatları Kerbela coğrafyasında şehit oldular. Bu ikisi bir yıl zindanda yattıktan sonra firar ettiler. Ama bir süre sonra yakalanıp Haris b. Ziyad adında bir zalimin eliyle şahadete erdiler.[5] Bu yüzden Hz. Müslim’in neslinden hiçbir çocuk kalmadı.[6] Müslim (a.s) üç imamın zaman ve dönemini görmüştür:

1. İmam Ali (a.s) Dönemi: O, bu dönemde İmam Ali’nin (a.s) damadı olma iftiharına kavuştu ve “Rukiyye” adındaki kızıyla evlendi. Bu vesileyle Alevi üniversitesine daha yakınlaştı. Tarihçilerin naklettiği üzere müminlerin önderinin (a.s) hâkimiyeti döneminde (h. 36-40) İmam Ali (a.s) tarafından orduda bir takım askeri görevlere atanmış idi. Bu cümleden olmak üzere Sıffin savaşında müminlerin önderi ordusunu sıralandırırken İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s), Abdullah b. Cafer ve Müslim b. Akil’i ordusunun sağ tarafında konuşlandırmıştır.[7] 

2. İmam Hasan (a.s) Dönemi: O, bu zamanda da hakkın saffındaydı ve İmam Hasan’ın (a.s) en vefalı yarenlerinden ve özel sahabelerinden sayılmaktaydı.[8]

3. İmam Hüseyin (a.s) Dönemi: Müslim b. Akil, İmam Hüseyin’inden (a.s) muhabbet ve himaye elini çekmedi, Kerbela hareketinin öncüsü olma iftiharına nail oldu ve Hüseyin kervanın ilk şehidi sayıldı. O, İmam Hüseyin’in (a.s) yolunda sekiz kardeşiyle birlikte canını feda etti.[9]

Şahadeti

İmam Hüseyin’in (a.s) ilk teşebbüsü Müslim’i Kufe’ye yollamak oldu. Müslim Mekke’den Medine’ye ve oradan da Irak’a hareket etti ve Kufe’de Muhtar’ın evinde konakladı. Müslim’in gelmesinden otuz beş gün sonra (h. 5 Şevval, 60. Yıl) yaklaşık on sekiz bin kişi kendisine biat etti. Bu, Kufe valisinin azledilmesi ve Übeydullah b. Ziyad’ın onun yerine atanmasıyla sonuçlandı. Übeydullah tehdit ve teşvik ile kabile reislerini onun etrafından dağıttı. Müslim yalnız başına kaldı ve yalnız kaldığını anlayınca Übeydullah onu tutuklaması için bir birlik yolladı. İş bu haldeyken Müslim (a.s) Tu’a adında bir kadının evine sığınmıştı. Übeydullah b. Ziyad’ın askerlerinin sesleri onun kulağına ulaşınca kendisini çarpışmaya hazırladı ve düşman birliklerine birçok darbe indirdiği için onlar hileye başvurdular. Müslim de mücadele etmek için hiçbir gücü kalmadığından çaresiz olarak teslim oldu. Onu Übeydullah’ın yanına götürdüler ve o ikisi arasında geçen sert ve açık bir tartışmadan sonra kendisinin eliyle yaralanan bir şahıs tarafından boynunun vurulması gayesiyle Übeydullah onu sarayın üstüne çıkarmalarını emretti ve o şahıs da Übeydullah’ın emrine yerine getirdi.[10] 

Hz. Müslim’in Faziletleri

A. Ailevi Faziletler

Belirtildiği gibi o Ebu Talib (a.s) gibi bir şahsın yetiştirdiği bir kimsenin oğludur. Kendisi müminlerin önderinin (a.s) damadı olma iftiharını taşımaktadır. Bu ikisinin ise insan terbiyesi ve yetişmesindeki etkisi inkâr edilemez.

B. Masumların (a.s) Sözlerinde Müslim

Allah Resulü (s.a.a), Ali’ye (a.s) şöyle buyurdu: Onun (Akil) oğlu senin oğlunun muhabbet yolunda öldürülecektir. Müminler ona ağlayacak yakın melekler kendisine selam gönderecektir.[11] İmam Hüseyin (a.s) Kufelilere yolladığı mektupta şöyle yazmaktadır: Size kardeşim, amcaoğlum ve ehli beytimden güvenilir bir şahsı yolluyorum.[12] Masum imamın (a.s) bu sözünde Müslim için aşağıdakilerden ibaret olan bir takım iftiharlar vardır:

1. Kardeş: İmam Hüseyin (a.s) ona kardeş sıfatı vermektedir; oysaki kendisi onun nesep kardeşi değildi. Ama çok vefakar olması nedeniyle İmam Hüseyin’in (a.s) kardeşi lakabını alma liyakatine erişti.

2. Güvenilir: Eğer İmam Hüseyin (a.s) Müslim hakkında sadece bu bir cümleyi söyleseydi bile onun faziletini ispat etmek için yeterli olurdu.

3. Ehli Beytim: Bu söz tıpkı Allah Resulü’nün (s.a.a) Salman-i Farisi hakkında söylediği söz gibidir.

C. Hz. Müslim’in Ziyaret Namesi

Müslim b. Akil’in ziyaret namesinde birçok faziletler işaret edilmiştir ve belki de en önemlisi şudur: ve O’na, Allah, Resulü, müminlerin önderi, Hasan ve Hüseyin’e (a.s) itaat eden ey Allah’ın salih kulu sana selam olsun.[13] Ey Allah’ım ruhunu masumların ruhuyla haşır et ve yolunu bereketli kıl.     


[1] Belazeri, Ahmed b. Yahya, Ensabu’l-Eşraf, c. 2, s. 77.

[2] Fazıl, Cevad, Tercüme-i Âli Ebi Talib, Tercüme-i Mekatilu’t-Talibin, 1/119.

[3] Ebu’l-Ferec İsfahani, Mekatilu’t-Talibin, 86, Tercüme-i Mekatilu’t-Talibin, 1/119.

[4] Caferyan, Resul, Taammuli Dar Nehzet-ı Aşura, s. 164.

[5] Belazeri, Ahmed b. Yahya, Ensabu’l-Eşraf, c. 2, s. 71 (Muhammed’in anne ismini belirtmemiş ve Muhammed’in bir kardeşi olduğunu söylememiş yani İbrahim’den bahsetmemiştir. Oysaki İbrahim’in Muhammed ile birlikte şehit olduğu meşhurdur); Necefi, Muhammed Cevad, Zındegani Hz. İmam Hüseyin (a.s), s. 131.

[6] Ebu’l-Ferec İsfahani, Mekatilu’t-Talibin, 86; Ferzendan-ı Ebi Talib, c. 1, s. 119.

[7] Sayt-ı Havza, Adsız, Kamil, İbn. Esir’den naklen.

[8] a.g.e.

[9] a.g.e., Mekatilu’t-Talibin, Tercüme-i Resuli.

[10] Caferyan, Resul, Taammuli Dar Nehzet-ı Aşura, s. 165-171.

[11] Sayt-ı Havza, Adsız, Kamil, İbn. Esir’den naklen.

[12] Deyneveri, el-İmame ve’s-Siyese, c. 2, s. 8.

[13] Kumi, Şeyh Abbas, Mefatihu’l-Cenan, s. 402.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Melekler masumiyetten bir derece taşırlar mı?
    7698 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Melek ve ferişteler çok mübarek ve zarif varlıklardır. Onlar Kur’an’da beyan edilen birçok güzel özelliğe sahiptir. Bu özelliklerden biri de onların varlıklarında maddî ve hayvanî sıfat ve özelliklerin bulunmayışı ve esasen günah işleme ve isyan etmeye dönük hiçbir meyil ve güç taşımamalarıdır. Bu nedenle onlar her ...
  • Kur’an insanların hidayeti için değil midir?! O halde Kur’an’ı kâfirlerin eline vermemek gerektiği ne içindir?
    6344 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Bu husustaki büyük taklit mercilerinin görüşlerini açıklamadan önce bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir: 1. İlmihalde bu konu “necaset hükümleri” başlığı altında yer almaktadır. Bu mesele belirtilmeden önce “Kur’an hat ve kâğıdını necis etmek haramdır”, “eğer Kur’an’ın cildi necis olursa”, “Kur’an’ı necaset üzerine ...
  • Hangi kaynaklarda hüküm ve yaratıkların hikmeti beyan edilmiştir?
    6649 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Esasen her hikmeti bilmek mümkün değildir; zira Yüce Allah bazı maslahatlar uyarınca birçok konuyu insana bildirmemiştir. Beyan edilenler hususlar da çok geniştir ve onların tümünü elde etmek ve bilmek herkes için müyesser değildir. Bu sebeple ve ömür ve fırsatın sınırlı olmasına binaen en faydalı ...
  • Ağlal ne demektir?
    8021 Tefsir 2011/11/12
    “Ğıll”ın çoğulu olan “Ağlal” kelimesi lügatte mahkûmların boynuna, eline takılan demir tasma, kelepçe ve zincir anlamınadır.[1]Kur’nı kerimde Araf suresinin 157. Ayeti olmak üzere dört yerde “ağlal” kelimesi zikredilmiştir: Âraf suresinin 157. Ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı ...
  • Kadın geçici evlilikle zevce olur mu?
    9947 Çok Evlilik 2012/12/23
    Her ne kadar muta nikahı şer’i bir nikah olsa ve bir kadın geçici olarak birinin nikahına girdiğinde ona zevce denilse de nikahın bütün hükümlerini taşıması gerekli değildir. Ve bunu karmaşık bir konu olarak algılayamayız. Şii rivayetlerinde daimi ve geçici evlilik arasındaki farklara açıkca işaret edilmiştir. Daimi nikahta ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9076 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • İnsanlar yaratılırken (dünyaya gelip gelmemede) seçme hakları olmuş mudur? Nasıl?
    26452 Eski Kelam İlmi 2012/11/17
    İnsan kendi yaratılışında mecburdur ve dünyaya gelmede hiçbir rolü ve etkisi bulunmaz. Lakin yaratıldıktan sonra özgür ve irade sahibidir. Elbette insanın mutlak şekilde irade sahibi olduğuna inanan Mutezile mütekellimlerinin bakışı ve insanın fiil ve amellerinde bile mecbur olduğuna inanan Eşa’ire mütekellimlerinin bakışının tersine İmamiye Şiiliği insanın yaratıldıktan ...
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7620 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Abdestsiz Allah kelimesine dokunmanın hükmü nedir? (Abdullah anlamında olan) İsrail kelimesine dokunmanın hükmü nedir?
    8328 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/30
    Abdesti olmayan bir kimse Allahın ismine hangi dille yazılıyorsa yazılmış olsun dokunması haramdır. Hakeza ihtiyati vacip gereğince Peygamber (s.a.a.), İmamlar ve hz. Zehra’nın (s.a) ismine abdestsiz dokunmak haramdır.[1] Allah ismi kendisinde var olan Habibullah ve diğer isimler hakkında da ...
  • İmam Hasan (a.s) daha büyük olmasına rağmen neden imamet İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına intikal etmiştir?
    11670 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Yanıta ulaşmak için bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir: 1. İmamet makamına ulaşan bir şahıs masumiyet, ilim, cesaret, cömertlik vb. şart ve özellikler taşımalıdır. Bu şartların kimin karakterinde tahakkuk ettiğinin teşhisi insan için mümkün olmadığından, imamet makamı Allah tarafından atanılan bir ...

En Çok Okunanlar