Gelişmiş Arama
Ziyaret
18612
Güncellenme Tarihi: 2011/08/14
Soru Özeti
Neden Fatiha suresi (Hamd) Seb’i Mesani olarak adlandırıldı?
Soru
Neden Fatiha suresi (Hamd) Seb’i Mesani olarak adlandırıldı ve bu adlandırmadaki amaç nedir?
Kısa Cevap

Tefsirlere ve rivayet kaynaklarına müracaat ettiğimizde bu konuda –“Seb’i Mesani” ve “Kuran’ı Azim”den maksat nedir?” farklı görüşlerin mevcut olduğunu görürüz:

Bazıları bu iki terimden maksadın Kuran ve ayetleri olduğu görüşündedirler.

Bir gurup ise “Seb’i Mesani”den maksadın Hamd suresi olduğuna inanmaktadır: Çünkü bu sure iki defa Peygamber’e (s.a.a) nazil olmuştur.

Bazıları ise “Seb’i Mesani”nin Kuran’ın evvellerinde yer alan uzun sureler olduğuna inanır. Delilleri ise bu surelerde tarihten haberler, olaylar ve ibretlerin çok defa tekrarlanmasıdır.

Ama gerçek şu ki, Ehli Sünnet ve Şia’dan bize ulaşan rivayetler “Seb’i Mesani”nin Hamd suresi olduğunu tekit etmekteler. Sebebi ise namazın ilk iki rekâtında iki defa okunmasıdır.

Ayrıntılı Cevap

Tefsirlere ve rivayet kaynaklarına müracaat ettiğimizde“Seb’i Mesani” hakkında farklı görüşlerin mevcut olduğunu görürüz. Bazıları, maksadın Kuran ve ayetleri olduğu görüşündedirler. Ayrıca iki defa nazil olması veya namazlarda iki defa okunmasından dolayı, Hamd suresi olduğu görüşü de mevcuttur. Bazıları ise


“Seb’i Mesani”den maksadın Kuran’ın evvelinde yer alan uzun sureler olduğuna


İnanırlar. Sebebi de tarihi haberlerin ve ibret dolu olayların çok tekrarlanmasıdır.[1]


 Ama hakikat, Ehli Sünnet ve Şia kaynaklarında Peygamber (s.a.a) ve İmam Sadık’tan (a.s) gelen birçok rivayetin de delalet ettiği üzere “Seb’i Mesani”den maksadın Fatiha suresi olduğu gerçeğidir. Bu sure, Seb’i Mesani’den başka Ummu-l Kitap, Ummu-l Kuran, Kuran-ı Azim, Şafiye, Vafiye, Rakiyye, Kenz ve Esas unvanlarıyla da meşhurdur.[2] Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: “ Şüphesiz, sana iki defa tekrarlanan yediyi ve Büyük Kuran’ı verdik.”[3]

İmam Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “ Şüphesiz (Hamd suresi), Seb’i Mesani (iki defa tekrarlanan yedi) olarak adlandırılmıştır. Çünkü iki rekâtta iki defa tekrar olunur.”[4]

Sait b. Cubeyr diyor ki: İbni Abbas’tan Seb’i Mesani hakkında sordum ve şöyle cevap verdi: “Seb’i Mesani, Ummu-l Kuran’dır. “Seb’”den maksat (Hamd Suresi’ndeki) yedi ayettir. “Mesani” ise, Hamd suresinin iki rekâtta da tekrar edilmesidir. Bu da sadece bu sureye hastır, Kuran’daki başka surelere değil.[5]

Kaşif tefsirinin sahibi, bu meselede başka bir ihtimali de öne sürmüş ve şöyle demiştir: “ veya bu surede Rububiyet ve Ubudiyet zikrinin bir arada olmasından dolayıdır.[6]

Allame Tabatabai, El-Mizan tefsirinde bu konuda, önemli bir meseleye değinerek şöyle diyor: “Seb’i Mesani, Hamd suresinin isimlerindendir. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’ten (a.s) gelen birçok rivayete göre Seb’i Mesani, Hamd suresi olarak tefsir edilmiştir.

Buna göre: “Seb’i Mesani, Kuran’ın evvelindeki yedi uzun suredir veya “Ha” “Mim” ile başlayan yedi sure veya peygamberlere nazil olan yedi kitaptır” diyenlerin sözü geçerli değildir. Çünkü bu görüşleri destekleyen Kuran ayeti ve rivayetler mevcut değildir.[7] Allame sözlerine şunu da ekliyor: Mesani kelimesi, Kuran’ın tamamı için sıfattır ve kendiliğinden Fatiha suresini de içermektedir.

“Minel-Mesani”den maksat nedir? Ve “Min”in manası acaba fark koymak mıdır yoksa beyan mıdır? Ayrıca “Mesani” kelimesinin türemiş hali ve bu şekilde adlandırılmasının nedeni nedir? Müfessirler arasında birçok ihtilaf bulunmaktadır.

Burada zikretmemiz gerekir ki “min” fark koymak için gelmiştir. Zira Allah diğer yerlerde bütün Kuran ayetlerini “Mesani” olarak adlandırıyor ve buyuruyor ki: “ayetleri birbirine benzeyen ve yer yer tekrar eden kitabı, sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların, bu kitaptan tüyleri ürperir.”[8] Hamd suresinin ayetleri de bu ayetlerdendir. Öyleyse Hamd suresi, Mesani’nin bir parçasıdır, tamamı değil.[9]

Min-Vahy’il-Kuran tefsirinin sahibi, Hamd suresinin Seb’i Mesani olarak adlandırılmasında zikredilen görüşlerden farklı olarak diyor ki: Hamd suresi, manaları Kuran’ın diğer ayetlerinde tekrarlandığı için Seb’i Mesani diye adlandırılmıştır.[10]

Numune tefsirinin sahibi, “Şüphesiz, sana iki defa tekrarlanan yediyi ve Büyük Kuran’ı verdik.” Ayetinin tefsirinde şöyle diyor: Bilindiği üzere “Seb’” yedi demektir ve “Mesani” iki demektir. Bu yüzden, müfessirlerin çoğu Seb’i Mesani’nin Hamd suresinden kinaye olduğunu söylemişlerdir ve rivayetler de bu manaya işaret etmektedir.

Bunun felsefesi ise yedi ayetten oluşması ve içerdiği konuların önemi ve azameti sebebiyle de Peygamber’e (s.a.a) iki defa nazil olması veya iki kısımdan oluşmasıdır. Yani Hamd suresinin yarısı Allah’ı sena ile Hamd etmekte ve diğer yarısı ise dua ve ibadet konularına değinmesidir.[11] Ya da her namazda iki defa okunmasıdır.

Bazı müfessirler, Seb’in Kuran’ın evvelinde yer alan yedi uzun sureye işaret ettiği ihtimalini söz konusu etmişlerdir. Mesani’nin de Kuran’ın kendisine işaret ettiğini savunmuşlardır. Çünkü Kuran’ı Kerim, iki defa Peygamberimize (s.a.a) nazil olmuştur; ilkinde bütün şeklinde, ikincisi de tedrici olarak olaylara ve zamanın ihtiyaçlarına göre nazil olmuştur. Buna binaen, Seb’i Mesani, Kuran’ın yedi önemli suresidir. Bu gurubun delili ise Zümer suresinin yirmi üçüncü ayetidir. Allah bu ayette şöyle buyuruyor:

“Allah sözün en güzelini, bir kısmı bir kısmına benzer, ayetleri tekrarlanan bir kitap olarak indirdi.” Yani iki defa Peygamber’e (s.a.a) nazil oldu.

Ragıp İsfahani, Müfredat kitabında diyor ki: Mesani kelimesi, ayetlerinin tekrarından dolayı Kuran’a atfedilmiştir. Bu tekrar, Onun tahrif olmasından korumuş ve korumaktadır. Buna ilaveten, Kuran hakikatleri her dönem ve zamanda yenilenerek tecelli etmektedir. Bu yüzden Mesani olarak adlandırılması daha güzeldir.

Her halükarda, “Büyük Kuran” tabirinin Hamd suresinden sonra zikredilmesi ve bu surenin Kuran’ın bir parçası olması hasebiyle bu mübarek surenin önem ve azametine başka bir delil katmaktadır. Arap edebiyatında ve diğer edebiyatlarda cüz, birçok zaman küllün karşısında zikredilmiştir. Bu da o cüzün önemini göstermektedir.[12]



[1] İrşad’ul-Ezhan ila Tefsiril-Kuran, 272.s

[2] İrşad’ul-Ezhan ila Tefsiril-Kuran, 5.s; İrab’ul-Kuran ve Beyanuh, 1.c, 51.s

[3] Hicr Suresi, 87

[4] Âla’ur-Rahman fi Tefsiril-Kuran, 1.c, 51.s

[5] Ahkam’ul-Kuran, 1.c, 28.s

[6] Tefsir’ul-Kaşif, 1.c, 33.s

[7] El-Mizan, 12.c, 191.s

[8] Zümer Suresi, 23

[9] El-Mizan, 12.c, 191.s

[10] Tefsirun min-Vahy’il-Kuran, 13.c, 176.s

[11] Mecmu’el-Beyan, 1.c, 17.s; Nur’us-Sakaleyn, 3.c, 28-29.s

[12] Tefsir-I Numune, 8.c, 109.s

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17221 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    8777 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Astıma müptela olan oruçlu bir şahsın sprey kullanmasının hükmü nedir?
    7095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mercilerin çoğu, ilaç yerine istifade edilen iğne ve serum gibi şeylerin kullanımını caiz bilmektedir. Elbette belirtilen hususların yemek yerine istifade edildiği yerde onlardan sakınmak gerekir.[1] Aynı şekilde nefes darlığı için kullanılan sprey eğer ilacı sadece akciğere aktarırsa, orucu bozmaz.
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    18099 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8247 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12435 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...
  • Abdest ve teyemmümün felsefesi nedir?
    10117 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/12
    Banyo yapıldığı zaman ortaya çıkan şey dış temizliktir. Dış temizliğin yanı sıra, manevi temizlikte namazın şartlarındandır. Bu da ancak abdest ve gusülle gerçekleşir. Su kullanma imkanı yoksa, manevi ve batıni taharet için, abdest ve guslün yerine teyemmüm alınır. Ama bu, teyemmümün dış temizliğe faydası olmadığı ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    10641 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    7274 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar