Please Wait
13469
İslam, fakihler ve mercilerin bakışında hastalık, nazar değmesi ve vesvese gibi sorunları gidermek için muteber ve masumlardan gelen duaları okumak ve yazmak doğru ve onaylanan bir fiildir. Yüce rehberlik makamı dua, dua yazmak ve dualarla kutsanma hakkında sorulan bir soruya cevaben şöyle buyurmuştur: Eğer dualar temiz imamlardan (a.s) nakledilmiş ve aktarılmışsa veya içerikleri hak ise onlarla kutsanmak sakıncasızdır. Aynı şekilde masumdan olduğu ümidiyle şüpheli dualarla kutsanmak da sakıncasızıdır.[1] Dua yazma ücreti hakkında da şöyle buyurmuştur: “Aktarılmış duaları yazma ücreti sıfatıyla bir meblâğın alınması veya verilmesi sakıncasızıdır.”[2] Bir grup insan sorunların bertaraf edilmesi veya mesela kaybolan bir şeyin bulunması ve buna benzer şeyler için dua yazan şahıslara müracaat etmekte, onlardan dua veya fal veyahut sihir talebinde bulunmakta ve onlar da bazen doğru çıkan haberler vermektedir. Bu meşru mudur yoksa değil midir, diye sorulan bir soru üzerine büyük fakih ve taklit mercii Ayetullah Gülpaygani (r.a) şöyle cevap vermiştir: Sorunların giderilmesi için nakledilmiş duaları yazmanın bir sakıncası yoktur, ama fal ve sihre tevessül etmek ve de şahısların ifşa edilmesini istemediği gizli işlerinden haber vermek caiz değildir.[3] Ama nazar değmesi ve vesveseyi bertaraf etmek için hakkında muteber bir delil bulunmayan yumurta kırmak ve harf, sözcük ve kelime yazmak ve yakmak gibi şeyler kabul edilemez. Hatta içinde celale ismi, Kur’an ayeti, peygamberin (s.a.a) ve imamların isimleri yazılı kâğıtların yakılması saygısızlık sayılır ve caiz değildir. Aynı şekilde bugün dua yazıcı adıyla bu işe müteşebbis eden bireylerin genellikle güvenilir olmadığına da dikkat edilmelidir.