Gelişmiş Arama
Ziyaret
7340
Güncellenme Tarihi: 2011/07/26
Soru Özeti
Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
Soru
Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
Kısa Cevap

Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında yer alan hadislerini sahih olanını teşhis etmek için oluşturulmuşlardır. Bu ilimle güvenilen hadisleri güvenilmeyen hadislerden ayırt etmek mümkündür.

Ayrıntılı Cevap

Al-Ayn kitabının yazdığına göre "tevki' bir şeyi eklemeye denir"[1] Ama bu sözcük terim olarak Hidayet İmamlarından bize ulaşan yazı ve mektuplara denir.

 Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre teki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Yazılı hadis; sahih, hasan, muvassak ve zaif çeşitlerinden olabilir.[2]

Buna göre, Hz. Mehdi (a.s)'dan bize ulaşan tevki'ler hadis kaynaklarında var olan yazılı rivayetlerdendirler. Bu hadislere güven sağlamanın yolu diğer hadisler e güvenmek için izlenen yolun aynısıdır.

Başka bir ifade ile tevki'ler de diğer rivayetler gibi rivayettirler. Bunların doğruluğunu ve sahih olduklarına nasıl güven sağlanır? Ne yolla uydurma oldukları bilinir?

Bu gibi soruların cevabını bilmek için şu noktaya dikkat etmek gerekir ki her rivayetin bir senedi vardır. Bu senette onu nakleden raviler zinciri yazılmıştır. Yani eğer bir kişi bir hadisi doğrudan Masum'dan duymuşsa, "ben İmam'dan böyle duydum" diye nakleder. Eğer o adam hadisi İmam'dan hadisi duyan bir raviden duymuşsa "ben falanca raviden ve O da Masum İmam'dan duymuştur" diye nakleder. Eğer aradaki vasıtalar çok ise yene bunu sırasıyla zikredeler ve sonunda Masum İmam'ın ismini zikrederlerdi. Bizim elimizde bulunan hadislerin çoğu bu türden yani müsned[3] hadislerdir. Bu da sorunun büyük ölçüde çözümlemektedir. Ama yine de şu soru ortaya çıkar ki senette yer alan ravilerin güvenilir ve doğru insanlar oldukları nasıl bilinir?

Bu sorunun çözümü için rical ilmi meydana gelmiştir. Bu ilim ciddi ve dakik olarak bu sorunu çözümünü üstlenmiştir. Bu ilimde ravilerin her birinin durumu ve güvenirliği incelenmiştir.

Bu ilimle ilgili olarak günümüze kadar Şia'da yazılan en kamil kitap Ayetullah Uzma Hoi'nin Mu'cem Rical'il-Hadis kitabıdır. Elbette bu ilimle ilgili ilk eserler ravilerle aynı asırda yaşayan veya ravilerin yaşadığı asra yakın olan bir dönemde yaşayan kişiler tarafında yazılmıştır. Bunlar Şeyh Tusi gibi meşhur alimlerdir ve bu kişilerin raviler hakkında bunların sözlerine güven hasıl olur.

Buna göre hadis kaynaklarında yer alan rivayetlere güvenmek için o hadis ve rivayetin senedine yeni raviler zincirinin kopuk olmamasına bakmamız gerekir. Eğer bu senetler kopuk olursa o zaman o hadisi senet açısından zayıf sayılır. Bu durumda özel bir takım şartlar dışında (örneğin o hadisi nakleden kişinin kendi kitabında sadece muteber hadislere yer verdiğini bilmemiz veya benzeri karinelerin olması dışında) o hadise güvenemeyiz. Ama o hadisin raviler zinciri masuma varıncaya kadar aralıksız ve kopuksuz olursa bu durumda o silsilede var olan ravilerin hepsi güvenilir kişi olup olmadıkları yönünden araştırılmalıdır. Eğer onların tümünün İmamiye şiası ve adil kişiler oldukları belli olursa bu hadise "sahih hadis" denir. Eğer o ravilerin hepsi yalan konuşmayan kişiler olur ama aralarında mezhebi şia olmayan kişi olursa o zaman o hadise muvassak (güvenilir) hadis denir.[4] Bu iki kısım hadise güvenmeliyiz. Çünkü bütün ravilerinin tanınmış ve güvenilir kişiler oldukları bellidir. Ama senet zincirinde eğer bir kişi bile sika (güvenilir) kişi olmazsa bu hadise zayif hadis denir ve ona güvenemeyiz. Elbette bu açıklama haber-i vahit hakkındadır, yani tevatür haddine ulaşmayan hadisler için geçerlidir ama hadis senet açısından tevatür haddine ulaşırsa yanı rivayetin senetleri yalan konuşma ihtimali mümkün olmayacak derecede çok olursa o zaman senetteki kişileri güvenilir olmak yönünden incelemeye ihtiyaç kalmaz.

Senetleri incelemek ve hadislerin sahih olup olmadıkları hakkında görüş belirtmek herkesin işi değildir. Sadece bu konuyla ilgili ilimlere vakıf olan, ­ gerekli aşamaları kat eden ve rical ilminde mütehassıs olan kişiler bu görevi üstlenirler.

Demek ki ya kendimiz rical ilminde görüş sahibi olmalıyız ya da mütehassıs olan birisine başvurmalıyız ancak bu yolla sahih olan hadisi diğer hadislerden ayırt etmek mümkündür.



[1] Halil b. Ahmed, al-Ayn, c. 3 s. 176

[2] bk Mamkani, Abdullah, Mikbasu'l-hidaye fi ilmid'diraye, c. 1 s. 383, Alu'l-bayt 1. baskı, H. 1411; Mueddeb, Seyyid Rıza, İlmu'l-hadis, Ahsenu'l-hadis yay.

[3] El-Madhal ila ilmi'rical ved'diraye Seyyid Muhammed Kazvini, s. 301 1. baskı, Veliyyiasr (a.s) Muessesei yay. Kum H. 1434

[4] ade s. 199

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23925 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15204 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • “Dinde zorlama yoktur, olgunluk sapıklıktan ayrılmış belli olmuştur” ayetinin anlamının çeşitli tefsirleri dikkate alarak açıklayınız.
    12521 Tefsir 2007/10/25
    Farklı tefsirleri nazara aldığımızda ayetin anlamı ile ilgili beş ana görüş ortaya konulmuştur. Bu görüşler arasında doğru olan görüş şudur ki, ayet genel, kapsamalı ve insani bir anlam taşımaktadır. O da şudur: Din bir inançla ilgili kalbi bir konudur. Bu konuyla ilgili zorlama gerçekleşmesi mümkün değildir. Kul ...
  • Ahbaricileri nasıl cevaplandırmalıyız?
    6636 Eski Kelam İlmi 2012/08/01
    Ahbariciliğin mebnasını iki kısma ayırabiliriz: Birincisi epistemolojiktir. Diğeri dini öğretileri elde etmek için takip edilen yöntem problemidir. Epistemolojik bağlamda ahbariler dini öğretileri elde etmek için kabul gördükleri tek bilgi kaynağı rivayetlerdir. Ahbariler “kütübi arb’ada”; dört kitapta (Şianın rivayetler bazında kabul gördükleri dört kaynak kitap) zikredilen tüm rivayetler ...
  • İlahi meşiyyet ile insanın iradesinin ilişkisi nasıldır?
    10850 Eski Kelam İlmi 2007/11/24
    İnsan, varlığını ve varlığıyla ilgili bütün özelliklerini yüce Allah'tan alan mümkün bir varlıktır. Allah, kendi tekvini iradesi ile onu seçme özgürlüğü ve iradesi olan bir varlık olarak yarattı. Bu ayrıcalığı ile ona diğer varlıklar karşısında üstünlük bağışladı. O halde insan, Allah'ın teşrii iradesine (kanun koyma iradesine) muhatap olan en üstün ...
  • Ehlisünnet arasında değişik şekillerde yaygın olan teravih namazının Ehlibeyt mezhebindeki yeri nedir?
    8227 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/27
    Teravih, Ramazan ayı gecelerinde yatsı namazında sonra kılınan nafile namazlara denir.[1] Ehlisünnet bu namazlara ikinci halifelerinin emriyle başlamış ve onu cemaatle kıla gelmişlerdir.[2] Belirttiğiniz gibi onun rekât sayısı farklıdır.[3] Ama Ehlibeytten gelen rivayetler esasınca, aziz İslam Peygamberi (s.a.a) ...
  • Neden Şia geçici evliliği (muta) caiz bilmektedir?
    27933 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/04/23
    Başlangıçta bu meselenin fıkhi konulardan olduğuna ve özel bir alan ve ortamda ilgili uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Burada kısaca konuları beyan edecek ve konunun detaylarını ayrıntılı cevaba bırakacağız. 1. Geçici evlilik, hiçbir evlilik engeli taşımayan, iki tarafın rızasıyla ve belirli bir zamana kadar belirlenmiş bir ...
  • Şia’nın bakışında sihir nedir? Nasıl iptal edilebilir?
    12586 Tefsir 2011/01/20
     Sihir olağanüstü bir fiil olup bazen bir tür hipnotizma ve hokkabazlıktır ve bazen de sadece ruhsal, hayali ve telkinsel yöne sahiptir. Bazen tanınmamış fiziksel ve kimyasal özelliklerden yararlanarak, bazen bir takım cisim ve unsurlardan istifade ederek ve bazen de şeytanlardan yardım alma yoluyla gerçekleşir. Sihirbazlar sapık ...
  • Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
    14073 فلسفه غرب 2009/12/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bir annenin çocuğuna süt verme süresi ne kadardır?
    8528 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/08
    Bu konuda fakihlerin bazı görüşlerine yer veriyoruz: Fakihlerin çoğuna göre çocuğa süt vermenin en az süresi yirmi bir aydır.[1] Bazılarına göre ise iki yıla kadar süt vermek caiz ve müstehaptır. Bu açıdan baktığımızda fakihlerin çoğunun bu konudaki görüşlerinin arasında fazla bir fark ...

En Çok Okunanlar