Gelişmiş Arama
Ziyaret
10789
Güncellenme Tarihi: 2011/08/14
Soru Özeti
Bazı Hıristiyanlar Hz. İsa'dan (a.s) önce (Hz. İsa dışında) bütün peygamberlerin günah işlediğini, İslam Peygamber'inin bir mucizesi olmadığını ve Kur'an'ın da İncil'in bir kopyası olduğunu söylemektedirler bu söz doğru mu?
Soru
Ben yabancı bir ülkede yaşayan Müslüman bir öğrenciyim, sınıf arkadaşlarımdan biri Hıristiyan'dır. O İslam hakkında bana bazı sorular sormaktadır. O Kur'an-i Kerim'in İncil'in kopyası olduğunu ve içinde yeni bir konu olmadığını iddia ediyor. Onun bu iddiasına nasıl mantıklı bir karşılık verebilirim?
Kısa Cevap

Herkes bir çok iddia da bulunabilir, önemli olan kendi iddiaları hakkındaki delillerini ortaya koymalarıdır. Delilsiz bir iddianın hiçbir değeri yoktur. Kur'an'ın İncil'den bir kopya olduğu konusuna gelince ona sormak gerekir hangi İncilin kopyasıdır. Bugün elimizde bulunan İncilin mi yoksa başka bir İncilin mi? Eğer bugün elimizde bulunan İncil'in kopyası olduğunu iddia ediyorlarsa şunu bilmek gerekir ki Kur'an ve İncillerin muhtevasından haberi olan akıllı hiçbir kimse Kur'an'ın mevcut olan İncillerin bir kopyası olduğunu iddia etmesi düşünülemez. Bu gün kitapları karşılaştırmak çok zor bir iş değildir. Biraz insaflı olmak bu iddianın yalan olduğunu ortaya koymaktadır.

Eğer Kur'an bugün elde bulunmayan asıl İncil'in bir kopyasıdır demek istiyorlarsa o zaman ellerinde bulunan İncillerin tahrife uğradığına ve yalan olduğuna itiraf etmiş olurlar buna göre Kur'an'a iman edip onun hükümleri uyarınca amel etmeleri gerekir.

Diğer yandan bu adamlardan sormak gerekir ki kim Kur'an'ı İncil üzerinden kopya etmiştir. Eğer böyle bir şey olmuşsa bunu Peygamber'in yapmış olması gerekir, oysa tarih ve Kur'an şahitlik etmektedir ki Peygamber kimseden ders almamıştır. Acaba ders okumamış bir kişi nasıl böyle bir işi yapabilir?

Eğer "peygamber Kur'an'ı Hıristiyan bilginlerden sözlü olarak öğrendiğini söylerlerse bunun Kur'an'da işaret edilen müşrikler tarafından ortaya atılan bir şüphe olduğunu söylemek gerekir. Nehl suresinin 103. ayetinde şöyle deniyor:   Şüphesiz, biz onların, "Ona (Peygamber'e) ancak bir beşer öğretiyor." dediklerini biliyoruz.

sonra bu sözün reddi hakkında şöyle buyurmaktadır. Yalanla işaret ettikleri [1] kişinin dili yabancıdır. [2] Bu (Kur'an) ise, apaçık bir Arapçadır. [3]

Buna göre maksat Arapça bilmeyen ve bu dilin gramer ve anlatım gücünden anlamayan bir kişi Kur'an'ı Peygamber'e öğrettiği ise bu tamamen boş ve beyinsizce bir sözdür. Çünkü Arap dilinin lügat bilginlerinin karşısında acizliklerini ortaya koydukları ve Kur'an'ın defalarca ona benzer bir sure getirmeleri konusunda meydan okuduğu böyle bir fesih ve beliğ bir kitabı dil bilmeyen bir yabancının öğretmesi nasıl düşünülebilir?

Eğer Kur'an'ın muhtevasının başkaları tarafından öğretildiği söylenmek isteniyorsa bunun reddi önceki iddiadan daha kolaydır. Çünkü Kur'an'daki anlatım şivesi, Arap edebiyatına vakıf hiçbir kişinin getirmesi mümkün olmayan bir üstünlük ve seçkinliktedir. Bu da gösterir ki bu kitapta öyle bir anlatım tarzı işlenmiştir ki Arapça diline vakıf hiçbir kişi tarafından benzerinin getirilmesi mümkün değildir. Yani bu tarz anlatım insanlara ait değil her türlü eksiklikten uzak olan Yüce Allah'ın işidir. [4]

üstelik Kur'an'da işaret edilen konular çeşitli sebeplere nazaran İncilin bir kopyası olamaz. Çünkü Kur'an'da gelecekte vuku bulacak hadiselerden örneğin Rum İmparatorluğunun İran İmparatorluğuna gelip geleceği gibi konulardan söz edilmiştir. Bu tür bir bilginin İncil'de yer almadığı apaçık ortadadır. Diğer yandan İslam ile Hıristiyanlık arasında bir çok önemli konu hususunda ihtilaf vardır. Örneğin tevhit konusunda İslam şiddetle teslis inancını reddederken Hıristiyanlık bu inancı ısrarla savunmaktadır. Yine İslam Hz. İsa'nın dara çekildiği ve feda olduğu inancını reddetmektedir ancak Hıristiyanlık bu inancı da ısrarla savunmaktadır. Bunlar işte Kur'an'la İncilin arasındaki derin farklardan bazılarıdır.

Buna göre böyle bir iddia temelden batıldır. Bunu iddia edenler eğer delilleri var ise bunu sadakatle ortaya koymalıdırlar.

Daha fazla bilgi için aşağıdaki dizinlere başvurun:

1- Dizin: İncil, Peygamber'in dönemi, soru 12664(site: 2862)

 2- Dizin: Kur'an'da Peygamber'in mucizeleri soru 1414 (site: 2897)

3- Kur'an'ın tahriften uzak oluşu, soru: 5801, (site: 6049)

Dizin: Kur'an nazarında peygamberlerin masumluğu, soru: 1706 (site: 1824)



[1] "Yulhidine" kelimesinin karşılığı olarak "işaret ettikleri" kelimesini kullandık, ilhadın lügat anlamı haktan sapmaktır. Maksat inkarcıların Peygamberi böyle bir suçlamaya tabi tutmaya meyletmeleridir.

[2] Bunu "acemi" kelimesinin karşılığı olarak kullandık. Aslında acemi anlatımında bir sorun olan kişiye denir, ister Arap olsun ister yabancı. Ama Araplar genelde diğer dillerde konuşanlara "acemi" diyorlardı.

[3] Nahl: 103

[4] Nasır Mekarim Şirazi, Tefsir-i numune, c. 11, s. 409; Medrese-i İmam Ali b. Ebitalip, Kum, 1421.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar