Gelişmiş Arama
Ziyaret
101259
Güncellenme Tarihi: 2011/08/21
Soru Özeti
Sadakayı kime ve nasıl vermemiz gerekiyor? Sadakanın en az limiti ne kadardır?
Soru
Nasıl sadaka vermeliyiz (zekât ve humus dışında)? Neye ve kime sadaka vermeliyiz, Sadakanın en az limiti ne kadardır?
Kısa Cevap

İslam’da sadaka vermek müstehap bir ameldir. Sadaka Allah rızası için, fakire minnet etmeden, riyadan uzak bir şekilde ve haram yolda harcanmaması şartıyla verilir. İnsanın yakınları önceliklidir. Gizli bir şekilde yapılması ise daha faziletlidir.

Sadaka temiz ve helal olan mallardan olmalıdır. Miktar olarak da ifrat ve tefrite düşülmeyecek şekilde olmalıdır ve şahsın durumuna bağlıdır. Yani ne sadaka vermekte ihmalkar olacak nede bütün her şeyini sadaka vererek kendisini zor ve muhtaç duruma düşürecek. Sadakanın en az limiti şahsın kendi durumuna bağlıdır hatta bazı rivayetlerde şöyle gelmiştir: sadaka verin hatta bir içim su dahi olsa.

Ayrıntılı Cevap

Giriş:

Kutsal İslam dininde sadakanın değeri ve önemi hakkında birçok tavsiyeleri vardır. Ayet ve hadislerde sadakanın keyfiyeti ve önemi açıklanmıştır.

İslam dinin de iki çeşit sadaka söz konusudur: 1- Farz olan sadaka o da zekâttır.  Kur'an ayetlerinde ve hadislerde miktarı ve nerelerde ve kimlere verileceği beyan olmuştur.[1] 2- Müstehap olan sadakadır. Burada sadece soruda kastedilen müstehap sadakaya değineceğiz.

a)     Sadakanın önemi:

 Hadis ve rivayetlerde geldiği üzere sadakanın fazileti oldukça fazladır ve sadaka vermenin birçok faydası beyan olmuştur. Örneğin: Sadaka rızkın artmasına, hastalıkların şifa bulmasına, cehennem ateşinden uzaklaşmaya, dünyada 70 musibeti ve belayı def etmeğe, ömrün uzamasına ve … vesile olur.[2]

b)    Sadaka vermenin şekli ve içeriği:

 Allah Teâlâ sadaka vermeyi övmüştür, ama sadaka vermenin iki şeklini de yermiştir. Bu sadakalardan biri riya için olandır ve ilk baştan batıldır. Diğeri ise sadaka verildikten sonra minnet ve eziyet etmektir bu da sadakanın sevabını yok eder. Bu iki yöntemin batıl olmasının sebebi şu açıdandır:

"Allah rızası için yapılmamıştır veya Allah rızası için yapılmış olsa bile şahıs halis niyetini koruyamamış, minnet ve eziyetle onu batıl etmiştir.[3]

Diğer bir nokta ise sadaka verme gizli olmasıdır.

 Allahu Teâlâ Kuran’da iki şekil sadaka vermeyi beyan eder: Biri açıktan olan sadaka diğeri ise gizli olan sadaka ve her ikisi de meşru'dur. Bunlardan her birinin değişik eserleri ve neticeleri vardır.

Açıktan olan sadaka halkı iyi bir amele teşvik ve davet etmek ve fakirlerin ve miskinlerin hoşnutluğunun sebebidir. Çünkü halkın içinde şefkatli onların haline acıyan ve mallarını onların sıkıntılarını gidermek için kullanan kişilerin olduğunu görürler. Bunu kıyamet gününde bir azık olsun diye yapıyorlar. Bunlar fakirlerin ümitsiz hallerine bir derman olur ve onları umutlandırır. Fakirlerin; paralıların sadece kendi menfaatleri için çalışmadıklarını bilmelerinin ve bu bakış açısına sahip olmalarının bile birçok olumlu sonucu vardır.

Gizliden sadaka vermenin etkileriyse, insanı riyadan uzak tutar fakirin onurunu, izzetini korur ve fakir küçük düşürüldüğünü hissetmez.

Sonuç olarak diyebiliriz ki açıktan olan sadakanın faydaları daha fazladır. Gizli olan sadaka ise daha halis ve daha temizdir. İhlâs İslam ‘ın temelini oluşturduğu için amel her ne kadar halis olursa fazileti daha fazladır ve bu yüzden Münezzeh olan Allah gizli de verilen sadakanın açıkta verilenden evla oluşunu şöyle buyurur: "Eğer sadakayı gizli verirseniz sizin için daha hayırlıdır.”[4]

İmam Sadık’tan nakledilen bir rivayette İmam şöyle buyurmuştur: “ Allah’ın size vacip kıldığı şeyleri açıktan yapmanız gizlide yapmanızdan daha hayırlıdır ve Allahın size müstehap kıldığı şeyleri ise gizlide yapmanız açıktan yapmanızdan daha hayırlıdır”.[5]

Elbette sadaka verirken de insan mutedil olmaya riayet etmeli yani ne sadaka verirken cimrilik etmeli ne de kendini zor duruma düşürecek şekilde sadaka vermelidir.[6]

c)     Neylerden sadaka verilir:

Neylerden sadaka verileceğine dair Kuran da ve rivayetlerde şöyle buyrulmuştur: temiz olanlardan sadaka verin. Yani temiz ve helal olan ve haram yolla elde edilmemiş mallar ve buna ek olarak da kullanımı olmayan (eski veya çalışmayan veya bozulmuş) mallardan verilmemeye çalışılmalıdır. Çünkü sadaka Allah’ın rızasını kazanmak için verilir, bir tarafı fakirler ve yoksullardır diğer tarafı ise Allah'tır. Eğer bu noktalara riayet edilmese hem Allah’a saygısızlık olur hem de yoksullar tahkir edilmiş olur.[7]

d)    Kimlere sadaka verebiliriz?

Yaşlı ve zengin olan “Amr b Cumuh”, Peygamber (s.a.a.)’a şöyle sordu: Neylerden ve kimlere sadaka verelim? Ayet nazil olup şöyle buyurdu “Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Harcayacağınız her türlü mal, ana baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalanlar için olmalıdır. Şüphesiz, Allah yapacağınız her iyiliği bilir.".[8]

Açıktır ki bu yerlerin adlarıyla zikredilmesi açık bir ölçüdür ama sadece bunlarla sınırlı değildir verilebilecek eşyalar ve infak edilebilecek insanların dairesi daha geniştir.

Buna binaen infak edilecek yerlerin geniş olmasıyla birlikte önceliklerde vardır. Malumdur ki anne, baba, daha sonra akrabalardan fakir olanlar bu konuda önceliklidirler. Onlardan sonra ihtiyaç sahipleri gelir ki aslında zati olarak fakir değildirler ama bir sorun sebebiyle mesela: yolculukta erzakı yada parası bittiği için muhtaç olmuştur ve bunları da kapsar.[9]

Bunlara ek olarak sadakanın en az limiti şahsın kendi durumuna bağlıdır bazı rivayetlerde bir içim su dahi, sadaka olarak beyan edilmiştir.[10]

Sonuç:

Ayet ve rivayetlerde belirtildiği üzere sadaka vermek çok değerli bir ameldir ama sadaka veren kişi bu işi sadece Allah’ın rızası için yapmalıdır. Dikkatli olmalıdır, minnet ve eziyet ederek sadakanın sevabını yok etmemelidir. Miktar olarak ise şahsın gücü yettiğince sadaka vermesi yeterlidir ve sadakanın verilmesinde öncelik yakınlara verilemelidir.



[1] Tevbe:60.

[2] Hur Amili, Vesail-uş Şia, 6.c,257.s.

[3] Tabatabayi, Seyit Muhammet Hüseyin, El-Mizan, 2.c,601.s.

[4] Aynısı, 2.c, 610.s.

[5] Kuleyni, Furu'l-Kafi,c. 1.s.7.

[6] Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, c. 2 s. 130.

[7] Daver penah, Ebulfazl, Envaru'l-Mearif fi tefsiri'l-Kuran, 4.c,500.s.

[8] Bakar:215.

[9] Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Numune, c. 2, s. 104.

[10] Tayyip, Abdul Huseyin, Tefsiri Atyabu'l-Beyan, c. 1, s. 230

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17011 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    5973 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Hangi ameller insanı güzel ve nuranî kılar?
    11448 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik zahirî güzellik ve batınî güzellik diye iki kısma ayrılır. Muteber ve mütevatir rivayetler açısından insanın batınî güzelliğini sağlayan bazı etkenler sabır, tahammül, vakar, sükûnet, takva ve sakınmadan ibarettir. Aynı şekilde rivayetlerde insan yüzünün nuraniyet ve güzelliğini sağlayan birçok amil zikredilmiştir. Abdest, az ...
  • İnsan olağan üstü işler yapabilir mi? Bu tür işleri yapmanın faydası nedir?
    10290 Teorik İrfan 2009/09/07
    Sizin işaret ettiğiniz şey, insanın ruhi güç kazanmasının sayesinde gerçekleşir; bu ruhi güç bazen dinin emirlerine uyarak ve şer’i riyazetler çekerek kazanılır; yani insan Allah’a yakınlaşarak İsm-i A’zama sahip olur. Bu güç sayesinde maddi alem üzerinde etkili olabilir ve iradesiyle bir takım işler yapar. Ancak bazen de ...
  • Musa (a.s.) Kısasının Kuranda Tekrar Edilmesinin hikmeti nedir?
    10556 Tefsir 2015/05/20
    Hazreti Musa’nın (a.s.) kur’anı kerimde tekrar edilmesinin hikmeti için hatırlatmalıyız; evvelen; Anlamsız ve lağviyete (boş) neden olacak kâmilen bir tekrar söz konusu değildir. Belki her surede, o surede zikir edilenin muhteva ve içeriğe uygun olan kıssanın kısmına işaret edilmiştir. Saniyen; kuranı kerimde hazreti Musa’nın (a.s.) hayatının diğer ...
  • Acaba humsu ve seyitlere ait olan hakkı taklit merciinin izni olmadan ödemek caiz mi?
    8976 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6091 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Ziyaret-i Aşura’da ki ‘Beri’tu ilellah ve ileykum minhum’ (Önce Allah’a sonra size onlardan dolayı beri oluyorum) cümlesinde Allah’a ve masumlara beri olmak ne demektir?
    6433 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Beraet lügatte birinden veya bir şeyden ayrılmak, uzaklaşmak manasına gelmektedir. Bu manalar eğer ‘İla’ ile birlikte olmazsa beraet için kullanılır. Ama ‘İla’ ile birlikte olursa bizarlık manasının yanı sıra sığınma manası da vermektedir. Buna göre ziyaretteki sığınma cümlesinin manası şöyle olur: Hak Teala’ya ve siz Ehl-i Beyt’e (a.s) ...
  • Peygamber (s.a.a) ve İmamların (a.s) cariye ve kölelere sahip olmaları kölelik sistemini benimsemek değil midir?
    19729 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    Kölelerle evlenme, onlarla mahrem olma, mukatebe (kölelerin özgürlük anlaşması) vs. hükümlerin Kur’an’da gelmesi Peygamber (s.a.a)’in zamanında köleliğin olduğunu ispat etmektedir, ama belirtmek gerekir ki, İslam’ın köleleri azat etmek için çok kapsamlı projeleri vardır. Bu projenin neticesinde bütün köleler zamanla özgürlüklerine kavuşmuşlardırlar. ...
  • Derslerimin Cuma namazına denk gelmesi nedeniyle Cuma namazını kılamamaktayım. Bunu telafi etmek için ne yapmalıyım?
    9607 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/11/17
    Değerli kullanıcı! İmam Zaman’ın (a.c.f) gıyabı döneminde Cuma namazı taklit mercilerinin çoğunluğunun fetvasına göre seçimli bir farzdır; yani yükümlü Cuma gününde şartlar mevcut ise Cuma namazını veya öğle namazını kılmada özgürdür. O halde eğer bir kimse Cuma namazını kılarsa, öğle namazını kılmasına gerek kalmaz. Elbette ...

En Çok Okunanlar