Gelişmiş Arama
Ziyaret
6175
Güncellenme Tarihi: 2018/01/24
Soru Özeti
Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
Soru
Neden esir düşmüş evli kadınlar eşleri oldukları halde savaşta esir düşmüşselerse savaşcılara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
Kısa Cevap
Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir.
Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle evli olan kafir bir kadın Müslümanların elinde esir düşmüş ise kadın esir düşmesiyle birlikte memluk olduğu için önceki eşiyle olan evliliği batıl olur.[1] Bu kölenin sahibi kadın iddet süresini doldurduktan sonra onunla birlikte olabilir veya sahibinin izniyle başka başka birisiyle evlilik yapabilir.
Elbette tekrar vurgulamak isteriz bu hüküm sadece kafir kadınlar hakkındadır. Milleti müslüman olan iki taraf arasındaki savaşta bu hüküm cari olmaz. Hatta savaşın taraflarından biri zalim ve işgalci olsa bile.
Esir kadınlarla cinsel ilişkinin helalliğinin felsefesi ve delili hakkında şunu söyleyebiliriz:  Esir kadınların helal olması o dönemin toplumsal gerçeklerinden biriydi. Zira bu kadınların bu halde serbest bırakılmaları düşman cephesinin takviyetine yol açmaktaydı. Zindana atılmaları ve hapsedilmeleri doğru bir yöntem değildi. Cinsel isteklerini doyurma haklarını görmezden gelip onları tarlalarda ve madenlerde çalıştırmak tehlikeli sonuçlar doğurabilir ve aralarında fesadın yayılmasına yol açabilirdi. Diğer bir taraftan toplumda toplumun bir parçası olmadan yaşayan büyük bir çoğunluk oldukca olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Ezcümle soysuz bir nesil ortya çıkmasına yol açabilir. Bütün bunların ötesinde bu kadınların bu şekilde ortada kalmaları toplumsal değerlerin ve inançların karşısında bir yapı oluşturur. Daha açık söyleyecek olursak; bu halde bu insanlar düşmanın düşüncesel ve fikri temsilcilerine dönüşerek bu toplumun kabul görmüş değerleriyle uyuşmayan bir topluluğun ortaya çıkmasına yol açacaktır. İslam dini bu kadınlarla evlilik ilişkisine belirli şartlar altınta resmiyet tanıyarak islam toplumunda doğa bilecek bütün olumsuzlukları ortadan kaldırmıştır. Bu kadınlar İslam toplumununa uyum sağlamalarıyla hem topluma kazandırılmış, hemde toplum olumsuz etkilerinden korunmuş olur.[2]
 
 

[1] Amuli, Beha'uddin, Muhammed bin. Hüseyin ve Savici, Nizam bin Hüseyin, Cami Abbasi, 671.s, defter intişarat İslami, Kum, 1.bk, 1429.
[2] 1076 (site: 2541) nolu soru cevaptan istifade edilmiştir.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar