Gelişmiş Arama
Ziyaret
8186
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
“Ben Ebubekir ve Ömer’in men ettiği bir şeyi geri vermekten hayâ ederim” diye Hz. Ali’den (a.s) nakledilen Fedek hakkındaki bu hadis muteber midir?
Soru
Seyid Mürteza Alemü’l-Hüda’nın yazdığı Şafi kitabında Hz. Ali’nin (a.s) “ben Ebubekir ve Ömer’in men ettiği bir şeyi geri vermekten hayâ ederim” diye Fedek hakkında buyurduğu bir rivayet mevcut mudur? Lütfen Fedek hakkında Ehli Sünnet kaynaklarından istifade ederek kâmil bir açıklamada bulunur musunuz?
Kısa Cevap

Eş-Şafi kitabının dördüncü cildinin yetmiş altıncı sayfasında İmam Ali’ni Fedek’i geri vermesi hakkında şöyle bir rivayet nakledilmiştir: “Ben Ebubekir ve Ömer’in men ettiği bir şeyi geri vermekten hayâ ederim.” Okuyucu bu sayfalarda bu rivayeti okurken onun Seyid Mürteza’nın sözlerinden olduğunu sanmaktadır. Ama eş-Şafi kitabının el-Muğni’deki Kadı Abdülcebbar’ın görüşlerini reddetmek için yazıldığını hatırlatmak gerekir. O halde bu rivayetin Kadı Abdülcebbar’ın sözlerinden olduğu kesindir. Merhum Seyid Mürteza eş-Şafi kitabının dördüncü cildinin yüz dördüncü sayfasında kısa olarak yetmiş altıncı sayfada nakledilen bu rivayete cevap vermektedir. Kendisinin cevap verme eyleminden, bu rivayeti yetmiş altıncı sayfada Abdülcebbar’ın “el-Muğni” kitabından nakletmiş olduğu iyice ve açıkça anlaşılmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Siz Fedek hakkında 3425. Soru’da (Site: 4214) detaylı bilgiler elde edebilirsiniz. Ama burada incelenmesi gereken şey, Seyid Mürteza Alemü’l-Hüda’ya isnat edilen husustur. Alemü’l-Hüda olarak meşhur olan Seyid Mürteza, İmamiye’nin en büyük âlim, bilgin ve mütekellimlerindendir. Seyid Mürteza’nın önem verdiği hususlardan biri de inançsal mesele ve şüphelere cevap vermekti. Ehli Sünnet kategorisindeki Mutezile mezhebinin büyük âlimlerinden olan Kadı Abdülcebbar “el-Muğni” adında bir kitap yazar. Bu kitapta İmamiye’nin görüşlerini çürütmeğe değin büyük bir çaba sarf eder. Seyid Mürteza ona karşılık olarak “eş-Şafi Fi İmamiye” kitabını yazar ve Kadı Abdülcebbar’ın vehim ve kuruntularını çürütmeyi iyice başarır. Ehli Sünnete mensup Ebu’l-Hasan Basri adında bir başka şahıs, Seyid Mürteza’nın eş-Şafi kitabına bir eleştiri yazar.[1] Seyid Mürteza, Merasim kitabının yazarı “Salar b. Abdülaziz” adındaki değerli bir öğrencisine Ebu’l-Hasan Basri’nin sorularına cevap verecek bir kitap yazmasını emreder. Salar, Ebi’l-Hasan’a cevap mahiyetinde “er-Red Âla Ebi’l-Hasan Basri Fi Nakzihi Kitabı’ş-Şafi Fi’l-İmame” adında bir kitap yazar.[2] Merhum Muhammed Cevad Muğniye eş-Şafi kitabı hakkındaki açıklamada şöyle yazar: (Bu kitabın tüm güzellik ve şahsına münhasır özelliklerine rağmen) Maalesef bu kitabın kaynakları iyi bir şekilde çıkarılmamış ve basılmamıştır. Bu kitabın bapları bazı yerlerde sırayla belirtilmemiştir. Yaklaşık bin sayfalık olan bu büyük kitabın başında bismillah ve sonunda da dua olmasaydı, başı ve sonu bile belli olmazdı. Sanki bir şahsın sözleriymiş gibi veya bir tür ipten örülmüş bir elbiseyi andırırcasına Abdülcebbar ile Şerif Mürteza’nın sözleri birbiriyle karışmış ve terkip olmuştur.[3] Merhum Muğniye’nin açıklamalarından da anlaşıldığı üzere, Kadı Abdülcebbar ve Seyid Mürteza’nın reddiyesi birbiriyle karışmış ve hatta bazen Seyid’in sözlerini Kadı’nın sözlerinden ayırmak sorun doğurmaktadır.

İddia Edilen Rivayet

Eş-Şafi kitabının dördüncü cildinin yetmiş altıncı sayfasında İmam Ali’ni Fedek’i geri vermesi hakkında şöyle bir rivayet nakledilmiştir: “Ben Ebubekir ve Ömer’in men ettiği bir şeyi geri vermekten hayâ ederim.” Okuyucu bu sayfalarda bu rivayeti okurken onun Seyid Mürteza’nın sözlerinden olduğunu sanmaktadır. Ama belirtildiği gibi eş-Şafi kitabı el-Muğni’deki Kadı Abdülcebbar’ın görüşlerini reddetmek için yazılmıştır. O halde bu rivayetin Kadı Abdülcebbar’ın sözlerinden olduğu kesindir. Bu iddianın karine ve delilleri sayılan birkaç husus mevcuttur ve biz onlara işaret edeceğiz:

1. Bir İmamiye mütekellimi ve âlimi olarak Seyid Mürteza’nın Fedek hakkındaki savunma ve delilleri bu kitapta ve kendisinin diğer kitaplarında açıkça belirtilmiştir. Bu rivayetin naklinin kendisine ait olmadığı hususu kuşkuya yer bırakmamaktadır. Hatta onu reddetmeye çabalamıştır.

2. Bu kitabın düzenleniş şekli, bazı bölümlerde Seyid ve Kadı’nın sözlerini tam olarak birbirinden ayırt etmeye izin vermemektedir. Bu konu da hataya sebep olmuştur.

3. Enteresan olan, bu rivayetin Şia’nın hiçbir hadis kitabında ve Ehli Sünnetin hadis külliyatında bulunmayışıdır. Bu husus söz konusu rivayetin uydurulmuş olduğunu iyice göstermektedir. O halde eğer bir şey mevcut olsaydı, Ehli Sünnet kitaplarında (zayıf bir hadis sıfatıyla olsa bile) nakledilirdi. Elbette, bu hadisin benzeri Ehli Sünnet kitaplarında ikinci halife Ömer’e isnat edilmiştir.[4] 

4. Merhum Seyid Mürteza eş-Şafi kitabının dördüncü cildinin yüz dördüncü sayfasında kısa olarak yetmiş altıncı sayfada nakledilen bu rivayete cevap vermektedir. Kendisinin cevap verme eyleminden, bu rivayeti yetmiş altıncı sayfada Abdülcebbar’ın “el-Muğni” kitabından nakletmiş olduğu iyice ve açıkça anlaşılmaktadır. Seyid Mürteza şöyle demektedir: Müminlerin Önderinin (a.s) hilafete ulaştığı zaman Fedek ile uğraşmadığı ve onu terk ettiğine dair belirtilenlere cevap olarak kendisinin sözü edilen dönemde ciddi bir takiye içinde olduğunu söylüyoruz (eğer bu konuyu dile getirseydi kesinlikle halk tarafından reddedilecekti).[5] Bütün bu karine ve delillerden hareketle, kendisinin rivayet olduğu iddia edilen bu sözü nakletmedeki amacının onu reddetmekten başka bir şey olmadığı anlaşılabilmektedir. Bu rivayeti farz olarak kabul etmiş olsa bile, Hz. Ali (a.s) zamanındaki takiye sebep ve şartlarına işaret etmiş ve bu rivayete reddiye yazmıştır.      



[1] Tahrani, Şeyh Ağa Bozorg, ez-Zerie İla Tesanifi’ş-Şia, c. 10, s. 180, Neşr-i İsmailiyan, Kum, 1408.

[2] a.g.e.

[3] Seyid Mürteza Alemü’l-Hüda, Ali b. el-Hüseyin, eş-Şafi Fi’l-İmamet, Mukaddime-i Şafi, c. 3, s. 19, Neşr-i Merkez-i Ebhas-ı Akaidiye, Bi Ca, Bi Ta.

[4] el-Kabançi, Seyid Sadruddin, Tarihu’t-Teşeyyü el-Fikri Ve’s-Siyasi, s. 176, Naşir: Merkez-i Ebhas-ı Akaidiye; Beyhaki, Ahmed b. el-Hüseyin, es-Sünenü’s-Suğra, c. 2, s. 184, "و أخبرنا أبو عبد الله الحافظ ، ثنا أبو العباس محمد بن یعقوب، ثنا یحیى بن أبی طالب، نا یزید بن هارون، نا عاصم الأحول، عن الشعبی، قال: سئل أبوبکر عن الکلالة؟ فقال: « إنی سأقول فیها برأی فإن یکن صوابا فمن الله، و إن یکن خطأ فمنی و من الشیطان: أراه ما خلا الولد والوالد. فلما استخلف عمر قال: إنی لأستحی الله أن أرد شیئا قاله أبو بکر»

[5] Eş-Şafi, c. 4, s. 104.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Tevrat ve İncil’de beş ferdin isimleri zikredilmiş midir?
    27447 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    Bazı hadislere göre Peygamber-i Ekrem (s.a.a), İmam Ali (a.s), Hz. Zehra (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin’den (a.s) ibaret olan aba ehli beş ferdin isimleri İncil ve Tevrat’ta zikredilmiştir. Bu cümleden olmak üzere İmam Rıza’nın (a.s) Caslik (kilise önderlerinden bir fert) ve Rasu’l-Calut (Yahudilerin önderi) ...
  • Kartlar, kumar aletlerinden midir?
    6176 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Sorunuz taklit mercilerinin bürolarına gönderildi ve aşağıda şimdiye kadar elimize ulaşan cevapları yayınlıyoruz.Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu: Kartlar örfte kumar aletlerinden sayılmaktadır ve onunla oynamak her halükarda hatta bahis şartı olmazsa bile haramdır. Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin ...
  • Din neden siyasete müdahale eder?
    12471 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Dinin siyasetten ayrı olduğu görüşü, insanın değişik hayat alanlarında dinin rolünü silme ve minimum dereceye indirmeyi savunur. Bu görüş esasınca insan akıl ve bilim aracılığıyla kültür, siyaset, hukuk, ekonomi, iletişim, adap ve birlikte yaşam kanunlarını öğrenip yasalaştırabilir ve hayatı idare etmede dinin müdahale etmesine bir gerek yoktur. ...
  • Hz. Adem (a.s)’ın çocukları kimlerle evlendiler?
    51967 Kur’anî İlimler 2010/03/07
    Hz. Adem (a.s)’ın çocuklarının evlenmesi konusunda İslam alimleri arasında iki görüş vardır: 1-     O zamanlar Allah tarafından kız ve oğlan ...
  • Rad suresinin 31. Ayetin “Kendisiyle dağların yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı, ya da ölülerin konuşturulacağı bir Kur’an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir yalnız Allah’ındır” açıklaması nasıldır benim için açıklar mısınız?
    11568 Tefsir 2012/02/15
    Şu ayetten “kendisiyle dağların yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı, ya da ölülerin konuşturulacağı bir Kur’an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir yalnız Allah’ındır” maksadın ne olduğu konusunda müfessirler tarafından iki görüş ortaya atılmıştır:1-
  • Musa Mubarka’nın yaşamı hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
    6954 تاريخ بزرگان 2010/12/28
    Ebu Cafer Musa Mubarka’, İmam Muhammed Cevad b. Ali Rıza b. Musa b. Cafer’in (a.s) oğludur. O, h.k. 296 yılının rebiü’s sani’ ayında vefat etmiştir.[1]Umdet-ut Talib kitabında onun hakkında şöyle yazılıdır: O, İmam ...
  • Oruç insan üzerinde ne gibi eğitici eserler bırakır?
    7212 Pratik Ahlak 2012/05/12
    Oruç, nefsin tehzip (ruhi temizlik) ve tezkiyesi için bir çeşit alıştırma ve insanın kendi nefsine tasallutunun tahakkuku için uygun bir yöntem ve nefsanî heveslerle mücadeledir. Oruç, ferdi ve içtimai iki boyutta olmak üzere, insanın bedensel boyutta bıraktığı eserlerin yanı sıra insanın ruhi boyutunda da eğitici ...
  • Acaba Allame Meclisi Safeviye hükümetinin övücüsü müydü? Yoksa dinin tebliğcisi miydi?
    8163 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Şia âlimlerinin Safeviye hâkimleri ya da diğer yöneticilerle işbirliği içinde olmaları bu hâkimlere meşruiyet vermek veya onları teyit etmek cihetiyle değil, Şia Mezhebi ve Şia camiası için son derece olumlu faydaları olan toplumsal ve dini maslahatları dikkate almaları cihetiyledir.Allame Meclisinin siyasi kimliği ve siyasi faaliyetlerine yapılan eleştiriler onun Safevi ...
  • İnsanın bilgisi nispî midir yoksa mutlak mıdır?
    7603 Yeni Kelam İlmi 2011/08/17
    Göründüğü kadarıyla nispî bilgi ve mutlak bilgi hakkında hissî ve tecrübî örnekler ile aklî örnekler arasına fark koymamız gerekmektedir; zira hissî ve tecrübî örneklerde bilgimizin nispî ve sadece özel hususların tecrübe edilmiş olması mümkündür. Bazı hususlarda his ve tecrübenin hata yapması muhtemeldir. Ama aklî hususlar böyle değildir; zira aklî ...
  • Ebu Süfyan zorlamayla mı Müslüman oldu?
    7411 Tarih 2014/05/28
    Hiçbir muteber tarihi kaynakta Mekke fethinden önce Ebu Süfyan’ın Müslüman olması nakledilmemiştir. Ancak Ebu Süfyan önderliğindeki Kureyş kâfirlerinin merkezi karargâhı ve siyasi başkentinin düşmesinden sonra o ve kendisi gibi düşünenler Müslüman olduklarını ilan etmişlerdir. Doğal olarak bu, onların Müslümanlığının bir tür mecburiyetten kaynaklandığına delalet etmektedir. Kendilerinin sonraki ...

En Çok Okunanlar