Please Wait
9033
Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu söz konusu şahsın siyasal ve toplumsal aktivitelerde hata ve yanlış yapmadığı anlamına gelmez. Kur’an Peygamberin bazı eşlerini kendisine muhalefet yapmaları ve onun sırlarını ifşa etmeleri nedeniyle ikaz etmiş ve boşanmayla tehdit etmiştir.
Bu soruya cevap verirken birkaç noktayı açıklamak gerekmektedir:
1. Peygamberin eşlerinin müminlerin annesinin olmasının manası: Ahzab suresinin altıncı ayetinde Yüce Allah müminlere şöyle hitap etmektedir: “Peygamber, müminlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de müminlerin analarıdır.” Bu ayet Peygamberin eşleriyle evlenmenin haram olduğunu beyan etmektedir. Bir başka Kur’an ayetinde de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın Resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.”[1] Bu ayet bundan fazla bir şeye delalet etmemektedir.[2]
2. Kur’an’da Peygamberin (s.a.a) eşlerinin temiz olduklarının ilanı: Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayetinin sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgili olduğunu ve Peygamberin eşlerini kapsamadığını belirtmeliyiz. Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için şu adrese müracaat ediniz:
İndeks: Tathir Ayeti, Soru: 1504 (Site: 1557).
Kur’an’ın iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) Peygamberin eşlerinin temiz olduğuna tanıklık etmesi şu şekilde gerçekleşmiştir: Hz. Peygamberin savaşlarının birinde onun eşlerinden biri (Ehli Sünnetin bazı rivayetlerine göre Ayşe ve diğer bazı rivayetlerine göre de Mariya Kıbtiye)[3] de bulunmaktaydı. Bir takım nedenlerden dolayı Hz. Peygamberin eşi dönmekte olan kafileden uzak kalır. Medine münafıkları bu konudan haberdar olunca, Hz. Peygamberin haysiyetini zedelemek için kendisinin eşine iffet karşıtı bir amelde bulunma iftirasını attılar. Yüce Allah Hz. Peygamberi savunmak için bu iftirayı reddetmiş ve Hz. Peygamberin eşinin bu iftiradan arı olduğunu vurgulamıştır.[4] Bu ayette söz konusu kadının ve Hz. Peygamberin diğer eşlerinin iffet karşıtı meselelerden arı oldukları açıklanmıştır. Kur’an’ın bu açık vurgusu sadece Hz. Peygamberin eşlerinin temiz ve arı olduklarını savunmamakta, yanı sıra aziz Peygamberin (s.a.a) haysiyetini ve nübüvveti de savunmaktadır; zira böyle bir haksız iftira peygamberlik konusunda bir engeldir. Ama Kur’an’ın bu açıklaması, Hz. Peygamberin eşlerinin her türlü hata, yanlış ve unutmadan korunduğu (masumların korunması gibi) anlamına gelmez. Çünkü Kur’an hata işlemiş ve Hz. Peygamberin bazı sırlarını ifşa eden kendisinin iki eşinden tövbe etmelerini istemiş ve şöyle buyurmuştur: “(Ey peygamber’in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah’a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih müminler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar. Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, Müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.”[5] Şia ve Ehli Sünnetin tefsirlerinin tümüne göre bu iki kadın (sırasıyla sırrı söyleyen ve duyan) Hafsa ve Ayşe idi.[6] Bu ayetlerde bu iki kadının Hz. Peygamberin (s.a.a) isteğine muhalefet etmesi ve onların Peygamber tarafından boşanabileceğine yönelik Allah’ın tehdidinden açık olarak söz edilmektedir. Peygambere muhalefet ederek büyük bir hataya duçar olmaları göz önünde bulundurulduğunda, onun vefat etmesinden sonra bu hataların onlar tarafından yapılma olasılığı yok mudur? Bunların imamet ve velayete karşı muhalefetleri nübüvvete muhalefet etmelerinden daha mı acayiptir? Tüm İslam mezhepleri, Osman’ın öldürülmesinden sonra kesinlikle İmam Ali’nin (a.s) Allah Resulü’nün dördüncü halifesi olduğu ve ona itaat etmenin herkes için farz olduğu noktasında hemfikirdir. O halde İmam Ali’ye karşı ayaklanmak, kesinlikle Peygambere (s.a.a) karşı ayaklanmak sayılmaktadır. Buna ek olarak Kur’an’da Peygamberin (s.a.a) eşlerinden evlerinde oturmaları ve takvalı olmaları istenmiştir.[7] Müslümanların önderine karşı yapılan açık bir savaş ve ayaklanmaya katılmak Kur’an’ın bu ayetine uymakta mıdır yoksa karşı gelmek midir?!
Cemel savaşının nedenlerini şu adresten öğrenebilirsiniz:
Soru: 158 (Site: 1250).
[1] Ahzab, 53.
[2] Ehli Sünnetin birçok tefsiri, Peygamber eşlerinin müminlerin annesi olmasının onlarla evliliğin haram olduğu ve onlara büyük saygı duyma anlamına geldiğini belirtmiştir. Bkz: Cesas, Ahmed b. Ali, Ahkamu’l-Kur’an, c. 5, s. 225, Daru’l-İhya, Beyrut, 1405; Beyzavi, Abdullah b. Amr, Envaru’l-Tenzil Ve Esraruru’t-Tevil, c. 4, s. 225, Daru’l-İhyai’t-Turas, Beyrut, 1405; Endülüsi, Ebu Hayan, El-Behru’l-Muhit Fi’t-Tefsir, c. 8, s. 454, Daru’l-Fikir, Beyrut, 1404.
[3] Tefsir-i Kumi, c. 2, s. 99.
[4] Nur, 11.
[5] Tahrim, 4 ve 5.
[6] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tercüme-i el-Mizan, c. 19, s. 555, Camia-i Müderrisin-i Havza-i İlmiye-i Kum, Kum, 1374 ş; Fethu’l-Kadir, c. 5, s. 298; Envaru’t-Tenzil, c. 5, s. 224; el-Bahru’l-Muhit Fi’t-Tefsir, c. 10, s. 210.
[7] Ahzab, 33.