Gelişmiş Arama
Ziyaret
13844
Güncellenme Tarihi: 2010/02/01
Soru Özeti
Anne ve babanın emir ve yasakları birbiriyle çakışırsa evladın görevi nedir?
Soru
Anne evladına bir şeyi yapmayı emrederken babada aynı şeyin tersini emrediyor. Bu durumda o evladın görevi nedir?
Kısa Cevap

Kur’an’da tevhide davet ve şirkten sakındırmadan sonra anne babaya saygı emredilmiştir. Onlar birbirlerinin tersi olan emirler verirse ve evlat her iki isteği yerine getiremezse bu konuda iki grup rivayet vardır. Bir grupta anneye iyilik ve ihsana öncelik tanınmış, diğer grup da evladın üzerinde en büyük hakkın babaya ait olduğu belirtilmiştir. İşte burada iki grup rivayet arasında şöyle bir uzlaşma sağlayabiliriz: Bakire kızın evliliği vb. gibi babanın kesin velayeti olduğu yerlerde ve babanın kesin bir emri söz konusu olduğu konularda velayet sahibinin sözü önceliklidir. Böyle olmayan yerlerde annenin isteklerine önem verilir.

Ayrıntılı Cevap

Allah-u Teala Kur’an-ı Kerim’de insanları şirkten sakındırtıktan sonra anne ve babaya iyilik etmeyi emretmiştir. Allame Tabatabai diyor ki:

‘Tevhidden sonra en büyük ilahi vaciplerden biri anne babaya iyiliktir.[1] İhsan ve iyilik yapmakta mü’min anne babayla kafirin arasında fark yoktur. Zira Kur’an herhangi bir kayıt getirmeden ‘Anne ve babaya ihsan edin.’[2] diye buyurmaktadır.

 

Sorunuzun cevabına gelince:

a) Anne ve baba günah ve haram bir işe emrederlerse, bu durumda onlara itaat etmek vacip değildir. Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor: ‘İnsana, baba ve annesine iyi davranmasını tavsiye ettik. Eğer onlar, seni hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşmaya zorlarsa onlara itaat etme.’[3]

İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘ilahi günahı işlemekte yaratılmışlara (Kim olurlarsa olsunlar) itaat etmek kabullenilemez.’[4]

Bir başka hadiste ‘Babanın hakkı şudur ki, evladı ona, Allah’a karşı günah işlemenin dışında itaat etmesidir.’[5] diye buyurmaktadır.

İmam Rıza (a.s)’da şöyle buyuruyor: ‘Müşrik de olsalar anne ve babaya iyilik etmek vaciptir. Ama Allah’a isyanı emrederlerse itaat edilmez.’[6]

Bunun dışında, yani müstehap, mekruh ve mubahlarda onlara itaat gereklidir. Bu yüzden fakihler buyurmuşlardır ki:

1-             Anne ve baba çocuğunu müstehap oruçtan men ederlerse vacip ihtiyata göre oruç tutmamalıdır. Yine müstehap oruç anne ve babanın eziyet çekmesine neden olacaksa tutmamalı, tutarsa yemelidir.[7]

2-             Anne veya baba çocuğuna namazı cemaatle kılmasının emrederse, anne ve babaya itaat vacip olduğu için vacip ihtiyat gereği namazı cemaatle kılmalı ve müstehap kastı yapmalıdır.[8]

3-             İlk vakitte namaz kılmak müstehaptır, ama baba çocuğunu müstehap veya mubah başka bir işe emrederse onlara itaat etmek gerekir ve ilk vakitte namaz kılmaktan önceliklidir.[9]

b) Bazen ebeveynlerden biri çocuğunu dine uygun bir şeye, diğeri de günaha emrederse bu durumda dine uygun olanı yapmalıdır.

c) Bazen ebeveyn insandan mubah bir iş ister, ama biri onun yapılmasını, diğeri de yapılmamasını emreder. Bu durumda, bakire kızın evliliği vb. gibi babanın velayetinin olduğu yerlerde velayet sahibinin sözü önceliklidir.[10] Ama ebeveynden her hangi birinin velayetinin söz konusu olmadığı yerlerde rivayetler iki gruptur. Bir taraftan dini kaynaklarda Resul-u Ekrem (s.a.a)’den rivayet edilen şu hadis var: Bir gün adamın biri Onun (s.a.a) huzuruna gelerek ‘Kime iyilik yapayım’ diye sorduğunda ‘Annene’ diye buyurdu. Adam yeniden sorduğunda ‘Annene’ diye buyurdu, adam üçüncü kez sorduğunda Allah Resulü (s.a.a) yine ‘Annene’ diye buyurdu. Adam dördüncü kere bir daha sorduğunda bu sefer ‘Babana’ diye buyurdular.[11]

 

Diğer taraftan bazı rivayetlerde şöyle gelmiştir: Allah Resulünden (s.a.a) ‘İnsanın boynuna gelen en büyük hak kimindir?’ diye sorulduğunda ‘Babanın hakkı diye.’ buyurdu.[12]

Veya bir başka rivayette buyuruyor: ‘Sen ve sahip olduğun bütün malın babanındır.’[13]

Bu rivayetlerden nasıl bir netice alınabilir? Bu iki grup rivayetleri nasıl cem edebiliriz? Bu konuda şöyle diyebiliriz: Ebevyne itaatin vacip olması konusunda,[14] günaha emir ve vaciplere engel olmanın dışında kısmen icma vardır. Dini kaynaklardan böyle yerlerde çocuk daha çok annesini kırmamaya özen gösterirse daha iyi olur.[15]

 

Delillerimiz şunlardır:

 

1-             Daha öncede belirtildiği gibi Allah Resulü (s.a.a) üç defa anneye iyilik yapmayı, dördüncü kerede babaya iyilik yapılmasını buyurmuştur.

2-             Her ne kadar bir rivayet babanın hakkının en büyük hak olduğunu söylüyorsa da başka rivayetlerden annenin hakkının büyük olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin Allah Resulünden (s.a.a) ‘Babanın hakkı nedir? diye sorulduğunda ‘Yaşadığı sürece ona itaat etmendir.’ diye buyurdu. ‘Annenin hakkı nedir’ diye sorulduğunda da ‘Heyhat, heyhat! Çöldeki kum taneleri ve yağmurun damlaları kadar annenin hizmetinde olsan yinede onun karnında olduğun bir günün karşılığı olamaz.’ diye buyurdu.[16]

3-             Annenin ruhsal yapısı daha hassas olduğundan daha fazla sevgi istemektedir. Annenin sözünün öncelikli olması böyle yerlerde tekvine daha uygundur.

Kısacası, unutulmaması gereken şey şudur: Çocuk böyle yerlerde mümkün olduğu ölçüde annenin emrine itaat ederken öyle yol izlemeli ki babaya da eziyet ve rahatsızlık vermesin.  



[1] - Muhammed Hüseyin Tabatabai, el-Mizan (Farsça tercüme), c.13, İsra/14 ve 23. ayetler.

[2] - En’am/151; yine bir rivayetinde İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘İster kötü olsun, ister iyi anne ve babaya iyilik edin.’ (Bihar-ul Envar, c.71, s.56, Vefa baskısı, Beyrut)

[3] - Ankebut/8, Lokman/15. devamında şöyle buyuruyor: ‘Onlarla dünyada iyi geçin.’

[4] - Nehc-ul Belağa, Kısar-ul Hikem, No: 165

[5] - Nehc-ul Belağa, Kısar-ul Hikem, No:399

[6] - Meclisi, Bihar-ul Envar, c.71, s.72

[7] - İmam Humeyni, Tevzihu’l-Mesail, c.1, s.966, 1741.Mesele

[8] - İmam Humeyni, a.g.e. s.769, 1406. Mesele

[9] - Merhum Şehid, Kavaid’de şöyle buyuruyor: Başkalarına göre vacip ya da haram lan bir şey anne ve babaya göre de vaciptir. Aşağıda anne ve babanın sahip olduğu bazı özellikleri getiriyoruz:

a) Mubah ya da müstahap yolculuğa anne-baba razı olmazlarsa haramdır.

b) Anne-babaya her zaman itaat vaciptir, hatta şüphe edilen bir konuda bile; zira üpheyi terk etmek müstehaptır ve onlara itaat etmek vaciptir.

c) Ebeveyn onu çağırdığı zaman ve namazın da ilk vakti olursa namaz kılmayı geciktirmeli, onlara cevap vermelidir.

d) Cemaat namazına katılmaya engel olsalar doğruya yakın olan görüş buna uymanın zorunlu olmadığıdır, ama eğer yatsı veya sabah namazlarında karanlık olduğu için ebeveyn için çocukları için endişe etmelerine sebep olur ve bu durum onlar için çok zor olursa o zaman gidemez.

e) Cihad etmek tayini değil de kifai olsa, cihada gitmeye engel olabilirler.

f) Sünnet namazı kılıyorsa ve ebeveynde onu çağırıyorsa namazı yarıda kesip onlara cevap vermelidir.

g) Baba izin vermezse çocuk müstahap namaz kılamaz.

Bütün bunlar imkanlar dahilindedir. (el-Kavaid ve’l Fevaid, c.2, s.47-49)

[10] - Şeyh Hürr Amuli, Vesail-uş Şia, c.14, s.11-120 (İslamiyye baskısı).

[11] - Meclisi, Bihar-ul Envar, c.71, Bab-ı Hukuk-u Valideyn; el-Kafi, c.2, s.159.

[12] - Şeyh Hürr Amuli, a.g.e. c.14, s.112, h. 253000 (İslamiyye baskısı).

[13] - Şeyh Saduk, Maan-il Ahbar, c.1, s.257 (Camia-yı Müderrisin baskısı)

[14] - Ancak fakihlerin, ebeveyne itaatin vacipliği veya onlara eziyet etme konusunda

örüşleri farklıdır. Bazılarına göre itaat vacip değildir, ama eziyet haramdır. Bu grup diyor i: Ebeveyne eziyet eden ve çocuğa vacip olmayan işi yapmamak gerekir. Ya onlardan gizli yapmalı ya da onları razı etmelidir. Ama ebeveyn olarak onlara itaat etmesi vacip değildir (sadece eziyet etmek haramdır). Cevad Tebrizi, İstiftaat-ı Cedid, 2230. Mesele (Surur yayınları); Muhammed Fazıl, Cami-ul Mesail, c.1, 2188. Mesele; İmam Humeyni, Tevzih-ul Mesail-i Meraci’, c.2, Mesail-i Müteferrika, s.675, 85. Mesele, 1. baskı, İslami yayınevi

[15] - Bkz: Merhum Mirza Kummi, Cami-uş Şitat Fi Ecvibet-is Sualat, c.1, s.241. O şöyle buyuruyor: Ebeveynden hangisinin rızalığını alma konusunda tereddüde düşerse ve ikisini de razı etme imkanı olmazsa anneyi babadan öne geçirmelidir.

[16] - Müstedrek-ul Vesail, c.15, s.204, h. 19-18014.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17011 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    5973 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Hangi ameller insanı güzel ve nuranî kılar?
    11448 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik zahirî güzellik ve batınî güzellik diye iki kısma ayrılır. Muteber ve mütevatir rivayetler açısından insanın batınî güzelliğini sağlayan bazı etkenler sabır, tahammül, vakar, sükûnet, takva ve sakınmadan ibarettir. Aynı şekilde rivayetlerde insan yüzünün nuraniyet ve güzelliğini sağlayan birçok amil zikredilmiştir. Abdest, az ...
  • İnsan olağan üstü işler yapabilir mi? Bu tür işleri yapmanın faydası nedir?
    10290 Teorik İrfan 2009/09/07
    Sizin işaret ettiğiniz şey, insanın ruhi güç kazanmasının sayesinde gerçekleşir; bu ruhi güç bazen dinin emirlerine uyarak ve şer’i riyazetler çekerek kazanılır; yani insan Allah’a yakınlaşarak İsm-i A’zama sahip olur. Bu güç sayesinde maddi alem üzerinde etkili olabilir ve iradesiyle bir takım işler yapar. Ancak bazen de ...
  • Musa (a.s.) Kısasının Kuranda Tekrar Edilmesinin hikmeti nedir?
    10556 Tefsir 2015/05/20
    Hazreti Musa’nın (a.s.) kur’anı kerimde tekrar edilmesinin hikmeti için hatırlatmalıyız; evvelen; Anlamsız ve lağviyete (boş) neden olacak kâmilen bir tekrar söz konusu değildir. Belki her surede, o surede zikir edilenin muhteva ve içeriğe uygun olan kıssanın kısmına işaret edilmiştir. Saniyen; kuranı kerimde hazreti Musa’nın (a.s.) hayatının diğer ...
  • Acaba humsu ve seyitlere ait olan hakkı taklit merciinin izni olmadan ödemek caiz mi?
    8976 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6091 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Ziyaret-i Aşura’da ki ‘Beri’tu ilellah ve ileykum minhum’ (Önce Allah’a sonra size onlardan dolayı beri oluyorum) cümlesinde Allah’a ve masumlara beri olmak ne demektir?
    6433 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Beraet lügatte birinden veya bir şeyden ayrılmak, uzaklaşmak manasına gelmektedir. Bu manalar eğer ‘İla’ ile birlikte olmazsa beraet için kullanılır. Ama ‘İla’ ile birlikte olursa bizarlık manasının yanı sıra sığınma manası da vermektedir. Buna göre ziyaretteki sığınma cümlesinin manası şöyle olur: Hak Teala’ya ve siz Ehl-i Beyt’e (a.s) ...
  • Peygamber (s.a.a) ve İmamların (a.s) cariye ve kölelere sahip olmaları kölelik sistemini benimsemek değil midir?
    19729 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    Kölelerle evlenme, onlarla mahrem olma, mukatebe (kölelerin özgürlük anlaşması) vs. hükümlerin Kur’an’da gelmesi Peygamber (s.a.a)’in zamanında köleliğin olduğunu ispat etmektedir, ama belirtmek gerekir ki, İslam’ın köleleri azat etmek için çok kapsamlı projeleri vardır. Bu projenin neticesinde bütün köleler zamanla özgürlüklerine kavuşmuşlardırlar. ...
  • Derslerimin Cuma namazına denk gelmesi nedeniyle Cuma namazını kılamamaktayım. Bunu telafi etmek için ne yapmalıyım?
    9607 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/11/17
    Değerli kullanıcı! İmam Zaman’ın (a.c.f) gıyabı döneminde Cuma namazı taklit mercilerinin çoğunluğunun fetvasına göre seçimli bir farzdır; yani yükümlü Cuma gününde şartlar mevcut ise Cuma namazını veya öğle namazını kılmada özgürdür. O halde eğer bir kimse Cuma namazını kılarsa, öğle namazını kılmasına gerek kalmaz. Elbette ...

En Çok Okunanlar