Gelişmiş Arama
Ziyaret
9427
Güncellenme Tarihi: 2011/12/18
Soru Özeti
Tuvalet yerini mescide dönüştürmek mümkün müdür?
Soru
Mescidi büyütmek için mescidin tuvalet ve lavabosu mescide eklenebilir mi? Orası hangi durumda mescit hükmünü kazanır?
Kısa Cevap

Eğer tuvaletin bulunduğu arsa tuvalet hizmetini karşılamak hedefiyle vakfedilmemişse, onu mescide eklemek mümkündür. Ama tuvalet hizmeti doğrultusunda kullanılmak üzere vakfedilmişse, onu mescide dönüştürmek olanaksızdır. Lakin orada namaz kılmanın bir sakıncası olmaz. Merhum Ayetullah Uzma Gülpaygani (r.a)’dan şöyle bir soru sorulmuştur: “Mescidin genişletilmesi neticesinde onun eski tuvaleti mescidin hayatına eklenmiş, şimdi yeri ortadan kalkmış, mahalline mozaik döşenmiş ve temizlenmiştir. Bazı müminler, eskiden tuvalet yeri olan bu yerde namaz kılma hususunda ihtiyat etmektedir. Lütfen bunun hükmünü beyan eder misiniz? Kendisi cevaben şöyle buyurmuştur: “Sorudaki varsayıma göre arsa özel bir hizmet için kullanılmak üzere tahsis edilmiştir ve böyle bir durumda onu mescidin bir bölümüne dönüştürmek tahsis edilen gayeyle çelişmesi hasebiyle caiz değildir ve orası mescit hükmünde değildir. Lakin orada namaz kılmanın bir sakıncası bulunmamaktadır.”[1] Eğer sadece alt kat tuvalet ve lavabo hizmeti için tahsis edilmişse, onun üst katı mescit yapılabilir veya orası mescide eklenebilir.[2] Aynı şekilde bir yer hüseyni sıfatıyla şerî doğru şekilde vakfedilmişse, mescide eklenemez ve mescit sıfatıyla ondan yararlanılamaz. Bu hususta sorulan bir soru üzerine yüce rehberlik makamı şöyle demiştir: “Eğer hüseyniye, hüseyniye olarak şerî doğru şekilde vakfedilmişse, onu mescide dönüştürmek ve aynı şekilde mescit sıfatıyla mescide eklemek caiz değildir.”[3] Bu esasla, hüseyniye veya tuvalet olarak kullanılıp şerî doğru şekilde vakfedilmeyen yerler mescide dönüştürülebilir. Ama bir arsa veya binanın nasıl mescit hükmünü kazandığı hakkında bunun iki şekilde olabileceğini belirtmek gerekir. Birincisi, vakıf sözüdür; örneğin mülk sahibinin ben bu mekân veya binayı mescit kıldım demesidir. İkincisi, mekânı mescit karar kılma niyetiyle iki rekât namaz kılması gibi bir amelde bulunması ve bu amelin ona delalet etmesi yeterlidir.[4]  



[1] Mecmeu’l-Mesail (lil-Gülpaygani), c. 1, s. 157.

[2] Mecmeu’l-Mesail (lil-Gülpaygani), c. 1, s. 138, s. 45 “… Eğer mezkur arsayı mescit niyetiyle vakfetmemişlerse veya alt katın mescit olmasını niyet etmemişlerse ve sadece kadınlar bölümüne eklenmiş alt katın üstündeki katı mescide eklemişlerse, mescit olmayan alt katta kanalizasyon inşa etmek ve tuvalet yapmak caizdir….”  

[3] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 518.

[4] Tahrirü’l-Vesile, c. 2, s. 62; Hz. Ayetullah Uzma Behçet bu hususta şöyle demektedir: “Bir mekânı mescit karar kılmak için vakıf sözü söylemeye gerek yoktur, iki rekât namaz kılmak gibi buna delalet eden herhangi bir amelde bulunmak yeterlidir. (Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 502, mesele. 742, Mecmeu’l-Mesail (lil-Gülpaygani), c. 1, s. 139, s. 48” Mezkûr arsada mescit sıfatıyla namaz kılınırsa ve aynı şekilde arsayı mescit yapıp Müslümanlara verirlerse ve onlar mescit sıfatıyla onun etrafına duvar örerlerse, onun mescit olması uzak değildir.”

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23925 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15204 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • “Dinde zorlama yoktur, olgunluk sapıklıktan ayrılmış belli olmuştur” ayetinin anlamının çeşitli tefsirleri dikkate alarak açıklayınız.
    12521 Tefsir 2007/10/25
    Farklı tefsirleri nazara aldığımızda ayetin anlamı ile ilgili beş ana görüş ortaya konulmuştur. Bu görüşler arasında doğru olan görüş şudur ki, ayet genel, kapsamalı ve insani bir anlam taşımaktadır. O da şudur: Din bir inançla ilgili kalbi bir konudur. Bu konuyla ilgili zorlama gerçekleşmesi mümkün değildir. Kul ...
  • Ahbaricileri nasıl cevaplandırmalıyız?
    6636 Eski Kelam İlmi 2012/08/01
    Ahbariciliğin mebnasını iki kısma ayırabiliriz: Birincisi epistemolojiktir. Diğeri dini öğretileri elde etmek için takip edilen yöntem problemidir. Epistemolojik bağlamda ahbariler dini öğretileri elde etmek için kabul gördükleri tek bilgi kaynağı rivayetlerdir. Ahbariler “kütübi arb’ada”; dört kitapta (Şianın rivayetler bazında kabul gördükleri dört kaynak kitap) zikredilen tüm rivayetler ...
  • İlahi meşiyyet ile insanın iradesinin ilişkisi nasıldır?
    10850 Eski Kelam İlmi 2007/11/24
    İnsan, varlığını ve varlığıyla ilgili bütün özelliklerini yüce Allah'tan alan mümkün bir varlıktır. Allah, kendi tekvini iradesi ile onu seçme özgürlüğü ve iradesi olan bir varlık olarak yarattı. Bu ayrıcalığı ile ona diğer varlıklar karşısında üstünlük bağışladı. O halde insan, Allah'ın teşrii iradesine (kanun koyma iradesine) muhatap olan en üstün ...
  • Ehlisünnet arasında değişik şekillerde yaygın olan teravih namazının Ehlibeyt mezhebindeki yeri nedir?
    8227 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/27
    Teravih, Ramazan ayı gecelerinde yatsı namazında sonra kılınan nafile namazlara denir.[1] Ehlisünnet bu namazlara ikinci halifelerinin emriyle başlamış ve onu cemaatle kıla gelmişlerdir.[2] Belirttiğiniz gibi onun rekât sayısı farklıdır.[3] Ama Ehlibeytten gelen rivayetler esasınca, aziz İslam Peygamberi (s.a.a) ...
  • Neden Şia geçici evliliği (muta) caiz bilmektedir?
    27933 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/04/23
    Başlangıçta bu meselenin fıkhi konulardan olduğuna ve özel bir alan ve ortamda ilgili uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Burada kısaca konuları beyan edecek ve konunun detaylarını ayrıntılı cevaba bırakacağız. 1. Geçici evlilik, hiçbir evlilik engeli taşımayan, iki tarafın rızasıyla ve belirli bir zamana kadar belirlenmiş bir ...
  • Şia’nın bakışında sihir nedir? Nasıl iptal edilebilir?
    12586 Tefsir 2011/01/20
     Sihir olağanüstü bir fiil olup bazen bir tür hipnotizma ve hokkabazlıktır ve bazen de sadece ruhsal, hayali ve telkinsel yöne sahiptir. Bazen tanınmamış fiziksel ve kimyasal özelliklerden yararlanarak, bazen bir takım cisim ve unsurlardan istifade ederek ve bazen de şeytanlardan yardım alma yoluyla gerçekleşir. Sihirbazlar sapık ...
  • Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
    14073 فلسفه غرب 2009/12/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bir annenin çocuğuna süt verme süresi ne kadardır?
    8528 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/08
    Bu konuda fakihlerin bazı görüşlerine yer veriyoruz: Fakihlerin çoğuna göre çocuğa süt vermenin en az süresi yirmi bir aydır.[1] Bazılarına göre ise iki yıla kadar süt vermek caiz ve müstehaptır. Bu açıdan baktığımızda fakihlerin çoğunun bu konudaki görüşlerinin arasında fazla bir fark ...

En Çok Okunanlar