Gelişmiş Arama
Ziyaret
39292
Güncellenme Tarihi: 2010/03/14
Soru Özeti
Hz. Adem (a.s) yaratılmadan önceki cinlerin peygamberleri kendi cinslerinden mi idi?
Soru
Hz. Âdem (a.s) yaratılmadan önce yeryüzünde cinler vardı. Yine herkesin (her kavmin) hidayet olması için bir peygamber gönderilmiştir. Ama cinlerden hiç peygamber yoktur, peygamberler hep insanlardan gelmiştir. Buna göre onlar (cinler) insandan önce yaşadıkları halde nasıl bir peygamberleri olmaz? Böyle bir düşünce -Allah’a sığınırız- Allah’ın rahmet ve adaletinin dışında kalır. Lütfen geniş bir şekilde açıklama yapar mısınız?
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim’de cinlerin varlığı teyit edilmiş ve özellikleri beyan edilmiştir.

Cinler hakkındaki bilgilerimiz az olmasına rağmen Hz. Âdem (a.s) yaratılmadan önceki cinlerin kendi cinslerinden peygamberleri olduğunu ortaya koyan çeşitli deliller vardır. Söz konusu deliller şunlardır:

1- Cinler de insanlar gibi sorumlu varlıklardır. Sorumluluk ise tebliğ, beşaret ve uyarıyla meydana gelir. Öyleyse bu önemli mesele için Allah-u Teala tarafından mutlaka Peygamberler gönderilmiştir.

2- Bu varlığın da insan gibi haşrı, meadı, cezası ve mükafatı vardır. Ceza ve mükafat hüccetin tamamlanmasına, hüccetin tamamlanması ise peygamberlerin gönderilmesine bağlıdır.

3- Kur’an buyuruyor: ‘Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size ayetlerimi nakleden ve içinde bulunduğunuz şu günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’[i] Bu ayet-i kerime Hz. Adem (a.s) yaratılmadan önceki dönemi de kapsamaktadır.

4- Şamlı biri Hz. Ali (a.s)’dan ‘Acaba Allah cinlere de peygamber göndermiş midir?’ diye sorduğunda şöyle buyurdu: ‘Evet, onların peygamberi Yusuf adında biriydi ve O onları Allah’a davet ediyordu, onlarda Onu şehid ettiler.’  



[i] - En’am/130

Ayrıntılı Cevap

Kur’an-ı Kerim’de cinlerin varlığı teyit edilmiş ve özellikleri de şu şekilde beyan edilmiştir:

1- Cinler, insanlar gibi topraktan değil ateşten yaratılmıştır.[1]  

2- İlimleri, algılamaları, hak ve batılı ayırma güçleri, mantıkları ve istidlalleri vardır.[2]

3- Sorumlulukları olan varlıklardır.[3]

4- Haşredilecekler ve meadları vardır.[4]

5- Onlarında mü’min ve salihleriyle müşrik ve kafirleri vardır.[5]

6- Göklere musallat olabiliyor, haber alabiliyor ve dinleme yapabiliyorlardı.[6]

7- Bazı insanlarla irtibata geçerek sınırlı olarak bildikleri sırları onlara verip insanları kandırıyorlardı.[7]

8- Onların bazılarının güçleri fazladır.[8]

9- Onlar insanların bazı ihtiyaçlarını gidermeye yetecek güçleri vardır.[9]

10- Onlar insan yeryüzünde yaratılmadan önce vardılar.[10]

11- İnsanların makamı onlardan daha üstündür. Bu yüzden Allah-u Teala İblise insana secde etmesini emretti. İblis, cinlerin büyüklerindendi.[11]

 

Cinlerin peygamberleri var mıydı? Sorusuna gelince, daha öncede belirtildiği gibi cinler için iki zaman dönemi farz edilmektedir. Biri insan yaratılmadan önceki dönem, diğeri de insan yaratıldıktan sonraki dönemdir.

İkinci dönemde, yani cinle insanların ortak dönemi olan insanın yaratılışından sonraki dönemde (ister İslam’dan önce olsun, ister İslam’dan sonra) Kur’an’a göre cinlerde insanlar gibi sorumlu varlıklar olup insanlar için gönderilen ve insan cinsinden olan peygamberleri takip etmek zorundaydılar.[12] Buna göre bir çok cin peygamberlere iman getirmiş, kimileri de iman getirmeyip kafir olmuşlardır.

 

Ama insanın yaratılmadığı ve sadece cinlerin olduğu dönemde acaba cinlerin hidayeti için peygamberler gönderilmiş miydi? Gönderilmiş ise acaba o peygamberler cinlerin kendi cinslerinden miydi?

Cevap şudur: Hz. Adem yaratılmadan önce cinlerin kendi cinslerinden peygamberler vardı, zira:

1- Kur’an-ı Kerim, insan ve cinlerin yaratılış hedeflerinin ubudiyet ve tekamüle ulaşmak olduğunu belirterek: ‘Cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’[13] Diye buyuruyor. Gerçek kemal olan gerçek ubudiyyet makamına ulaşmak sorumluluk yüklenmeden olmaz. Bu yüzden cinlerin de mükellef olduklarını söyleyebiliriz.[14] Buna Kur’an da tanıklık etmektedir.[15]

Öte yandan hikmet sahibi olan Allah, cinleri mükellef edip onlara mükellefiyetlerini öğretmeyip, kılavuzsuz bırakmaz. Dolayısıyla insan ve cinin mükellef olması nebilerin gönderilmesine bağlıdır. Nebi gelmediği sürece yükümlülükte caiz değildir.

2- Allah-u Teala adil ve hekim olduğundan boş ve anlamsız iş yapmaz. Nitekim şöyle buyuruyor: ‘Andolsun ki cehennemi, cinler ve insanlarla (günahkar ve imansızlarıyla) dolduracağım.’[16] Adil ve hekim olan Allah, Peygamber göndermeden ve hücceti tamamlamadan onlara azap edebilir mi? Haşa, asla böyle bir şey yapmaz. Peygamber göndermeden ve hücceti tamamlamadan mükellefin azap edilmesi kabihtir. Kabih bir fiil de Allah’tan beklenmez. Cinler de bu genel kaidenin dışında değillerdir. Ayrıca Kur’an’ın kendisi de şöyle buyuruyor: ‘Biz, peygamber göndermedikçe hiçbir topluluğu azaplandırmayız.[17] Öyleyse kesinlikle onlarında peygamberleri vardı.

 

3- ‘Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size ayetlerimi nakleden ve içinde bulunduğunuz şu günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’ ayetinden açıkça cinlerin, Hz. Adem (a.s) yaratılmadan önce ve sonra var oldukları, hatta İslam’dan önce ve sonra peygamberleri olduğu anlaşılmaktadır. Ancak insan yaratılmadan önce bu peygamber kendi cinslerinden idi.[18] Bunun delili şu ayettir: ‘Şüphe yok ki biz seni gerçek üzere bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik ve hiçbir ümmet yoktur ki içlerinden bir korkutucu çıkmasın.’[19]

4- Bir rivayette Şamlı biri Hz. Ali (a.s)’dan ‘Acaba Allah cinlere de peygamber göndermiş midir?’ diye sorduğunda şöyle buyurdu: ‘Evet, onların peygamberi Yusuf adında biriydi ve O onları Allah’a davet ediyordu, onlar da Onu şehid ettiler.’[20] Bu rivayet cinlerin de peygamberlerinin olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Buraya kadar söylediklerimizden cinlerin de mükellef oldukları, insan yaratılmadan önce onların hidayeti için peygamberlerin gönderildiği anlaşılmaktadır, ama bu gönderilişin nasıl olduğu konusu bize malum değildir.



[1] - er-Rahman/15

[2] - Cin suresinin çeşitleri ayetleri

[3] - Cin ve er-Rahman sureleri

[4] - Cin/15

[5] - Cin/11

[6] - Cin/9

[7] - Cin/6

[8] - Neml/39

[9] - Sebe/12-13

[10] - Hicr/27

[11] - Kehf/50

[12] - Ancak unutmamak gerekir ki, bu mesele Hz. Musa (a.s) ve Hz. Peygamber (s.a.a) hakkında kesindir. İnsan cinsinden olan diğer peygamberler hakkında müfessirlerin görüşleri farklıdır. Ahkaf/29. ve 30. ayetler bu konuda hakkındadır: ‘An o zamanı ki hani cinlerin bir bölüğünü, Kur'an dinlesinler diye senin bulunduğun tarafa yollamıştık; oraya gelince birbirlerine, susun demişlerdi; okunuşu bitince de korkutmak için kavimlerine dönmüşlerdi de,. Ey kavmimiz demişlerdi, gerçekten de biz, Musa'dan sonra indirilmiş bir kitap duyduk ki önceki kitapları gerçeklemede, gerçeği ve doğru yolu göstermede.’ Bu ayette İncil’den bahsedilmemesinin nedeni Tevrat’ın asıl olup Hıristiyanların da şer’i hükümleri şimdi bile ondan almalarından dolayıdır. (Bkz: Tefsir-i Nümune, c.21, s.370). Allame Tabatabai’de Tefsir-ul Mizan’da açıkça şöyle diyor: ‘Ayetin ‘Gerçekten de biz, Musa'dan sonra indirilmiş bir kitap duyduk ki önceki kitapları gerçeklemede’ bölümü cinlerin Hz. Musa (a.s)’ın dinine ve kitabına mümin olduklarını göstermektedir.’ (Bkz: el-Mizan, c.18, s.350).

İslam’dan sonraki dönem hakkında ise deniliyor ki: Resul-ü Ekrem (s.a.a), Mekke’den Taif’teki Ukkaz pazarına orada toplanan büyük topluluğu İslam’a davet etmek için gittiğinde kimse davetine icabet etmedi. Dönüşte Cin Vadi’si denen yere geldi. Gece orada kaldı ve Kur’an okumaya başladı. Bir grup cin bu ayetleri duyup iman getirdiler. Ve kavimlerine tebliğ için geri döndüler. (Bkz: Tersir-i Nümune, c.25, s.100, Cin/1. ve 2. ayetlerin tefsirinde).

Ancak kimileri de ‘Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size ayetlerimi nakleden ve içinde bulunduğunuz şu günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’ ayetinin ‘içinizden…sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’ bölümünden Adem (a.s)’ın yaratılışından sonrada cinlerin peygamberlerinin kendi cinslerinden olduğunu anlamışlardır. Ama İslam Peygamberinin (s.a.a) cin, insan bütün herkesin peygamberi olduğunu kabul etmekteler. (Bkz: Tefsir-u Ruh-ul Maani, c.3, s.105; İsmail Hakkı Bursevi; Tefsir-i Rahnema, c.5, s.354;

Bir başka grup müfessir ise bu görüşü redderek diyorlar ki: ‘Cin suresinin ayetlerinden İslam ve Kur’an’ın herkes için hatta onlar için bile nazil olduğu ve İslam Peygamberi (s.a.a)’in de herkes için gönderildiği anlaşılmaktadır. Ancak Peygamber (s.a.a) tarafından onların kendilerinden elçiler görevlendirilmesinin de sakıncası yoktur. ‘İçinizden’ kelimesi de herkesin peygamberinin kendi cinsinden olacağına delil olmaz; zira bir topluluğa ‘sizden bir grup…’ dendiğinde bu grup bir topluluktan ya da bütün topluluktan olabilir. (Bkz: Tersir-i Nümune, c.5, s.443). Yani ‘İçinizden’ kelimesi, peygamberlerin kendi cinslerinden ve genel olarak insan ve cinlerin kendilerinden olmasından fazlasına delil değildir. Genel olarak insan ve cinler için gönderilmişlerdir. Allah-u Teala, peygamberleri meleklerin cinsinden göndermedi yoksa onları gördüklerinde korkuya kapılırlardı, dillerini anlamazlardı. Ayet Cinler için kendi cinslerinden, insanlar içinde kendi cinslerinden bir Peygamber gönderme konusuna delil olmamaktadır. (Bkz: el-Mizan, c.7, s.540; Tefsir-u Menhec-us Sadikin, c.3, s.452).

[13] - Zariyat/56

[14] - Bihar-ul Envar, c.60, s.311

[15] - ‘Bunlar, öyle kişilerdir ki, onlardan önce cinden ve insanlardan gelip geçen ümmetler içinde, onlara da, azaba uğrayacaklarına dair söylenen söz hak olmuştur; şüphe yok ki onlar, ziyana uğramışlardır.’ (Ahkaf/18)

[16] - Secde/13, Hud/119

[17] - İsra/15

[18] - Bu nokta bazı müfessirlere göre, ‘içinizden…peygamberler gelmedi mi?’ cümlesinden çıkıyor. Bu da bütün zamanları içine almaktadır. Ama Hz. Musa (a.s) ve İslam Peygamberi (s.a.a)’in dönemleri bunun dışındadır. O dönemler peygamberleri onların kendi cinslerinden değildi.

[19] - Fatır/24

[20] - Bihar-ul Envar, c.10, s.76

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kuran’da hangi ayet kurtuluş yolunu açıklamaktadır?
    2880 Tefsir 2020/01/20
  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10266 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • Kuran’ın kaç suresi peygamberlerin adını taşımaktadır?
    36343 Tefsir 2012/08/11
    Kuranı kerim’in altı tane suresi peygamberlerin adını taşımaktadır. Bu sureler şunlardan ibarettir: Nuh, İbrahim, Yunus, Yusuf, Hud ve Muhammed. Elbette müfessirler bazı rivayetleri göz önünde bulundurarak Taha[1], Yasin[2], Muddessir[3], Müzzemmil[4] gibi surelerin Peygamberimize delalet ettiği ...
  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    7409 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9899 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9341 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Kalbi selimden maksat nedir?
    15779 Pratik İrfan 2012/04/07
    ''Selim'' sözcüğü ''silm'' ve ''selamet'' kökünden gelir. Zahiri ve batini afetlerden uzak olmak anlamı verir. İmam Sadık (a) bu kelimenin manası hakkında şöyle buyurmuştur: “Selim kalp, Rabbıyla mulakat ederken rabbi dışında hiçbir şey kendisinde barındırılmış olmayan kalptir”. Kur'an mufessirleri ''kalbi selim'' hakkında muhtelif yorumlar yapmışlardır ...
  • Ahd duası gibi bazı duaları belirlenen ölçüden az veya çok okumanın özel bir etkisi var mıdır?
    17234 Teorik Ahlak 2010/01/14
    Her güzel amel, fiili ve öznel olmak üzere iki tür güzellikten oluşmaktadır. Yani hem doğru olan ve hem de ilahi niyet ve Allah rızası için yapılan bir iş Allah katında kabul olur. Rivayetlerde niyetin, üzerinde durularak amellerin ruhu diye tabir edilmiştir. Birçok ...
  • Doğru alışverişin şartları nelerdir?
    6638 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Bu soru çok geneldir; zira alışveriş kavramı fıkıh ve örfte değişik manalara sahiptir: Genel anlamıyla alışveriş/muamele, özel anlamıyla muamele ve özel ve genel arasında bulunan orta manasındaki muamele bu kabildendir. Genel anlamıyla muamele, yakınlık kastinin muteber olmadığı ve elbise ve bedeni temizlemek, alıveriş, nikâh ve boşanmak gibi ...
  • SMS kanalıyla okunan talakın hükmü nedir?
    7708 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/12
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar