Gelişmiş Arama
Ziyaret
5684
Güncellenme Tarihi: 2014/10/01
Soru Özeti
Acaba ruh ve Cin’in insana eziyet etme gücü varmı?
Soru
Acaba Ruhlar ve Cinler insana eziyet etme zarar verme gücüne sahip mi?
Kısa Cevap
Bizlerin Cin hakkında sahip olduğu bilgi oldukca kısıtlıdır. Buna rağmen hadislerden anlaşılan Cinlerinde insanlar gibi mesuliyetleri ve görevleri olduğudur. Onlarda çeşitli inançlara sahiptir. Bazıları itaat ehli bazıları ise isyankardırlar. Cinler düşünce güçü açısından zayıf olmakla birlikte birçok işi süratle yerine getirecek kayde değer harikulade güçe sahiptir.
Aynı şekilde Ruhun hakikati ve faaliyet şekli en karmaşık konulardan birisidir. Şuana kadar insan oğlunun sahip olduğu bilgi ve birikim onu anlamaya ve idrak etmeye kadir değildir. Ayet ve rivayetlerden anlaşılan bedenin ve cismin aksine ruh mücerret ve maddi özelliklerden uzak bir varlıktır. Buna binaen ölümden sonra dünya meselelerine agah olabilir.
Kısmen Cinlerin insana eziyet etme güçü olduğunu kabul etmekle birlikte bilinmesi gerekir ki:
Öncelikle onlarda kendi içlerinde şer ve salih olarak ikiye ayrılırlar. Liza halk arasında yagın olan Cinler sadece insana eziyet eden, zarar veren, kin ehli ve kötü huylu yaratıklardır inançı hurafeden ibarettir. Akla ve mantığa uymaz.
Saniyen insanın onun eziyetlerinden güvende olma kudreti vardır.
Aynı şekilde Habis ve başı boş ruhların eziyet ve zarar kaynağı olduğu ve alemin tedbirinde dehaletleri olduğu iddiası  boş ve temelsiz hiçbir akli, nakli ve bilimsel dayanağı olmayan bir görüştür.
Ayrıntılı Cevap
Sorunuza cevap verebilmemiz için birkaç noktayı açıklamamız gerekmektedir.
  1. Ruh ve Cin nedir?
Cin lügatta örtülü ve saklı anlamındadır. Bu kelime Kuran’ı Kerimde birçok yerde zikredilmiştir. Ayrıca bu adla Kuran’ı Kerimde bir sure bulunmaktadır. Bu surede bu saklı varlığın bazı özellikleri açıklanmıştır. Kuran’ı Kerimde diğer surelerde geçen ayetler ışığında bu varlık insan gibi maddi bir varlıktır. Ateşten[1] veya ateş karışımından yaratılmıştır.[2]  Şuur ve irade sahibi, doğası itibariyle insanın duyu organlarıyla normal şartlar altında hissedemeyeceği bir varlıktır. İnsan gibi mükellef kılınmıştır.[3] Kıyamette tekrar diriltileceklerdir; bu dünyada bizler gibi itaat ehli veya asi, mümin veya müşrik, kafir...vb olabilirler.[4] Cinlerin mümin olanları Masum İmamların itaati altında Münin ve Şia insanlarlı kendi kardeşleri bilmektedirler.[5]                           Aynı şekilde Ruhun hakikati ve faaliyet şekli en karmaşık konulardan birisidir. Şuana kadar insan oğlunun sahip olduğu bilgi ve birikim onu anlamaya ve idrak etmeye kadir değildir. Bazı bilim insanlarının  ifadesi Ruh ve ona bağlı meseleler hakkında binden fazla görüş açıklandığı üzeredir.[6]
Kuran'ı Kerim insanoğlunun Ruhu tanıma güçüne ve kudretine sahip olmadığını vurgulamaktadır. "Senden Ruh hakkında soruyorlar; De ki, Ruh Rabbimin emrindendir. Size ilminden az bir şey dışında başka bir şey verilmemiştir.[7]
Ayet ve rivayetlerden anlaşılan Ruh mücerret, canlı, kudret sahibi, bilinçli ve iradeli bir cevhere sahiptir. Ruhtan nefsi natıka ve can da denilmektedir.[8] Bu varlık zamana ve mekana kısıtlanabilen sınırlı bir varlık değildir.[9]Buna binaen ölümden sonra dünya meselelerine agah olabilir.
Ruhun bedene olan taaluku tedbiri bir taaluktur; yani Ruhun hayatı esalet üzeredir. Bedene taaluk ettiği sürece bedende hayat bulur. Bedenden ayrıldığı zaman beden hayat özelliklerini kaybeder ve tedrici olarak yok olmaya başlar ama Ruh hayatına devam eder.[10] [11]
  1. Ruh ve Cin'in güçleri:
Cin fikir ve düşünce güçü yönünden zayıf bir varlıktır. Zira idraki akli ve güçlü bir idrak değildir. En fazla hayal ve düşe dayalı bir idraka sahiptir. Ama fiziksel güçü oldukca fazladır. Ezcümle süratle harikulade işleri yerine getirebilir. Ağır yükleri en kısa zamanda taşıyabilir. Kuran'ı Kerim'de Hz. Süleyman (a.s)'ın kıssasında İfrit adlı Cin Belkız'ın tahtını çok kısa bir zamanda Belkız'ın yaşadığızı o uzak diyardan Hz. Süleyman(a.s)'ın yanına getire bileceğini iddia ettiği zaman[12] Hz. Süleyman (a.s) onu yalanlamamaktadır.[13] Bu vakıa Cinlerin harikulade güçlerine bir delildir.
Cinlerin İnsanlar eziyet ettikleri ve zarar verdikleri konusununda Şeyh Müfit "İrşad" adlı eserinde söyle yazar: İbn. Abbas'ın eserinde şöyle nakledilir:  "İslam Peygamberi (s.a.a) Mustalak adlı kabileyle harb etmek için Medine'nin dışına çıktığı zaman geceleyin geçmenin zor olduğu korkunç bir vadiye ulaştı. Gecenin sonlarına doğru Cebrail Hazrete nazil oldu ve Cinlerden bir kabilenin vadinin ortasında size ve ashabınıza eziyet etmek, zarar vermek, şer ve hile yapmak için toplandığı haberini verdi.[14] Bu olaydan anlaşılan hatta mümin ve salih insanlar bile cinlerin ve cin gruplarının eziyet ve zararına maruz kalabilirler. Elbette teveccüh etmek gerekir cinlerin varlığı gerçek olmakla, harikulade işler yapmaya güçleri olduğu ve içlerinde salih ve şer fertler olmasına rağmen bu varlıklar hakkında oldukca fazla abartı mevcuttur. Bu konuda çokca yalan hurafe halkın zihninde yer etmiştir. Örneğin onları sadece eziyet, zarar veren, kin ve kötülük dolu bilmektedirler. Bir kap sıcak su dökersek onların evleri ateşe vereceği  gibi hiçbir aklın ve mantığın kabul etmeyeceği batıl inançlar bulunmaktadır.[15] Bunun yanında insanın elinde onların eziyet ve zararlarında korunabileceği imkanlar bulunmaktadır.
Ruhun güçü ve kudreti hakkında ifade etmemiz gerekir ki Ruh maddi bir varlık olmadığından maddı kısıtlamalara maruz kalmaz. Bir örnek verecek olursak örneğin güneş ışığı nasıl bulutların ve camların arkasından evimizin içinı aydınlatabiliyorsa ve bu engellerin hiçbir onu engelleyemiyorsa ve her yerde varlığını hissetiriyorsa ruh ile madde arasında düzlemi bu şekilde düşünebiliriz.[16]
Ayet ve rivayetlerden anlaşılan İnsanların ruhları ölümden sonra dünya meselelerinden agah olabilirler. Mümin insanların ruhları kudretleri ve faziletleri ölcüsünde ailelerini ziyaret edebilirler.[17] Elbette rivayetlere göre bu hak sadece mümin insanların ruhlarına özgüdür. Allah Teala'nın izniyle nisbi bir özgürlüğe sahiptirler. Ama kafirlerin, müşriklerin, kötülük ve zulüm ehlinin ruhları "berhut" vadisinde tutsak edilmiş ve kendi amellerinin cezasıyla başbaşadırlar. Dolayısla özgürce bu dünyaya gidip gelme hakkına sahip değillerdir.
Aynı düzlemde habis ve başı boş ruhların eziyet ve zarar kaynağı olduğu, alemin tedbirinde dehaletleri olduğu, insanların başarılarında ve başarısızlıklarında etki ettikleri iddiası  boş ve temelsiz hiçbir akli, nakli ve bilimsel dayanağı olmayan bir görüştür. Zira açıktır ki ne ruhlar halikin yarttıklarının işlerine dehalet edecek kadar boş ve işsiz güçsüzdürler.[18] Nede Allah teala onlar böyle bir güç ve kudret vermiştir. Bilinmelidir alemde etki kudreti olan yegane varlık Allah Tealadır.
Bu konuda daha fazla bilgi ve araştırma içi aşağıda zikrediln kaynaklara müracaat ediniz:
Garaip ve Ecaib'il-Cin, Bedriddin ibn. Abdullah Eş'Şebli, tecüme, tahkik ve haşiye İbrahim Muhammed El'Cumel.
Cin ve Şeytan, Ali Rıza Ricali, Tahran, neşri Nubuğ.
Oud Ervah, Nasır Mekarim Şirazi.
İrtibat ba Ervah, Nasır Mekarim Şirazi, İntişarat Nesl Cevan.
Dizin: Şeytan, Cin mi Melek mi, soru 100, Site: 857.
Şeytan ve Cin’in güçleri, soru 138, site: 883.
 
 

[1] Hicr,27: "والجانَّ خلقناه من قبلُ من نارالسموم" Ve Cânn'ı da daha önce 'nüfuz eden kavurucu' ateşten yaratmıştık.
[2] Rahman, 15: "وخلق الجان من مارج من نار" Cinleri de yalın dumansız bir ateşten yarattı.
[3] Hicr, 27-42; Cin, 11-15.
[4] Kamus Kuran, Cin kelimesi.
[5] Acaba Cinler Müslüman ve gayrimüslümdürler mi?; Mizan'ul-Hikme, Muhammet Rey Şehri, Yayıncı: Mekteb'ul-Ellam'ul-İslami, 1403.h,1362.ş, 2.c, 11.s, 2658.h; Usul'u-Kafi, Kitab'ul-Hucce, Cinlerin İmamların yanına gelip dini meselerini sorması –babı-, 243.s, 4.h, bu eserde 7 tane daha hadis cinler hakkında nakledilmiştir; Sefine'tul-Bihar, Şeyh Abbas Kummi, Dar'ul-Usve, ikinci baskı, 1416.h, 1.c, bab'ul-Cim bedihul-Nun, 673; Mearif Kuran, Ustad Misbah Yezdi, 316.s.
[6] Mekarim Şirazi, 50 derste gençler için Akaid Usulleri.
[7] İsra, 85, «وَ يَسْئَلُونَكَ عَنِ الرُّوحِ قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي وَ ما أُوتيتُمْ مِنَ الْعِلْمِ إِلاَّ قَليلا»
[8] Cisim ve ruh arasında karşılıklı ilişki söz konusu olduğu zaman nefis tabiri kullanılmakta; ruhun mustakil olarak eserleri ve konumu söz konusu olduğu zaman Ruh tabiri kullanılmaktadır.
[10] Tercüme El'Mizan, 19.c, 344.s)
[12] Neml, 30-40.
[13] Cevadi Amuli, Abdullah, Tefsir Mozuui, 1.c, 119.s.
[14] Şeyh Mufit, İrşad, 399.s, Tibyan sitesinden nakledilmiştir.
[15] Mekarim şirazi, Nasır, Tefsir Numune, 25.c, Dar'ul-Kutub'ul-İslamiye, 9.bk, 155-156.(iktibas edilmiştir)
[16] Daha fazla bilgi işçin müracaa edin: Ruhun Münafıklar tarafından ihzarı, soru 650 (site:1050).
[17] Meclisi, Bihar'ul-Envar, 6.c, 268.s; Daha fazla bilgi işçin müracaa edin: Ruh'un uyku ve baygınlık halinde iken faaliyetleri, soru:1524 (site:1059).
[18] Mekarim şirazi, Nasır, Ervahla İrtibat, Nesli Cevan yayınları, 10.bk, 162.s.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar