Gelişmiş Arama
Ziyaret
15003
Güncellenme Tarihi: 2011/08/20
Soru Özeti
Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
Soru
Tarlaya girmeden bir tutam, bitkisel ilaç olan bir bitkiyi toplamak haram mıdır? Eğer toplanmış ise yemenin hükmü nedir?
Kısa Cevap

Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.

 Fakihlerin genel görüşleri:

Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca şu durum istisna edilmiştir: İnsanın yolu üzerinde bulunan meyve ağacından oradan geçiş sırasında orada yemek kaydı ile ihtiyaç ve doyma haddini aşmadan faydalanmanın sakıncası yoktur.[1]

Başka bir açıklamada şöyle denilmiştir: İnsan bir yoldan belirli bir maksada ulaşmak için hareket eder yolculuk sırasında meyve ağacına veya ekin tarlalarına rastlarsa ve bu yolu bu meyve ağacı ve tarlaya rastlamak kastıyla seçmemiş ise o meyve ağacından ve tarladan doyana kadar yemenin bir sakıncası yoktur. Ama oradan bir şey alıp götürmesi caiz değildir. İhtiyat gereği sahibinin bu durumdan rahatsız olduğunu bilmemesi gerekir. Bu hüküm meyve ağacının ve tarlanın yol üzerinde olması durumunda geçerlidir. Eğer bostanda olursa ve yemek için bostana girmek gerekiyorsa caiz değildir.[2]

Bazı tabirlerde ağaçtan meyve yemekle tarladan bir şey yemek arasında fark bulunmaktadır.[3]

Hatırlatmak gerekir bu konuda sahih ve muteber rivayetler Vesail-uş Şia kitabının 9.c nin 203-204.s ve 25.c 148.s bulunmaktadır. Özellikle Abdullah ibn. Senan'ın sahih rivayeti ilk sırada nakledilmiştir.

Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü:

1.     Eğer bitkisel ilaç olan bitki kendi kendine türemiş ise ve onu toplamak o tarlaya girmeyi gerektirmiyorsa zahiren bir sakıncası yoktur. Özellikle de ferdin ona ihtiyacı varsa. Elbette fert kendi kullanımı için toplamalı fazla değil.

2.     Eğer bitkisel ilaç olan bitki kendi kendine türememiş ise onu toplamak o tarlaya girmeyi ve hasar vermeyi gerektirmiyorsa zahiren bir sakıncası yoktur. Elbette fert kendi kullanımı için toplamalı fazlasını değil.

3.     Bu iki durumun dışında toplamak haramdır ve toplayan kişi yükümlülük taşır.

 



[1] İmam Humeyni, İstiftaat, c. 2.s. 510soru:19, Ayetullah Behçet,m. 1644 İnsan yolu üzerindeki meyve ağacından sahibi olsa bile yiyebilir. Ama ağacın ve meyvenin zarar görmesine yol açmamalıdır. Doğru olan o meyveden beraberinde götürmemesidir. Tevzihu'l-Mesail, İmam Humeyni, c, 2 s. 229.

[2] Mecmeul Mesail, Gulpeygani, c, 2 s. 44.

[3] M. 663. یجوز لمن مرّ بشی‏ء من الثمرة فی النخل‏ أو الفواکه الأکل منها إن لم یقصد، بل وقع المرور اتّفاقا. و لا یجوز له الإفساد و لا الأخذ و الخروج به، و لا یحلّ له الأکل أیضا مع القصد. و لو أذن المالک مطلقا، جاز. روى محمّد بن مروان قال: قلت للصادق علیه السّلام: أمرّ بالثمرة فآخذ «4» منها، قال: «کل و لا تحمل» قلت: فإنّهم قد اشتروها، قال: «کل و لا تحمل» قلت: جعلت فداک إنّ التجّار قد اشتروها و نقدوا أموالهم، قال: «اشتروا ما لیس لهم». و عن یونس عن بعض رجاله عن الصادق علیه السّلام، قال: سألته عن‏ الرجل یمرّ بالبستان و قد حیط علیه أو لم یحط، هل یجوز له أن یأکل من ثمره و لیس یحمله على الأکل من ثمره إلّا الشهوة و له ما یغنیه عن الأکل من ثمره؟ و هل له أن یأکل منه من جوع؟ قال: «لا بأس أن یأکل، و لا یحمله و لا یفسده» «1». و هل حکم الزرع ذلک؟ إشکال أقربه: المنع، لما رواه مروک بن عبید عن بعض أصحابنا عن الصادق علیه السّلام، قال: قلت له: الرجل یمرّ على قراح الزرع یأخذ منه السنبلة، قال: «لا» قلت: أیّ شی‏ء سنبلة؟ قال: «لو کان کلّ من یمرّ به یأخذ سنبلة کان لا یبقى منه شی‏ء» «2». و کذا الخضراوات و البقول. و لو منعه المالک، فالوجه: أنّه یحرم علیه التناول مطلقا إلّا مع خوف التلف, Tezkiret-ul Fukaha, c. 12. c. 156.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar