Gelişmiş Arama
Ziyaret
22363
Güncellenme Tarihi: 2014/05/18
Soru Özeti
İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
Soru
İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
Kısa Cevap
İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu Hz. İmam Mehdi (a.c.f) olan kimselerdir.
 
Ayrıntılı Cevap
İtret sözlükte yakın ve özel akrabalar ve zürriyet anlamına gelir.[1] Nitekim sözlük bilginleri şöyle demiştir: Şahsın itreti, özel akrabalarıdır.[2] Bundan dolayı itretin sözlük anlamı uzak da olsa mutlak akrabalar değil ehlibeyt, evlat ve zürriyettir. Bazıları da şöyle demiştir: İtret erkeğin evladı ve onun soyundan gelen zürriyetidir.[3] Bu da yakın ve özel akrabaların açık bir mihengidir. Elbette bilinmelidir ki sözlük bilginlerinin itretin anlamı hakkında kendi kitaplarında belirttikleri, hakikat ve mecazı kapsayan lafızların kullanışıdır ve bunlar ile gerçek manalar elde edilemez.[4] Sözlük bilginleri itret kavramı hakkında sözlük manasına ek olarak Hz. Peygamberin (s.a.a) itretinin mihengini belirleme noktasında açık ifadelerde bulunmuşlardır. Örneğin Zübeydi “Tacu’l-Arusta” şöyle demektedir: Meşhur olduğu ve bilindiği üzere Allah Resulü'nün (s.a.a) itreti, onun ehlibeytidir. Onlar zekat ve farz sadakanın kendilerine haram olduğu kimselerdir. Onlar kendileri için humusun belirlendiği zevil kurbadır. Bu humus Enfal süresinde[5] belirtilmiştir.[6] İbn. Arabi şöyle demektedir: Hz. Peygamberin (s.a.a) itreti Hz. Fatıma Betül’ün (s.a) evlatlarıdır.[7] Ebu Said’den şöyle nakledilmiştir: Allah Resulü'nün (s.a.a) itreti Abdul-Muttalip ve onun evlatlarıdır.[8] Aynı şekilde şöyle söylenmiştir: Onun itreti, kendisine en yakın bireyler olan ehlibeytidir ve onlar Hz. Peygamberin (s.a.a) evlatları, Ali (a.s) ve onun evlatlarıdır.[9] İbn. Ebil-Hadid, “o halde sizi nasıl şaşkınlık vadisine götürmekteler? Siz nasıl şaşkın olmuş ve yolu kaybetmişsiniz? Oysaki sizin aranızda Peygamberinizin (s.a.a)  itreti mevcuttur!”[10]  Müminlerin önderi Hz. Ali’nin bu sözlerinin açıklamasında şöyle demektedir: Allah Resulü'nün (s.a.a) itretinden kastedilen, onun en yakın ehli ve neslidir. Kastedilen, uzak da olsa Hz. Peygamberin (s.a.a) akrabalarıdır diye bir sözün söylenmesi doğru değildir. Ebubekir’in sakife günü veya ondan sonra söylediği “Biz Allah Resulü'nün (s.a.a) itretiyiz ve Allah Resulünden (s.a.a) ayrılmış yumurtanın kabuğu gibiyiz”[11] sözünü sadece mecazi olarak anlamak gerekir; çünkü onlar uzak şehir ve bölgelerde yaşayan topluluk ve çeşitli kabilelere nazaran onun itreti sayılmaktaydılar; bu hakikat ve gerçeklik anlamında değildi. Adnani’nin Kahtaniye karşı övünerek ve iftihar ederek şöyle dediğini görmüyor musun: Ben Allah Resulünün (s.a.a) amcaoğluyum![12] O, ben Hz. Peygamberin (s.a.a) gerçek ve hakiki amcası oğluyum demek istememekte ve sadece bağı çok uzak olan Kahtaniye karşı ben Hz. Peygamberin (s.a.a) amcası oğlu gibiyim diye söylemek istemektedir. Dolayısıyla amca oğlu kelimesini mecazi olarak kullanmış ve dile getirmiştir. Allah Resulü (s.a.a) itretinin kim olduğunu bizzat açıklamıştır. Hz. Peygamber (s.a.a)  ben size iki emanet bırakıyorum diye buyurduğunda benim itretim ehlibeytimdir diye buyurmuştur. Başka bir zamanda da kendisinin ehlibeytinin kim olduğunu açıklamış ve abasını onların üzerine atmıştır. “İnnema yuridullahu li yuzhibe ankumur ricse ehlel beyt” ayeti nazil olduğunda Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle dua etmiştir: Ey Allah’ım bunlar benim ehlibeytimdir, onlardan her türlü kiri gider.[13] 
Müminlerin önderi Hz. Ali’de (a.s) sizin içinizde Peygamberinizin itreti bulunmaktadır, diye buyurduğu hutbesinde kendisini ve iki evladını kastetmiştir. Gerçekte asıl olan kendisidir ve iki evladı ona tabidir. Onların Hz. Ali (a.s) karşısındaki konumu parlayan yıldızların tüm dünyayı aydınlatan güneş ışınına karşı konumudur.[14] Özetle, Şia’nın bakışında rivayetlere binaen, Allah Resulü'nün (s.a.a) itretinden kastettiği şey müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğeri ardınca gelen ve en sonuncusu Hz. İmam Mehdi (a.c.f) olan kimselerdir.[15]
 

[1] Cezri, İbn. Esir, Mübarek b. Muhammed, en-Nihaye fi garibi’l-Hadisi ve’l-Eser, c. 3, s. 177, müessese-i matbuatiyi İsmailiyan, Kum, çapı evvel, 1367 h.ş; Tureyhi, Fahru’d-Din, Mecmeu’l-Bahreyn, Tahkik: Hüseyni, Seyyid Ahmed, c. 3, s. 395, Kitapfuruşiyi Murtezevi, Tahran, çapı sevvum
 1375 h.ş. 
[2] en-Nihaye fi garibi’l-Hadisi ve’l-Eser, c. 3, s. 177.
[3] Mecmeu’l-Bahreyn, Tahkik: Hüseyni, Seyyid Ahmed, c. 3, s. 395; Vasıti zübeydi, Muhibbu’d-Din Seyyid Muhammed Murtaza, Tacu’l-Arus min Cevahiru’l-Gamus, Muhakkık ve Musahhih: Şiri, Ali, c. 7, s.186, Daru’l-Fikri littabae ve el-Neşr ve’t-Tovzi’i, Beyrut, çapı evvel, 1404 h.k.
[4] Hüseyni Tahrani, Seyyid Muhammed Hüseyin, İmam Şinasi, c. 13, s. 419, Neşri Allame Tabatabai, Meşhed, çapı sevvum, 1426 h.k.
[5] Enfal Suresi, 41. ayet.
[6] Tacu’l-Arus min Cevahiru’l-Gamus, c. 7, s.186
[7] a.g.e
[8] a.g.e
[9] a.g.e
[10] Şerif er-Rezi, Muhammed b. Hüseyin, Nehcü’l-Belağa, Muhakkık: Salih Subhi, s. 119 – 120, Hicret, Kum, çapı evvel, 1414 h.k.
[11] «نَحْنُ عِتْرَةُ رَسُولِ اللهِ صلى الله علیه و آله وَ بَیْضَتُهُ الّتِى فُقِأَتْ عَنْه».
[12]  أنَا ابْنُ‏عَمّ رَسُولِ اللهِ صلى الله علیه و آله
[13] «اللّهُمّ هَؤُلَاءِ أهْلُ‏بَیْتِى فَأذْهِبِ الرّجْسَ عَنْهُمْ!».
[14] İbn. Ebil-Hadid, Abdul-Hamid b. Hibetullah, şerhi Nehcü’l-Belağa, muhakkık ve musahhih: İbrahim, Muhammed Ebul-Fazl, c. 6, s. 375 – 376, Mektebetu Ayetullah Mer’aşi Necefi, Kum, çapı evvel, 1404 h.k.
[15] Bkz: "Ehlibeyet", Soru: 829; "İmamet ve İmamlara İnanmanın Delilleri", Soru: 321; "İmametin Peygamberin Nesline Özgü Oluşu", Soru: 2969.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar