Gelişmiş Arama
Ziyaret
6391
Güncellenme Tarihi: 2009/10/22
Soru Özeti
Resul-u Ekrem (s.a.a)’in sabah namazının bir kere kaza olduğu doğru mudur?
Soru
Resul-u Ekrem (s.a.a)’in sabah namazının bir kere kaza olduğu meselesinin doğru olup olmadığını bilmek istiyorum.
Kısa Cevap

Bu mesele kelamda da bahsedilen fıkhi meselelerdendir. Bu konuda rivayetler de gelmiştir. Ama fakihlerin onun üzerinde ortak bir görüşleri yoktur. Bir grup başka deliller ve Peygamber (s.a.a)’in masumiyetiyle çeliştiği için böyle rivayetleri kabul etmezken, diğer bir grup senedin muteber oluşu ve rivayetlerin bazılarının metninde bu olayın Allah-u Teala’nın isteği ve bunun insanlar için bir rahmet olduğunu göz önüne alarak diyorlar ki, Böyle rivayetler Peygamber (s.a.a)’in masumiyetiyle çelişmemektedir.

Ayrıntılı Cevap

Bu mesele fıkhi konulardan olup kelamla da ilgili olduğundan burada genişçe ele almak mümkün değildir. Kısaca şöyle beyan edebiliriz:

Hem Sünni, hem de Şii kaynaklarda böyle bir olayın yaşandığına dair rivayetler vardır.[1] Onların bazılarının senedi muteberdir. Örneğin değerli hadis kitabı Usul-u Kafi’de İmam Sadık (a.s)’dan şöyle rivayet edilir:

Ravi diyor ki: ‘İmam Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğunu duydum: ‘Allah Resulu bir gün sabah namazı vakti uykuda kaldılar ve (gerçekte) Allah-u Tebarek ve Teala güneş doğuncaya kadar onu uyuttu. Bu iş Allah’ın insanlara olan rahmetinden dolayı idi ki, biri sabah namazında uyuya kalırsa ve başkaları onu bundan dolayı kınar ve ona ‘sen namazında takvalı değilsin’ derlerse Peygamber (s.a.a)’in bu işi bir örnek ve sünnettir. Eğer biri birine ‘sen sabah namazında uyukuya kaldın’ derse o da karşılığında der ki: ‘Peygamber (s.a.a)’de namaz vakti uykuya kaldı.’ Demek ki: Peygamber (s.a.a)’in bu işi örnek ve rahmet olmuştur. Allah bununla bu ümmete rahmet etmiştir (yani Peygamber (s.a.a)’in uyukuya kalışını hatırlatarak başkalarının kınamasından kurtulur).[2]

Bu ve benzeri muteber rivayetlerin karşısında onlarla muhalif olan başka delillerde var. Örneğin:

1-Peygamber (s.a.a) ve Masum İmamlar (a.s)’ın masum olduklarını gösteren rivayetler. Örneğin İmam Sadık (a.s), Hz Ali (a.s)’ın şöyle buyurduğunu nakleder: ‘Büyük ve küçük günahlarından korunmak, yanlış fetva vermemek, soruların cevabını doğru vermek ve dünyanın hiç bir işinde yanlışlık yapmamak, unutmamak ve batıla uymamak İmamın sıfatlarındandır.’[3]

 

2-İmam (a.s)’ın gözlerinin uyuduğu ama kalbinin uyumadığını ifade eden rivayetler.[4]

3-Alimlerin, Peygamberin masumluğunu ispatlamak için getirdikleri akli deliller. Örneğin: ‘Peygamber (s.a.a), insanların hidayeti için gönderildiğinden, amelleri öyle olmalı ki, insanlar Onu tereddütsüz kabullenmeliler. En küçük bir hata veya yanlışlık Peygamberi o yüce mertebesinden aşağı düşürür ve Peygamberin gönderildiği hedef gerçekleşmez. Bu yüzden Allah-u Teala kendisiyle insanların arasında öyle bir aracı gönderir ki insanların ondan uzaklaşmasına yol açacak hiçbir yanlışlık ve hata yapmaz. Eğer Allah birinin sorgusuz, sualsiz itaat edilmesini istiyorsa Onun bütün amel, davranış ve hareketleri örnek alınabilmeli ve kendisine tabi olunabilmelidir. Hata yapan biri böyle bir özellikten yoksundur.

4-Bütün alimlerin Peygamber (s.a.a)’in hata ve yanlışlık yapmadığına dair icma vardır.

Bundan dolayı fakihler bu rivayetler konusunda ikiye ayrılırlar:

a) Bazı fakihler Peygamber (s.a.a)’in namazının kazaya kaldığını söyleyen rivayetlerin sened yönünden kesin olmadığı, ravilerin hata yapmış olabileceği veya ravilerin uydurması olacağı veya takiyye olacağı veya başka kesin delillerle muhalif olduğu için kabul etmemekteler. Cevahir’in yazarı (r.a),[5] Hadaik’in yazarı (r.a),[6] Şeyh Ensari (r.a)[7] vs. bunlardandır.

Merhum Mirza Cevad Ağa Meliki Tebrizi (r.a)[8] ve Merhum Ayetullah Seyyid Muhsin Hekim (r.a)[9] bu rivayetin reddinde diyorlar ki: Peygamber (s.a.a)’in ashabına buyurduğu ‘…Şeytanın yurdunda uykuya kaldınız’[10] rivayetinden anlaşılıyor ki, Kur’an ayeti[11] ve başka kesin delillere göre Şeytan, Peygamberden uzaktır ve Onu (s.a.a) gafil etme veya uykusuna etki etme gücüne sahip değildir. Bu yüzden rivayetteki, Şeytani telkinlerden dolayı uykuda kaldı, ibaresi bu rivayetin sahih olmadığının delilidir.

b) Diğer bazı fakihler bu rivayetleri kabul etmiş ve onu diğer delillerin muhalifi olmadığı ve Peygamber (s.a.a)’in masum oluşu ile çelişmediği görüşündeler. Örneğin Şeyh Saduk (r.a) bu rivayetlerin birini açıklarken onları şiddetle savunmakta,[12] Şeytani yanıltması ile başka durumlar arasında fark koymaktadır. Şeyh Mufid (r.a), Şeyh Saduk (r.a)’ın aksine Peygamberin gaflet dalması ve uykuda kalması arasında bir farka inanıyor. Şeyh Mufid (r.a) peygamberin dalgınlığını reddiyor ve sözlerinden Peygamberin uykuya kalmasını kabul ettiği anlaşılıyor.[13] Şehid-i Evvel’de bu rivayetlerden birini zikrederken diyor ki: “Bu rivayetlerin masumlukla muhalefeti iddiasıyla onları kabul etmeyen bir fakihi tanımıyoruz.”[14] Şeyh Bahai (r.a) diyor ki: ‘Bizim alimler bu rivayetleri kabul ettiler.’ Ve bu gösteriyor ki, Peygamber (s.a.a)’in uykusuyla dalgınlığı arasında fark koymuş ve ona göre fetva vermişlerdir. Merhum Meclisi’de bu rivayetleri kabul etmiştir.[15]

Günümüzde ki alimlerden bildiğimiz kadarıyla Ayetullah Behçet bu rivayetleri masumlukla muhalif bulmuyor.[16]

Son olarak hatırlatmak gerekir ki, yukarıda açıklananlar ışığında böyle bir şeyin gerçekleştiğine kesin olarak inanmamak gerekir, zira rivayetlerin geçerli olmamak ihtimali de vardır; Peygamber’in makamı hakkında daha fazla dikkat etmeli ve temkinli olmalı ve ihtiyat edilmelidir.



[1] -Sahih-i Müslim, c.2, s.138; Sünen-i Ebi Davud, c.1, s.107

[2] -Usul-u Kafi, c.3, s.295

[3] -Bihar-ul Envar, c.17, s.109

[4]-el- Kafi, c.1, s.388

[5] -İnsaf şudur ki, ayet ve hadislere göre böyle bir şey Onlar (a.s) için düşünülemez. Nebi’nin (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’inin (a.s) bütün kötülük ve günahlardan pak oldukları, kusur ve ayıplardan münezzeh oldukları, söz ve amelde sürçme ve zilletten masum oldukları, kemalin en üst mertebelerine ulaştıkları ve bütün hal ve amellerde kendilerinin dışındakilerden üstün oldukları nakledilmiştir. Uykudaki halleri uyanık halleri gibidir. Uyku Onlarda (a.s) idrak ve marifet yönünden bir şeyi değiştirmez, uykuda ihtilam olmazlar, Şeytanın ordusu Onlara zarar vermez… Önden gördükleri gibi arkadan da görürler. Gölgeleri yoktur, idrar ve gaitleri görülmemiştir. Yer onu örtmeye ve yutmaya emrolundu. Zamanın başlangıcından bitimine kadar her şeyi biliyorlar. Onlar insanlara şahid tutuldular. Gece ve gündüz melekleri Nebi (s.a.a)’le birlikte sabah namazına şehadet ederler. Melekler bütün namazlarda İmamlar (a.s)ın yanına gelirler; hergün, her saat ve her namazda Onlarla namaz kılmak için haber verirler. Onlar kendilerine haber veren, kendilerini doğrulayan Ruhul Kudüs’le teyit edilmişlerdir. Onlarda hadesin iki türüde görülmez. Boş şeylerle uğraşmaz, uyumaz, gafil olmazlar. Ruhul Kudüs’le arşın altından yerin altına kadar olan her şeyi bilirler ve dünyanın doğusunda ve batısında olanları görürler. Ve nakledildiği gibi bunların dışında Allah’tan başka kimsenin bilmediğini bilirler. Allah’tan başka kimse onları hakkıyla tanımaz, Allah’ıda onlardan başka kimse hakkıyla tanımaz. Onlar (a.s) namaz vakitlerinde ve gecenin sonlarında iki ayağı yerin yedinci katında, kanatları doğu ve batıyı aşan, gafiller uyansınlar diye gece şafak söktükten sonra yaptıkları tesbihlerinin sonu olan ‘Rahman olan rabbimizden başka ilah yoktur’ diyen ve meleklerden olan gök horozunun tesbih sesini duymak için feryat eden horozlardan daha az değildirler. Onlar bundan çok çok daha üstündürler. Evet eğer onların mükellefiyetlerinin farklı oldukları ispatlanırsa, uykuya kalma konusu bir yere bağlanabilirdi. (Cevahir-ul Kelam Fi Şerh-i Şerayi-ul İslam, c.13, s.73-76)

[6]-Alimlerin ittifak ettikleri gibi, Onun (s.a.a) yanlışlık yapmasının caiz olmadığının gereği bu ve benzeri hadislerin reddetmek veya onların takiyye olduğunu söylemektir. Buna Sünnilerin Katade ve bir grup sahabeden naklettikleri mezkur hadiste işaret etmektedir. Çünkü iki hüküm arasındaki red ve çelişkide gizli değildir. (el-Hadaik-un Nazire, c.6, s.273)

[7] -Şeyh Ensari, Resail-i Fıkhiye’nin 323. sayfasında, Cevahir’in yazarı Cevahir’in c.13, s.76’da bu ihtimale işaret etmiş ve onu kabul etmişlerdir.

[8] -Şeyh Cevad Tebrizi, el-Envar-ul İlahiyye-Risaletun Fi Lobs-is Sevad, s.54

[9] -Müstemsek-ul Urvet-ul Vuska, c.5, s.138

[10] -Tehzip, c.2, s.265

[11] -Nahl/100

[12] -Men La Yahduruh-ul Fakih, c.1, s.359

[13] -Risaletun Adem-i Sehv-in Nebi, s.28

[14] -Zikr-iş Şia Fi Ahkam-iş Şeria, c.2, s.423

[15] -Diyorum ki: Nebi (s.a.a)’in uykusu aynı şekildedir. Yani namazın kazaya kalması Sünni ve Şianın rivayet ettiği bir şeydir. Bu dalgınlık türünden değildir. Bu yüzden çok az kimsenin dışında dalgınlığa inanan yoktur… (Mir’at-ul Ukul Fi Şerh-i Ahbar-i Al-ir Resul c.15, s.65)

[16] -Behcet-ul Fakih, s.150

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Müçtehitlerin makamı konusunda bir ayet veya hadis var mı?
    10426 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bu devirde temizliğe riayet etmemize rağmen, adet görme guslünün felsefesi nedir?
    6929 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/05/16
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanların maddi ve manevi maslahat ve menfaatleri korumak için oluşturulmuş ve bundan başka hiçbir hedef gözetilmemiştir. Yüce Allah bu hükümler ile insanlar için hem manevi hem de cismani taharet ve temizliğin sağlanmasını istemektedir. Esasen guslün ve adet guslünün hikmet ve sırları, zahiri ...
  • Kumar aleti olmaktan çıkmış olan oyun kâğıtlarıyla kumar amacını gütmeksizin oyun oynamanın hükmü nedir, sakıncalı ve işkâlı var mıdır?
    8387 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Zikredilen sorunun cevabı bağlamında imma Humeyni (kuddise sırruh) ve diğer taklidi mercileri şöyle buyurmuşlardı: Örfün nezdinde kumar aleti olarak bilinen oyun kâğıtlarıyla oyun oynamak kesinlikle caiz değildir. (İster kazanmak ve kazanmamak amacını gütsün ister gütmesin). Ama örf nezdinde kumar aletlerinden sayılmayan; örneğin bir anlamda fikri geliştiren ve dini ve ilmi ...
  • Kadın zarif bir varlık mıdır yoksa zayıf bir insan mı?
    11792 Eski Kelam İlmi 2010/12/05
    Kur’an’a göre kadının makamı çok yüksektir. Kur’an yaratılış yönünden kadın ve erkeği aynı cinsten olduğunu söylemekte ve insanlıkta bir bilmektedir. Bu semavi kitap özel ilahi lütufa nail olan, vahiyin rububi makamınaçıkan ve meleklerin konuştuğu kadınlardan bahsetmiş, iman ve Allah yolunda mukavemetin örnekleri olan ...
  • İmamlara ait resimlerin şer’i hükmü nedir?
    7021 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah, bizi ölümden sonra tekrar bu dünyaya döndürecek olursa biz iyi işler yapar mıyız?
    11185 Eski Kelam İlmi 2010/07/07
    Birincisi, kişilerin isteğine bağlı olarak dünyaya dönebilmelerinin mümkün oluşu yaratılış nizamının bozulmasına ve Peygamberlerin gönderilişinin abes olmasına yol açar. İkincisi, bu kişilerin dünyaya dönmeleri farz-i mahal gerçekleşse bile onların iyi işler yapacakları belli değildir. Çünkü dünya aynı dünyadır ve onlar da aynı istek ve heveslere sahiptirler. Nitekim dünyada da ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70480 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • İranda ne kadar Yahudi var ve İran devletinin onlara davranışı nasıldır?
    10619 Düzenler 2011/10/23
    İran İslam Cumhuriyetinde dini azınlıklar (Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt...) Müslümanlarla beraber yaşamaktalar. İran Yahudilerinin kendi istatistiklerine göre İranda şu anda 20 bin civarında Yahudi (Kelimi) vardır.[1] Onlarda diğer İran vatandaşlarının sahip olduğu tüm hak ve hukuka sahiptirler. Ekonomi, ibadet, sosyal ...
  • imamların makamı enbiyaların makamindan daha mi üstün?
    14340 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    İmamların ilmi makamları nebilerinkinden daha üstün olduğu meselesi birçok rivayetlerde konu edilmiş. Bunun asıl delili imamların (a.s.) nurani olan batini boyutlarının peygamber (s.a.a.) ile bir olmalarıdır. Peygamber (s.a.a.) diğer peygamberlerden üstün olduğu gibi, bu kaynaktan yararlanan imamların ilmi makamı da diğer tüm peygamberlerden ...
  • Hangi imam ferec duasını şahsen okumaktaydı?
    15018 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Ferec kavramı, (Arapça) sözlükte “gam ve hüzünden kurtulmak ve ferahlanmak” anlamına gelir.[1] Hadis kitaplarında ferec ve ferahlanmanın hâsıl olması için zikredilen dua ve ameller bu sözlük anlamını taşımaktadır. Burada “Ferec Duası” olarak adlandırılan üç dua ve de “Ferec Namazı” olarak isimlendirilen bir namazı zikretmekle ...

En Çok Okunanlar