Gelişmiş Arama
Ziyaret
3440
Güncellenme Tarihi: 2010/12/22
Soru Özeti
Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
Soru
Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
Kısa Cevap

Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde hataya düşmektedir. Bu hataların kaynağı akıl değil bilakis akıl gücünden faydalanılmamasıdır. Böylesi muhtemel sorunları önlemenin en doğru çözümü aklın ve düşünce gücünün takviye edilmesi ve Allah’ın bizlere tanıttığı hidayet önderleri olan Evliya’ya müracaat etmemizdir.  

Ayrıntılı Cevap

 Kuran’ı Kerim ayetlerini iki açıdan sınıflandırabiliriz.  İlk bakış açısına göre söz konusu olan meseleler muhkem ve müteşabih olarak ikiye ayrılırlar. Bu sınıflandırma Ali-İmran suresinin yedinci ayetinde açıkça beyan edilmiştir: "مِنْهُ آياتٌ مُحْكَماتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتابِ وَ أُخَرُ مُتَشابِهات‏". ‘Onun (Kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müşabihtir.’

Diğer sınıflandırma ise Kuran’ın ayetlerinden idrak edilen farklı manalar nazara alınarak söz konusu edilmiştir. Zira Kuran’da geçen kelimelerin zahiri ve ilk anlamlarının yanı sıra rivayetlerde de tasrih edildiği üzere başka anlam katmanları da vardır. Her birey sahip olduğu tefekkür gücüne göre bu anlam katmanlarına ulaşabilir.

Yukarı zikredilen açıklama bağlamında Kuran’ın anlaşılmasında aklın rolü dört bölümde incelenebilir:

  1. Muhkem ayetlerin zahiri anlamı:

Muhkem ayetler Kuran’ı Kerim’in büyük bir bölümünü ezcümle dualar, tarihi vakıaların beyanı, ahlaki öğretiler… oluşturur. Muhkem ayetler bütün beniâdem tarafından akılla idrak edilebilecek türdendir. Bir örnek verecek olursak Kuran şöyle buyurur: "لا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْساً إِلاَّ وُسْعَها" ‘Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar.’[1] Düşünebilen her insan bu ayetten Allah Teâlâ’nın insana üstesinden gelemeyeceği teklifi vermediğini idrak edebilir. Bunu anlamanın özel bir kabiliyete ve özel bir düşünce gücüne ihtiyacı yoktur.

Kuran’ı Kerim’in bütün muhatapları bir ibaretten aynı manayı idrak edebiliyorsa bu bizlere akıllarının Kuranın kavramlarını anladığını gösterir. Buna binaen bizim aklımız Kuran’ı idrak etmekten acizdir bahanesine kimse sığınamaz. Zira Kuran’ın nazil oluş biçimi en azından onun zahiri ve ilk anlamının halkın geneli tarafından anlaşılır olduğunu göstermektedir.

  1. Muhkem ayetlerin anlam katmanları:

Bazı rivayetler esasınca Kuran’ı Kerim’in zahiri manasının doğru ve istifade edilebilir olmasının yanı sıra bunun ötesinde anlam katmanlarını bağrında barındırmaktadır. Lakin bu anlamlar ve manalar her birey için ulaşılabilir değildir. Ancak takvaya veya derin düşünce gücüne sahip olan insanlar ruhsal temizliği ve tefekkür güçleriyle doğru orantılı olarak Kuran’ın anlam ve mana katmanlarına sahip olabilirler.[2]

Böyle bir kudrete sahip olmayan bireyin Kuran ayetlerinin zahiri ve ilk manaları üzerinde düşünmesine gerek olmadığı anlamında değildir. Bilakis bu zahiri ve ilk anlamları doğru bir şekilde bütünleştirmek hem düşünce gücünü geliştirecek hem de diğer anlam katmanlarını anlamak için bir merdiven oluşturacaktır.

  1. Müteşabih ayetlerin zahiri manası:

Bazı Kuran ayetlerinde geçen ibaretlerin zahiri temel dini öğretilerle ve inançlarla uyumsuz olan bir anlam zihinde doğurmaktadır.  Örneğin: " يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْديهِم‏"  ‘Allah'ın eli (kudreti) onların ellerinin (kudretlerinin) üstündedir.’[3] Bu ayeti geçen ‘ید’ kelimesini sözlük olarak mana edecek olursak sonuç olarak Allah Teâlâ’nın diğer maddi varlıklar gibi elleri olduğu sonucuna ulaşırız ki bu anlam dinin temel esaslarıyla tamamen çelişir. Buna binaen bu zahiri anlam değil de delaletine teveccüh edilir. Eğer akıl bu sahada ayetin gerçek manasına kesin olarak ulaşamazsa bile muhkem ayetler ışığında bu ayeti kavrama noktasında belirsizlik olduğuna kanaat getirerek sözün zahirine istinatta bulunmaz. Bilakis müteşabih ayetin hakikatini anlamak için Allah’ın bizlere tanıttığı hidayet önderleri olan Kuran’ın tevilini bilen rasih Evliya’ya müracaat ederler.

  1. Müteşabih ayetlerin gerçek manası:

Ali-imran suresinin yedinci ayetinde müteşabih ayetlerin gerçek manasını yalnız Allah Teala ve ilimde rasih olan, Kuran’ın teviline ilmi olanların bildiği açıklanmıştır. Doğal olarak kimin ilmi ve takvası daha fazla ise müteşabih ayetleri idrak etme gücüde daha fazla olacaktır.

Elbette kalplerinde hastalık olan veya ilim ve idrakları çok zayıf olan bazı insanlar muhkem ayetlerin zahirinde dahi yanlış tefsirler sunmaktadır. Bu insanların amellerini bilinçli ve bilinçsiz olmak üzere ikiye ayırmak gerekir. Bu fertlerin bilinçsiz olanlarının eylem ve söylemini aklın Kuran’ın tefsirinde yanlış yaptığına ve muteber olmadığına delil göstermek ve ölçü kabul etmek doğru olmayacaktır. Bilakis Kuran yüzlerce ayette muhataplarını düşünmeye, tefekküre ve akıl etmeye davet etmektedir. Örnek olarak: “كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِهٖ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ” ‘İşte böyle Allah sizin için ayetlerini beyan etmektedir. Umulur ki akıl edersiniz.’[4]

 

 

 

[1] Bakara/286.

[2] Meclisi, Muhammed Bakır, Bihar’ul-Envar, 89.c, 78.s, muesse’tul-vefa, Beyrut, 1404.h.

[3] Fetih/10.

[4] Bakara/242; Ali-İmran-118, Muhammed/28…

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar