Gelişmiş Arama
Ziyaret
19227
Güncellenme Tarihi: 2011/10/17
Soru Özeti
Kur’an yalnızca kesilme sırasında Allah’ın adı zikredilmeyen hayvanın etini yemeyi yasaklamıştır. Allah’ın isimlerinden hiç biri zikredilmediği ve Allah’tan başkasınında adı getrilimediği zaman bunların yenmesi neye göre yasaklanmıştır?
Soru
Kur’an’ın ayetlerine dikkat ettiğim kadarıyla eti haram olan hayvanlar için ‘Uhille Ligayrillah’ (Allah'tan başkası için kesilen hayvan) ibaresi kullanılmıştır. Bu ibare galiba tarihte putlar için ve onların adına bir hayvan kesildiği zaman, Allah’tan başkasının (putun) adı zikredildiği veya Allah’tan başkası (put) için kesilenler hakkındadır, yoksa Allah’ın adı getirilmediği için değil. Buna göre gayr-i müslim ülkelerde veya gayr-i müslim birinin kestiği ve Allah’ın adı zikredilmeden kesilen eti helal olan hayvanları yemenin hükmü aynı mıdır? Allah’tan başkasının adı değilde, Allah’ın adı zikredilmeden kesilen hayvanın etinin yenmesinin haram olduğu konusunda ayet veya hadis var mı? Kesim sırasında Allah’ın adının zikredilmesi tabiiki daha iyidir, ancak bunu gerektiren bir ayet ve hadis yoksa Allah’ın adı zikredilmeden kesilen etlerin haram olmasının hükmü lütfen yeniden gözden geçirilsin; çünkü özellikle birçok yabancı ülkede helal et bulmak çok zordur.
Kısa Cevap

‘Ma Uhille Li’gayrillah’ (Allah'tan başkası için kesilen hayvan) ifadesinin açık bir şekilde geldiği ayetlerden biri Bakara suresinin 173. ayetidir. Ayeti iki şekilde tercüme edilebilir. Yani öyle bir şekilde tercüme edebiliriz ki ‘Ma Uhille Li’gayrillah’ Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvanlarıda -ki sonuçta haram olurlar- kapsamına alır. Böyle bir tercümenin tercih edilen yönleri var ki, kısaca şöyledir:

1-En’am suresinin 121. ayeti olan ‘Allah'ın adı anılarak kesilmeyen hayvanları yemeyin, şüphe yok ki bu kötülüktür...’ ayeti gibi bu konudaki diğer ayetlerle uyum sağlaması:

2-Söz konusu ayetin son tarafının rivayetle uyumlu olması. Buna ayrıntılı cevap bölümünde değineceğiz.

3- Şafi’inin dışında Şii ve Sünni alimleri arasında eskiden beri bu konuda icma olması.

4-Böyle bir algının, tercümesi dikkatle yapılan Kur’an mealleriyle ve ahkam ayetleri konusunda yazılan kitaplarla uyum sağlaması.

5-Şu andaki taklit merciilerinin fetvalarıyla uyumlu olması.

Ayrıntılı Cevap

‘Uhille Ligayr-illah’ (Allah'tan başkası için kesilen hayvan) ibaresi Kur’an-ı Kerim’de dört ayette gelmiştir.[1] İkisi Mekke’de nazil olan En’am ve Nahl surelerinde (biri bi’setin başlarında, diğeride Allah Resulünün (s.a.a) Mekke’de ikametinin son dönemlerinde nazil olmuştur), diğer ikiside biri hicretin başlarında nazil olan Bakara suresinde, diğeride hicretin sonlarına doğru nazil olan Maide suresinde gelmiştir. Söz konusu ayetlerin en belirginlerinden biri Bakara suresindeki 173. ayettir. Aşağıda onun tefsir ve tercümesine değinip sırasıyla bazı konuları ele alacağız. Bu şekilde daha doğru bir sonuç alabileceğimizi umuyoruz.

Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor: ‘O, size ölü hayvan etini, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası için kesilen hayvanı haram etmiştir. Fakat zorda kalan, başkasının hakkına el uzatmamak ve zaruret miktarını da aşmamak üzere yerse günah etmiş olmaz. Çünkü Allah, suçları örten rahimdir.’

‘Uhille Ligayr-illah’ cümlesindeki ‘Uhille’ manası: ‘el-İhlal’ sesi yükseltmek demektir. Müşrikler hayvan keserken cahiliyetin iki putu olan ‘Lat’ın ve Uzza’nın adına’ diye seslenirlerdi. Çocuk doğduktan sonra ağlamayla sesi açılmasına da ‘İstehelle Sabiyy’ derlerdi.[2]

 

Ayetin Tefsiri

Ayet: ‘O, size ölü hayvan etini... Allah'tan başkası için kesilen hayvanı haram etmiştir.’ diye buyurarak kendine özgü belagat ve vecizliğiyle sanki iki konuyu ispat etmek istiyor:

a) Her kesilen hayvanda Allah’ın adının getirilmesi, b) Allah’ın dışında birinin adı getirilerek kesilen hayvanın haram olması. Burada dört varsayım düşünülebilir. Birincisi yalnızca Allah’ın adının zikredilmesi. İkincisi Allah’tan başkasının adının zikredilmesi. Üçüncüsü hem Allah’ın hem de başkalarının adının zikredilmesi. Dördüncüsü kimsenin adının zikredilmemesi. Birinci varsayım kesinlikle doğru ve sakıncasızdır, bunu ayetin mefhumundan anlıyoruz. İkinci varsayım yine ayetin mefhumunun yasakladığı varsayımdır. Üçüncü varsayım Allah’tan başkasının adı zikredildiği için ‘Kesilen şey Allah’tan başkasının adıyla kesilmiştir’ dememizi doğrulamaktadır. Dördüncü varsayımdan ayette herhangi bir isimden söz edilmediği için kesimin helal olduğu anlaşılsa da manasına biraz dikkat edilse karşımıza başka bir şey çıkacaktır. Zira, ‘Ses yükselmiştir’ diye buyurduğunda şu noktaya parmak basmaktadır ki kestikleri zaman bir şeyin ismini getiriyorlardı, putperestler ise kendi putlarının adını getirirlerdi. Bu düşünce yüzde yüz kabul edilmese de en azından sizin düşüncenizin yanında bir düşüncedir. Ancak bu düşüncenin şöyle sağlam karineleri var:

1- En’am suresi 121. ayetinde şöyle buyuruluyor: ‘Allah'ın adı anılarak kesilmeyen hayvanları yemeyin, şüphe yok ki bu kötülüktür...’[3] Ayet, Allah’ın adının zikredilmediği kesimlerin haram olduğunu söylemektedir. Öyleyse kimsenin ismi zikredilemse de haramdır. Zira onda Allah’ın adı getirilmemiştir.

2- Yine En’am/118’de şöyle buyurulmaktadır: ‘Allah'ın adı anılarak kesilenleri yiyin.’[4] Muhalif mefhumdan Allah’ın adının zikredilmediği kesimlerden yemememiz gerektiği anlaşılmaktadır.

3- Kesimde Allah’ın adını getirmek o kadar önemlidir ki Allah avcılara, av köpeklerini avlarının üzerine gönderecekleri zaman Allah’ın adının anılmasını emrediyor.[5]

4- Ahkam ayetleri kitaplarının bazılarında ‘Ma Uhille Li’gayrillah’ ifadesinin Allah’ın adının zikredilmediği kesimleri de kapsadığı yazılmıştır.[6]

5- Masum İmamların (a.s) rivayetlerinde de bu mana görülmektedir. Bir rivayette İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Allah, kendi adının dışında bir adla kesilen şeyi haram etmiştir. Zira Allah, kendi birliğini ikrar etmeyi ve kesim sırasında adının anılmasını kullarına farz etmiştir. Allah’ın adını zikretmek Onun rububiyet ve tevhidine ikrardır.’[7]

Bu esastan dolayı bütün İslam alimleri şu noktaya iz’an etmişler ki, Allah’ın adı zikredilmezse (ister hiçbir isim zikredilmesin, ister Allah’tan başkasının adı zikredilsin farketmez) kesimin haram olmasına neden olur ve Şii mezhebinde kesimin helal olabilmesi için Allah’ın adının anılması konusunda hiçbir ihtilafın olmadığını söyleyebiliriz.[8] Ehl-i Sünnetten Şafii diyor ki: ‘Ad getirmek, kesilen hayvanın yenilmesinin helal şartı değildir. Evet Allah’tan başkasının adı zikredilirse haramdır.’[9]

Bu görüş söz konusu ayete ters olup Ehl-i Sünnetin diğer üç mezhebine ve Şia mezhebine muhaliftir.

Bu yüzden günümüzdeki tüm taklit merciileri, Allah’ın adı zikredilmeden kesilen hayvanın yenilmesinin haram olduğuna dair fetva vermişlerdir. Evet, eğer unutulmaktan dolayı Allah’ın adı zikredilmezse sakıncası yoktur.[10]

Allah’ın adını zikretmek sadece kuru bir ikrar değildir. Bu ikrarın kesilen hayvanın üstünde çeşitli etkileri vardır.

Son olarak belirtmek gerekir ki günümüzde ülkelerin çoğunda helal et bulunmaktadır. Eğer bulunmazsa balık gibi kesime ihtiyaç duyulmayan etler yenilebilir.     



[1] -Bakara/173, Maide/3, En’am/145, Nahl/115.

[2] -Muhyiddin Derviş, İ’rab-ul Kur’an ve Beyanuh, c.2, s.408, Dar-ul İrşad, Suriye, 4. Baskı, HK. 1415

[3] - وَ لا تَأْکُلُوا مِمَّا لَمْ یُذْکَرِ اسْمُ اللَّهِ عَلَیْه

[4] - فَکُلُوا مِمَّا ذُکِرَ اسْمُ اللَّهِ عَلَیْه

[5] -Maide/4

[6] -Cemaleddin Mikdad, Kenzu’l-İrfan Fi Fıkhi’l-Kur’an, c.2, s.301, Kum, Bi-Ta; Cevad Kazımi, Mesaliku’l Efham İla Ayat-ul Ahkam, c.4, s.141, Murtazavi, HK. 1389

[7] -Muhammed b. el-Hasan Hür Amuli, Vesailu’ş-Şia, c.24, s.213, İhyai’t Teras, Kum.

[8] -Şeyh Hüseyin Hilli, Delilu’l-Urvetu’l-Vuska, c.1, s.376, Matbaatu’n Necef, HK. 1379.

[9] -Abdurrahman el-Ceziri ve Seyyid Muhammed Yasir Mazih, el-Fıkh Ale’l Mezahibi’l Erbaa, c.1, s.400, el-Mektebtu’l Asriyye, Beyrut, 1426

[10] -Tevzihu’l Mesail-i Meraci, c.2, s.573, Mesele:2594.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17221 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    8777 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Astıma müptela olan oruçlu bir şahsın sprey kullanmasının hükmü nedir?
    7095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mercilerin çoğu, ilaç yerine istifade edilen iğne ve serum gibi şeylerin kullanımını caiz bilmektedir. Elbette belirtilen hususların yemek yerine istifade edildiği yerde onlardan sakınmak gerekir.[1] Aynı şekilde nefes darlığı için kullanılan sprey eğer ilacı sadece akciğere aktarırsa, orucu bozmaz.
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    18099 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8247 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12435 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...
  • Abdest ve teyemmümün felsefesi nedir?
    10117 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/12
    Banyo yapıldığı zaman ortaya çıkan şey dış temizliktir. Dış temizliğin yanı sıra, manevi temizlikte namazın şartlarındandır. Bu da ancak abdest ve gusülle gerçekleşir. Su kullanma imkanı yoksa, manevi ve batıni taharet için, abdest ve guslün yerine teyemmüm alınır. Ama bu, teyemmümün dış temizliğe faydası olmadığı ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    10641 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    7274 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar