Gelişmiş Arama
Ziyaret
9112
Güncellenme Tarihi: 2011/07/20
Soru Özeti
Acaba hazreti İsa (a.s.) hazreti Muhammedin geleceği hakkında (kendi kavmine) müjde vermiş miydi? Acaba hazreti İsa yalanız bana iman edenler cennete gireceklerdir şeklinde bir söz söylemiş miydi? Yoksa İncil tahrif mi edilmiş?
Soru
Saf suresinin 6. Ayetinde şöyle buyrulmaktadır: Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti”. Buradan yola çıkarak sormak istediğim soru şu: Neden Hıristiyanlar buna inanmıyorlar? Neden hazreti İsa (a.s.) İncil’de yalanız bana iman getirin ve kim bana iman ederse cennete girecek demiş? Yoksa İncil tahrif mi edilmiş?
Kısa Cevap

Kuranı kerim hazreti İsa’nın (a.s.) hazreti Muhammedin ki, ismi Ahmet’tir geleceği hakkında müjde verdiğini apaçık söylemektedir. Ama İslam Peygamberinin geleceği hakkında vermiş olduğu müjde hali hazırda var olan İncilin kendisinde miydi, onun dönemindeki İncil’de miydi? Bu artık farklı bir konu başka yerde araştırılması gerekir. Hemen belirtelim ki bu hususta aşağıdaki adrese müracaat edebilirsiniz: Nemaye: beşaret ameden hazreti Muhammed (s.a.a.) der İncil, sual 2924 (sayt: 3129).

Hazreti İsa (a.s.) döneminde gerçekten kendisine iman etmiş ve Onun getirmiş olduğu düsturlara amel edenler gerçekten cennete gireceklerdir. Elbette bilinmelidir ki hazret İsa’ya (a.s.) gerçekten ve kâmil bir şekilde iman etmek onun getirmiş olduğu tüm düstur ve öğretilerine iman getirmek demektir. Ahmet adında gelecek İslam peygamberinden haber vermesi de bu öğretilerden birisidir. Dolayısıyla buna da iman etmeleri lazım.  

İncil konusunda şu noktalara teveccüh etmek gerekir: Bir: günümüzde mevcut olan İncil hazreti İsa (s.a.) döneminde ilahi vahiy şeklinde inen İncil değil, bilakis bu İncil hazret İsa’nın (s.a.) yaranları veya ondan sonra dünyaya gelen kimseler tarafından telif edilmiş bir İncil’dir. İki: Mevcut İncil’de inkâr edilmeyecek kadar açık tahrifler var olmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Kuranı kerim şöyle buyurmaktadır: “Hani, Meryem oğlu İsa, “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, “Bu, apaçık bir sihirdir” dediler[1]

Buna binen hazreti İsa (a.s.) son peygamber olmamış. Bilakis iki peygamber arasında gelen bir peygamberdir. Hazreti Musa’nın nübüvveti ve Onun getirmiş olduğu kitabı yani Tevrat’ıyla İslam peygamberinin nübüvveti ve onun getirmiş olduğu kitabı yani kuran arasında bir bağ kurmuş. İlahi risalet ve ilahi rehberler arasında çelişki ve tezat yok ve olamaz. Bilakis bir sonraki peygamber, getirmiş olduğu kitabın içerikleriyle bir önceki peygamberin getirmiş olduğu kitabın içeriklerini kâmilleştiriyor.[2] Hazreti İsa’nın kendisi de has bir zamana ait Allahın peygamberi olduğundan öte başka bir iddiada bulunmamıştı.

Ama İslam Peygamberinin geleceği hakkında vermiş olduğu müjde hali hazırda var olan İncilin kendisinde miydi, onun dönemindeki İncil’de miydi yoksa başka bir yerde miydi? Bu artık farkı bir konu ayrı araştırılması lazım. Bu hususta aşağıdaki adrese müracaat edebilirsiniz: Nemaye: Beşaret ameden hazreti Muhammed (s.a.a.) der İncil, sual 2924 (sayt: 3129).

Şüphesiz hali hazırda Hıristiyanların elinde bulunan İncil kitabı büyük ilahi Peygamberlere inen kitap türünden değildir. Hali hazırda mevcut olan bu İncilleri yüzeysel bir mütalaayla mütalaa edilirse bu kitapların hazreti İsa’nın yaranları veya onlardan sonra dünyaya gelen kimseler tarafından toplatılmış ve telif edilen konular bütününden oluştuğu kolayca anlaşılır. Hazreti İsa’nın bazı öğretilerinin bir kısmı ve semavi olan kitapların öğretilerinden de bir bölümü onların (peygamberlerin) takipçilerinin sözlerinin zımnında bu kitaplara intikal etmiştir. Bu durumun aynısı Tevrat için de geçerlidir. Bu nedenle ahdi kadim olarak bilinen Tevrat (ve ona bağlı olan kitaplar)da ve ahdi cedit olarak bilinen İncil’de (ve ona bağlı kitaplarda) zikredilen her şeyi tamamıyla kabul edemediğimiz gibi hepsini bütünüyle inkâr da edemiyoruz. Zira bu kitaplar bu iki büyük peygamberin sözleri ve başkalarının düşünce ve tefekkürleriyle karıştırılmış öğretilerden oluşmuşlar.

Bu nedenle eğer hali hazırda mevcut olan İncil kitabında İslam peygamberinin (s.a.a) geleceği hakkındaki verilmiş müjde yoksa bu ilk İncil’de ve hazreti İsa’nın öğretilerinde de yoktur olmasına delil olamaz. Bunun yanı sıra mevcut olan İncil’de bile büyük bir şahsiyetin zuhuruna, müjde veriyor şeklinde çok tabirler var olmaktadır ki bu tabirlerde belirtilmiş olan nişaneler İslam dini ve İslam dinini getiren hazreti Muhammed’in dışında başka hiç kimseye tatbik edilemez. Ama her halükarda Hıristiyanlıkta uzman olanların da itiraf ettiği gibi hazreti İsa’ya ait olan İncil’deki konuları veya hazreti İsa’nın kendi sözlerini diğerlerinin izafe ettikleri düşüncelerden ayırt etmek Hıristiyanların kaynaklarına göre imkânsızdır. Bu nedenler bunu teşhis etmek için kuran dışında başvurulacak hiçbir mercii ve kıstas söz konusu değildir. Zira kuranı kerim diğer ilahi kitaplara yönelik (muhaymin özelliğini) yani gözetleyici niteliğini taşıyor.[3]   

Ama hazreti İsa’nın şu sözüne; yani yalanız bana iman getirin ki cennete geresiniz” gelince şunu söyleriz. Burada teveccüh edilmesi gereken şu: Allah tarafından gönderilen her Peygamber kendi dönemindeki insanları hidayet etmek için bir din getirmiş ve o dönemin insanlarını o dine davet etmekle yükümlüdür. Bu nedenle o insanların manevi ecrini ve sevabını temin etmek zorundadır.  Bunun yanı sıra bu kelamın manası şudur: Hazreti İsa döneminde gerçekten hazreti İsa’ya (a.s.) iman getirip Onun düsturlarına amel edenler gerçekten cennete gireceklerdir.

Şüphesiz hazret İsa’ya (a.s.) gerçekten ve kâmil bir şekilde iman etmek Onun (a.s.) risaletini yerine getirme bağlamında insanlara tebliğ ettiği tüm düstur ve öğretilerine iman getirmek anlamındadır. Ahmet adında gelecek İslam peygamberinin müjdesini vermesi de iman edilmesi gereken öğretilerden birisidir.

Buna binaen hazreti İsa’nın bütün dediklerine ve özellikle Ahmet isminde gelecek peygamber hakkındaki sözüne iman etmiş olanlar günümüz dünyasında İslam dinine iman ve İslam dininin düsturlarına amel etmeleri gerekir. Zira Ahmet isminde müjdesini verdiği peygamber (tahriften korunmuş niteliğine sahip olan) kuran gibi bir mucizeyle İslam dinini insanlığa armağan etmiştir.

Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat edebilirsiniz:

1-   Nemaye: incili asri peyamber, sual şomarıyi 2664(sayt: 2862).

2-   Nemaye: tahrif napeziriyi kuran, sual şomareyi 453 (sayt: 486).            

 



[1]Ve iz kale 'isebnu meryeme ya beni israile inni resulullahi ileykum musaddikal lima beyne yedeyye minettevrati ve mubeşşirem biresuliy ye'ti mim ba'dismuhu ahmed, felemma caehum bilbeyyinati kalu haza sihrun mubîn”. (Saf, 6.).

[2] Tefsiri hidayet, c. 15, s. 379.

[3] İktibas ez sual şomareyi 2664 (sayt: 2862), nemaye: İncil asri peyamber.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar