Gelişmiş Arama
Ziyaret
6163
Güncellenme Tarihi: 2012/02/14
Soru Özeti
Dr. Şeriati gibi şahısların kitaplarını okumak nasıldır?
Soru
Dr. Şeriati gibi şahısların kitaplarını okumak nasıldır?
Kısa Cevap

Şeriati ve onun kitapları hakkında çeşitli görüşler söz konusu edilmiştir ve Şeriati’yi kabul edenler ve etmeyenler tarafından çelişik görüşler ortaya atılmıştır. İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei insaflı bir bakış açısıyla Şeriati konusunda şöyle diyor: Bana göre Şeriati mazlum konumunda olan bir kimsedir. Onun bu konuma duçar olmasına kaynaklık yapanlar ise bir taraftan onun taraftarı olan kimseler diğer taraftan da ona muhalif olan kimselerdir. Yani zamanın acayipliklerinden, belki de Şeriati’nin acayipliklerindedir ki, onun taraftarı ve onun muhalifleri tarafından yapılan ortak çalışmalar, dert sahibi ve şuur dolu böyle bir insanı tanınmaz hale getirdiler. Bu ise, ona yapılan bir zülümdür.

Şeriati, hakkında söylenen ve şimdilerde bile zannedilenin aksine, ruhaniyetin karşıtı olmadığı gibi ruhaniyetin misyonuna derinden iman eden birisiydi. Şeriati, ruhaniyetin zaruri ve tartışma götürmez temel bir kurum olduğunu ve ruhaniyetle muhalefet eden kimsenin, kesinlikle sömürücü güçlerden beslendiğini söylüyordu. Bunlar Şeriati’nin itikadıydı ve bunda hiç şüphe etmeyiniz ve bu şeyler Şeriati’nin tartışma götürmez maarifinin bir bölümüdür. Ne var ki Şeriati, ruhaniyetin omuzlarında taşıdığı misyona tam olarak amel etmediğini düşünüyordu.

Ayrıntılı Cevap

Dr. Şeriati ve kitapları konusunda çeşitli görüşler ortaya konulmuştur ve bu bağlamda onun taraftarları ve muhalifleri çelişik ve bazen sert ve aşırı görüşler beyan etmişlerdir. Ama bunlar arasında bazıları da orta yolu tutmuş ve insaflı bir bakış açısıyla bu meseleye bakmışlardır. Bunlardan birisi İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei’dir ki biz burada onun sözlerinin açıklanmasıyla yetineceğiz:

“Bana göre Şeriati mazlum konumunda olan bir kimsedir. Onun bu konuma duçar olmasına kaynaklık yapanlar ise bir taraftan onun taraftarı olan kimseler diğer taraftan da ona muhalif olan kimselerdir. Yani zamanın acayipliklerinden, belki de Şeriati’nin acayipliklerindedir ki, onun taraftarı ve onun muhalifleri tarafından yapılan ortak çalışmalar, dert sahibi ve şuur dolu böyle bir insanı tanınmaz hale getirdiler. Bu ise, ona yapılan bir zülümdür.”

“Şeriati’nin muhalifleri, onun yanlışlarını ele alıyorlar ve bu da onun olumlu noktalarını görmemelerine sebep oluyor. Bana göre Şeriati’nin yanlışları vardı ve ben hiçbir zaman bu yanlışların, küçük yanlışlar olduğunu iddia etmiyorum. Ne var ki ben, Şeriati’nin yanlışları olarak isimlendirdiğimiz şeylerin yanı sıra, onun seçkinlik ve güzelliklere de sahip olduğunu iddia ediyorum. O halde eğer onun yanlışları sebebiyle, seçkinlik ve güzelliklerini görmüyorsak, bu ona yapılan bir zülümdür. Ben unutmuyorum; Şeriati ile alakalı söylentilerin son bulduğu merhaleler olarak hesap edebileceğimiz mücadelenin şiddet bulduğu zamanlardı. İmam (r.a) sohbeti arasında birilerinin ismini söylemeksizin, Şeriati’nin durumuna ve onun etrafında olup biten muhalefetlere işaret etti. İmam’ın o zamanda yaptığı sohbetinin kaseti Necef’ten geldi ve bu kaset, ihtilaf ateşinin söndürülmesinde etkiliydi. İmam konuşmasında Şeriati’nin ismini söylemeksizin (yaklaşık olarak) şöyle diyordu: “Birkaç yanlıştan dolayı onun kitaplarını yerden yere vurmayalım.” Bu doğru değil ve bu tamamen, yalnızca Dr. Şeriati’nin şahsiyeti karşısında doğru konumda yer almayı değil, her şahsiyetin karşısında doğru konumda yer almayı göstermektedir. Şeriati’nin, zaman zaman İslam düşüncesinin temel ve köklü meselelerinde yanlışlıklar yapması mümkündür.

Bununla birlikte Şeriati taraftarlarının Şeriati’ye yaptığı zulüm, muhaliflerinin yaptığı zulümden daha az değildi ve hatta daha ezici ve daha şiddetliydi. Şeriati’nin taraftarları, onun olumlu noktalarını söz konusu edip açıklayacakları yerde, Şeriati’nin muhalifleri karşısında saflar oluşturdular ve Şeriatiye nispetle görüşler ortaya koyarak, onu mutlak bir varlık olarak göstermeye ve hatta Şeriati’nin en küçük yanlışlarını bile kabul etmemeye çalıştılar.

Şeriati, İslam hâkimiyeti için gönül yandıran bir şahsiyetti ve İslam’ın bir düşünce suretinde ve toplumsal düzen kuralı ideolojisi olarak söz konusu edilmesinden rahatsızlık duyan bir İslam davetçisiydi. Şeriati İslam’ı; yaşamı yaşam yapan bir tefekkür, toplumsal bir düzen ve hayata çözüm bahşeden bir ideoloji unvanında ortaya koymaya çalıştı.

Şeriati’nin bir girişimci olduğundan şüphe edilmemelidir. O, İslam’ı yeni neslin diliyle söz konusu etmenin başlatıcısıydı. Şeriatiden önce İslam’nın yüce düşüncesini Şeriati gibi anlayan ve günümüz kuşağını veya daha güzel bir ifadeyle söylemek gerekirse Şeriati zamanının o günkü kuşağını, yani Şeriati’nin muhataplarını oluşturan kuşağı cezp edecek cümleler kalıbında söz konusu eden insanların sayısı az değildi. Ne var ki bu insanlar, muhataplarının diliyle hakikatlerin açıklanmasında başarılı olamadılar ve onların anlayacağı şekilde meseleleri söyleyemediler.

Şeriati yüce İslam’ın keşfedilmiş meselelerini en yeni şekliyle söz konusu eden ilk girişimciydi öyle ki; o zamanın kuşağının sorularının cevaplayıcısı ve gizli ve karanlık noktaların açıklayıcısıydı.

Şeriati, hakkında söylenen ve şimdilerde bile zannedilenin aksine, ruhaniyetin karşıtı olmadığı gibi ruhaniyetin misyonuna derinden iman eden birisiydi. Şeriati, ruhaniyetin zaruri ve tartışma götürmez temel bir kurum olduğunu ve ruhaniyetle muhalefet eden kimsenin, kesinlikle sömürücü güçlerden beslendiğini söylüyordu. Bunlar Şeriati’nin itikadıydı ve bunda hiç şüphe etmeyiniz ve bu şeyler Şeriati’nin kesin maarifinin bir cüzüdür. Ne var ki Şeriati, ruhaniyetin omuzlarında taşıdığı misyona tam olarak amel etmediğini düşünüyordu.”[1]

Sonuç itibariyle sizin sorunuzun cevabında şöyle demek gerekir: Her uzmanın ve görüş sahibinin, uzmanlaştığı alanda sahip olduğu görüşünün değerli olduğu ve Merhum Dr. Şeriati’nin uzmanlık alanının Sosyoloji dalında olduğu dikkate alınmalıdır. Bu sebeple Şeriati’nin İslam hakkında ortaya koyduğu görüşleri uzmanlık dışıdır ve zaman zaman yanlışlıklar içermesinin yanında çok faydalı konuları da içermektedir. Buna binaen bu konuda gerekli görülen noktaları hatırlatacağız:

1. Şeriati’nin kitaplarının mütalaasından önce Tefsiri Numune gibi Kur’an tefsirlerinin ve Üstat Şehit Mutahhari’nin kitaplarının ve… Mütalaa edilmesi son derece uygun olur.

2. Şeriati’nin İslam’ı tanıma, İslam tarihi ve İslami konular bağlamında ortaya atmış olduğu görüşlerini Masum (a.s.) kimselerin haricindeki mütefekkirlerin yazmış oldukları konular gibi mutlak ve kesin doğru olduğu unvanıyla bakmayınız. Eğer yukarıdaki konular bağlamında Şeriati’nin görüşleri diğer İslam alimlerinin görüşlerine muhalif olursa onu dinde uzman olan düşünürlerden ve İslami kurumlardan sorunuz.

3. Açıklanan bu konular külli bir asıl olup diğer şahsiyetler hakkında da bu yöntem üzerine amel edilebilinir.

 

 



[1] Daha fazla bilgi edinmek için bakınız: İmam ve ruşenfikran, birinci bölüm; Doktor Şeriati çıgone insan-i bud ve çıra berhi ba o muhalifend ve berhi ez o himayet mi konend?

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam Peygamberinin berzah yaşamı, ilmi ve bu dünyayı görmesi hakkındaki görüşünüz nedir?
    9078 Eski Kelam İlmi 2011/11/21
    Şii inancına göre Peygamber Efendimizin (s.a.a), vefat ettikten sonra fiziki olarak maddi alemle irtibat kurmasının ve onu müşahede etmesinin imkanı yoktur, ama Allah’ın bu büyük elçisinin takipçileriyle manevi irtibat kurması mümkündür. Peygamberimizin şu anda dünyadan ve onda olup bitenlerden haberi vardır; Efendimiz selam ve ziyaretlerimizi kesinlikle duymakta ve bunlar birçok ...
  • Huzurun hakikatı nedir ve ona hangi yollarla ulaşılır?
    21790 Pratik Ahlak 2010/12/04
    Yaşamda sakinlik ve düşüncenin rahatlığı demek olan huzur, İslam’ın övdüğü güzel bir hakikattır. İslam ona ulaşmak için yollar koymuştur. İslamın öngördüğü huzura ulaşmanın yollarından bazıları şunlardır: Allah’ı anmak, hüsn-ü zan, kendine güven, uzun arzulara kapılmamak, evlenmek, yaşamda ve işlerde programlı olmak, geceden istirahat etmek için faydalanmak, siyah üzüm ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3143 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Fizik ve metafizik (doğaötesi) arasındaki fark nedir? Eğer doğaötesi doğa için had ve sınır ise, bunu nasıl açıklıyorsunuz?
    18855 İslam Felsefesi 2011/08/21
    Fizik ilahiyat ve riyaziyatın karşısında olup doğa anlamını taşır. Metafizik bugünkü felsefî manasıyla varlıktan salt varlık olması hasebiyle bahseden disipline denmektedir. Trans fizik veya doğaötesi ise Allah ve maveradaki varlıklardan söz eden disipline denmektedir. Fizik ile metafizik arasındaki ilişki de cüz ile külün arasındaki ilişkidir. Onun ile trans fizik ...
  • Bir genç hac ya da umreye gitmeden önce nasıl tezkiye yapmalıdır?
    26144 Pratik Ahlak 2009/07/08
    Manevi hac yolculuğuna çıkan birisi, aşağıdaki tavsiyelerimize uyarsa, inşallah faydalı olur:1-       İnsan her şeyden önce niyetini Allah rızası için ihlâslı etmeli ki, Allahtan başka kimse kalbinde olmasın.
  • Acaba benim bu dünyada vücut bulmam zorunlu olmuş mudur?
    7930 Eski Kelam İlmi 2012/03/10
    Görünür ve zahiri alemde insanların çoğu ilahi fıtratlarındaki misakı ve sözleşmeyi unuturlar. Allah tarafından kendilerine bağışlanan vücudu ve varlığı kabul ettiklerini hatırlamıyorlar. Kendilerine yönelik olan kendi yaşamlarının zorunlu olduğunu sanırlar. Oysaki gafletin perdelerinin kenara itilmesi, kendi vücudunun bütün boyutlarına yönelik marifetinin ve bilgisinin fazlalaşmasıyla tedrici olarak ...
  • Acaba İmam-ı Zaman (a.s) Bermuda Üçgeninde mi yaşıyor?
    8830 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Bir takım insanların “Bermuda Üçgeni”ni İmam-ı Zaman (a.s)’ın yaşadığı yer olarak zannetmelerinin sebebi şudur: Bu insanlar “Bermuda Üçgeni”ni “Hazra Adası” olarak bilmişler ve “Hazra Adası”nın İmam-ı Zaman (a.s)’ın yaşadığı yer olduğu ön kabulüyle şöyle demişlerdir: “Bermuda Üçgeni” İmam-ı Zaman (a.s)’ın yaşadığı yer olması hasebiyle bir takım özelliklere sahiptir.”İmam-ı Zaman ...
  • Ölüm tehlikesi olduğunda kutsal türbelere gitmek haram olmaz mı?
    6654 Fıkıh 2010/07/17
    Masum İmamların (a.s) pak ve nurlu kabirlerini ziyaret etmek için o kutsal mekanlara gitmek güzel ve Masum İmamlarında (a.s) tavsiyeleridir. Zira bu ziyaretlere gitmek, Masum İmamların (a.s) adını, hatırasını ve eserlerini yaşatmak demek olup, insan bundan sevapta almaktadır. Böyle ziyaretlere gidildiğinde can tehlikesi söz ...
  • İmam Rıza (a.s)’ın kısa biyografisini beyan eder misiniz?
    3262 تاريخ بزرگان 2020/01/20
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    10973 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...

En Çok Okunanlar