Gelişmiş Arama
Ziyaret
9914
Güncellenme Tarihi: 2010/10/12
Soru Özeti
Yoga-Zen konsantrasyonu (meditation) hakkında görüşünüz nedir?
Soru
Yoga-Zen konsantrasyonu (meditation) hakkında görüşünüz nedir?
Kısa Cevap

Bu tekniği yapanların iddiasına göre konsantrasyon egzesizi yapmak, bizi şaşırtıcı bir şekilde düşüncelerimizin arasında yolculuk yapmamızı sağlıyor. Onun, daha sağlıklı, ıztrapsız, endişesiz bir yaşam sağlaması, yorgunluğu gidermesi gibi birçok faydalar vardır. Ve bizi zihnin çeşitli safhalarına ve farkındalığa ulaştırıyor.

Konsantrasyon, zen ve yoga hakkında yapılan kısa bir araştırmanın sonuncu gösteriyor ki, bunlar bir yere kadar faydalı olabilirler, ama güvenilir ve hatasız değillerdir. Çünkü varlık alemi birbirine bağlıdır. İnsan nefsine hakim olan kanunlar, tekvin alemine hakim olan kanunlardan ayrı değildir. Ancak tekvin ve teşri (yasama) alemleri bilen bir kaynaktan alınan kanunlar güvenilir olabilirler. Dolayısıyla sadece tekvinin yaratıcısı olan Allah-u Teala’nın peygamberler aracılığıyla insanlığa ulaştırdığı buyruklar güvenilirdirler. Zen Budizmi, yoga gibi çeşitli mektepler, birincisi sistemli bir düşünce yapısından yoksundur, ikincisi vahyi öğretilere dayalı olmadığından güvenilir değillerdir.

Ayrıntılı Cevap

Meditasyon sözlükte kontrol anlamına gelmektedir. Kontrol yöntemi veya içsel derinlik ve içe bakış olan meditasyonu 1970 yılında Burner tanıtmıştır. Bu yöntemle insan kendi kişiliği hakkında düşünmeye başlar, ‘Ben kimim?’ sorusunu sorarak uzun süre bir köşede oturur, kendisi ve yaşamı hakkında düşünceye dalar. Son zamanlarda batılı yazarların, doğudan ilham alarak kontrolü ele almak şekli, konsantre egzersizi, derin sükunet, ruhsal baskıları gidermek ve enerjinin konsantre edilmesi türündendir. Kontrol, insanın içindeki tefekkür seyri Allah’ın zikriyle birliktedir. Zira Allah’ı anmak insanı ruhsal bilince götürmektedir. Yani kontrolü, fikir ve zikirle birlikte görmekteler ki, uyanıklığın daha derin safhalarına ve ruhsal bilince ulaşmak için yapılmakta ve genellikle belli bir kelimenin tekrarlanmasıyla meydana gelmektedir. Dr. Benson’ın[1] zannına göre kontrol şu dört faktör üzerine kurulmuştur: 1- Sakin bir ortam, 2- Kişisel bir konuya konsantre olma, 3- Umursamaz bir zihniyet, 4- Bedenin sakinlik hali.

Derin düşünce; çoşkulu düşünce, meditasyon veya iç derinlik ve içe dalmak adlarıyla ele alınmaktadırlar. Çoşkulu düşünce, duyuların içte konsantre etmekle sınırlanması demektir. Kontrol, bizi zihnin çeşitli safhalarına götürmekte ve uyanıklık haline ulaştırmaktadır. Bu hal, çalınmak için kurulan bir saz gibidir. Bu metot, insana kendi içinde bir hal ve ortam yaratma imkanı veriyor. Onda lezzetli bir güç tadılmaktadır; bu bir çeşit sezgisel marifetede de girmektedir. Kontrol metotlarının nihai hedefi öz bilinci kazanmaktır.[2] Bu tekniklerin iddiacıları diyorlar ki, kontrol egzesizleri bizi düşüncelerimiz arasındaki bölünmenin hayret verici yolculuğuna götürmektedir. Onun sağlıklı olmak, ıztırap, endişe ve yorgunluğun giderildiği sükunet bulmak gibi birçok faydaları vardır. Ama tüm bunlar asıl faydalar değillerdir. Kontrol için en önemli fayda düşüncelerin arasındaki bölünmeye girmektir.[3]

Kontrol için çeşitli teknikler sunulmuştur. Onlardan biri büyük bir Hindistan üstadının açıkladığı ‘Çapa’ tekniğidir. Çapa, ‘Allah’ın adını devamlı tekrar etmek’ demektir. Kontrolün bu yöntemiyle düşüncelerin arasındaki boşlukta kalınabilir, ama bu bir süreliğinedir.[4] Budizmde ise temel Buda olmaya kontrol denir. Zen ekolünde onun için iki şekil tasarlamışlardır: 1) Tenagete kontrolü. Onda kirletilmemiş bir zihine ihtiyaç vardır. 2) Budist üstadların yöntemiyle kontrol. Bu yöntem Budai zihnin ani idrakine ulaşmak için hiçbir aklani çabaya gereksinim duymamaktadır. İnsan her ne kadar her durumda kendini kontrol edebilsede kontrol normal şekliyle bağdaş kurarak oturmaktır. Kontrolün doruğa ulaşması yavaş yavaş da olabilir, birdenbirede. Hayal gücünü geliştirmek için bu tekniklerin çeşitli fırkaları vardır. Örneğin tuhaf tuhaf sorular sormak veya uyandırmak için edeplendirmek ve dövmekte olmak üzere kullanılan yıldırım yöntemleri gibi.[5]

Zen Budizmi ise, genellikle Japonyada görülen Mahayana Budizm’in bir kolu olup batılı ülkelerde de gelişme halindedir. Zen ekolünün takipçilerinin inancına göre, Zen’in ne demek olduğunu sorduğunda gerçekte kendi nefsini soruyorsun. Zira Zen sana diyor ki, ‘Nefsin nedir?’ Ve onun maddi olmayan ve ulaşılmayan bir varlık olduğunu anlatıyor. Zen’in en belirgin özelliği ‘yok vardır’ ‘var yoktur’ ‘ben senim, sen bensin’ vb. gibi çelişkili ibareleri açıklamasıdır.

Zen’in öğretileri ilahi sözlere ve kutsal metinlere dayalı değildir. Aksine özel bir şekilde ve mukaddes öğretilerin dışında ve zihinden zihinedir.[6] Yoga’da cisim ve zihnin işlevinin derin bir şekilde anlaşılması için antik bir yöntemdir. Son yüzyılda beden ve ruh sağlığına yaptığı inkar edilemeyecek etkilerinden dolayı dünyaca kabul görmüştür. Yoga yapmak için özel bir araç-gerece ihtiyaç yoktur. Yoga, Hindistan’da yaygın irfani mekteplerden biri sayılmaktadır. Sakınma adabına ve bedensel sporlara dayalı olup, çeşitli kolları vardır. Yoga’nın güzel ahlaklı olmak, toplumsal kanunları öğrenmek, başkalarıyla barış ve dostluk kurmak, zihni temizlemek vb. gibi hedefleri vardır. Zihnimiz hep çeşitli düşünce trafikleri, kararlar ve kişisel isteklerle doludur. Bu yüzden onu ıslah etmemiz için kontrol etmeniz gerekir.[7]  

Kontrol, zen ve yoga hakkında kısaca şöyle diyebiliriz: Bunlar bir yere kadar faydalı şeyler olabilirler, ama güvenilir ve hatasız değildirler. Çünkü, varlık alemi birbirine bağlı bir bütündür. İnsan nefsine hakim olan kanunlar, tekvin alemine hakim olan kanunların dışında değildirler. Tekvin ve teşri alemden gelen kaynakları bilen birinin getirdiği kanunlar güvenilir olabilirler. Dolayısıyla ancak tekvinin yaratıcısı olan Allah-u Teala’nın ilahi peygamberler aracılığıyla insanlığa ulaşan buyruklar güvenilirdirler. Güvenilir dini bir kaynağa sahip olan kimse, tezkiye, tezhib, murakabe ve iç huzura kavuşmak için Masumların (a.s) getirdiği şeylere amel etmelidir. İslamî irfanda nefsin en üstün riyazeti ve beden aleminde ilahi hakimiyetin kurulması için amel, helal ve haramlara dikkat etmek ve Ehl-i Beyt mektebine tam bir itaatta bulunmakla gerçekleşir. İslamî irfanın babası Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Din, nefsin riyazetidir.’[8] İbn-i Sina gibi ilmin büyüğü ibadetin nefsin riyazeti olduğunu söylüyor ve şöyle ekliyor: ‘Nesif kuvvelerine, Allah’a yönelişte engel çıkarmamaları için ibadetle boyun eğdirilebilir, hatta yardımcıda olabilirler.[9] Şer’i murakabe  ise nefse göz kulak olmak, bekçilik yapmaktır; bu şekilde ahirete azık ve sermaye hazırlamak için ameller yapılır.[10]   

Allame Hazanzade Amuli bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Kim birkaç günlüğüne yemeğine dikkat etse, boş işler yapmasa ve boş şeyler konuşmazsa, hatta fazla konuşmazsa kısacası hayvani şehvet ve bağlardan kendini korursa görecek ki, nefsin tekvini gereği olarak riyazetten ziya ve sefa bulur. Eserleri nur ve değerlerdir. Öyleyse riyazet insan eğiten buyruklara yani vahyin mantığına (Şüphe yok ki bu Kur'an, insanları en doğru bir yola sevk eder)[11] uygun olursa nefsin tekvini iktizası nihai kemaline nail olur.’[12]


[1] -Mahmud Rızaizade, Maharetha-i Müdiriyet-i Hiştendari, s.237 (Müessesei Tahkikat ve Amuzeş-i Müdüriyet yayınları).

[2] -a.g.e. s.232 ila 242.

[3] -Wayne W. Dyer, Murakebe (Sima Fereci’nin tercümesi), s.25 (Nesl-i Nev Endiş yayınları).

[4] -a.g.e. s.51.

[5] -Mojgan Sehayi, Nigeriş-i Nakkadane Be Zen Budai Ez Didgah-ı Tevhid, (Pasuhgui Be Mesail-i Dini Sitesi).

[6] -a.g.e. What is Zen adlı kitaptan alıntı yapılmıştır.

[7] -Faslname-i Yogamehr, No:2, Payız:79.

[8] -Nazımzade-i Kummi, Ali Der Ayine-i İrfan.

[9] -İbn-i Sina, el-İşarat ve’t Tenbihat, 9. Nemt, 3. Fasıl.

[10] -Allame Muhammed Hüseyin Tabatabai, el-Mizan, c.2, s.170

[11] -İsra/9

[12] -Gencine-i Gevher-i Revan, s.15.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar