Gelişmiş Arama
Ziyaret
11620
Güncellenme Tarihi: 2011/01/31
Soru Özeti
Acaba Allah, kendisinin yok ve imha edemeyeceği bir varlık türünü yaratabilir mi?
Soru
Acaba Allah, kendisinin yok ve imha edemeyeceği bir varlık türünü yaratabilir mi?
Kısa Cevap

Allahın kudreti her ne kadar kapsamlı ise de ama tahakkuk bulma kabiliyetine sahip ve mümkün olan şeylere taalluk eder. Bu nedenle zati itibariyle mümteni (imkansız) veya zati olarak mümteni ve muhal değil ama mümteni ve muhal olan durumları gerektirecek şeylere taalluk etmiyor. Oysaki Allah, kendisinin yaratmış olduğu bir şeyi yok edememesi muhaldir. Zira Allahın yaratmış olduğu şey “mümkünü’l-vücut” ise yok olma kabiliyetine sahiptir. Eğer yok edilme imkânına sahip değilse o zaman “vecibu’l-vücut” olması gerekir. Bu da muhaldir. Zira bunun gereksinimi şudur ki söz konusu olan şey Allahın ortağı olmuş olsun. Oysaki böyle bir şeyin tasavvuru bile çelişkilerin içtima ettiğini gösterir. Şöyle ki: tek bir şey (Allahın şeriki) Allahın ortağı olması itibariyle “vacibu’l-vücut” olması lazım, Allahın mahlûku olduğu cihetiyle de bu şey “mümkünü’l-vücut” olması gerekmektedir. Zira soruda ortaya atılan faraziye şudur ki söz konusu olan şey Allahın yaratmış olduğu bir şey olmasıdır.   

Ayrıntılı Cevap

Kudret, zati ihtiyar ve istek esasınca bir fiili icat ve gerçekleştirmekten ibarettir.[1]

Allahın zati sıfatlarından birisi onun, sonsuz ve sınırsız kudret sahibi olmasıdır. Bunun delili yaratılıştaki itkanlık, muhkemlik ve göz kamaştırıcı düzen ve nazımdır. Zira fiilin (yaratılışın) özne ve failin (yaratıcı) varlığına delalet ettiği gibi fiilin (yaratıkların) nitelikleri de failin ve öznenin (yaratıcının) niteliklerine delalet eder. Sanat ve yaratıklar muhkemlik ve itkan ve güzelliklere sahip oldukları vakit yaratıcının ilim ve kudretine de delalet eder. Zira eğer Allah böyle bir kudret ve güce sahip olmamış olsaydı böyleli düzene sahip ve göz kamaştırıcı çok dakik nitelik ve niceliklere sahip olan bu varlıkları yaratamazdı.[2]

Kuranı kerimde şöyle okumaktayız: “Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah’ın emri bunlar arasından inip durmaktadır ki, Allah’ın her şeye kadir olduğunu ve Allah’ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz”.[3] Bu ayeti kerime Allahın gökyüzünün ve yeryüzünün yaratılışındaki büyük kudretine ve hakeza insanın sonsuz ve sınırsız olan bu ilahi kudret ve yetenek hakkındaki marifetine işaret etmektedir.

İmam Ali (a.s.) “ayet ve yaratıkları onun kudretine delildir”.[4] Hakeza şöyle buyuruyor. “Allah u Teâlâ kendi kudretiyle varlıkları yarattı”.[5] Allahın kudretinin kapsamlılığı genel, mutlak ve sınırsızdır.  Kuranı kerimin ayetleri de bu sınırsızlığa delalet etmektedir. “Allah her şeye gücü yetendir”.[6]

Ama Allahın sahip olduğu kudretinin sınırsızlığı ve kapsamlılığı, tahakkuk bulması olanaklı ve mümkün olan şeylere taalluk eder. Bu nedenle zati itibariyle mümteni (imkansız) veya zati olarak mümteni ve muhal değil ama mümteni ve muhal olanları gerektirecek şeylere taalluk etmiyor. Zira bu durumda olanlar, “şey” ve “mümkün” dairesine girmiyor. Dolayısıyla ilahi kudrete muteallak olmuyor. Netice itibariyle bu durumların tahakkuk olmaya olanaklı olmamaları onlardaki kabiliyetsizlikten ve onlardaki kusur ve sorundan kaynaklanıyor fail ve öznenin kusurlu olduğuna delil değildir.[7]  Başka bir ifadeyle bu durumlar mümteni ve muhal olduklarından dolayı vücudu kabul etme istidadına sahip değildirler.

Buna binaen yukarıdaki açıklamaları dikkate alarak sorulan sorunun cevabında şöyle diyoruz:

  1. Allah, kendisinin yaratmış olduğu bir şeyi yok edememesi muhaldir. Zira Allahın yaratmış olduğu şey “mümkünü’l-vücut” ise yok olma kabiliyetine sahiptir. Eğer yok edilme imkânına sahip değilse o zaman “vecibu’l-vücut” olması gerekir. Bu da muhaldir. Zira bunun gereksinimi şudur ki Allahın ortağı var olmuş olmasıdır. Oysaki böyle bir şeyin tasavvuru çelişkilerin içtima etmiş olması gerektirmektedir. Şöyle ki: tek bir şey (Allahın şeriki) hem “vacibu’l-vücut” olması gerekmektedir, Allahın ortağı olması itibariyle, hem “mümkünü’l-vücut” olması lazımdır, Allahın mahlûku olduğu cihetiyle. Zira soruda ortaya atılan faraziye şudur ki söz konusu olan şey Allah yaratığı olmuş olmasıdır. [8]    
  2. Allahın yok edemeyeceği bir şeyin yaratılması mümteni ve muhal şeylerdendir. Zira söz konu olan şey ilahi kudretin alanına girecek kabiliyetine sahip bile değildir. Oysaki Allahın kudret ve gücü mümkün ve olanaklı olan şeylere taalluk eder. Bu nedenle buradaki sorun kabilin (yaratılması istenilen şeyin) kabiliyet ve istidadından kaynaklanmaktadır. Fail ve öznenin (yaratıcının) kabiliyetinden kaynaklanmıyor. Yani bu şeyin (yaratılması istenen) kendisi yaratılmaya kabil değildir Allahın onu yaratamayacağından kaynaklanmıyor.

Konuyla alakalı daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki indekslere bakabilirsiniz:

1 . «نشانه های قدرت خدا»؛ سؤال 9508 (سایت: 9485)

2. «قدرت الاهی و اسباب و مسببات»؛ سؤال 25279 (سایت: 7471)

3. «رابطۀ ممکن الوجود و ممکن العدم بالذات با ممکن بالذات»؛ سؤال 19037 (سایت: 18495)

 


[1] SUBHANİ, Cafer, “Muhaderatun fil, İlahiyat”, tahlis: RABANİ GÜLPAYGANİ, Ali, Kum: Baskı, 7, Neşri Müesesei İmam Sadık, (a.s.), 1425 kameri, s. 101.

[2] A.g.e., s. 103; MUHAMMED RIZAYİ, Muhammed, “İlahiyat Felsefi”, baskı, 1, Çapı Kuds, intişarati defteri Tebliğati İslami Havze-i Kum, 1383, şemsi, s. 163.

[3] Talak, 12.

[4] KÜLEYNİ, “el-Kafi”, Tahran: Darul- Kutubul İslamiye, 1365, c. 1, s. 139.

[5] MECLİSİ, Muhammed Bakır, “Biharul-Envar”, Beyrut/Lübnan: Müesesei el-Vefa, 1404, kameri, c. 4, s. 248; “Nehcül Balaga”, Kum: intişarati Darul-Hicre, s. 39.

[6] Bakare, 20.

[7] MUHAMMED RIZAYİ, Muhammed, “İlahiyat Felsefi”, baskı, 1, Çapı Kuds, intişarati defteri Tebliğati İslami Havze-i Kum, 1383, şemsi, s. 163-164.

[8] SUBHANİ, Cafer, “Muhaderatun fil, İlahiyat”, tahlis: RABANİ GÜLPAYGANİ, Ali, Kum: Baskı, 7, Neşri Müesesei İmam Sadık, (a.s.), 1425 kameri, s. 105-106.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam Hasan (a.s) daha büyük olmasına rağmen neden imamet İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına intikal etmiştir?
    11569 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Yanıta ulaşmak için bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir: 1. İmamet makamına ulaşan bir şahıs masumiyet, ilim, cesaret, cömertlik vb. şart ve özellikler taşımalıdır. Bu şartların kimin karakterinde tahakkuk ettiğinin teşhisi insan için mümkün olmadığından, imamet makamı Allah tarafından atanılan bir ...
  • Hadislerin masumlardan (a.s) geldiğine nasıl güvenebiliriz?
    9921 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/04/12
    Tarihe güvenmek bir ölçüye kadar çağdan çağa, zamandan zamana ve nesilden nesle intikal eden şöhret, karine ve deliller aracılığıyla hâsıl olur. Tarihte yer alan bazı hadise ve vakıaların deyim yerindeyse tevatür derecesinde ve birçok delil ve karineleri mevcuttur ve bundan ötürü bunların doğruluğundan çok az insan şüphe ...
  • İslam inancındaki şefaatten maksat nedir? Lütfen şefaati açıklayınız.
    11946 Eski Kelam İlmi 2009/05/13
    “Şefaat” kelimesinin sözlük anlamı, iki şeyin birbirine iliştirilmesidir ve halk arasında ise, makamı ve değeri olan bir kimsenin büyük bir makama sahip olan birisinden bir suçun cezasını affetmesini veya yapılan bir hizmetin karşılığını artırmasını istemesi anlamına gelmektedir.Şefaat kelimesinin bu gibi konularda kullanılmasının sebebi, suçlu kimsenin tek başına bağışlanmaya veya ...
  • Rüyada bilinçli olma imkânı mevcut mudur? Bazı rüyaların gerçekleşmesinin nedeni nedir?
    11631 Teorik İrfan 2012/02/18
    Bilgelerin görüşüne göre uyku, zahiri duyuların tedricen dış dünyayla ilişkisinin kesildiği, ama batıni duyuların henüz aktif olduğu bir haldir. Uyku anında dış dünyayla uğraşmaktan ve değişik meşguliyetlerden uzaklaşması neticesinde insan nefsi, melekût âlemine odaklanır ve nefis madde âleminden ne kadar çok uzaklaşırsa, nefsin kendi âlemiyle irtibat kurması daha fazla ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7055 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Niçin İslam'da kölecilik haram kılınmamıştır?
    11390 Yeni Kelam İlmi 2011/05/08
    1- İslam asla kölecilik sistemini ortaya çıkarmamıştır. 2- İslam dini, kölelerin geçmişteki kötü durumunu büyük bir toplumsal sorun olarak görmüş ve çözümleme yoluna gitmiştir. 3- İslam bu önemli meselenin çözümü için dakik ve hikmetli bir proje ortaya koymuştur. Çünkü ...
  • Aşağıdaki Şiir Allame Şe’arani’ye nisbetlendirilmektedir.
    6904 تاريخ بزرگان 2012/01/01
    “Dem’u’s-sucum” kitabı (mefatihul-cinan”adlı dua kitabın sahibi olan Hac Şeyh Abbas Kumi’nin “Nefesul-Humu’mun fi makteli Seyyidinal-Hüsyeyin el- Mazlum (a.s.)” adında yazmış olduğu kitabın tercümesidir. Kum’da Müesesei İntişarat-i Hicret, tarafından 1386 hicri şemsi tarihinde basılmıştır. Şe’arani bu eseri Farsçaya çevirmiş ve bazı kısalar, nükteler ve konuları dip not şeklinde ...
  • Kuran'a göre insan zalim ve cahil bir varlık mıdır yoksa Allah'ın halifesi midir?
    14303 Tefsir 2008/05/04
    1. Kuran'ı Kerim'in bazı ayetlerinde insan, üstün konumu ve yaratılışı itibariyle övülmüş ve aynı şekilde birçok ayette de yerilmiş, kınanmıştır.2. İnsanoğlu potansiyel olarak birçok özelliği ve yeteneği kendisinde bulundurmaktadır. Dolayısıyla sınırsız bir şekilde yükseledebilir yahut sınırsız bir şekilde kendisini alçaltabilir.
  • Birinin bedeninin dışarıdan görünmeyen yerlerinde ‘ala’ hastalığı varsa evlenmeden önce bunu eşine söylemeli midir? Söylemezse hükmü nedir?
    11928 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/30
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Eğer sorulmazsa söylemeye gerek yoktur. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Evlenecek kadın veya ailesi sorarsa bu hastalığın varlığını gizleyemez. Kendisini sağlıklı gösterse ve nikah kıyılsa, sonra yalan olduğu ortaya çıkarsa kadın nikah akdini feshedebilir. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Kadın ve erkek, ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15098 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...

En Çok Okunanlar