Gelişmiş Arama
Ziyaret
6993
Güncellenme Tarihi: 2012/04/16
Soru Özeti
Guslün felsefesi nedir?
Soru
Merhaba, kolay gelsin. Lütfen guslün felsefesini açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Cenabet guslünün felsefesi, nefsin cenabetten temizlenmesi ve arındırılması ve de bedenden pislik ve kiri gidermektir; zira cenabet tüm bedenden çıkar. Bu yüzden insanın tüm bedeni temizlemesi farz olur. Bilginlerin araştırmalarına göre, insan bedeninde tüm beden faaliyetlerini kontrol eden iki bitkisel sinir sistemi mevcuttur. Bazen bedende bu dengeyi bozan birtakım akımlar gerçekleşir. Bu akımlardan birisi “orgazm” yani cinsel zevkin zirveye çıkmasıdır. Bu genellikle meninin çıkmasıyla eşzamanlıdır. Öte taraftan sempatik sinirleri harekete geçirebilen ve yitirilen dengeyi sağlayabilen şeyin suyun beden ile temas kurması olduğu da ispatlanmış bir konudur. Elbette guslün faydası bununla sınırlı değildir. Buna ek olarak gusül almak, bir tür ibadet ve tapınma da sayılır ve bunun ahlakî etkileri inkâr edilemez. Bu yüzden eğer beden niyetsiz olarak ve Allah’a yakınlaşma ve O’nun emrine itaat kasti güdülmeksizin yıkanırsa, bu doğru gusül sayılmaz.

Ayrıntılı Cevap

Cenabet ve Cuma guslünü de içine alacak şekilde guslün felsefesi hakkında İmam Rıza’dan (a.s) bir hadis nakledilmiştir. Bu rivayette aktarıcı şöyle bir soru sorar: İnsan kendi helaliyle yakınlık kurmaktadır ve helal de kirlenmeye neden olmaz; o halde cenabet guslünün nedeni nedir? İmam (a.s) şöyle cevap verir: Cenabet guslünün felsefesi, nefsin cenabetten temizlenmesi ve arındırılması ve de bedenden pislik ve kiri gidermektir; zira cenabet tüm bedenden çıkar. Bu yüzden insanın tüm bedeni temizlemesi farz olur. İdrar ve dışkı hükmünün hafifliğinin nedeni, bu ikisinin cenabetten daha çok vuku bulmasındadır; bu yüzden kutsal şeriat sahibi çok vuku bulması, meşakkat barındırması ve irade ve şehvetsiz olması nedeniyle, abdest hükmüyle yetinmiştir. Meni ise ancak zevk istemiyle çıkmaktadır; bu yüzden onun için guslü farz kılmıştır. Ramazan bayramı, Kurban bayramı, Cuma ve diğer gusüllerin nedeni ise bu vesileyle kulun Rabbini yüceltmesi, Yüce Allah’a yönelmesi ve O’nun dergâhında günahlarının bağışlanmasını istemesidir. Artı, bu bayramlar inananlar için meşhur bayramlardır ve bu zamanlarda onlar bir araya gelip Allah’ı anarlar. Bu yüzden, bu vesileyle müminlerin bu günleri yüceltmesi, diğer günlerden üstün tutması ve Cuma gününde gusül aldıklarında bir sonraki Cumaya kadar manevi olarak temiz kalmaları için, gusül bu zamanlarda şeri olarak dinileştirilmiştir.[1] İnsandan meninin çıkmasının durumsal bir davranış (idrar ve dışkı gibi) olmadığı hatırlatılmalıdır; çünkü guslün etkisi tüm bedende aşikâr olmakta ve bedenin tüm hücreleri onun çıkmasından sonra özel bir gevşeklik haline bürünmektedir. Bu da onun tüm beden azalarına etki ettiğinin delilidir. Bilginlerin araştırmalarına göre, insan bedeninde tüm beden faaliyetlerini kontrol eden iki bitkisel sinir sistemi mevcuttur. Sempatik sinirler ve parasempatik diye anılan bu iki sinir sistemi, tüm insan bedeninde ve tüm dâhili ve harici organların etrafında yayılmış bulunmaktadır. Sempatik sinirlerin vazifesi, bedenin değişik organlarını harekete geçirmektir ve parasempatik sinirlerin vazifesi ise onların faaliyetlerini yavaşlatmaktır. Bazen bedende bu dengeyi bozan birtakım akımlar gerçekleşir. Bu akımlardan birisi “orgazm” yani cinsel zevkin zirveye çıkmasıdır. Bu genellikle meninin çıkmasıyla eşzamanlıdır. Bu esnada parasempatik sinir sistemi (frenleyen sinirler), sempatik sinir siteminin (hareketlendirici sinirler) önüne geçer ve denge olumsuz bir şekilde bozulur. Öte taraftan sempatik sinirleri harekete geçirebilen ve yitirilen dengeyi sağlayabilen şeyin suyun beden ile temas kurması olduğu da ispatlanmış bir konudur. Orgazmın etkisi tüm beden azaları üzerinde hissedilir bir şekilde göründüğünden ve bu iki grup sinir sisteminin dengesi tüm bedende bozulduğundan cinsel ilişkiden veya meninin çıkmasından sonra tüm bedenin suyla yıkanması emredilmiş ve suyun hayat bahşedici etkisi sayesinde tüm bedende bu iki sinir sistemi arasında tam bir dengenin sağlanması hedeflenmiştir. Elbette guslün faydası bununla sınırlı değildir. Buna ek olarak gusül almak, bir tür ibadet ve tapınma da sayılır ve bunun ahlakî etkileri inkâr edilemez. Bu yüzden eğer beden niyetsiz olarak ve Allah’a yakınlaşma ve O’nun emrine itaat kasti güdülmeksizin yıkanırsa, bu doğru gusül sayılmaz. Gerçekte meninin çıkması veya cinsel ilişki esnasında hem ruh ve hem beden etkilenmektedir. Ruh, maddi şehvetlere ve cisim ise gevşeklik ve hareketsizliğe doğru eğrilmektedir. Cenabet guslü ise hem cismin yıkanması ve hem de yakınlık kastinin gerçekleşmesi nedeniyle ruhun arındırılmasıdır. Ortak bir anda hem cisim ve hem ruh üzerine ikili bir etki bırakır. Böylece ruhu Allah ve maneviyata ve cismi de temizlik, sevinç ve faaliyete doğru yönlendirir.

Fıkıh Hükümlerinin Felsefe Ve Hikmeti, 8593 (Site: 9135).

 


[1] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharü’l-Envar, c. 6, s. 95, Müessese-i el-Vefa, Beyrut, 1409 k.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmamlar (a.s) neden takiyye ederlerdi?
    8518 Kelam İmi 2010/12/04
    Takkiyyenin nedeni yalnızca korku değildir, korku, takiyyenin nedenlerinden sadece biridir, tümü değil. Dikkat etmek gerekir ki, korku, soruda gelen iki çeşidin ötesinde bir şeydir. Zira korku takiyyesi bazen takiyye edenin canı, onuru, malı ve yakınlarına gelebilecek tehlikeden dolayı yapılırken, bazen başkalarına ve müminlere gelecek olan zarar ihtimalinden ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13135 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • “Eğer melekler birbirleri ile tartışırlarsa Cebrail (a.s) Ali’nin (a.s) yanına nazil olur ve melekler arasında hüküm vermesi için Ali’yi (a.s) göğe çıkarır,” diye belirtilen hadis hakkında görüşünüz nedir?
    13048 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Dinsel öğretiler esasınca biz meleklerin kendilerine verilmiş görevler doğrultusunda hareket ederken hiçbir sapma ve itaatsizlik sergilemediklerine inanırız. Yüce Allah melekleri nitelerken şöyle buyurmaktadır: Onlar asla Allah’ın buyruğuna muhalefet etmezler ve emredildikleri şeyi (kâmil bir şekilde) yerine getirirler; yani melekler ilahi emir ve buyrukları kabul eder ve onlara ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9438 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • Herhangi bir müçtehitten taklit etmeyen kimsenin humus konusundaki görevi nedir?
    5085 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    Sorunuza taklit mercilerinin bürolarından verilen cevaplar şunlardır:Hz. Ayetullah el-Uzma Hamanaei: Mallarınızın humsunun durumunu bilmek için Ayetullah Hamanei’inin burosuna veya onun bu konudaki yetkili vekillerinden birine başvurunuz. Hz. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi: Amellerinizi ve görevlerinizibütün şartlara haiz bir müçtehidin görüşüne göre yapınız.
  • Kur'an'da namazın genel hükmü açıklanmıştır, ancak imametten genel olarak da söz edilmemiştir. Kur'an'dan imametin hak olduğuna dair bir kaynak verebilir misiniz?
    6152 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Kur'an'da bir çok ayet imamet konusuna değinmiştir. Allame Hilli, El-Feyn adlı eserinde ve Allame Meclisi, Biharu'l-Envar adlı eserinde bu ayetleri genişçe açıklamışlardır. Bu ayetlerden bazı örnekleri şöyledir: Tebliğ ayeti, velayet ayeti, ulu'l-emir ayeti ve sadıkın ayeti. ...
  • Allah’a nasıl iman getireyim ve imanımı nasıl güçlendire bilirim?
    15475 Teorik Ahlak 2011/10/20
    Allah’ı olduğu gibi ve gerçek bir şekilde tanıman için tek bir yol var. Bunun dışında başka bir yol söz konusu değildir. Zira Allah u Teâlâ kuranı kerimde şöyle buyuruyor: “biz, ona şah damarından daha yakınız”. Eğer insan biraz ...
  • Salâvat getirirken Al-i Muhammed’i demezsek niçin savat eksik sayılır?
    15424 Tefsir 2009/07/23
    Al-i Muhammed’e salâvat getirmek bidat olmadığı gibi Kur’an ve hadis ve akıl ve irfanla da uyumludur, çünkü:Bidatin manası dinde olmayan bir şeyi dine dahil etmektir. Biz Al-i Muhammede salâvat getirmenin bidat olmadığını söylüyoruz çünkü bu konu Peygamber ve Ehl-i Beyt’ten gelen hadislerde yer ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10639 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Şeytan cennetten kovulduktan sonra, tekrar nasıl cennete girebildi?
    21252 Tefsir 2012/09/09
    Kısaca, şeytanın insanla irtibatında ve vesvese vermesinde fiziksel varlığa ihtiyaç duymadığını biliyoruz. Bu esas gereğince şeytanın cennete girmeden vesvese amelini yerine getirmesi imkânı vardır, ancak her halükarda soru için faraziyeleri söz konusu ettikten sonra soruyu cevaplandıracağız. 1. Hz. Âdem ve Havva’nın içinde oldukları cennet, Allah-u ...

En Çok Okunanlar