Gelişmiş Arama
Ziyaret
10063
Güncellenme Tarihi: 2011/04/21
Soru Özeti
Arapçada seslerin değişmesiyle cümlenin manası değişmektedir, hal böyleyken Kur’an’da nasıl bir tahrif meydana gelmemiştir?
Soru
Arapçada seslerin değişmesiyle cümlenin manası değişmektedir, hal böyleyken Kur’an’da nasıl bir tahrif meydana gelmemiştir?
Kısa Cevap

Tahrif için değişik manalar belirtilmiştir. İslam âlimleri Kur’an’da eksiklik ve fazlalık anlamında bir tahrifin gerçekleşmediğine dair hemfikirdirler. Başka bir ifadeyle Kur’an’dan ne bir şey azalmış ve ne de Kur’an dışında olan bir şey ona eklenmiştir. Hareke ve seslerin azalmış veya çoğalmış olması bağlamında da Kur’an’ın harf ve seslerinde hiçbir tahrifin gerçekleşmediğini söylemek gerekmektedir; zira bugün geçerli olan kıraat, İslam’ın ilk döneminde yaygın olan kırattır. Diğer kıraatler ise bir tür içtihat olagelmiş ve hiçbir zaman geçerli olmamıştır. Her halükarda hatta bu sözü kabul etmezsek bile gerçek Kur’an’ın mevcut kıraatlerden birisi olduğu kesindir ve bu Kur’an’ın ebediliğine hiçbir zarar vermez.

Ayrıntılı Cevap

Tahrifin değişik manaları vardır. Cevabın açık olması için ilkönce bu manaların her birini açıklamak ve Müslümanların onlar hakkındaki görüşlerine değinmek gerekmektedir.

1. Manevî tahrif: Bir ayetin gerçek mefhumu dışında tefsir edilmesi ve yorumlanmasına manevî tahrif denir. [1] Bu tanım itibariyle şimdiye dek öne sürülen ve bundan sonra da öne sürülecek olan rey tefsirleri ve yanlış teviller bir tür Kur’an’ın manevî tahrifidir. [2]

2. Kur’an’ın korunmasıyla ve zayi olmamasıyla birlikte harf ve harekelerin azalmış veya artmış olması manasında olan bu tür tahrifte gerçek Kur’an’ın hangi nüsha olduğu belli olmaz. Çeşitli kıraatlerde var olan durum budur. Kesinlikle kıraatlerden ancak birisi doğrudur, diğerleri ise ya Kur’an’a bir şey eklemiş veya ondan bir şey azaltmışlardır. [3] Bazı Şii âlimlerin inandığı üzere bugün mütedavil olan Asım’ın Hafs kıraati, nesilden nesle ve sineden sineye geçen gerçek Kur’an kıraatidir, halk arasında yaygın ve mütevatir olan Kur’an bu Kur’an’dır ve diğer kıraatler ise bir tür içtihattır. [4] Bu Kur’an’ın Hafs’a isnat edilmesi, Hafs’ın Kur’an’ı böyle okuduğu ve halkın da onu takip ettiği manasında değildir; aksine Hafs’ın halk arasında yaygın olan kıraate tabi olduğu manasındadır. [5] Aynı şekilde İmamlardan nakledilen rivayetlerde Kur’an “bir harf üzere birin nezdinden nazil olmuştur” diye belirtilmiştir. Bu rivayetler diğer kıraatlerin yanlış olduğunu ve onlardan sadece birisinin doğru olduğunu ispat etmektedir. [6] Eğer bu rivayetleri Kur’an’ı halkın okuduğu gibi okuyun [7] diye buyuran rivayetler ile yan yana getirirsek, gerçek Kur’an’ın halk arasında mütevatir ve yaygın olan Kur’an olduğunu anlamış olacağız. Bundan ötürü Kur’an’ın harf ve seslerinde hiçbir tahrif gerçekleşmemiştir.

3. Kur’an’ın aslının korunmasıyla birlikte kelime veya kelimelerin azalması veya eklenmesi manasındaki tahrif: İslam’ın ilk yıllarında Kur’an’da bu tür tahrifin gerçekleştiği söylenmiştir ve tarihî veriler bunu beyan etmektedir. Ama Osman’ın mushaflarının birleştirilmesiyle bu sorun halledilmiştir. Osman Kur’an’ı topladıktan sonra valilerine kendisi tarafından toplanmış mushafa aykırı olan mushafların yakılması emrini vermiştir (elbette Şia’nın inancına göre Osman’ın mushafı Peygamber (s.a.a) dönemindeki yaygın olan Kur’an’dır). Bundan dolayı, Osman zamanından sonrasına dek bu anlamıyla tahrif pratikte yok olmuştur; ama ondan önce bulunmaktaymış. [8]  

4. Asıl Kur’an’ın korunmasıyla ve Peygamberin (s.a.a) kıraatine yönelik görüş birliğinde olmakla birlikte ayet, ayetler veya bir surenin azalmış veya artmış olması manasında tahrifin vuku bulması: Mesela Ehli Sünnet arasında bazıları surelerin başında bulunan besmeleyi vahyin bir cüzü bilmekte ve bazıları da vahyin bir cüzü bilmemektedir. Elbette tüm Müslümanlar, Peygamberin (s.a.a) Tövbe süresi dışında her sureden önce bismillah’ı okuduğu hususunda hemfikirdir. [9]  

5. Azalma ve çoğalma anlamındaki tahrif: Elimizde olan Kur’an’ın tüm Kur’an’ı içermediği veya dışarıdan ona bir şeyin eklenmiş olması anlamındadır. Kur’an’da böyle bir tahrifin gerçekleşmiş olduğu Şia tarafından inkâr edilmiş ve yerinde belirtildiği üzere bunun için birçok delil getirilmiştir. [10]  

Her ne kadar yaygın kıraat dışında Kur’an’ın ses ve harekeleri bağlamında kitaplarda başka kıraatler zikredilmişse de onlar bir tür içtihattır ve mütevatir değildir. Elbette Kur’an ilimleri uzmanlarından onların doğruluk ve yanlışlığı hakkında bir takım ölçüler nakledilmiştir. [11] Kur’an’da böyle bir tahrifin kabul edilmesi durumunda bile bu anlamıyla tahrifin Kur’an’ın ebediliğine hiçbir zarar vermeyeceği belirtilmelidir; zira gerçek kıraat de mevcuttur. Kur’an’ın ebediliğine zarar veren şey, Kur’an’dan olmayan bir takım harflerin veya kelimelerin veyahut cümlelerin ona eklenmiş olması manasıyla bir tahrifin gerçekleşmesidir. Bu da tüm Müslüman âlimlerin inancına göre Kur’an’da vuku bulmamıştır.

İlgili başlıklar:

1Kur’an’ın Harekesiz Oluşu Ve Tahrifi, 8503. Soru (Site: 8544).  

2. Kur’an’ın Tahrifinin İmkânsız Oluşu, 5801. Soru (Site: 6049).

3. Kur’an’ın Toplanması, 71. Soru (Site: 314).       



[1] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 11, s. 29, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1374.

[2] el-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an’dan nakledilmiştir. Seyid Ebu’l-Kasım Hoyi, s. 197-199, Neşr-i –Ümid, Bu sınıflandırmanın tümü Ayetullah Hoyi’nin kitabından nakledilmiştir.  

[3] a.g.e.

[4] Marifet, Muhammed Hadi, Telhisu’t-Tamhid, s. 399-400, Müessesetü’n-Neşri’l-İslamî.

[5] a.g.e., s. 375.

[6] a.g.e., s. 378.

[7] a.g.e., s. 379.

[8] Hoyi, Ebu’l-Kasım, el-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an, s. 197-199, Neşr-i Ümid.

[9] a.g.e.

[10] Bkz: el-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an, Seyid Ebu’l-Kasım Hoyi, s. 200-259; Siyanetü’l-Kur’an Mine’l-Tahrif, Muhammed Hadi Marifet, Müessesetü’n-Neşri’l-İslamî. Aynı şekilde Şia’nın bu tahrife reddiyesi 453. sayılı sorunun (site: 486) yanıtında belirtilmiştir.

[11] Bkz: Marifet, Muhammed Hadi, Telhisu’t-Tamhid, s. 399-400.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar