Gelişmiş Arama
Ziyaret
8423
Güncellenme Tarihi: 2012/05/12
Soru Özeti
Kur’an kıraatinin batini adabından kasıt nedir?
Soru
Kur’an kıraatinin batini adabından kasıt nedir?
Kısa Cevap

Kur’an’ın İslam Peygamberinin ebedi mucizesi ve yüce Allah’ın kelamı olması itibari ile, İslam’ın başından beri Müslümanlar arasında özel bir saygı ve değere sahiptir. Müslümanlar, Kur’an ayetlerine teveccühle ve Peygamber Efendimizin (s.a.a) tavsiye ve hadisleri doğrultusunda, hatta bu semavi kitabın kıraatinde bile şu ana kadar eşi görülmemiş bir özel adap ve şartlara riayet etmişlerdir. Kur’an’ın bu tür adapla tilavet edilmesi, bu semavi kitabın zahiri tilavet adabı diye şöhret buldu. Ama rivayetlere binaen Kur’an’ın bir zahiri ve birçok batını boyutu var olma gereğince onun kıraat adabı da aynı şekilde birinci merhalede bir takım zahiri adaba ve bir sonraki merhalede de batini adap olmak üzere kuran bağlamındaki adaplar iki kısma taksim edildi. Bazı Kur’an ayetlerinde ve Peygamber (s.a.a) ve İmamların rivayetlerinde bu konuya en güzel şekilde değinilmiştir. 

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’ın tilavet adabını; adabı zahiri ve adabı manevi ya da batini olarak iki kısma taksim edebiliriz, Kur’an tilavetinin zahiri adabında bir takım mukaddime ve şartlara riayet etmek gerekir ki kendi yerinde beyan edilmiştir.

Kur’an’ın batıni adaplarını, Kur’an ayetleri ve rivayetlere teveccüh ettiğimizde elde etmemiz mümkündür, Kur’an-ı Kerim birkaç ayette Kur’an-ı Kerim’i tilavet edenlere, Kur’an-ı tertille ve derinlemesine düşünerek okumalarını tavsiye ederek şöyle buyurmaktadır: “Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku.[1] Ve başka bir ayeti kerimede ise şöyle buyurmaktadır: “Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu gereği gibi okurlar. İşte bunlar ona inanırlar. Onu inkâr edenlere gelince, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.[2]

Bu iki ayet, hadis ve rivayetlere teveccüh edildiğinde hem Kur’an-ı Kerim’in tilavetinin zahiri adabını hem de batini adabını irade etmektedir. Bakara Suresinin 121. ayetinin zımninde yer alan hadiste, İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Kur’an tilavetinin gereken hakkını vererek okuyanlar, biz Ehlibeytiz.”[3]

Tabii olarak İmam Sadık (a.s) burada tilavet edenlerin gerçek misdakını beyan etmektedir ve birçok mü’min, Kur’an’ın zahiri ve batini adabına riayet ederek gerçek manada Kur’anı Kerimi tilavet edenler derecesine ulaşabilirler. Bu nedenle “Bu Kur’an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır[4] ayetinin beyanında İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Kur’an-ı hakkıyla tilavet etmekten kasıt, ayetleri dikkatli okusunlar. Hakikatlerini derk etsinler. Hükümlerine amel etsinler. Vaatlerinden ümitli, azabındansa korksunlar. kıssalarından ibret aslınlar. Emirlerini boyun eğip yasakları kabul etsinler. Allah'a yemin olsun ki Kur’an’ın hakkıyla tilavet edilmesi, ayetleri ezberlemek, kelime ve harflerini birbiri ardınca okumak yâda sureleri tilavet etmek değildir. Onlar Kur’an harflerini ve kelimelerini ezberlediler ama sınır ve anlamlarını zayi ettiler. Kur’an-ı hakkıyla tilavet etmekten kasıt, ayetleri üzerinde düşünsünler ve hükümlerine amel etsinler. Nitekim Allah-u Teâlâ da şöyle buyurmaktadır: " Bu Kur’an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır[5] Bu nurani hadisi dikkate alarak Kur’an tilavetinin batini adabı hakkında aşağıdaki konulara değinmemiz mümkündür:

1. Ne zaman vaatte bulunulan bir ayete denk gelirse, ona ulaşma ümidini taşısın ve ne zamanda bir uyarı ayetine denk gelirse ona müptela olacağından korksun. Sonuç itibari ile ne zaman cennet veya cehennem ayetine denk gelirse, durarak Allah’tan cenneti isteyip cehennemden O’na sığınsın.[6]  

İmam Ali (a.s) müminlerin özellikleri hakkında şöyle buyurmuştur: “Geceleri ayakları üzerinde durup Kur'an ayetlerini ona has adapla, anlamını düşünerek ağır ağır (tertil üzere) okurlar. O sırada müjdeleyen bir ayet geçtiği zaman, ona gönül bağlarlar ve ona ulaşmak için sevinçten sanki sevdiği azizi gelen biri gibi o şevke gönül bağlarlar. Ama korkutucu bir ayet geçtiği zaman, can kulaklarını ona verirler. Bedenlerini bir titreme sarar ve kalpleri korku içindedir ve bedenleri zayıf. Cehennem alevlerinin uğultusu ve ateşli zincir halkalarının birbirine çarpması adeta kulaklarında yankılanmaktadır. (rükûda) iki büklüm olurlar, gözyaşları akar ve böylece kurtulmaları için (bu azaptan) Allah’a sığınırlar.”[7]

2. Kur’an tilavetinin batini adabından bir diğeri;  Kur’an-ı anlama, ayetlerinde tedebbür etme ve İlahi hükümleri bilme ve amel etmektir. İmam Sadık (a.s) İmam Ali’den (a.s) şöyle nakletmektedir ki şöyle buyurmuştur: “Biliniz ki dikkatli ve tedebbürle kıraat edilmeyen Kur'an'da hayır yoktur.”[8]

3. Kur’an’ın beşeri bir kelam olmadığını dikkate alarak, yaratıcının azametini nazara almak için; nitekim kelamı tazim etmek, mütekellimi tazim etmektir.

4. Kur’an tilavetinin batini adabından bir diğeri de tahliyedir (تحلیه); yani kendisini okuduğu her ayetin muhtevasına göre ayarlamaktır. Eğer Enbiyaların hikâye ve kıssalarını okuyorsa onlardan ibret alsın ve eğer ilahi isim ve sıfatları kıraat ediyorsa onun misdaklarında dikkat etsin.[9]

5. Tahliye (تخلیه) de Kur’an’dan bir şeyler öğrenmek isteyenler için bir başka Kur’an kıraatı adaplarından bir tanesidir. Kur’an’a yönelen birisi, Kur’an’ı anlamasını etkilememesi için kesinlikle kendisini önyargılardan ve zihni şüphelerden boşaltmalıdır (temizlemeli).[10]

6. Kur’an tilavetinin batini adabından biriside özellikle kibir, riya[11], haset ve tama etme gibi uygun olmayan sıfatları bertaraf etmektir. Zira paslanmış kalple Kur’an’a yönelen insanda hak kelamının mana ve mefhumu tecelli etmez. 

7. Kur’an tilavetinin manevi adabından en üstünü, ruhi ve manevi taharettir (temizliktir). İnsan temiz olmayana kadar Kur’an hakikatlerini ona göstermez; çünkü kendisi şöyle buyurmuştur. “Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.”[12] Şairin dediği gibi: “Önce temiz ol, sonra o pak olana nazar at.”

8. Kur’an tilavetinin batini adabından bir diğeri; Kur’an karisinin Kur’an’a bir metne bakar gibi değil de şifa veren nüsha unvanıyla bakması ve ondan şifa beklentisi içinde olmasıdır. Rivayetlerde Kur’an’a bu yönlü bakanların olduğunu ve ondan dertlerinin devasını talep etmekteler. Allah-u Teala kalplerinin şifasını Kur’an’dan alan karilerden dolayı bela ve düşmanları halktan uzaklaştırdı ve rahmet yağmurlarını onlara nazil etmektedir.[13]

 


[1] Müzzemmil Suresi, 4. ayet

[2] Bakara Suresi, 121. ayet

[3] Kuleyni, Muhammed bin Yakup, “Kafi”, Tahran: Daru’l Kitabı İslamiye, c: 1, s: 215, 1365 h.ş.

[4] Sad Suresi, 29. ayet

[5] Mekarim Şirazi, Nasır, “Tefsir-i Numune”, Tahran: Daru’l Kitabı İslamiye, c: 1, s: 432, 1374 h.ş.

[6] Meşhedi, Muhammed, “Kenzu’d Dekaik ve Behru’l Garaib”, Tahran: Sazmanı İntişaratı Vezareti irşad, c: 2, s: 132, 1368 h.ş.  

[7]Nehcü’l Belağa”, Subhi Salih, s: 304.

[8]Kafi”, c: 1, s: 36.

[9] Kaşıfi Sebzevari, Molla Hüseyin, “Cevahiru’t Tefsir”,Tahran: Defteri Neşri Mirası Mektup, bita,  s: 270.

[10] a.g.e, tasarruflu.

[11] “İnne mine’n nasi men yegreu’l Kur’an’e liyugale fulanun kari’un ve minhum men yegreu’l Kur’an’e liyetlube bihi’d Dünya ve la hayere fiz zalike ve minhum men yegreu’l Kur’an’e liyentedi’e bihi fi salatihi ve leylihi ve neharihi.”; Hürr’ü Amuli, Muhammed bin Hasan, “Vesailu’ş Şia”, Kum: A’lul Beyt, c: 6, s: 182, 1409 h.k.

[12] Vakıa Suresi, 79. ayet

[13] “Ve Raculun garee’l Kur’an’e fevezea devae’l Kur’an’i ala dai kalbihi feeshere bihi leyletu ve etme’e bihi neharehu, ve game bihi fi mesacidihi ve tecafa bihi an firaşihi febaulaike yedfe’ullahu’l azizu’l Cabbaru’l Bela’e ve baulakike yudilullahu azze ve celle mine’l A’dai ve baulake yünezzelullahu azze ve celle el- gayse mine’s Semai. Fevallahi lehaulai fi gurrei’l Kur’ani e’azzun mine’l kibriyti’i ehmer.”; “Kafi”, c: 2, s: 627.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Dua psikolojisi hakkındaki kaynakları tanıtır mısınız?
    5662 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Dua psikolojisi hakkındaki kaynaklar üç kısımdır:a)Din psikolojisini genel olarak ele alan kaynaklar.Ancak bunlardua psikolojisini özel olarak işlememişlerdir. Örneğin William James’inyazdığı, Muhammed Kaini’nin tercüme ettiği ‘Din ve Revan’ (Din ve Ruh) ve Mesut Azerbaycani’nin yazdığı ‘Revanşinasi-i Din’ (Din Psikolojisi) bu türendir.
  • İçlerinde birkaç iyi ve takvalı kimse var diye günahkâr bir topluma azabın gelmesi gecikebilir mi veya tümüyle uzaklaşabilir mi?
    6581 Tefsir 2012/02/18
    Kur’an-ı Kerim’de ve rivayetlerde, günahkâr bir topluma azabın gelmesinin gecikmesi veya tümüyle uzaklaşmasının bazı nedenlerine değinilmiştir. Aşağıda onlardan birkaçını örnek olarak getiryoruz:1- Peygamberin ve İstiğfar edenlerin varlığı: ‘Oysa sen içlerinde oldukça onları azaplandırmaz ve yine bağışlanma dilerlerken Allah onlara azap vermez.’
  • Müslüman (Muslim) sözcüğünün anlamı nedir?
    73693 Tefsir 2009/10/18
    Kuran-ı Kerim’de Müslüman Allah Teala’nın emirleri karşısında mutlak bir teslimiyet içinde olan kişi anlamına gelir. Müslüman olmak kâmil halisane bir tevhit inancına sarılmayı ve her türlü şirk ve ikili tapınmadan uzak durmayı gerektirir. İşte bu yüzden Kuran-ı Kerim, Hz. İbrahim’i (a.s), Müslüman olarak tanıtmaktadır.
  • İnsan kendi güvenlik ve huzurunu bozan diğer varlıklar karşısında ne tür bir tepki göstermelidir?
    8309 Hayvan Barındırmak Ve Avlamak 2013/03/09
    Eziyet ve rahatsız eden haşerelerin eziyet ve rahatsızlıklarını önleme hakkında ilk önce iki noktaya işaret edilecek ve sonra İslami kaynaklardan alınmış iki tavsiye verilecektir: 1. Tabiat çarkında insanların tüm varlıklar ile en azından hâlihazırda barışçıl bir şekilde yaşaması olanaksızdır. Biz; insanlar ve yırtıcı hayvanların bir şehirde hiçbir ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3965 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Hz. Masumların (a.s) fiil ve sözlerinin delil oluşunun ölçüsü ne kadardır?
    7831 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/06/16
    İslam’ın muteber delillerinden biri Hz. Peygamber (a.s) ve diğer masumların sünneti olup tüm Müslümanlar için Kur’an ayetleri gibi delil teşkil eder ve sünnet masumun söz, fiil ve tavrı diye üç şekilde yer alır. Hadis ve rivayetlerde belirtilen masumların söz ve konuşmaları “masumun sözü” onların yaptığı amel ve ...
  • Hayvana dönüşme nasıl olmaktadır ve şuan yeryüzünde bulunan hayvanlar, hayvana dönüşmüş olan insanlar mıdır?
    27095 Tefsir 2009/05/17
    “Mesh” sözlükte, bir şekilden daha kötü bir şekle dönüşme anlamına gelmektedir; Kuran ve hadis teriminde ise, bazı günahkâr (bazı özel günahlara sahip) kimselere ve ümmetlere nazil olan bir çeşit azaptır.Mesh olan insanlar hayvan (maymun, domuz vb.) şeklindedirler; yani işlemiş olduğu günahın hayvansal şeklini bu dünyada onun insanî şeklinin üzerine ...
  • Kadın evladına süt vermeden dolayı kocasından ücret talep edebilir mi?
    6000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Şu noktaya dikkat etmek zorunludur: İslam’da fıkhî hükümler ve ahlakî usuller birbirini tamamlar ve aralarında hiçbir ayrılık ve uyuşmazlık bulunmaz.[1] Bundan dolayı fertlerin hakkı sıfatıyla bazı hükümler ispatlanmış olsa da ve yükümlü bu haktan fıkhî bir hüküm sıfatıyla istifade edebilse de, dinsel öğretilerde ahlakî ...
  • Eğer Allah bir ferdi severse, halkın geneli de onu sever mi?!
    11796 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar Allah’ın salih kullarının sevgisini halkın kalbine aktardığını yansıtan rivayetler olsa da, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde ...
  • Ödünç (karz) olarak verdiğimiz malın humusunu vermeli miyiz?
    5612 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/14
    Söz konusu olan para kesb ve kazancından birikilmiş durumda ve humus yılı üzerinden geçmiş ise bütün taklidi Mercilerin bu bağlamdaki fetvası şöyledir: Humus yılının başı geldiği zamanda ödünç olarak vermiş olduğu parayı kolaylıkla (zahmetsizce) alınması mümkün ise o paranın humusunu çıkartmalısın. Ama eğer humus yılının geldiği sırada ödünç verilmiş olan ...

En Çok Okunanlar