Gelişmiş Arama
Ziyaret
49513
Güncellenme Tarihi: 2012/03/11
Soru Özeti
Rükuda ‘Azim’, secdede ‘A’la’ isimlerinin söylenmesinin nedeni nedir?
Soru
Rükuda ‘Azim’, secdede ‘A’la’ isimlerinin söylenmesinin nedeni nedir? Ne manaya gelmektedirler? Yani bu iki zikri söylerken neyi düşünmeliyiz?
Kısa Cevap

Rükuda Subhane Rabbiye’l-Azimi ve  Bihamdih ve secdelerde Subhane Rabbiye’l-A’la ve  Bihamdih dememizin asıl nedeni Allah’ın emri olması ve rivayetlerde bunları söylemeye emrolunmamızdan dolayıdır. Ama onları söylemeye emrolunmanın hikmetlerini de bulabiliriz.

Rüku Allah’ı tazim etmektir. Her rükuyla Allah’ı tazim ediyoruz. Bir şeyi tazim etmek o şeyin azametine inandığımızı gösterir; ve biz o azametin karşısında eğiliyoruz. Biz Allah’ı tazim ediyoruz ve bu sıfatı söylemekle Onun azametine izan ediyoruz. Namazda da dikkatimizi bu sözlerin manasına vermeliyiz.

Allah’ın karşısında yaptığımız secde de bu manaya gelmektedir. Yani Onun karşısında toprağa kapanıyoruz ve naçizliğimize ikrar ediyoruz. Allah’ı huzu ve huşu ile ‘A’la’ sıfatıyla zikrederek Onun yüce mertebesine izan ve toprağa kapanarak ‘Allahım sen herkesten üstünsün’ diye ikrar ederken çok büyük bir kulluk haletine gireriz. Ve bu halet Allah’l kullukta insanın en iyi haletidir.  

Ayrıntılı Cevap

Rükuda Subhane Rabbiye’l-Azimi ve Bihamdih, secdelerde Subhane Rabbiye’l-A’la ve Bihamdih zikirlerini söylememiz hadislerde emrolunmuştur.[1] Gerçi onların yerine başka zikirlerde söylenebilir. Bu iki zikri namazların rüku ve secdelerinde söylememizin asıl nedeni Allah’ın emri olduğu içindir. Bizde bu emire itaat ediyoruz.

Ama bu emire itaat etmek, bu zikirlerin hikmetsiz oldukları ve taabbüden söylediğimiz manasına gelmez. Aksine onlar için hikmetler söylenmiştir. Eğer bu hikmetler göz önüne alınsa namaz kılan için faydalı olacaktır.

Bu iki zikrin hikmetini açıklamak için önce tercümelerini yapmamız gerekir.

Rüku zikrinin tercümesi: ‘Yüce Rabbim her türlü noksanlıktan münezzehtir ve ben Ona hamdetmekle meşgulüm.’

Secde zikrinin tercümesi: ‘Yüce Rabbim herkesten üstündür ve ben Ona hamdetmekle meşgulüm.’

Neden rükuda ‘Azim’ ve secde de ‘A’la’ sıfatları gelmiştir? sorusuna vereceğimiz cevap şudur: Rüku namazda Allah’ı tazim etmektir ve biz her rükuyla Allah’ı tazim ediyoruz. Bir şeyi tazim etmek o şeyin azametine inandığımızı gösterir ve biz o azametin karşısında eğiliyoruz. Buna göre rükuda Allah’ı tazim etmek halindeyiz ve Allah’ın azametine izan ediyoruz. Bu izanı Allah’ın azim sıfatıyla yerine getiriyoruz. Bu da rükunun zikriyle rükunun kendisi arasındaki uyumu gösterir.

Allah’a ibadet ederken insanın en üstün ve en iyi hali olan secdeninde birçok felesefesi vardır. Biz secdede yedi önemli uzvumuzu yere bırakıyoruz, Allah’ın karşısında toprağa kapanıyoruz ve Onun karşısında naçizliğimizi ilan ediyoruz. Allah’ı huzu ve huşu ile ‘A’la’ sıfatıyla zikrederek Onun yüce mertebesine izan ve toprağa kapanarak ‘Allahım sen herkesten üstünsün’ diye ikrar ederken çok büyük bir kulluk haletine gireriz. Ve bu halet Allah’a kullukta insanın en iyi haletidir.

Namaz, Allah Teala’yla bizim aramızdaki konuşma vesilesi olduğu için ona daha çok önem vermeliyiz. Namazımızın yüce olabilmesi için diğer zikirlerin yanında rüku ve secde zikirlerine de dikkat etmeli ve bilmeliyiz ki rükuda Allah’ın azametine izan ederken, secdeyle ve Allah’ın karşısında toprağa kapanmakla Onun en üstün olduğuna ikrar ediyoruz.    

  

 


[1] -Rükuda Subhane Rabbiye’l-Azimi ve Bihamdih ve secdelerde ise Subhane Rabbiye’l-A’la ve Bihamdih söylenir. Zira Allah Tebareke ve Teala Fe-Sabbih Bism-i Rabbike’l-A’zim ayetini nazil ettiğinde Peygamberimiz ‘Onu rükuda söyleyin’ diye buyurdu. Allah Teala Sabbihisme Rabbike’l-A’la ayetini nazil ettiğinde Peygamberimiz ‘Onu secdede söyleyin’ diye buyurdu. (Şeyh Saduk, Men La Yahduruhu’l-Fakih, c.1, s.31, İntişarat-ı Camiay-ı Müderrisin, Kum, HK.1413)

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar