Gelişmiş Arama
Ziyaret
13926
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
Vesveseyi tedavi etme yolu nedir?
Soru
Merhaba. Ben genetik olarak vesvese hastalığına müptelayım. Ruh doktorları ve psikologlar beni iyileştirmediler. Ama ben Allah ve Peygambere inanmayı ve hiçbir günaha bulaşmamayı çok istiyordum ve henüz istemekteyim. Kaç yıldır Allah’ı tanımak ve bu hastalığı (sadece buna müptela olan anlayabilir) kendimden uzaklaştırmak için çabalıyorum, ama yapamadım. Bu yüzden hastalık nedeniyle bir takım şüphelere müptela oldum ve bir imam-ı zamanın veya sizin deyiminiz ile böyle durumlarda yardım etmesi gereken bulut arkasındaki bir güneşin somut bir varlığının olmadığını anladım. Kaç yıldır gitmediğim kötü arkadaşlarımın yanına gitmeyi ve arkadaşlarım gibi rahatça halkın namusuna bakmayı istiyorum; çünkü artık hiçbir gerçek ve hakikatin olmadığına inandım. Eğer olsaydı kendisine ulaşılmış olurdu.
Kısa Cevap

Sözlerinizde belirttiğiniz gibi vesveseye müptelasınız. Belirttiğiniz ruhsal ve psikolojik sorunlarınızın çoğu kesinlikle bu hastalıktan kaynaklanmaktadır. Bu sorunlardan kurtulmak için ilk etapta hastalığınızı tedavi etmeye yönelin. Vesvesenin şeytanın desise ve tuzaklarından olduğunu bilmeli ve ona itina etmemelisiniz. Ondan kurtulmak ve bu tür hallerin bertaraf edilmesi için, kendinizi yetiştirmek ve nefsinizi tezkiye etmekle özünüzü terbiye etmeye koyulmanızı tavsiye ediyoruz. Farzları yerine getirmeye, Kur’an okumaya, vaktinde namaz kılmaya, haramlardan sakınmaya, kötü arkadaşlardan uzak kalmaya ve günah ortamlarından fasıla almaya özen göstererek günahın zeminini ve nefsinizdeki sinsi şeytanın vesveselerini bertaraf edin.[1] Hastalıktan kurtulabileceğinizi ve bu hastalıktan şifa elde etmenin de kendi ellerinizde olduğunu ve başkasının elinde olmadığını bilmelisiniz. Ümitsiz olmamalı ve çelik gibi bir iradeyle şeytan ile mücadeleye girişmelisiniz. Mücadele yolu da vesveseden kaynaklanan istek ve arzulara itina etmemektir. Artı; hastalık, fakirlik ve birçok dünyevî sorun ve belanın bir tür ilahi bir imtihan olduğunu bilmeniz gerekmektedir. Gerçekte dünya sınanma diyarıdır. Zorluk ve sorunlarda şeytanın ümitsizlik yaratarak ve sabırsızlığı takviye ederek imanınızı zedeleyebileceğine dikkat etmelisiniz. Hatırlatılmalıdır ki eğer bir kimse belirli bir hastalığa yakalanacak olursa ve duayla iyileşmezse veya sorunları duayla giderilmezse, bu Allah’ın olmadığına veya Peygamber, temiz ve pak Ehli Beyt (a.s) ve gaybte olan son ilahi azık Hz. Mehdi’yi (a.s) inkâr etmeye delil teşkil etmez. Ağır hastalıklar ve tahammül edilemeyen sorunları ilahi bir imtihan olarak gören ve onları yakınlaşmak ve dereceyi yükseltmek için bir fırsat sayan birçok insan mevcuttur. Elbette özel ve tedavisi imkânsız hastalıkları olan birçokları da dua ve tevessül ile şifa bulmuştur. Duanın kabul edilmesinin bir takım şartlarının olduğunu bilmelisiniz. Bunun için 197. Soruda yer alan Duanın Kabul Edilme Şartları’na müracaat edebilirsiniz. Ayrıca zihninizde bulunan sorulara yönelik daha fazla bilgi elde etmek için aşağıdaki başlıklara müracaat etmenizi tavsiye ediyoruz:

1. Fıtrat Ve Allah’ı Tanımak, Soru: 1105 (Site:)

2. Doğru Yoldan Sapma Nedenleri, Soru: 1194 (Site:)

3. Kendini Yetiştirme Ve Nefis Tezkiyesi, Soru: 400 (Site:)

4. Günah Ve Eserleri, Soru: 1073 (Site:)

5. Gıybet Zamanında İmam-ı Zamanın (a.c) Varlığının Faydaları, Soru: 705 (Site:)    


[1] 866. sorudan alıntıdır.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar