Gelişmiş Arama
Ziyaret
10756
Güncellenme Tarihi: 2008/05/04
Soru Özeti
Fena (yok olma), irfanda ne anlama gelmektedir?
Soru
Fena (yok olma), irfanda ne anlama gelmektedir?
Kısa Cevap

Arapça olan fena kelimesi, sözlükte yokluk ve yok olma ve irfani terimlerde ise, kulun beşeri yönünün, hakkın ilahlığında mahvolacağı şekilde hakta kaybolması anlamına gelmektedir. Allah’a giden yolun peşinde olan ve giden salikler, Allah’a ulaşma yolunu merhalelere ayırmışlar ve fena merhalesini Allah’a olan yolculuğun en son noktası olarak kabul etmişlerdir.

Örneğin Attar, bu yolda yedi merhalenin olduğuna inanmaktadır: talep, aşk, marifet, istiğna (muhtaç olmamak), tevhit, hayret ve fakirlik ve fena.

Ariflerden bazıları da birkaç kısma ayırmışlardır: birincisi, fiillerin fenası olan zahiri fena, ikincisi, sıfatların fenası olan batını fena, üçüncüsü, zatın fenası.

Onlar şöyle diyorlar: Allah’ın dergâhında fena (yok) olan, kalıcı olur.

Ayrıntılı Cevap

Arapça olan fena kelimesi, sözlükte yokluk ve yok olma[1] ve irfani terimlerde ise, kulun beşeri yönünün, hakkın ilahlığında mahvolacağı şekilde hakta kaybolması anlamına gelmektedir.

Söylenen konuların açıklığa kavuşması için şu ön bilgilere dikkat edilmelidir:

1) Bilindiği üzere Allah-u Teala kendi hekim iradesi gereği, insanı, hayatı boyunca sürekli mutlak kemale ulaşmayı ve onun sayesinde kendisinin kalıcılığı ve sürekliliğini düşüneceği ve bu hedefe ulaşmak için de hiçbir şeyden kaçınmayacağı bir şekilde yaratmıştır. O, sahip olmadığı her şeyi arayarak onun peşinden gider ve ona ulaştığı zaman da, ondan daha iyi ve mükemmel olana karşı vücudunda istek ve şevk oluşur ve onu hiçbir zaman kendi haline bırakmaz:

İstemekten vazgeçmem ta ki mutluluğa ereyim

Ya vücudum canana ulaşır ya can vücudumdan çıkar

Tabiî ki dikkat edilmesi gerekir ki bu içten gelen his ve arzuların çıkış noktası, hayali ve sanal bir şey değil, bir hakikattir. Bu insanın makamı ve konumuyla uyumlu bir gerçektir ve bu ona mahsus olarak kendisini en aşağı dereceden en yüce derecelere ulaştırması, ilk ve asıl yerine dönmesi için bağışlanmış bir güdüdür:

Herkes ki uzak kalmış kendi aslından

Tekrar arasın kendisine ulaştığı günleri

2) İnsan, iki yükseliş ve alçalış dönemecinde sonsuza kadar gidecek şekilde serbest ve irade sahibi bir varlıktır.

3) İnsanın önünde kemale giden yolda, ariflerin “ferdi taayunat[2] ve eniyyat[3]” olarak tabir ettikleri engeller vardır. İnsan bu tayyunat kurtulmadığı ve önündeki engelleri kaldırmadığı sürece kendi hedefine ulaşamaz. Bunlar, hakkın nurunun ulaşmasını engelleyen toz ve hicaplardır.

Sen ki tabiat âleminden çıkmıyorsun dışarı

Nerede tarikatın yolundan geçebilirsin

Yârin cemalinin peçe ve perdesi yoktur ama

Tozları kaldır ki bakabilesin

Bu ön bilgilerin doğrultusunda şöyle söylüyoruz: Salik bu merhaleleri sırasıyla kat etiği zaman, bütün eniyyat, tayyunat, maddi ve manevi bağlılıklardan kurtulmuş ve Allah-uTeala’da eriyip yok olarak fena makamına ulaşmış demektir. Böylesi bir durumda kendisini unutarak maşukun cemalinde mahvolmuş ve nereye baksa sadece ve sadece onu görmektedir.

Marifet ehli, (Enel hak) diyenin ilahlık iddiasında bulunmadığını söylemektedirler. Sadece kendi eniyyetini yok saymaktadır; yani, ben kendi vücudumda kendimi görmüyorum, seni görüyorum demek istemiştir. Kendisi de bunu şöyle söylemektedir:

Benimle senin aranda benimle çekişen ben var

Kaldır fazlınla beni ortadan

Gel ve hafızın varlığını onun önünden kaldır

Ki senin vücudunla kimse duymasın benden beni

Konunun devamında şu iki noktaya da değinmek yerindedir:

1) Arifler, Allah’a giden yolu merhale ve kısımlara ayırmışlar[4] ve fena merhalesini Allah’a olan yolculuğun en son noktası bilmişlerdir. Örneğin Attar, bu yolda yedi merhalenin olduğuna inanmaktadır: talep, aşk, marifet, istiğna(muhtaç olmamak), tevhit, hayret ve fakirlik ve fena.

 

2) Ariflerden bir kısmı fena makamı için kısımlar zikretmişlerdir[5]:

a) Fiillerin fenası olan zahiri fena, yani arifin bütün işleri ve fiilleri Allah’tan bilmesidir. Nafile ibadetlerin yakınlaştırmasıyla ilgili olan meşhur bir hadiste şöyle gelmiştir: Peygamber-i Ekrem(s.a.a.) şöyle buyuruyor: “…Allah-u Teala şöyle buyurmaktadır: kulum, ben onu sevene kadar, nafile ibadetlerle bana yaklaşır. Ben onu sevdiğim zaman da onun işiten kulağı, gören gözü, konuştuğu dili ve alıp verdiği eli olurum ve bana dua ettiği zaman, duasına icabet ederim ve benden istediği zaman ona isteğini veririm.”[6]

b) Sıfatların fenası olan batını fena, yani insani sıfatların, ilahi sıfatlara dönüşmesidir.

Nasiruddin Tusi şöyle buyuruyor:

Arif kendisinden geçerek hakka bağlandığında bütün kudretleri onun, âlemdeki her şeyi kaplayan kudretinde, bütün ilimleri onun, varlıkların hiç birisinin gizli kalmadığı ilminde, bütün istekleri onun, hiçbir varlığın kaçınmadığı isteğinde kaybolmuş olarak görür.[7]

c) Zatın fenası, bu mertebe arifin melekuti ve ruhani olan yolculuğunun en son hedefidir ve bu mertebeye sadece bazı saliklerin ulaşması mümkün olmaktadır. Bu merhalede isim ve sıfat nuru hicapları da ortadan kalkar ve gaybi olan zati tecellilere de nail olurlar. Bu müşahedede hakkın her şeyi kapsadığını ve kedi zatının yok olduğunu (fenasını) görür. Açıkça kendi vücudunu ve diğer bütün varlıkları hakkın gölgesinde müşahede eder: “Müminin ruhunun Allah’ın ruhuna olan bağlılığı, güneş ışınlarının güneşe olan bağlılığından daha fazladır.”[8]



[1] Ferheng-i Farsi, Amid, s: 1551.

[2] Büyüklenme ve ferdi özellikler.                                            

[3] Varlık.

[4] Tabiî ki arifler tarafından bu merhalelerin sayı hakkında değişik görüşler öne sunulmuştur.

[5] Şu kitaba başvurunuz: İrfan şerhli Hafız’ın divanı, Ahmet Danişger, s: 144–145.

[6] Usul-u Kâfi, İman ve Küfür Kitabı, Müslümanlara eziyet eden ve onları küçümseyenler babı, 8. hadis; Muhasin Berki, s: 291.

[7] İşaratın Şerhi, İbn,i Sina, c: 3, Ariflerin Makamları, s: 390.

[8] Usul-u Kâfi, İman ve Küfür Kitabı, Müminin kardeşliği babı, 4. Hadis. Şu kitaba başvurunuz: Kırk Hadis, İmam Humeyni, s: 382.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar