Gelişmiş Arama
Ziyaret
7372
Güncellenme Tarihi: 2012/05/15
Soru Özeti
Kur’anî ve dinî faaliyetler karşılığında veya genel olarak vacib-i kifayinin karşılığında ücret almanın hükmü nedir?
Soru
Kur’anî ve dinî faaliyetler karşılığında veya genel olarak vacib-i kifayinin karşılığında ücret almanın hükmünün ne olduğunu, ayrıca konunun fıkhi boyutunu, cevabın arkasındaki hikmet ve yorumuda bilmek istiyorum.
Kısa Cevap

Kur’an öğretmek, hıfzetmek gibi Kur’anî faaliyetlerin dışında kalan, namazın farzlarını öğretmek gibi farzların karşılığında alınan ücret caiz değildir. Ama dinin müstehap olan amelleri için ücret almanın sakıncası yoktur. Kur’anî faaliyetler, Hamd ve sure öğretmenin dışında olursa onun karşılığında da ücret almanın sakıncası olmaz, ancak mekruhtur. Fakat hediye olarak verilebilir.    

Ayrıntılı Cevap

Ölüye gusül vermek veya namaz öğretmek gibi Vacib-i Kifayî[1] farzların karşılığında ücret almak caiz değildir.[2] Ama örneğin belli mekanda öğretmek gibi ahkamın aslını öğretmeye bağlı olmayan ve şer’an insana farz olmayan mukaddimeler için ücret almanın sakıncası yoktur.[3]

Fakihlerin çoğu namazın müstehapları[4] ve müstehap ilimleri[5] öğretmek karşılığında alınan ücretin sakıncası olmadığı görüşündeler.

Fakihlerin görüşlerini aktardıktan sonra sorunuzun cevabını birkaç bölümde ele alabiliriz:

1) Kur’an öğretmek, hıfzetmek gibi Kur’anî faaliyetlerin dışında kalan namazın farzlarını öğretmek gibi farzların karşılığında alınan ücret caiz değildir. Ama dinin müstehap olan amelleri için ücret almanın sakıncası yoktur.

2) Kur’anî faaliyetler, Hamd ve sure öğretme karşılığında olursa onun karşılığında ücret almak caiz değildir.

3) Kur’anî faaliyetler, Hamd ve sure öğretmenin dışında olursa onun karşılığında ücret alma konusunda fakihlerin görüşü şöyledir:

‘Kur’an öğretmenin karşılığında ücret almak bazı fakihlere göre mekruh olsa da[6] sakıncası yoktur.[7] Ancak hediye kabul etmek ve mukaddimesi için -eğer maddi bir yükü varsa- ücret almanın sakıncası yoktur.[8]

4) Soruda da işaret edildiği gibi rivayetlerde, Kur’an öğretme karşılığında ücret almak kınanmıştır. Fakihlerin çoğu mekruh olduğu görüşündeler. Yani ücret almasalar daha iyidir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi namazda okunan Hamd ve sure için, eğer hediye değilse ücret alınmamalıdır.

5) Aşağıda gelen rivayetlerin bir kısmında Kur’an öğretmek karşılığında ücret almak kınanmışken bir kısmında da sakıncasız görülmüştür. Bununla birlikte fakihlerin çoğu rivayetlere ve ücret almanın caiz olduğunu söyleyen başka delillere dayanarak onun mekruh olduğunu söylemekteler:

1- İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘Öğrettiği Kur’an karşılığında ücret alan kimesinin kıyamet günündeki nasibi aldığı o meblağ olacaktır.’[9]

Buna göre rivayetin delil olduğu şey ve senedinin zayıflığı[10] göz önüne alındığında Kur’an öğretmenin karşılığında alınan ücretin mekruh olduğu hükmü çıkar.[11] Zira onda ücret almanın haramlığına hüküm verilmemiştir. Aksine kıyamet günündeki nasibinin, aldığı o meblağ olacağı buyurulmaktadır ki bu da sevabının olmadığına işarettir.[12] Öyleyse rivayette belirtilen ‘neden’ kerahet hükmüne daha uygundur.[13]

2- Sorudaki rivayette (Okuduğu Kur’an’la dünyayı talep eden...)[14] görüldüğü üzere bazı rivayetlerin konusu Kur’an’ı öğretmek hakkında değil ‘Kur’an okuma ve tilaveti’ hakkındadır. Kur’an tilaveti konusunda ise aslolan onun ibadet olmasıdır. İbadette de aslolan şey ibadetin karşılığında Allah’ın (c.c) rızasını gözetmekten başka bir şey olmamasıdır.

3- Bazı rivayetlerden de anlaşıldığı gibi Kur’an öğretmek karşılığında alınan ücretin sakıncası yoktur. Örneğin Resul-i Ekrem (s.a.a) buyuruyor: ‘Alınabilecek en hak ücret Allah’ın kitabı(nı öğretmek) için alınan ücrettir.’[15] (Bu rivayete göre mekruh bile değildir.) Yine bir rivayete göre Resulullah (s.a.a) bir kadının mihriyesinin Kur’an öğretme olmasına izin vermiştir.[16]

Son olarak belirtelim ki Kur’an öğretmek, maarifini yaymak ve diğer dini faaliyetler kurbet kastıyla yerine getirilmeli, daha çok uhrevi ve manevi sevap peşinde olunmalıdır. O zaman bu işin karşılığında verilecek herhangi bir şey sakıncasız olup, hediye hükmüne girer.

Daha fazla bilgi için bkz:

-Şia Mezhebinde Namazın Sırrı ve Felsefesi, Soru:13873 (Site:14186).

-Fıkıh Hükümlerinin Felsefe ve Hikmeti Soru:8593 (Site:9135).

 


[1] -Vacib-i Kifayi (Kifayi farz), başlangıçta herkese farz olan, ama bazı kimseler onu yerine getirirse farzlığı başkalarının üzerinden kalkan farza denir. (Muzaffer, Muhammed Rıza, Usul-u Fıkh, c.1, s.92, İsmailiyan, Kum, Bi Ta; Tebrizi, Gulamhüseyin, el-Usulu’l-Mühhezebe, s.32, Tus baskısı, Bi Ta ve Bi Na; Bocnurdi, Seyyid Muhammed, Kavaid-i Fıkhiyye, c.2, s.166, Müessese-i Uruc, Tahran, 3. Baskı, H.1401)

[2] -Kereki (Muhakkik-i Sani), Ali b. Hüseyin, Camiu’l-Makasid Fi Şerhi’l-Kavaid, c.4, s.35, Müessese-i Alu’l-Beyt (a.s), Kum, 2. Baskı, H.1414; Kavaid-i Fıkhiyye, c.2, s.168, Bir Grup Araştırmacı (Şahrudi, Seyyid Mahmud’un Gözetiminde), Ferheng-i Fıkh-i Mutabık-ı Mezheb-i Ehl-i Beyt (a.s), c.1, s.145 ve c.2, s.344, Müessese-i Dairetü’l-Maarif-i Fıkh-i İslamî Ber Mezheb-i Ehl-i Beyt (a.s), Kum, 1. Baskı, H.1426; İmam Humeyni, Tevzihu’l-Mesail, Muhakkik ve Musahhih: Kulupur, s.219, Müessese-i Tanzim ve Neşr-i Asar-ı İmam Humeyni (r.a), Kum, 1. Baskı, H.1426; Eraki, Muhammed Ali, el-Mesailu’l-Vaziha, c.1, s.177, İntişarat-ı Defter-i Tebligat-ı İslami, Kum, 1. Baskı, H.1414; Şubeyri Zencani, Seyyid Musa, el-Mesailu’ş-Şer’iyye, s.228, Müessese-i Neşr-il-Fakahet, Kum, 1. Baskı, HK.1428; Şirazi, Nasir Mekarim, Risale-i Tevzihu’l-Mesail, s.164, İntişarat-ı Medrese-i İmam Ali b. Ebi Talib (a.s), Kum, 2. Baskı, HK. 1424; Sunhani, Cafer, Risale-i Tevzihu’l-Mesail, s.248, Müessese-i İmam Sadık (a.s), Kum, 3. Baskı, HK.1429; Vahid Horasani, Hüseyin, Tevzihu’l-Mesail, s.198, M.1008, Medrese-i İmam Bakır (a.s), Kum, 9. Baskı, HK.1428.

[3] -Ecvibetu’l-İstiftaat, s.245, Soru:1111.

[4] -Tevzihu’l-Mesail (Haşiyeli), c.1, s.551-552, M.999; Hüseyni Amuli, Seyyid Cevad b. Muhammed, Miftahu’l-Keramet Fi-Şerh-i Kavaidu’l-Allame, c.12, s.309, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 1. Baskı, H.1419; Yezdi, Seyyid Muhammed Kazım, el-Urvetu’l-Vuska (Haşiyeli), Muhakkik ve Musahhih: Muhsini Sebzevari, Ahmed, c.2, s.515, M.35, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 1. Baskı, H.1419; Hoi, Seyyid Ebu’l-Kasım, Misbahu’l-Fakahet, Mükerrer, Tevhidi, Muhammed Ali, c.1, s.476, Bi Na ve Bi Ta; 

[5] -Ferheng-i Fıkh-i Mutabık-ı Mezheb-i Ehl-i Beyt (a.s), c.1, s.145.

[6] -Behçet, Muhammed Taki, İstiftaat, c.1, s.411, Soru:1447, Neşr-i Defter-i Hz. Ayetullah Behçet, Kum, 1. Baskı, HK.1428; Lenkerani, Muhammed Fazıl, Camiu’l-Mesail, c.1, s.591, Soru: 2211, 11. Baskı, Emir-i Kalem, Kum, Bi Ta; ‘Ancak bazı fakihler Kur’an öğretmek karşılığında alınan ücreti sakıncalı görmekteler’; Tebrizi, Cevad, İstiftaat-ı Cedid, c.1, s.179, Soru: 868 ve s.440, Soru:1921, Kum, 1. Baskı, Bi Na ve Bi Ta.

[7] -Şirazi, Nasir Mekarim, İstiftaat-ı Cedid, Muhakkik ve Musahhih: Ulyan Nejadi, Ebu’l-Kasım, c.1, s.521, M.1713, İntişarat-ı Medrese-i İmam Ali b. Ebi Talib (a.s), Kum, 2. Baskı, HK.1427.

[8] -Tebrizi, Cevad, İstiftaat-ı Cedid, c.1, s.179, Soru: 868 ve s.440, Soru:1921, Kum, 1. Baskı, Bi Na ve Bi Ta.

[9] -Şeyh Saduk, Men La-Yahduruhu’l-Fakih, c.3, s.178, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 2. Baskı, HK.1413.

[10] -Envaru’l-Fekahet, Kitabu’t-Ticaret, s.433; Mecmau’l-Faide ve’l-Burhan Fi-Şerh-i İrşadi’l-Ezhan, c.8, s.18.

[11] -Hilli, Hasan b. Yusuf, Tezkiretu’l-Fukaha, c.12, s.136, Müessese-i Alu’l-Beyt (a.s), Kum, 1. Baskı, Bi Ta; Erdebili, Ahmed b. Muhammed, Mecmau’l-Faide ve’l-Burhan Fi-Şerh-i İrşadi’l-Ezhan, Muhakkik ve Musahhih: Iraki, Mücteba ve İştihardi, Ali Penah ve Yezdi İsfahani, Hüseyin, c.8, s.18, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 1. Baskı, HK.1403; Meclisi, Muhammed Taki, Ravzatu’l-Muttakin Fi-Şerh-i Men La Yahduruhu’l-Fakih, Muhakkik ve Musahhih: Musavi Kirmani, Seyyid Hüseyin ve İştihardi, Ali Penah ve Tabatabai, Seyyid Fazlullah, c.6, s.511-512, Müessese-i Ferhengi-i İslami Kuşanbur, Kum, 2. Baskı, HK.1406; Bahrani, Yusuf b. Ahmed, el-Hadaiku’n-Nazire Fi-Ahkam-i Itrati’l-Tahire, Muhakkik ve Musahhih: İrevani, Muhammed Taki ve Mukarrem, Seyyid Abdurrazzak, c.18, s.214, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 1. Baskı, HK.1405; Şirazi, Nasir Mekarim, Envaru’l-Fekahet, Kitabu’t-Ticaret, s.433, İntişarat-ı Medrese-i İmam Ali b. Ebi Talib (a.s), Kum, 2. Baskı, HK.1426.     

[12] -Ravzatu’l-Muttakin Fi-Şerh-i Men La-Yahduruhu’l-Fakih, c.6, s.512.

[13] -Tebrizi, Cevad, İrşadu’t-Talib İla’t-Taliki Ala’l-Mekasib, c.1, s.301, Müessese-i İsmailiyan, Kum, 3. Baskı, HK.1416.

[14] -İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Onlardan bazıları Kur’an okuyarak dünyayı talep ederler. Ama bunda hayır yoktur.’ (Şeyh Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el- Kafi, c.2, s.607, Neşr-i İslamiyye, Tahran, 2. Baskı, HŞ.1362.)

[15] -İbn-i Ebi Cumhur İhsai, Muhammed b. Ali, Avali’l-Leali’l-Aziziyye Fi’l-Ahadisi’l-Diniyye, c.1, s.176, Dar-u Seyyidu’ş-Şüheda Li’n-Neşr, Kum, 1. Baskı, HK.1405.

[16] -a.g.e. c.2, s.263.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar