Gelişmiş Arama
Ziyaret
6992
Güncellenme Tarihi: 2012/02/15
Soru Özeti
Muhammed b. Hanefiye’nin naklettiği rivayette zikredilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
Soru
Muhammed b. Hanefiye imam Ali’den şöyle naklediyor: “kıyamet gününde Allahın Resulü Allahın Hucze’snden, biz Peygamberimizin Hucze’sinden, Şialarımız da bizim Hucze’mizden tutacaklardır”. Bu rivayette nakledilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
Kısa Cevap

Rivayette zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek ve bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerler onların amelleri kıyamet gününde ilahi nurlar şeklinde tecelli ve şekil (temessül) alırlar.

Ayrıntılı Cevap

Bu rivayet Şia’nın farklı ve muhtelif kaynak kitaplarında Muhammed b. Hanefiye’den nakledilmiştir. Muhammed b. Hanefiye İmam Ali’nin şöyle buyurduğunu söyler: “Kıyamet gününde Allahın Resulü Allahın Hucze”sinden, biz Peygamberimizin Hucze’sinden, Şialarımızda bizim Hucze’mizden tutacaklardır”. Ben kendisinden ey emirel-Müminin “hucze” nedir diye sorudum? İmam cevaben; Allahın kendisi “hucze” ve benzer şeylerle vasıflandırılmasından çok daha yücedir. Ama Allahın resulü (s.a.a) Allahın emrinden, Muhammed’in alı olan bizde kendi Peygamberimizin ve Şia’larımız da bizim emrimizi tutacaklar” [1] buyurdu. Bazı rivayetlerde “hucze” “din” şeklinde tabir ve tefsir edilmiştir.[2]

İmam Rıza (a.s.) “hucze”yi şöyle mana etmiştir: “Kıyamet gününde Allahın Resulü (s.a.a) Allahın Hucze”sinden, biz Peygamberimizin Hucze’sinden, Şialarımızda bizim Hucze’mizden tutacaklardır”. Sonra şöyle buyurdu: “Hucze’den maksat nurdur” dedi.[3]

Rivayetlerde zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek onlara bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerlerse onların amelleri kıyamet gününde ilahi nurlar şeklinde tecelli ve şekil (temessül) alırlar. Buna binaen birinci rivayette kıyamet gününde peygamber tarafından “hucze”ye temessük etmenin anlamı şudur: Hz. Resuli Ekrem ilahi emirlere temessük edildiğini söyler ve bununla burhan sunar. İkinci rivayette olan nurdan maksat şudur ki din, güzel ahlak ve güzel amellere manevi nura sahiptirler ve bunlar kıyamet gününde insanlar için zahir olacaklar.[4]

Sonuç itibariyle rivayetlerde zikredilen “hucze”den maksat şudur: Allah tarafından vahiy yoluyla peygambere (s.a.a) nazil olan ilahi emirler ve ilahi düsturlardır. Ki Peygamber de (s.a.a) onları insanlara ulaştırmıştır. Peygamberden (s.a.a) sonra masumlar (s.a.) kanalıyla sonraki insanlara ulaştırılmış. Eğer bir kimse onları takip eder Allahın kitabı ve pak ve tertemiz kılınmış Ehlibeyt’in (a.s.) belirtmiş olduğu çerçevede hareket ederlerse hem dünyada ve hem de ahirette kendi saadetine ve mutluluğuna varırlar. Ve bu bağlılık ve temessük insanları Allahın çetin olan cehennem azabından alı koyar.[5]



[1] Meclisi, “Biharu’l-Envar”, Lübnan/Beyrut: müesesei el-vefa, 1404, c. 4, 24.

[2] Şeyh Saduk, “et-tevhid”, baskı, 1, Kum: camiatu muderrsin, 1397, k. s. 166.

[3] “Biharu’l-Envar”, c. 4, s. 25.

[4] A.g.e.

[5] Zira “hucze” kelimesi aslı itibariyle men ve “iki şeyi bir birinden ayıran” şey anlamındadır. Hucze lügatte pantolonun kemer yerlerine denilmektedir. (“el-ayn”, “el-hucze”, “lisanu’l-arap”, h-c-z, ve “el-hucze”, “ferhengi ebcedi arab-farisi”, “el-hucze” kelimesine müracaat edebilirsiniz). Bu nedenle rivayetlerde hucze tabir edilmiştir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar