Gelişmiş Arama
Ziyaret
54763
Güncellenme Tarihi: 2012/11/11
Soru Özeti
İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
Soru
İnsanın dışa yansıtmadan kendi içinde küfür etmesi günah mıdır?
Kısa Cevap

İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.

Küfür ve hakareti tarif edecek olursak; kötü ve yakışıksız şeyleri açık bir şekilde  sözle dile getirmek olarak tanımlayabiliriz. Hakaret ve küfür insanın zihin dünyasında dışavurmadan önce tahakkuk bulsada teorik olarak zihin dışında, dış alemde vuku bulan günahlardandır.

Ayrıntılı Cevap

 Cevaba geçmeden önce bir kaç noktaya değinmeyi gerekli gördük:

  1. İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira vb... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya vb...[1] insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  2. Küfür ve hakaret kötü ve yakışıksız şeyleri açık bir şekilde sözle dile getirmek.[2]
  3. Hakaret ve küfür insanın zihin dünyasında dışavurmadan önce tahakkuk bulsada teorik olarak zihin dışında, dış alemde vuku bulan günahlardandır. Örnek verecek olursak Haset gibidir. dışa vurursa ve diğerinin aleyhinde bir eylem ve söyleme dönüşürse günaha dönüşür. Ama eğer bir kuruntu ve evham olarak zihinde var olup buna duçar olan şahsın kendiside bu durumdan rahatsız olur, eylemede dönüşmezse fakihlerin ve ahlak erbabının çoğunluğu bazı rivayetlere[3] isnad ederek bunu günah bilmemektedirler.[4]

Yukarda zikredilen açıklamalar ışığında konuyu şu şekilde beyan edebiliriz:

  1. Küfür ve hakaret dışa vurmadığı, sözle ifade edilmediği ve yalnız zihinde yer ettiği sürece günah olmasada zihinde böyle nefsani kurgular yakışık alan davranışlar değildir. Zira her an günaha dönüşebilir ve diğer günahları doğurabilir. Kesinlikle böyle durumda olan insanlarla olmayan insanlar manevi ve takva açısından farklı noktalardadırlar. Zira ayeti kerime bu meseleye şöyle açıklık getirmektedir: “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Cünkü zannın bir kısmı günahtır.”[5] Kötü zanlar açığa vurulmadığı ve söyleme dönüşmediği sürece günah değildir. Zira bu zanlar nefsani kuruntular olup bir anlamda istem dışı bir şekilde hatıra gelmektedir. Karşılaştığı hadiseler ve objeler bu öğeleri zihinde icat etmektedir. Ama bundan sonrası ferdin iradesinde olup teveccüh ederek üzerinde durmamalı ve onu zihinde yer açmamalıdır. Buna binaen insani kemalleri gaye edinen birine yakışan zihnini ve gönlünü çaba ve gayert göstererek bu öğelerden sakındırsın.
  2. Diğer bir nokta insanın zihninde küfür ve hakarete yer vermesi sonucu zamanla bu fiilin kötülüğünü ve çirkinliğini yok ederek şahsı kötü sözlü ve ağzı bozuk birine dönüştürsün. Bu bağlamda bu işi terketmek günahı engellemek ve önlem almak açısından gereklidir.
  3. “İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de Allah sizi, onunla sorguya çeker.”[6] Ayeti kerimesi küfür ve hakaret dile getirilmediği sürece günah değildir görüşüyle çelişmemektedir. Zira öncelikle Allah Teala zihinden ve gönülden geçirlilen günahlardan ötürü insanı cezalandırmayacaktır. Elbette bu günahı işlemeye karar verir ve ısrar ederse bu kalbin fiillerinden bir fiil olduğu için Allah teala bu kalbi fiile uygun bir ceza verecektir.[7] Saniyen Allah teala insanın sadece dış alemde vücuduyla işelemiş olduğu günahları değil bilakis şirk ve nifak gibi kalbinde ve zihninde işlemiş olduğu günahlara da ceza verecektir. Zira Allah teala bütün aleme hakimdir, içde ve dışda gerçekleşen bütün olaylara, düşüncelere ve niyetlere agahtır. Hiçbir şey ondan saklı kalmaz.[8]
  4. Son olarak küfür ve hakaretin terk edilmesinin öneminin aydınlanması için İslam Peygamberinden ve Masum İmamlardan birkaç rivayete değineceğiz:

İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Küfür ve hakaret edene cennete girmek haramdır.”[9] Elbette gerçekten tövbe eder, hakaret ettiği insandan özür diler, rızasını kazanır ve salih ameller işlerse bu günahı telafi eder ve bağışlanır.

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Saygın ve Kerim insan asla küfür etmez.”[10]

İmam Bakır (a.s) bir rivayette şöyle buyuruyor: “Alçak insanların silahi kötü sözdür.”[11]

Bir başka rivayette ise İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: “ İnsanlara size söylenmesini en çok istediğiniz güzel sözleri söyleyin. Zira Allah Teala müminlere lanet edenlere, laf atanlara, sövenlere vede küfürbazlara, inatcı dilencilere gazaplanır.”[12]

 

 

[1] Mekarim Şirazi, Nasır, Numune tefsiri, 2.c, 396.s, dar ul-kitap ul-İslamiye, tahran, 1.bk, 1373.şemsi.

[2] Neraki, Molla Muhammed Mehdi, Cami us-Saadat, 1.c, 351.s, neşr Eilemi,4.bk.

[3] ‘Ref hadisi’ soru:10471, site: 10359.

[4] Cami us-Saadat, 1.c, 178-199.s, ilm’il-Ahlak İslami, (Cami us-Saadat’ın tercümesi), Şubber, Seyit Abdullah, Ahlak, 3’üncü bab ve 6’ıncı bab; fıkhi kaynaklar: Feyzi kaşani, Muhammet Muhsin, Mefatih’ul-Şerai, 2.c, 24-28.s, Necefi (Sahip Cevahir) , Muhammet Hasan, Cevahir ul-Kelam fi şerh-i Şerai İslamiye, 41.c, 52-53.s, dar ihyai et’tras el-arabi, beyrut, 7.bk.

[5] Hucurat/12.

[6] Bakara/284, «إِنْ تُبْدُوا ما فی‏ أَنْفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحاسِبْكُمْ بِهِ اللَّه»

[7] Tabersi, Fazl bin. Hasan, Mecme’ul-Beyan fi Tefsir Kuran, 2.c, 687-688.s, İntişarat İslam, tahran, 2.bk, 1378.

[8] Numune tefsiri, 2.c, 396.s; Tayyip, seyit abdulhuseyin, Etib’ul-beyan fi tefsir Kuran, 3.c, 88-89.s, intişarat İslam, Tahran, 2.bk, 1378.

[9] «الْجَنَّةُ حَرَامٌ‏ عَلَى‏ كُلِّ فَاحِشٍ أَنْ يَدْخُلَهَا» Veram bin. Ebi Feras, Mesut bin İsa, tenbih’ul hevatır ve nezihe’tul-nevazir el-merufa bimecmue’tul-veram,1.c, 110.s, mektebe’tu-Fıkhiye, kum, 1.bk, 1410.hicri; Payende, nehcul-fesahe, Ebul-kasım, 434,dunyayi daneş, tahran, 4.bk, 1382.şemsi.

[10] «ما أفحَشَ كريمٌ قَطُّ»; temimi amedi, Abdulvahid bin muhammed, tesnif gurer’ul hikem ve durer’ul hikem, 223.s,4496.s, defter tebliğat İslami

 Kum, 1.bk, 1366.şemsi.

[11] «سِلاحُ اللِّئامِ قَبيحُ الكلام»; bihar’ul envar, 75.c, 185s, dar ihyai et’teras el’arabi, beyrut, 2.bk, 1403.hicri.

[12] « قُولُوا لِلنَّاسِ‏ أَحْسَنَ‏ مَا تُحِبُّونَ أَنْ يُقَالَ لَكُمْ فَإِنَّ اللَّهَ يُبْغِضُ اللَّعَّانَ السَّبَّابَ الطَّعَّانَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ الْفَاحِشَ الْمُتَفَحِّشَ السَّائِلَ الْمُلْحِفَ وَ يُحِبُّ الْحَلِيمَ الْعَفِيفَ الْمُتَعَفِّفَ»; bihar’ul envar, 65.c, 152.s.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar