Gelişmiş Arama
Ziyaret
7177
Güncellenme Tarihi: 2011/01/20
Soru Özeti
Masum olmayan bir kimse Allah’ın halifeliğinin örneği olabilir mi?
Soru
On dört mukaddes nur dışında başka bir kimse Allah’ın halifesi olabilir mi?
Kısa Cevap

Allah’ın halifeliğinin örneklerine değinmeden önce Allah’ın halifesinin kim ve vasıflarının ne olduğunu açıklamak gerekir. Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. Bu yüzden bir zerre gayrilik veya kendini gösterir ve de onun fiili dışında bir iş yaparsa, artık halife olmaz. “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım”[i] ayetinde belirtilen hilafet, Hz. Âdem’e (a.s) özgü değildir ve tüm insanlarda ortak olan insaniyet makamıyla ilgilidir. Bundan dolayı ilahi halifeliğin eksen ve mihveri tüm isimleri bilmektir. İlmin dereceleri vardır. Hilafetin de dereceleri vardır. Herkes ilahi isimlerin mazharı olduğu ölçüde ilahi hilafetten bir pay alır.

Allah’ın Halifeliğinin Örnekleri

Önceki konular, Hakk’ın ilk zuhurunu Hz. Peygamber (s.a.a) olarak tanıtan “Allah ilk olarak benim nurumu yarattı”[ii] gibi hadisler, “Allah için benden daha büyük bir ayet yoktur”[iii] diye buyuran müminlerin önderinin sözü, Camia Kebire duasının yüce içeriği, diğer rivayetler ve Kur’an’da Ehli Beytin (a.s) tavsifi esasınca Allah’ın halifeliğinin en kâmil örnekleri on dört masumdur. Tüm peygamber ve elçiler de bu nurani varlıkların alt kademesinde yer alan kâmil insanlar olup onların vasıtasıyla Allah’ın halifeleridirler. On dört masum ve peygamberlerden sonraki merhalede ilahi arifler ve bazı üstün, dindar ve ilim ve salih amel sahibi insanlar da taşıdıkları ilim ve ilahi isimler oranınca peygamberlerin alt kademesinde yer alır ve onların aracılığıyla Allah’ın halifeliğinin örnekleri olurlar.



[i] “Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.” (Bakara, 30).

[ii] Biharu’l-Envar, c. 15, s. 24.

[iii] Biharu’l-Envar, c. 23, s. 206.

Ayrıntılı Cevap

Bu soruya halife kimdir ve vasıfları nedir ve de onun örnekleri kim veya kimler olabilir diye iki mihverde yanıt veriyoruz:

1. Allah’ın Halifesi Kimdir?

Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. Bu yüzden bir zerre gayrilik veya kendini gösterir ve de onun fiili dışında bir iş yaparsa, artık halife olmaz. Birincisi, Allah halife olma kabiliyetini insana ruhunu üfleyerek kendisine vermiştir. Nitekim hilafetin verilmesinin isim cümlesi ile beyan edildiği ve isim cümlesinin de hilafetin verilmesinin devamlılığına delalet ettiği “ben ona ruhumdan üfledim”[1] ve “ben yeryüzünde bir halife yaratacağım”[2] ayetleri ve bu ayetle ilgili diğer tefsir delillerinden[3] anlaşıldığı üzere hilafet Hz. Adem’e özgü değildir ve tüm insanlar bu liyakati taşımaktadırlar. İkincisi, bunu canlandırmanın ve hayata geçirmenin yolu da semavi kitaplar ve bu yolu doğruca kat eden ve bu makama kâmil olarak ulaşan insanlar tarafından sağlanır; yani peygamber ve elçiler bunu insanlara gösterebilir. İlahi halifeliğin mihver ve ekseni isimleri bilmek olduğundan ve ilimin de derece ve mertebeleri bulunduğundan halifeliğin de dereceleri vardır. Herkes ilahi isimlerin mazharı olma oranında ilahi halifelikten bir pay alır. Elbette “tüm isimleri bilme” ile açıklanan halifeliğin verilmesi ayetlerinde[4] tam ve kâmil hilafet ve halifeye işaret edilmektedir. Bu esas uyarınca hilafetin dereceleri bir tahlilde şu şekilde açıklanabilir:

A. Bir grup bu yoldan sapmış ve şeytanın yolunu takip etmektedir. Bunlar şeytanın halifeleridirler.

B. İlahi isimleri zayıf derecede dahi kendinde eyleme geçirmeyip yeti olarak Allah’ın halifesi olan kimseler.

C. Tüm isimlerin zayıf veya orta olarak kendilerinde bulunduğu ve de isimlerin ve ilahi kemallerin kendileri için “hal” haddinde olduğu kimseler. Bunlar, onları bazen taşır ve bazen de taşımaz. Yahut “meleke” haddindedir; yani isimleri bulundurmak kendileri için kolaydır ve kendilerinde isimlerin zail olması ise yavaşça gerçekleşmektedir. Bunların hilafeti de hal ve meleke haddindedir.

D. İlahi sıfat ve isimlerin zahir oluşu bir grupta meleke haddinden öteye geçip kimlik ve varlıklarının aynısı olur. Bu yüzden asla onlardan ayrılmaz; zira zatın aynısı olan bir şeyin zattan ayrılması, şeyin kendinden ayrılması demektir ve bu da muhaldir. Böyle bir insandaki hilafet de onun kimliğinin aynısı olup asla ondan ayrılmaz.

Son merhale kâmil insana özgüdür. Diğer merhaleler ise orta ve zayıf insanların payıdır. Aynı şekilde belirtilen her merhalenin de mertebeleri vardır.[5] Hilafet, halife kılanın halifede zahir olması anlamında olduğundan ilk zahir olan varlık, Hakk’ın ilk halifesidir. İlahi zat (mutlak kemal) yerinde ispatlanan felsefi kaide esasınca yalın olduğundan ve yalın bir birimden de birden başka bir şey çıkmayacağından ve yalın birim cüz taşımadığından bir cüzün zahir olması ve bir diğer cüzün zahir olmaması kendi hakkında düşünülemeyeceğinden mutlak kemal tüm kemal yönleriyle zuhur edecek ve O’nun ilk mazharı da en kâmil varlık olacaktır. Böyle bir varlık vasıtasız halife olan kâmil insanın ta kendisidir. O da kemal ve yalınlığı ardıllık ile taşır, Hakk’ın yalınlık ve kemalliğinin aynası olur ve başka her halife onun yalınlığıyla Allah’ın halifesi sayılır. Gerçekte o, Allah’ın halifesi ve diğerleri de onun halifesi sayılır. Hilafet silsilesi boylamsaldır, enlemsel değildir. Dolayısıyla eğer bir zamanda iki fert hilafet makamını taşırsa, biri diğerini tabi olur; tıpkı Ali’nin (a.s) Peygamber (s.a.a) zamanında ona tabi olması ve Hasan ve Hüseyin’in (a.s) Ali (a.s) döneminde kendisine tabi olmaları gibi. Hilafetin iki ciheti vardır. Birincisi, şimdiye dek bahsedilen Allah tarafından olan kısmıdır. İkincisi ise evrene halifelik etmektir. Kamil halife tüm evrende hazırdır. Tüm feyizlerin vasıtası ve varlık düzeni silsilesinin yönetici ve yönlendiricisidir. O, hem Hakk’ın ilim, kudret, hayat, rızık verme ve hidayet sıfatlarının mazharı ve hem de yaratıklara ilim, rızık, hayat, hidayet vb. unsurların ulaşma vasıtasıdır. Nitekim “sizin vasıtanızla hayır ve bereket kapıları halka açılır. Evrenin sona ermesi ve tükenmesi sizin kâmil varlığınızladır. Sizin varlığınızla Allah her şeyi mahveder ve sabit tutar”[6] diye belirtilen bu rivayet ve diğer rivayetler de Ehli Beyt için ispatlanmıştır.

2. Allah’ın Halifeliğinin Örnekleri Kimlerdir?

Buraya kadar belirtilen konular, Hakk’ın ilk zuhurunu Hz. Peygamber (s.a.a) olarak tanıtan “Allah ilk olarak benim nurumu yarattı”[7] gibi hadisler, “Allah için benden daha büyük bir ayet yoktur”[8] diye buyuran müminlerin önderinin sözü, Camia Kebire duasının yüce içeriği, diğer rivayetler ve Kur’an’da Ehli Beytin (a.s) tavsifi esasınca, Allah’ın halifeliğinin en kâmil örnekleri on dört masumdur. Tüm peygamber ve elçiler de bu nurani varlıkların alt kademesinde yer alan kâmil insanlar olup onların vasıtasıyla Allah’ın halifeleridirler. Nitekim bu ayette Hz. Adem (a.s) ve bir takım rivayetlerde de bazı peygamberler için açıkça hilafet kavramı kullanılmıştır.[9] Aynı şekilde ayet ve hadislerde bazı ilahi fiiller peygamberlere isnat edilmiştir. Musa’nın (a.s) eliyle denizin ikiye ayrılması, Hz. İbrahim (a.s) için ateşin bahçeye dönüşmesi, rüzgâr ve diğer şeylerin Hz. Süleyman’ın (a.s) hizmetine girmesi, İsa’nın (a.s) emriyle körlerin şifa bulması ve ölülerin diriltilmesi ve evrende tasarrufta bulunmanın numuneleri olan diğer başka örnekler, onların ilahi hilafetini göstermektedir. On dört masum ve peygamberlerden sonraki merhalede bazı üstün, dindar ve ilim ve salih amel sahibi insanlar da taşıdıkları ilim ve ilahi isimler oranınca peygamberlerin alt kademesinde yer alır ve onların aracılığıyla Allah’ın halifeliğinin örnekleri olurlar. Nitekim numune sıfatıyla Kur’an’da Yüce Allah savaşçıların cihadını kendine isnat etmektedir. Tıpkı “siz onları öldürmüyordunuz, Allah onları öldürüyordu”[10] ve “onlarla savaşın, Allah sizin ellerinizle onları cezalandıracaktır”[11] gibi ayetler. Bu ayetlerde sakınan mücahitlerin eliyle zahir olan birçok eylem Allah’a isnat edilmiştir. Aynı şekilde rivayetlerde Selman[12], Ebuzer ve Fizze gibi bazı sahabeler “ehli beytimizdendir” sıfatını almıştır. Bu da taşıdıkları ontolojik enginlik oranınca kendilerinin Ehli Beytin vasıtasız ve Allah’ın vasıtalı halifeleri olduğunu yansıtmaktadır. Ad ve halleri biyografi yazarlarının kitaplarında belirtilen kamil arif ve keramet ehli kimseler de Allah’ın halifeliğinin örnekleri olarak anılabilir.

Daha fazla bilgi için şu kaynaklara müracaat edilebilir:

1. el-Mizan Tefsiri, Bakara suresi, 30 ila 34. ayetlerin tefsiri.

2. Tefsir-i Tesnim, Cevad Amuli, Abdullah, c. 3, s. 17-321.   


[1] Hicr, 29.

[2] “Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.” (Bakara, 30).

[3] Bkn: Tefsir-i Tesnim, c. 3, s. 41 ve 293.

[4] Bakara, 30-33.

[5] Bkn: Tesnim, c. 3, s. 53-56 ve 94-99.

[6] Mefatihü’l-Cenan, Ziyaret-i evvel ez heft ziyaret-i mutlak-ı İmam Hüseyin (a.s) ve Ziyaret-i Camia Kebire.

[7] Biharu’l-Envar, c. 15, s. 24.

[8] “Allah için benden daha büyük bir ayet yoktur.” Biharu’l-Envar, c. 23, s. 206.

[9] Bkn: Biharu’l-Envar, c. 32, s. 417; Tefsir-i Nuri’l-Sakaleyn, c. 1, s. 48; Tefsiru’l-Burhan, c. 1, s. 75.

[10] “Siz onları öldürmüyordunuz, Allah onları öldürüyordu.” (Enfal, 17)

[11] “Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin…” (Tevbe, 14).

[12] Biharu’l-Envar, c. 17, s. 170.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi bakışlar haram ve günah sayılıyor?
    19004 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    Allahu Teala kuranı kerimde namahreme bakmak hakkında şöyle buyurmaktadır: “kul lil müminine yeguddu min ebsarihim yani Müminlere deki; namahreme bakmaktan gözlerini sakınsınlar[1] Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne” yani “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar”[2]İmam ...
  • Neden özellikle bir mercii taklit etmek gerekmektedir? Bu mesele hadisler aracılığıyla nasıl ispat edilmektedir?
    9874 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/11
    Eğer müçtehitlerden her birinin fıkhın bir kısmında diğerlerinden daha bilgili olduğu veya onlar ile eşit bulunduğundan eminseniz birkaç şahsı taklit etmenin bir engeli yoktur. ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    36267 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10932 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    8002 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Fahişe bir bayanla geçici nikâh yapılabiliniyor mu?
    7545 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/04
    Fahişe bayanlarla geçici veya daimi evlilik haram değildir. Ama farklı delillerden ötürü böyleli bir evlilikten sakınmanız hem dininiz için ve hem de dünyanız için daha hayırlıdır. ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
    11560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî ...
  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45726 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5932 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...

En Çok Okunanlar