Gelişmiş Arama
Ziyaret
20585
Güncellenme Tarihi: 2012/05/12
Soru Özeti
Ayakkabı giymenin adabı nedir?
Soru
Acaba ayakkabı giymek için has bir adap nakledilmiş mi? Lütfen açıklayınız.
Kısa Cevap

İslam dini semavi dinlerin en sonuncusu, en kâmili ve en camiidir. Bu bağlamda İslami öğretiler insanın tüm boyutlarını; bireysel ve toplumsal yönlerini her zaman ve her mekân için göz önünde bulundurmuş ve onun tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor. Her halükarda İslam dininin hakkında nazar vermiş ve adap belirlemiş olduğu konulardan birisi de ayakkabı giyme konusudur. Bu adap ve kurallara bağlı kalmanın kendisi bir anlamda nimete karşı şükür etmek anlamına geliyor. Ayakkabıları güzel giymek, ayakta ayakkabı giymemek ve… bu adaplardan bazılarıdır.

Ayrıntılı Cevap

İslam dini semavi dinlerin en sonuncusu, en kâmili ve en camiidir.[1] Bu bağlamda İslami öğretiler insanın tüm boyutlarını; bireysel ve toplumsal yönlerini her zaman ve her mekân için göz önünde bulundurmuş ve onun tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor. Elbette dikkat edilmesi gerekir ki dinin camii ve kâmildir dolayısıyla tüm cüzi meseleler hakkında teklif belirtilmeli olmalıdır neticesi alınmamalıdır.[2]  Bilakis İslam dini külli kurallar ve ölçüler ile ve hakeza nakli ve akli deliller sunarak her zaman ve asırda meydan gelecek yeni konular ve cüzi meseleler hakkında hüküm ve maksadının belirtilmesini insanın kendisine bırakmıştır. İnsan da bu ölçü ve kuralları doğru bir şekilde elde ederek ve onları göz önünde bulundurarak içtihat yoluyla bu hüküm ve düsturları istinbat etmesi gerekmektedir.[3]

Elbette İslam dini bazı cüziyatlara da girmiş ve hakkında adap ve yöntemler belirlemiştir.  Onlardan birisi de ayakkabı giyme konusudur.  Bu adaplara bağlı kalmak bir anlamda nimete karşı şükrü yerine getirmek sayılmaktadır.

Ayakkabı Giymek Konusu ve Adabı Hakkındaki Bahis Şöyledir:

Bir: Ayakkabının Giyilmesi: Ayağın kapatılması İslam dininde dikkate alınmıştır. Bu bağlamda İmam Bakır (a. s.) şöyle buyurmaktadır: “hufları (kolaylık sağlayan ayakkabı türü) giymek gözün gücünü fazlalaştırıyor”.[4] Yine İmam Sadık (a.s.) şöyle buyuruyor: “Sürekli hufları giymek insanın cüzam hastalığına müptela olmasını önler[5] “lügatte ayağın üstünü kapatan her çeşit şeye huf denilmektedir. İster boğazlı olsun ister olmasın.[6] “Na’aleyn”[7] kelimesi ise aksine ayağın tamamını kapatmıyor olması için deniliyor. Huf’un naldan daha büyük olduğu söylenmiştir.[8]   

İki: Ayakkabının Önemi: Hz. Ali bir mecliste kendi yaranlarına bu bağlamda şöyle buyuruyor: “İyi bir ayakkabı (bir taraftan) bedeni koruyor ve (diğer taraftan) namaza ve temizliğe yardımcı oluyor”.[9]

Üç: İyi Bir Ayakkabının Nitelikleri: İmam Ali (a.s.) muhkem ve sağlam olmayan ayakkabının giyilmesini istemiyordu ve alı koymaya çalışırdır.[10] İmam Sadıktan (a.s.) nakledilen bir rivayette, imam Sadık’ın kendisi siyah ayakkabının giyilmesinin beğenmediği, sarı[11] ve beyaz ayakkabılarının giyilmesinin tavsiye edildiği[12] söylenmektedir.

Dört: Ayakkabı Giyme Adabı ve Yöntem: Hadislerde ayakkabının giyilmesi bağlamında bazı adap ve yöntemler zikredilmiş burada onlara işaret edeceğiz:

  1. Ayakkabı güzel ve düzgün giyilmeli[13]
  2. Ayakta durarak giyilmemeli[14]
  3. Ayakkabılı iken yolda yürürken tek ayak üzerinde yürünmemeli.[15]
  4. Ayakkabı giyilirken önce sağ sonra sol ayağın ayakkabısı giyilmeli çıkartırken de ilkin sol (sonra sağ) ayağın ayakkabısı çıkartılmalı[16]
  5. Ayakkabı Giymek İçin Dua: “Bismillah, Allahumme Selli Ala Muhammedin ve Ali Muhammed, ve vetia kademi fiddünya velahire, ve sebithuma ala sıratil-mustakim, yevme tezillu fihil-akdam”, Allahın adıyla, Allahım Muhammed ve onun aline selam gönder, dinyada ve ahirette ayaklarımı sabit kıl. Ayakların kaydığı kıyamet gününde ayaklarımı doğru yolda kararlı kıl.

Ayakkabı çıkartırken de şu dua okunmalı: “Elhamdu lillhi el-lezi rezekeni ma evkiu bihi kademi mineleza, allhumme sebithuma ala sıratikel müstekim, yevme tezillu fihil – ekdam, vela tezilhuma anis – sıratıl – müsteva”.[17] Ayaklarımı eziyetten korumak için bana ayakabı bağışlayan rabbime hamd ve şükür ediyorum. Allahım! Ayakların kayacağı günde ayaklarımı doğru yolun üstünde sabit kıl ve onları sırat-ı müstekimden yani doğru yoldan saptırma.

 


[1] Aşağıdaki indeks’e müracaat ediniz: delail-i hakkaniyeti İslam” sual 270 (sayt:73); “İslam ve aklaniyet”, sual 1191, (sayt: 1494).

[2] Bkz. Mutahari, Murtaza, “memuai Asar”, baskı, 1, Kum: intişarati sedra, baskı tarihi yok, c. 21, s. 193-95.

[3] Bakınız şu indekslere:  “kuran ve ictihad”, sual 66, (sayt: 307); “illeti adimi beyan bazi ez mevduat der din”, sual 6362, 8sayt: 6545).

[4] Şeyh-i Saduk, Muhammed b. Ali, “sevabu’l-amal ve ikabu’l - amal”, baskı, 2, datu neşri er-rezi lin-neşr, 1406, s. 25.

[5] A.g.e.

[6] Turayhi, Fahruddin, “mecmeu’l – Bahreyn”, baskı, 3, Tahran: kitap furuşi murtezevi, 1375, şemsi, c. 5, s. 39.

[7] Lügatte “na’al” ve “heza” şeklinde tabir edilmiş; Cevheri, İsmail b. Hamad, “es-sihah tacul-lüga ve sihahul – arabiye, Muhakkik ve musahih, Atar, Ahmed Abdulgafur, baskı, b, Beurut: darul ilm lilmelayin, 1410, kameri, c. 5, s. 1831.

[8] Ebulhüseyni, Ahmet b. Fari b. Zekeriya, “mucemu mekayis”, muhakkik ve musahih, Harun, Abdusselam Muhammet, baskı, 1, Kum: intişarati defteri tebiligati İslami, 1407, kameri, c. 2, s. 154.

[9] Küleyni, Muhammed b. Yakup, “el-kafi”, Muhakkik ve Musahih: Gaffari , Ali Ekber ve Ahundi Muhammed, baskı, 4, Tahran: darul kutibil islamiye, c. 2, s. 462.

[10] A.g.e., c. 6, s. 463.

[11] Şeyh-i Saduk, Muhammed b. Ali, “sevabu’l-amal ve ikabu’l - amal”, s. 24 - 25.

[12] A.g.e., s. 24.

[13] Şeyh-i Saduk, Muhammed b. Ali, “men la yaduru’l - fakih”, muhkkik ve musahih: Gaffari , Ali Ekber, baskı, 2, Kum: defteri intişarati İslami, 1413, c, 3, s. 555.

[14] Şeyh-i Saduk, Muhammed b. Ali, “el-Hisal”, muhkkik ve musahih: Gaffari , Ali Ekber, baskı, 1, Kum: camiatul muderisin,  c, 2, s. 521.

[15] “el-kafi”, c. 6, s. 536.

[16] Tabereisi, fazl b. Hasan, “el-adabu ed-diniye lihazaneti’l- muiniye”, tercüme: Ahmet, abidi, baskı, 1, Kum: neşri zair, 1380, şemsi, s. 60.

[17] A.g.e.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar