Gelişmiş Arama
Ziyaret
20267
Güncellenme Tarihi: 2012/05/12
Soru Özeti
Ayakkabı giymenin adabı nedir?
Soru
Acaba ayakkabı giymek için has bir adap nakledilmiş mi? Lütfen açıklayınız.
Kısa Cevap

İslam dini semavi dinlerin en sonuncusu, en kâmili ve en camiidir. Bu bağlamda İslami öğretiler insanın tüm boyutlarını; bireysel ve toplumsal yönlerini her zaman ve her mekân için göz önünde bulundurmuş ve onun tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor. Her halükarda İslam dininin hakkında nazar vermiş ve adap belirlemiş olduğu konulardan birisi de ayakkabı giyme konusudur. Bu adap ve kurallara bağlı kalmanın kendisi bir anlamda nimete karşı şükür etmek anlamına geliyor. Ayakkabıları güzel giymek, ayakta ayakkabı giymemek ve… bu adaplardan bazılarıdır.

Ayrıntılı Cevap

İslam dini semavi dinlerin en sonuncusu, en kâmili ve en camiidir.[1] Bu bağlamda İslami öğretiler insanın tüm boyutlarını; bireysel ve toplumsal yönlerini her zaman ve her mekân için göz önünde bulundurmuş ve onun tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor. Elbette dikkat edilmesi gerekir ki dinin camii ve kâmildir dolayısıyla tüm cüzi meseleler hakkında teklif belirtilmeli olmalıdır neticesi alınmamalıdır.[2]  Bilakis İslam dini külli kurallar ve ölçüler ile ve hakeza nakli ve akli deliller sunarak her zaman ve asırda meydan gelecek yeni konular ve cüzi meseleler hakkında hüküm ve maksadının belirtilmesini insanın kendisine bırakmıştır. İnsan da bu ölçü ve kuralları doğru bir şekilde elde ederek ve onları göz önünde bulundurarak içtihat yoluyla bu hüküm ve düsturları istinbat etmesi gerekmektedir.[3]

Elbette İslam dini bazı cüziyatlara da girmiş ve hakkında adap ve yöntemler belirlemiştir.  Onlardan birisi de ayakkabı giyme konusudur.  Bu adaplara bağlı kalmak bir anlamda nimete karşı şükrü yerine getirmek sayılmaktadır.

Ayakkabı Giymek Konusu ve Adabı Hakkındaki Bahis Şöyledir:

Bir: Ayakkabının Giyilmesi: Ayağın kapatılması İslam dininde dikkate alınmıştır. Bu bağlamda İmam Bakır (a. s.) şöyle buyurmaktadır: “hufları (kolaylık sağlayan ayakkabı türü) giymek gözün gücünü fazlalaştırıyor”.[4] Yine İmam Sadık (a.s.) şöyle buyuruyor: “Sürekli hufları giymek insanın cüzam hastalığına müptela olmasını önler[5] “lügatte ayağın üstünü kapatan her çeşit şeye huf denilmektedir. İster boğazlı olsun ister olmasın.[6] “Na’aleyn”[7] kelimesi ise aksine ayağın tamamını kapatmıyor olması için deniliyor. Huf’un naldan daha büyük olduğu söylenmiştir.[8]   

İki: Ayakkabının Önemi: Hz. Ali bir mecliste kendi yaranlarına bu bağlamda şöyle buyuruyor: “İyi bir ayakkabı (bir taraftan) bedeni koruyor ve (diğer taraftan) namaza ve temizliğe yardımcı oluyor”.[9]

Üç: İyi Bir Ayakkabının Nitelikleri: İmam Ali (a.s.) muhkem ve sağlam olmayan ayakkabının giyilmesini istemiyordu ve alı koymaya çalışırdır.[10] İmam Sadıktan (a.s.) nakledilen bir rivayette, imam Sadık’ın kendisi siyah ayakkabının giyilmesinin beğenmediği, sarı[11] ve beyaz ayakkabılarının giyilmesinin tavsiye edildiği[12] söylenmektedir.

Dört: Ayakkabı Giyme Adabı ve Yöntem: Hadislerde ayakkabının giyilmesi bağlamında bazı adap ve yöntemler zikredilmiş burada onlara işaret edeceğiz:

  1. Ayakkabı güzel ve düzgün giyilmeli[13]
  2. Ayakta durarak giyilmemeli[14]
  3. Ayakkabılı iken yolda yürürken tek ayak üzerinde yürünmemeli.[15]
  4. Ayakkabı giyilirken önce sağ sonra sol ayağın ayakkabısı giyilmeli çıkartırken de ilkin sol (sonra sağ) ayağın ayakkabısı çıkartılmalı[16]
  5. Ayakkabı Giymek İçin Dua: “Bismillah, Allahumme Selli Ala Muhammedin ve Ali Muhammed, ve vetia kademi fiddünya velahire, ve sebithuma ala sıratil-mustakim, yevme tezillu fihil-akdam”, Allahın adıyla, Allahım Muhammed ve onun aline selam gönder, dinyada ve ahirette ayaklarımı sabit kıl. Ayakların kaydığı kıyamet gününde ayaklarımı doğru yolda kararlı kıl.

Ayakkabı çıkartırken de şu dua okunmalı: “Elhamdu lillhi el-lezi rezekeni ma evkiu bihi kademi mineleza, allhumme sebithuma ala sıratikel müstekim, yevme tezillu fihil – ekdam, vela tezilhuma anis – sıratıl – müsteva”.[17] Ayaklarımı eziyetten korumak için bana ayakabı bağışlayan rabbime hamd ve şükür ediyorum. Allahım! Ayakların kayacağı günde ayaklarımı doğru yolun üstünde sabit kıl ve onları sırat-ı müstekimden yani doğru yoldan saptırma.

 


[1] Aşağıdaki indeks’e müracaat ediniz: delail-i hakkaniyeti İslam” sual 270 (sayt:73); “İslam ve aklaniyet”, sual 1191, (sayt: 1494).

[2] Bkz. Mutahari, Murtaza, “memuai Asar”, baskı, 1, Kum: intişarati sedra, baskı tarihi yok, c. 21, s. 193-95.

[3] Bakınız şu indekslere:  “kuran ve ictihad”, sual 66, (sayt: 307); “illeti adimi beyan bazi ez mevduat der din”, sual 6362, 8sayt: 6545).

[4] Şeyh-i Saduk, Muhammed b. Ali, “sevabu’l-amal ve ikabu’l - amal”, baskı, 2, datu neşri er-rezi lin-neşr, 1406, s. 25.

[5] A.g.e.

[6] Turayhi, Fahruddin, “mecmeu’l – Bahreyn”, baskı, 3, Tahran: kitap furuşi murtezevi, 1375, şemsi, c. 5, s. 39.

[7] Lügatte “na’al” ve “heza” şeklinde tabir edilmiş; Cevheri, İsmail b. Hamad, “es-sihah tacul-lüga ve sihahul – arabiye, Muhakkik ve musahih, Atar, Ahmed Abdulgafur, baskı, b, Beurut: darul ilm lilmelayin, 1410, kameri, c. 5, s. 1831.

[8] Ebulhüseyni, Ahmet b. Fari b. Zekeriya, “mucemu mekayis”, muhakkik ve musahih, Harun, Abdusselam Muhammet, baskı, 1, Kum: intişarati defteri tebiligati İslami, 1407, kameri, c. 2, s. 154.

[9] Küleyni, Muhammed b. Yakup, “el-kafi”, Muhakkik ve Musahih: Gaffari , Ali Ekber ve Ahundi Muhammed, baskı, 4, Tahran: darul kutibil islamiye, c. 2, s. 462.

[10] A.g.e., c. 6, s. 463.

[11] Şeyh-i Saduk, Muhammed b. Ali, “sevabu’l-amal ve ikabu’l - amal”, s. 24 - 25.

[12] A.g.e., s. 24.

[13] Şeyh-i Saduk, Muhammed b. Ali, “men la yaduru’l - fakih”, muhkkik ve musahih: Gaffari , Ali Ekber, baskı, 2, Kum: defteri intişarati İslami, 1413, c, 3, s. 555.

[14] Şeyh-i Saduk, Muhammed b. Ali, “el-Hisal”, muhkkik ve musahih: Gaffari , Ali Ekber, baskı, 1, Kum: camiatul muderisin,  c, 2, s. 521.

[15] “el-kafi”, c. 6, s. 536.

[16] Tabereisi, fazl b. Hasan, “el-adabu ed-diniye lihazaneti’l- muiniye”, tercüme: Ahmet, abidi, baskı, 1, Kum: neşri zair, 1380, şemsi, s. 60.

[17] A.g.e.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar