Gelişmiş Arama
Ziyaret
11561
Güncellenme Tarihi: 2011/01/20
Soru Özeti
Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
Soru
Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir? Bu iş, Ali’nin (a.s) hakkaniyeti hakkında halkın sapmasına neden olmamış mıdır?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Hiçbir muteber tarih kitabında yüce İslam Peygamberinin (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını verdiğine dair bir bilgi mevcut değildir. Tarihte yer alan şey, Halit b. Velid’e Seyfullah (Allah’ın kılıcı) lakabının isnat edilmesidir. Bazıları Peygamberin (s.a.a) bu lakabı kendisine verdiğini söylemişleridir. Ama görünüşte bu lakap Ebubekir ve Ömer’in hilafet dönemlerinde Halid’e verilmiştir. [1] Talha ve Zübeyir hakkında birkaç noktaya dikkat edilmelidir:

A. İslam Peygamberi (s.a.a) dönemindeki Talha ve Zübeyir:

Tarih ve rivayet kitaplarında tümü Peygamberin (s.a.a.) hayatı dönemiyle ilgili olan bir takım faziletler nakledilmiştir: Bunun örnekleri şunlardır:

1. Nakledildiği üzere Peygamber şöyle buyurmuştur: Her kim ahdine vefa göstermiş birine bakmak istiyorsa Talha’ya baksın. Hasin şöyle demektedir: Talha Uhud savaşında yaralanıncaya kadar Peygamberi (s.a.a) savundu. [2]  

2. Nakledildiği üzere bir şahıs şöyle demiştir: İnsanların talep ve istemesi olmadan onlara büyük mallar veren Talha gibi hiç kimseyi görmedim. [3]

3. Nakledildiği üzere Zübeyir b. Avvam Bedir, Uhud ve tüm diğer savaşlarda Peygamberin (s.a.a) yanında yer almış, Uhud günü direniş göstermiş ve tüm varlığıyla Peygambere (s.a.a) biat etmiştir. Mekke fethi esnasında da muhacirlerin üç sancağından biri onun elinde bulunmuştur. [4]

5. Talha ve Zübeyir, Ebubekir’e biat etmekten kaçınan kimselerden olup Ali (a.s) ile birlikte zamanın yönetimine muhalefet sıfatıyla Hz. Fatıma’nın (a.s) evinde oturup direnmişlerdir. [5]

B. Halifeler zamanındaki Talha ve Zübeyir:

Öte taraftan tarih kitapları bu iki sahabenin halifeler ve Ali’nin (a.s) hilafeti dönemlerindeki beğenilmeyen bir takım fiil ve davranışlarını nakletmektedir. Bunların en büyüğü de hak halife ve kendi zamanlarının imamı olan Hz. Ali’ye muhalefet etmeleri ve onun aleyhine Cemel savaşını başlatmalarıdır. [6] Her halükarda onlar Peygamber (s.a.a) zamanında onun iyi ve vefalı yarenleri ve ilk başta Hz. Ali’ye (a.s) biat eden kimselerdendiler. Peygamber (s.a.a) değişik münasebetlerde onları övmüştür. Bu tamamıyla doğaldır. Bu gibi övgülerde ölçü, şahısların fiili halidir. Yani eğer bir şahıs Peygamber (s.a.a) zamanında bir iyilik yapmışsa ve İslam’a bir hizmette bulunmuşsa, doğal olarak Peygamber (s.a.a) onu övecektir. Ama bu övgü onların geleceği hakkında da verilen yargının ölçü ve miyarı olamaz. Çünkü evvela İslam şeriatı ve insan aklı Peygamberin (s.a.a) gelecek ve şahısların batını hakkında taşıdığı ilimden istifade etmesini, fertlerin gizlilikleri üzerindeki perdeyi kaldırmasını ve deyim yerindeyse cinayetten önce kısas yapmasını doğru bulmaz. Tersine Peygamber (s.a.a) ve tüm masum imamların (a.s) metodu,  zorunlu durumlar hariç (Allah herhangi bir nedenden ötürü kendilerine izin verirdi) Allah vergisi ve kendilerine özgü ilimlerinden muhtelif fertler hakkında istifade etmemeleri ve normal insanlar gibi davranmalarıydı. Mesela İmam Ali (a.s) kendi katilini tanıyordu ama onu halka tanıtmıyordu. Kendisinin sonradan katili olacağını sanki hiç bilmiyormuş gibi ona davranmaktaydı. İkincisi, Kur’an-ı Kerim ve Peygamberin (s.a.a) hadisleri fertleri değerlendirmek ve ölçmek için takvayı [7] miyar ve kıstas olarak belirlemiştir. Bundan dolayı bu miyarların varlığıyla insanlar fertleri değerlendirebilir ve şaşkınlık ve sapmaya düşmeyebilir.

İlgili başlık: Müminlerin annesi ıstılahı, 5300. Soru (Site: 5492) .


[1] Askeri, Seyid Mürteza, Sakife, s. 67; Tercüme-i et-Tabakatu’l-Kübra, c. 1, s. 275.

[2] et-Tabakatu’l-Kübra/ Tercüme, c. 3, s. 188.

[3] et-Tabakatu’l-Kübra/ Tercüme, c. 3, s. 189.

[4] et-Tabakatu’l-Kübra/ Tercüme, c. 3, s. 89.

[5] Müsned-i Ahmed, c. 1, s. 55 ve Tarihu’l-Taberi, c. 2, s. 466.

[6] Tarihu’l-Taberi/Tercüme, c. 6, s. 2465.

[7] Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi

anımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır. (Hucurat, 13).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cumartesi gününde ihtiyaçtan dolayı balık tutan bir şahsın cezası maymun olmak mıdır?
    42846 Tefsir 2012/05/16
    İsrail oğullarının şeklinin değiştirilmesinin salt gelir elde etmek için balık tutmaları olmadığı bilinmelidir; çünkü bu iş günah değildir ve şeklin değişmesi gibi bir neticesi de bulunmamaktadır. İslam’ın mantığında Allah katında bu amel ibadet sayılmaktadır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Ailesinin rızkını sağlamak için çalışan ve çaba gösteren ...
  • Cehennem ehlinin yüzü nasıldır?
    12869 Eski Kelam İlmi 2012/07/21
    Kur’an’ı kerim ayetlerini inceleme neticesinde şöyle bir netice alınabilinir: Bir taraftan cehennemliklerin yüzü yanma neticesinde derisi kendi kabuğuna çekilir, dudakları parçalanır çok çirkin ve korkunç bir hale gelir şekilde müşahede ediliyor. Bir diğer taraftan ilahi azabın yenilenmesi ve tekrarlanması için Allah u Teâlâ karar kılmış ki beden ...
  • Miktat b. Esved hakkında bilgi sahibi olmak istiyordum, acaba onun biyografisi ve hayatı hakkında bilgi bana göndere bilir misiniz?
    19223 تاريخ بزرگان 2009/01/10
    Miktat, Fil yılının 16'sında dünyaya geldi ve "Miktat b. Esved Keldi" olarak tanındı. Babasının ismi Amr'dır. Miktat, Allah Resulü'ne (s.a.a) iman eden on üçüncü Müslüman ve Müslümanlığını açıklayan ilk yedi kişiden biridir. Dolayısıylasabiqinden kabul edilmektedir. O, iki defa hicret etmiştir bu yüzden "Haceru'l-Hicreteyn" ...
  • Hacda neden ihram giymeliyiz?
    16033 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/11
    Hac insanı düşündüren ve fıtratına yönlendiren birçok sır ve alametlerle doludur. Hacda her adımda amellerin zahir ve batınına dikkat edilmelidir; zira onun zahiri için riayet edilmesi gereken bir takım özel hükümler vardır ve batına bakmayla bu sır ve gizemli amellerin felsefe ve nedeni kavranabilir. İhram elbisesi giymek, ...
  • Kur’an ayetlerinin tahrif edildiğine işaret eden Ehli Sünnete ait kaynaklar var mıdır?
    11109 Kur’anî İlimler 2011/08/03
    Ehli Sünnet kardeşlerin birçok kitabında ve bu cümleden olmak üzere onların en muteber kitapları sayılan altı sahih kitapta sayılı Kur’an-ı Kerim ayetlerinin kaybolduğunu gösteren birçok rivayet mevcuttur. Recim ayeti veya onların okuyuşlarında bulunan ve meşhur okuyucuların da tilavet ederken dikkat gösterdiği değişiklikler bu kabildendir. Ama böyle rivayetler ...
  • Allah Teala bir şahsiyete ve kendini bilme özelliğine sahip mi?
    6987 Teorik İrfan 2009/08/20
    İslam, Hıristiyanlık dininin aksine Allah Tealayı bir insan olarak görmemiş ve Allah Teala’yı sınırlı bir varlık olarak telakki etmemiştir. Onun insani bir vücuda sahip bir varlık olduğuna inanmaktadır. İşte bu yüzden İslam dininde Allah Teala:1.             İnsanla karşılaştırılmaz.
  • Cude’nin Hz. Hasan’dan (a.s) olma bir evladı var mıydı?
    19033 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cude, Eş’as b. Kays Kindi’nin kızıdır. Eşas, İslam’ın ilk yıllarındaki meşhur şahıslardan olup o dönemin tehlikeli münafıklarından sayılmaktaydı. Belazeri’nin yazdığına göre Cude babasının hilesiyle İmam Hasan Mücteba (a.s) ile evlenmiştir.[1] Bir rivayette İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Eşas, Müminlerin ...
  • İslam tüm sorunların çözmeye nasıl kadirdir?
    6100 Fıkıh 2012/02/18
    İslam’ın hüküm ve buyrukları âlim ve hikmet sahibi Allah tarafından olup insanlığın tüm sorunlarını halletmeye kadirdir. Ama bu, toplumdaki tüm fertlerin İslam’ın buyruklarıyla amel etmesi şartıyla tahakkuk eder. Bugün gençlerin evliliği önünde birçok sorun yer alsa da hem kız, hem oğlan ve hem de tarafların ailelerinin İslam’ın buyruklarına göre ...
  • Tesnim adlı tefsir kitabında kuranın sübut ve ispat makamına işaret edilmiştir. Bu iki makam arasındaki farkı nedir?
    9740 Tefsir 2012/04/02
    Kuran’ın sübut makamı, Kuran’ın kendi başına hüccet olduğu anlamındadır. Bu asılca bu mukaddes kitap kendi kendince asıl itibariyle hüccet sayılmaktadır. Ama Kuran’ın ispat makamı kuranı kerimin zati itibarıyla hüccet olmasının yanı sıra diğer metinleri ve farklı akideleri ispatlama ve onları değerlendirme ölçüsü kabiliyetine sahiptir olması anlamındadır. Çok ...
  • İmam ve peygamber'in farkı nedir?
    13026 Eski Kelam İlmi 2010/09/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar