Gelişmiş Arama
Ziyaret
6492
Güncellenme Tarihi: 2010/11/22
Soru Özeti
Şia düşüncesine göre imam nasıl her yerde hazırda bulunuyor?
Soru
Şia anlayışına göre masum imamın tayin edilmesinin vacip oluşunun nedeni, dünyanın her tarafı ve her yerinden zulmü ve şerri yok edip onun yerine adaleti yerleştirmektir. Hal böyle olunca şöyle bir soru akla geliyor: acaba siz Şialar, Allahın yaratığı bütün şehir ve yerleşim yerlerinden zulmü götürecek bir masumun var olduğunu mu diyorsunuz? Her şehirde ve her yerleşim yerlerinde masumun var olduğunu söylerseniz, size karşı, söylemiş olduğunuz bu şey yalan ve blöften başka bir şey değildir denilecektir. Acaba kâfirlerin, müşriklerin ve ehli kitap denilen kimselerin bulundukları şehirlerde de mi masum bulunmuştu/bulunacaktır? Örneğin Müaviyeden önce Şam'da her hangi bir masum var mıydı? Yok, ama eğer masum olan kişi bir tane, ancak diğer şehir ve yerleşim yerlerinde onu temsil eden naipler vardır derseniz. O zaman size şöyle bir soru sorulacaktır: onu temsil eden naipler bütün şehir ve yerleşim yerlerinde var, yoksa bazı şehirlerde mi? Bütün şehir ve yerleşim yerlerinde onu temsil eden naipler vardır derseniz, bunun çok açık ve net bir yalan ve blöf olduğu ortadadır. Yok, ama eğer onu temsil eden naip ve vekiller bazı şehir ve yerleşim yerlerinde vardır derseniz, o zaman size, bütün yerleşim yerler masuma muhtaç oldukları halde, neden yerleşim yerleri arasına fark koyuyorsunuz denilecektir?
Kısa Cevap

İmam peygamberin (s.a.a.) yerine geçen halifedir. Peygamberin uhdesinde bulunan (vahiy almak hariç) bütün vazifeler imamın da uhdesindedir. Peygamber (s.a.a.) kendi uhdesinde bulunan vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek olmadığı gibi, imam da kendi uhdesinde bulunan teklifleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek yoktur. Bu konu (uhdesinde bulunan vazifeyi yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmaması) rasyonel olan herkesçe açıktır. Şöyle ki; imamın uhdesinde bulunan vazifeler şunlardır: 1- dini muhafaza ve ihya etmek, 2- dinsel hükümleri tefsir ve beyan etmek, 3- insanları kemal ve rüştlerine doğru hidayet etmek ve ilahi bağışlardan yararlanmalarını sağlamak.[1] Bu vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde hazır olmasına gerek olmadığı açıktır. Geçmişten beri dini ve siyasi rehberler kendi hedeflerine ulaşmak ve onu icra etmek için her tarafta ve her yerde bulunmalarına ihtiyaç duyulmadığı gibidir bu.

Bunun yanı sıra kuran ayetleri esasınca peygamber efendimiz (s.a.a.) kendi ümmetine (veya bütün ümmetlere) şahittir.[2] Buna binaen peygamber (s.a.a.) bütün yerlerde ve bütün zamanlarda hazır ve nazır olduğu gibi onun yerine geçen hak halifelerde her yerde ve her zamanda hazır ve nazır olabilirler. Elbette İslam arifleri ve "hikmet-i mütealiye" ekoluna mensup hekimlerce insan-i kamil öyleli mertebelere varıyor ki, bütün yaratıklar onun birer uzvu konumuna gelir gibidir. Bu nedenle bütün varlık âlemi hakkında bilgi sahibi olabilir ve ondan haber verebiliyor.[3]



[1] İmamın vazifeleri hakkında daha fazla bilgi edinmek bkz. Soru 1248: (sayt: 1253), endex: memuriyet-i ehli beyt.

[2] Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hâli nice olacak. (nisa 41).

[3] Daha fazla bilgi edinmek için bkz. Soru 222: (sayt: 1406), nemaye (endex): imaman ve vilayeti tekvini.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Niçin Hz. Mehdi (a.s) gaybet döneminde insanların hidayeti için bir kitap te'lif etmiyor?
    10828 Eski Kelam İlmi 2011/05/23
    Şimdi gaybet döneminde yaşıyoruz; bu dönem genel naiplerin dönemidir. Bu dönemde Şia'nın hidayeti gerekli şartları haiz Şia'nın büyük fakih ve alimlerinin üzerinedir. Ama bu dönemde Hz. Mehdi'nin insanların yararlanmaları için niçin bir kitap telif etmediği konusuna gelince bunun çeşitli nedenleri olabilir. Örneğin:
  • Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
    12909 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Farçada "huda" kelimesiyle karşılık bulmuş olan mübarek "Allah" kelimesi has isim ve Allahın en kapsamlı isimlerindendir. Hz Ali (a.s.) "Allah" kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuş: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkılıkta kaldığı ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri ...
  • Yoga-Zen konsantrasyonu (meditation) hakkında görüşünüz nedir?
    10228 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Bu tekniği yapanların iddiasına göre konsantrasyon egzesizi yapmak, bizi şaşırtıcı bir şekilde düşüncelerimizin arasında yolculuk yapmamızı sağlıyor. Onun, daha sağlıklı, ıztrapsız, endişesiz bir yaşam sağlaması, yorgunluğu gidermesi gibi birçok faydalar vardır. Ve bizi zihnin çeşitli safhalarına ve farkındalığa ulaştırıyor.Konsantrasyon, ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    34702 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamının önemli bölümlerini Kur’an ve rivayetler esasınca açıklar mısınız?
    14536 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamı üç belirgin aşamada söz konusu edilebilir: 1. Nübüvvetten önceki dönem. 2. Nübüvvet ve putperest Babil kavmiyle mücadele dönemi. 3. Babil’den hicret edip Mısır, Filistin ve Mekke topraklarında faaliyet gösterdiği dönem.1. İbrahim (a.s)’in doğduğu yer ve çocukluğuİbrahim (a.s), “Babil” topraklarında dünyaya geldi. İbrahim (a.s)’in doğumundan ...
  • Neden İslam dininde evlat boşanma durumunda erkeğe verilir?
    3787 Koruma 2019/06/15
    Öncelikle bu soruda kast edilen ifadenin incelenmesi gerekir. Eğer kastınız evladın intisabı ise İslam dininde evladın intisabı erkeğe olduğu gibi kadınadırda. Bu konu tamamen açık ve nettir. Örneğin mahremiyet, miras, akrabalık,... erkeğe özgü değildir. Bütün bu bağlar kadın içinde söz konusudur.[1] Ama eğer kastınız ...
  • Dinin usul ve fürû’u Masum İmamların (a.s) hadislerinden mi alınmıştır? Eğer böyle ise lütfen kaynak gösteriniz. Değilse ne zaman ve kimin tarafından böyle bir ayırım yapılmıştır?
    9700 Eski Kelam İlmi 2011/03/03
    Dinin usul ve fürû’unun şu anda ki şekli Masum İmamların (a.s) hadislerinden alınmamıştır. Din ilimleri alimleri, dini öğretileri bu şekilde bölümlere ayırmışlardır. Bu iki asıl’ın geçmişi hicri birinci yüzyılın ikinci yarısına dayanmaktadır. Ama bu ismi (usul-u din) kimin verdiği tam olarak belli değildir. Böyle ilmi konular genellikle alimlerin ...
  • ben kasetlerden ve has şirketlere ait sd.lerden kopyalama yapıyordum. Şirketleri tanımadığımı dikkate alarak onların hakkını nasıl eda edebiliyorum?
    6249 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/06/18
    Kopyalama ve manevi haklar noktasında değerli mercilerin görüşleri farklıdır. Ayetullah, İmam Humeyni, Tebrizi, Sistani, ve Safi hazretleri şuna inanmaktadırlar: yazılım türü bir şeyi icat etmek usulen üretkenine hak icat etmiyor ve dolayısıyla sahiplerinden izin almaksızın kopyalamaları ve çoğaltması caizdir. Ayetullah Hamenei, Behcet, ve Vahit hazretleri şöyle diyorlar: ...
  • Dine dayalı ahlakın manası nedir?
    11239 Yeni Kelam İlmi 2012/06/16
    Din ve ahlak arasındaki ilişki bağlamında ahlaki değerlerin temelleri hususunda iki genel bakış vardır: 1. Ahlak dinden bağımsız bir disiplindir ve din bir ile ilişkisi yoktur. 2. Ahlak din, iman ve Allah’a inanmayla bağlantı kurmaksızın gerçekleşmez. Batı toplumlarında bu konu geniş ...
  • Acaba Kuran-ı Kerim'de sırat köprüsüne işaret edilmiş midir?
    50484 Kur’anî İlimler 2009/05/13
    “Sırat köprüsü” kelimesi Kuran-ı Kerim'de geçmemesine rağmen bazı rivayetlerde bu kelime açıklanmıştır; örneğin İmam Sadık (a.s), Fecir Suresi’nin 14. ayetindeki “Mirsad” kelimesinin tefsirinde, onu cehennemden geçen bir köprü olarak beyan etmiştir.Konunun açıklığa kavuşması için, “sırat” kelimesi hakkında bazı noktaları açıklayacağız. “Sırat” yol anlamına gelmektedir ve bazı ayetlerde geçen “sırat-ı ...

En Çok Okunanlar