Gelişmiş Arama
Ziyaret
37917
Güncellenme Tarihi: 2010/08/14
Soru Özeti
Kameri yıl kaç gündür? Bir kamerin yılın başka kameri yıllarla farkı var mı? Varsa ne yapmak gerekir?
Soru
Hicri yıl kaç gündür? Bir kamerin yılın başka kameri yıllarla farkı var mı? Varsa ne yapmak gerekir?
Kısa Cevap

Kameri ayların günleri birbirleriyle aynı olup, tam olarak 29 gün, 12 saat, 44 dakika 3 saniye veya 29/53059028 gündür. Bütün hicri kameri yılların günlerinin sayısı eşit olup tam olarak 12 ay yani 354/3670834 gündür. Ancak astronomlar her ayı sahih yani kesirsiz olarak hesaplamak zorunda olduklarından ve olayları ve tarihi yazdıklarında ayın otuzuncu gününün yarısını geçmiş aya yarısını da gelecek aya veremeyeceklerinden mecburiyetten dolayı kameri ayı en az 29 gün, en fazlada 30 gün hesap ediyorlar. Bu yüzden astronomlar kameri ayı ikiye (hesap ayı ve hilal ayı) ayırmışlardır.  Ancak ay ve yılın günlerinin sayısı kesirsiz bir sayı olmadığından fıkıha göre hesap ayı muteber değildir ve fakihler yalnızca rü’yet olunan hilal ayını muteber saymışlardır. Rü’yette her yerde ve her saatte aynı zamanda gerçekleşmediğinden doğal olarak hilalin rü’yetinde geçmişte farklı görüşler ortaya çıkmış ve halende çıkmaktadır. Bu farklı görüşler bir sonraki ayda kendiliğinden çözülmektedir. Bazende Şer’i hakimin yeni ayın girdiğine hükmetmesiyle sorun hallolmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Kameri ayların günleri birbirleriyle aynı olup, tam olarak 29 gün, 12 saat, 44 dakika 3 saniye veya 29/53059028 gündür. Hicri kameri yılların hepsinin günleri eşit sayıda ve tam olarak 12 ay olup, 354/3670834 gündür. Ancak hesapların kolay olabilmesi için kameri yıl 354 gün sayılmaktadır. Bu şekilde bir yılın 6 ayı 30 gün, 6 ayıda 29 gündür.

Yılların eksikliklerini gidermek için her üç yılda, bir gün ilave edilmektedir; yani üçüncü yıl 355 gün olmaktadır. Çünkü üç yıldaki eksiklik 3*0/3670834 veya 1/101 gündür.

Bu hesaplamanın ortaya çıkardığı ve gaflet edilmemesi gerek önemli sonucu ‘Ara’ kuralıdır. Yani kameri yılda bir ay 30 gün olurken, bir sonraki ay 29 gündür.

Bununla birlikte ayın ya da yeni yılın başlamasında ortaya çıkan yanlışlık veya ihtilafların önemli
 nedenlerinden biri ‘Ara’ kuralına uyulmamasıdır.

Ancak astronomlar her ayı sahih (kesirsiz) olarak hesaplamak zorunda olduklarından, olayları ve tarih yazdıklarında ayın otuzuncu gününün yarısını geçmiş aya yarısını da gelecek aya bölemeyeceklerinden mecburiyetten kameri ay en az 29 gün, en fazlada 30 hesap edilmektedir. Bu yüzden astronomlar kameri ayı ikiye ayırmışlardır:

1-     Hesap ayı

2-     Rü’yet hilali ayı

Astronomlar hesap ayını düzenlemek için takvimler hazırlamışlardır. Bu takvimler, ayın ve güneşin süreli hareketine göre değilde genel bir kural üzerine olsun diye ayın seyrine göre, astronomi kuralları, ayların sayıları, yıllar ve onların başlangıçlarının belirlenmesi, bütün bunlar Ayın, Güneşin ve yıldızların orta hareketi kaidesine göre düzenlenmiştir. Ayın ve Güneşin orta hareketine göre deniliyor ki: Ayın bir dönüş süresi (bir kavuşumdan diğer kavuşuma kadar) 29 gün, 12 saat, 44 dakikadır. Astronomların kendi ikrarlarına göre Ay’la Güneş’in birleşme sırasında hilal gözle görülmez. Bu takvimlerin ve astronomi hesaplarının sonucu şudur: Bir ay, 12 saat ve 44 dakika, 29 günden fazla olduğundan ve bu miktar arka arkaya gelen iki ayda bir tam günden çok etmektedir. Bu yüzden bir gün tam hesap edilerek bir ay 30 gün, diğer ayda 29 gün olarak sayılmaktadır. Bu şekilde önceki ayın eksikliği giderilmektedir. Yani gerçekte ikinci ayın 12 saati bir önceki ayın 12 saatine eklenmekte, bir tam gün önceki aya verilmekte böylece 30 güne çıkmaktadır. Kameri yıl muharrem ayından başladığı için muharrem 30, zilhicce’de 29 gün olacaktır.

Rü’yet hilali ayı’ndan maksat ise gözle görülen aydır. İslam ahkâmının yörüngesi bu ayın üzerine kuruludur. Değerli fakihler her hilal ayını, hilalin görülmesinden bir sonraki hilalin görülmesi olarak kabul etmekteler, yukarıda bahsettiğimiz 30 ve 29 gün olarak hazırlanan takvimleri kabul etmiyorlar.

Onlar diyorlar ki, rü’yet hilali ayında Ay’ın ekliptik hareketi neticesinde bir kaç ay (en fazla 4 ay) arka arkaya 30 gün, bir kaç ayda 29 gün olabilir.

Şii fakihler iki delilden dolayı astronomların hesap ayını muteber kabul etmemekteler:

1-     Şeriatta takvimlerin muteber olacağına dair bir delil yoktur. Aksine onun muteber olmadığına dair şer’i delil vardır. Örneğin: ‘(Ramazan) Hilali (ni) gördüğünde oruç tut, (şaban) hilali (ni) gördüğünde orucunu ye.’[1] gibi.

2-     Astronomların matematik hesaplarına göre yaptığı hesaplarda kebise yıllarında sorun çıkmaktadır; zira astronomlar yaptıkları hesaplara göre her 30 yılın 11 yılını kebise (artık yıl)  olarak almaktalar. Dolayısıyla kendi hesaplarına göre 29 gün olan zilhicce ayını mecburiyetten 30 gün saymaktalar.[2]

 

Buna göre ay ve yılın günlerinin bir sayı olması doğru olmadığından ve diğer taraftan fıkıhta da hesap ayı muteber bilinmediğinden fakihler rü’yet hilal ayına itibar etmekteler. Rü’yette her yerde ve her saatte aynı zamanda olmadığından doğal olarak ayın hilalinin rü’yetinde farklı görüşler meydana gelmiş ve gelmektedir. Böyle durumlarda bu farklı görüşler bir sonraki ayda kendiliğinden giderilmektedir. Bazende Şer’i hakimin yeni ayın girdiğine hükmetmesiyle bu konuda ki görüş farklılıkları ortadan kalkmaktadır.


[1] - Tehzib-ul Ahkam, c.4, s.159, h.17-18

[2] - Hüccet-ul İslam Rıza Mehdevi’nin ketabnews sitesinde yayınlanan makalesinden faydalanmıştır.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar