Gelişmiş Arama
Ziyaret
9918
Güncellenme Tarihi: 2011/03/03
Soru Özeti
Neden Ziyaret-i Aşura’da önce yüz lanet, sonra yüz selam gelmiştir?
Soru
Neden Ziyaret-i Aşura’da önce yüz lanet, sonra yüz selam gelmiştir?
Kısa Cevap

Lanet lügatte kovmak ve uzaklaştırmak demektir. Allah’tan taraf olursa uhrevi azap manasına gelir. Selam ise muhatap için Allah-u Teala’dan selametli bir yaşam dilemektir. Lanetin selama öncelikli olması konusunda birkaç ihtimal vardır:

1- Lanetin selama öncelikli olması, bütün semavi dinlerin sloganı olan ‘La İlahe İllallah’ ile bir bütünlük içinde olmak içindir. Gerçek tevhid, diğer mabutlar reddedildiği zaman gerçekleşir.

2- Lanetin selama öncelikli olması, tezkiye yapabilmek için önce kötülüklerden arınmanın gerekli olduğu ahlaki ilkeyle uyumlu olması için olabilir. Zira insanın varlık havuzu, velayetin düşmanlarına karşı hiçbir şekilde bağlılık olmadığı zaman velayetin billur suyuyla dolabilir.

3- Lanetin selama öncelikli olması ve onun ziyarette selama göre çok tekrarlanması, Seyyid-i Şüheda’nın katillerine lanet etmenin ziyaretin genel hedefi olduğunu göstermiş olabilir.

Ayrıntılı Cevap

Lanet, melun kimselerin ilahi azap olan Allah-u Teala’nın rahmetinden uzak kalmalarını istemektir. Nitekim ayetlerden de bu mana çıkmaktadır.[1]

Selam, Allah-u Teala’dan Masum İmamlar (a.s) için yüce bir kemal, her türlü noksanlık ve zaaftan uzak kalmalarını dilemektir. Ancak onun lügat manasına göre selam verilen kişiye karşı gösterilen edebi ve en yüksek uyumluluğu göstermektedir.[2]

Lanetin selama öncelikli olması konusunda birkaç ihtimal vardır:

1- Bütün semavi dinlerin sloganı La İlahe İllallah’dır: ‘Ve senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki ona, benden başka tapacak yoktur... vahyetmeyelim.[3] Kim tağutu inkar edip Allah’a inanırsa şüphe yok ki, hiç kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır.’[4]

Bu ayetlerin anlatmak istediği şeyler şunlardır: Halis tevhid, ancak şirk tümüyle temizlendikten sonra kazanılır. Bir tür beraet olan lanet ise, tevella olan selam’dan önce gelir. Zira rivayette buyurulduğu gibi, tevellası olupta teberrası olmayan kimse, faziletleri görüpte rezaletleri görmeyen tek gözlü kimse gibidir.[5] Yine bir başka rivayette tevellası olupta teberrası olmayan kimsenin yalancı olduğu buyurulmuştur.[6]

Dolayısıyla lanetin selama göre öncelikli olması, dini bir gerçeğe işaret etmektedir.

2- Melunların lanetlenmesi onların kötülüklerinden, Masumlara selam ise Onların (a.s) amellerinin güzelliklerinden dolayıdır. İslam’da bir işten razı olmak ve olmamak onu yapmak hükmündedir.[7] Bu yüzden insanın kendisini temizlemesi için önce kötülüklerden arınmak sonra iyilikleri kazanmak ilkesi olan ahlaki ilkesiyi yerine getirmelidir. Ziyaret-i Aşura’da da Masumların (a.s) iyiliklerine nail olmanın şartı olan selam’ın kötülüklere bulaşmaması için insanın önce melunların kötülüklerini kendi varlığının kemallerinden uzaklaştırması gerekiyor.

3- Ziyaret-i Aşura’da geldiği gibi Kur’an’da da hem lanet gelmiştir,[8] hem de selam.[9] Ama lanet,  Kur’an’da ve Ziyaret-i Aşura’da selamdan daha çoktur. Örneğin lanet Ziyaret-i Aşura’da 21 kere, selam ise 12 kere gelmiştir. Lanetin selamdan öncelikli olması ve lanetin çok tekrarlanması onun daha önemli olduğu gerçeğini gösterebilir. Çünkü doğal olarak bir şey hakkında konuşulduğu zaman en önemli konu hem tekrar edilir, hem de önce zikredilir.


[1] -Ahzap/57, Al-i İmran/87.

[2] -Kur’an’ın selamları, Masumlara (a.s) selamın manası ve nasıl selam verileceği hakkında bkz: Abdullah Cevadi Amuli, Edeb-i Fenay-ı Mukarreban, Şerh-i Ziyaret-i Kebire, c.1, s.87-107, Defter-i İntişarat-ı İslami, 4. Baskı.

[3] -Enbiya/25, bu konudaki diğer bazı ayetler şunlardır: Bakara/163 ve 255, Al-i İmran/6, 62 vs. ayetler.

[4] -Bakara/256.

[5] -Bihar-ul Envar, c.65, s.63, el-Mekteb-ul İslamiyye.

[6] -a.g.e, c.27, hadis:18, s.58.

[7] -İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Doğuda bir kişi öldürülse ve batıda olan biri buna razı olsa, o katle ortak olacaktır.’ (Bihar-ul Envar, c.45, s.295, hadis:1.) Bu konuda ayet ve rivayet çoktur. Bunun için Kur’an’ın Ben-î İsrail kavmini anne ve babalarının kötü amellerinin kınanmalarına baş vurunuz.

[8] -Bakara/88,89,159,189; Al-i İmran/61,87; Nisa/46,47,52,93,118 ve 87; Maide/13,64,78. vb.

[9] -En’am/54, A’raf/46, Yunus/10, Hud/69, Ra’d/24 vb. Ancak lanet edilenler, lanet edenler ve bunlara ait ayetler selam ayetlerinden daha çoktur.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir mi?
    3761 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2018/11/12
    Kaza namazı olan sünnet namazı kılabilir.[i] [i] Tevzuh’ul-Mesail (El’Mehşil-İmam’ul-Humeyni) 1.c, 750.s 1373.m. ...
  • Hz. Fatıma’nın (a.s) düğünü gibi Peygamber (s.a.a) zamanında yapılan düğünleri göz önünde bulundurulursa, şimdiki düğün merasimleri nasıl yapılmalıdır?
    36463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Boş ve oyun meclisleriyle bağdaşır olması durumunda müzik, ezgi ve şarkı söylemek İslam’ın bakışında şüphesiz haramdır. Ama bu amel düğün veya diğer eğlencelerde istisnaya tabi tutulmuş mudur, tutulmamış mıdır? Peygamber zamanındaki düğünlerde def çalmak ve dans etmek hakkında elimize ulaşan tarihi rivayetlerin senedi zayıf olmasından ve bazı muteber rivayetlere ...
  • Kadın hangi durumda erkekle eşit miktarda miras alabilir?
    23211 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/08
    Genel olarak iki yerde kadınla erkek mirastan eşit miktarda pay alabilirler: 1- Anne ve baba (bir çok yerde), 2- Ölenin anne tarafından akrabaları Çalışan kadın sayısı erkekten çok olması, mirasın az ya da çok olmasını gerektirmez. Elbette toplumun manevi açıdan ilerleyebilmesi ...
  • Acaba Hz. Musa(a.s) vefat emiş midir?
    19615 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Hadis kaynaklarında Hz. Musa(a.s)ın vefatı şu şekilde aktarılmıştır: Hz. Musa(a.s) eceli ile vefat etmiştir. Hz. Azrail, Hz. Musa(a.s)ın huzuruna geldi ve selam etti. Ona şöyle hitap etti: “Allahu Teala'nın emri ile senin ruhunu teslim almaya geldim”. Hz Musa(a.s)ın ruhunu teslim aldıktan sonra insan suretinde zahir olarak Hz Musa ibni ...
  • Din olmaksızın maneviyata ulaşılabilir mi?
    10416 Teorik Ahlak 2010/08/08
    Son olarak gündeme gelen yeni maneviyat tasviri, bir Müslüman olarak bizim zihnimizde yer alan maneviyat tasvirinden çok farklıdır. Bizim telakkimizde maneviyatın din ile sıkı sıkıya bir irtibatı vardır. Bir dinin maneviyatı, bir takım öğretiler mecmuasına göre amel etmekle hâsıl olur. Bunlar, maddî âlem ötesindeki hakikatlerden söz ...
  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6507 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    8804 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı nedir?
    6902 Eski Kelam İlmi 2011/12/18
    İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı Yaşua’dır. O, Rum kayserinin evladı olup havarilerin ve belirgin olarak Şamun’un (Hz. Mesih’in vâsii) neslindendir.[1]  
  • Tanrı nedir ve varlığını ispatlayan deliller var mıdır?
    5425 وجود 2020/01/14
    İslam dininde Tanrı Allah olarak ifade edilir. Allah Teala mutlak vücut ve mutlak kemaldir. Buna binaen  her türlü kusur ve noksanlıktan münezzehtir. Mümkün olan her şeye kadir eşsiz bir varlıktır. Bütün mahlukata her an ve her halde agahtır. Her şeyi duyan, gören, irade ve ihtiyar sahibidir. Her ...
  • Allah’ın ilmi meteoroloji ve sonografi gibi günümüz ilimleriyle çelişir mi?
    7820 Tefsir 2011/07/14
    Allah’ın ilmi ve beşerin ilmi birbiriyle çelişmez, bir farkla ki Allah her şeye tüm ayrıntılarıyla ve hatta zaman kısıtlaması olmaksızın vakıftır. Beşerin ilmi ise sadece bazı hususları sınırlı olarak algılamaya kadirdir. Elbette bu ilim her zaman ilerleme ve tekâmül halindedir. Ama bununla birlikte bilinmeyenler ile mukayese edildiğinde hiçbir şekilde ...

En Çok Okunanlar