Gelişmiş Arama
Ziyaret
10491
Güncellenme Tarihi: 2011/06/12
Soru Özeti
Kur'an'ın tafsili ile tefsiri arasındaki fark nedir?
Soru
Kur'an: "Biz bilerek onu "tefsil ettik" diye buyurmuştur. Bu tefsil Kur'an'ın hangi bölümünde yer alır. Eğer Kur'an'da var ise o zaman Kur'an'ın tefsiri edilmesinin anlamı nedir? Tefsilden maksat nedir?
Kısa Cevap

"Fasallana" lügatte bir şeyi bölümlere ayırmaya ve düzenlemeye denir. Buna göre A'raf suresinin 52. ayetinde yer alan "Fassalna" cümlesinden maksadın Kur'an'ın tedrici olarak indirilişidir. Kur'an toplu halde Kadir gecesinde nazil olduktan sonra tedrici olarak tekrar indirilmiştir.

Ama tefsir, Kur'an ayetlerinin manalarını açıklamak ve ayetlerden maksadı belirlemek anlamındadır. Buna göre ayetlerin tefsıli ve tefsiri arasında bir ayrılık ve çelişki söz konusu değildir.

Ayrıntılı Cevap

"Fassalna" tef'il babından ve tefsıl kökünden türemiştir. Bir şeyi fasıllara bölmek ve düzenlemek anlamındadır.[1]

Buna göre:

"وَ لَقَدْ جِئْناهُمْ بِکِتابٍ فَصَّلْناهُ عَلى‏ عِلْمٍ هُدىً وَ رَحْمَةً لِقَوْمٍ یؤْمِنُون

"Gerçekten biz onlara bilerek bölümlere, (ayetler ve sureler olarak ve muhteva olarak muhkem müteşabih ve çeşitli ilimleri içeren bilgilere) ayırdığımız, iman eden topluluk için hidayet ve rahmet kaynağı olan bir kitap getirdik." [2]

Şöyle ki bizim Kur'an'ı hakkınca anlamamız ayetleri üzerinde ayrı ayrı olarak düşünmemize bağlıdır. Bu da Kur'an'ın tedrici olarak inmesinin sebeplerinden sayılır. Gerçi Kur'an'ın tedrici olmayan ve bize gizli olan bir gerçeği de vardır. O gerçek toplu halde inmiştir.

Kur'an'ın bu iki yöne yani birlik ve tefsıl makamına sahip olduğunu Kur'an ayetlerinden anmamak mümkündür. Nitekim bir ayette şöyle diyor: "O bir kitaptır ki ayetleri sağlamlaştırıldı sonra bölümlere ayrıldı. O hikmet sahibi ve her şeyden hakkınca haberdar olan Allah katındadır."[3]

"Sağlamlaştırıldı" ve "bölümlere ayrıldı" cümlelerinden maksadın ne olduğu hakkında çeşitli görüşler müfessirler tarafında söz konusu edilmiştir. Ancak ayetin anlamına en yakın ihtimal şu ki birinci cümlede Kur'an'ın tam bölümleri birbirine bağlı sağlam bir bina olarak tek bir bütün olduğu ifade edilmiştir. Buna göre onun bölümleri arasında hiçbir ihtilaf ve çelişki bulunmamaktadır. Ama ikinci cümle de bu kitabın insanların bütün ruhi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde bölümlere sahip olduğu açıklanmıştır. Yani birlik içinde çeşitlidir ve çeşitliliğin yanı sıra birdir.[4]

Buna göre tefsılden maksadın bölümlere ve kıtalara ayırmaktır. Buna göre ihkam bir şeyin toplu ve parçalarının birbirinde seçkin olmayışını ifade eder çünkü hepsi aynı gerçeği ifade eder ve o gerçek bir şeydir ve bölümleri yoktur.

Bizim kaynaklarda İmam Cafer Sadık (a.s)'dan ve diğer müfessirlerin İbn-i Abbas'tan naklettikleri rivayetlerde bu tefsiri teyit etmektedir.

Bu rivayetlerin ifade farkları bir yana hulasa olarak şu gerçeği ifade etmekteler: Kur'an toplu olarak Kadır gecesinde beytu'l-mamurdan veya levhu mahfuzdan birinci göğe veya dünyanın göğüne inmiş sonra oradan bölümler halinde yere inmiştir.[5]

Ama tefsir Kur'an ayetlerinin manalarını açığa çıkarmak ve maksatları ortaya koymak anlamındadır.[6] Bu yüzden ayetlerin tefsıli ve tefsiri arasında hiçbir çelişki yoktur. Elbette bu ayetin anlamı hakkında diğer ihtimaller de söz konusudur ki bu ihtimallere göre de tefsil ve tefsirin bir çelişkisi söz konusu değildir.

Tefsirin anlamı:

Konunun açıklık kazanması için ilk önce şu noktaya dikkat etmek gerekir ki tefsir Kur'an ayetlerinin manalarını açığa çıkarmak ve maksatları ortaya koymak anlamındadır. Bu saha Müslüman bilginleri öteden beri kendine meşgul etmiş ve tefsir olarak isimlendirilen bu çaba Kur'an'ın nüzul döneminden başlamıştır. Bu nokta

"کَما أَرْسَلْنا فِیکُمْ رَسُولًا مِنْکُمْ، یتْلُوا عَلَیکُمْ آیاتِنا، وَ یزَکِّیکُمْ وَ یعَلِّمُکُمُ الْکِتابَ وَ الْحِکْمَةَ"

"Nitekim (nimetimi size tamamlamak için) ayetlerimizi okuyan, sizi arıtan, size kitabı ve hikmeti öğreten ve yine size bilmediklerinizi öğreten, kendinizden bir peygamber de gönderdik."[7]ayetinden iyice anlaşılmaktadır.

Kur'an hakkındaki ilk araştırmalar ayetlerin edebi yönleri ve nuzül sebepleri bazen de ayetlerin tefsirinde diğer ayetlerden ve az da olsa kıssalar, yaratıcı ve kıyamet hakkındaki hadislerden yararlanmak şeklinde idi. Tabiin döneminde de durum bu minval üzere devam etti. Bu dönemde tek değişen şey eskilerden daha fazla hadislere yer vermekti. (Ne yazık ki bu sahada başvurulan hadisler arasında yahudiler tarafından uydurulan hadislerde yer alıyordu. Bu tür hadisler yaratılışın başlangıcı, Şeddad'ın cenneti, peygamberlerin hata işlemeleri ve Kur'an'ın tahrifi gibi konularda düşmanlar tarafında uydurulmuş ve doğru hadislerin içine yerleştirilmişti.

Halifeler döneminde İslami fetihler dönemi başladı. Müslümanlar fethedilen ülkelerde yeni fırkalar ve ümmetlerle karşı karşıya geliyor ve diğer dinlerin bilginleri ile tanışıyorlardı. Bu ilişki kelemi tartışmaların müslümanların arasında başlamasına yol açtı.

Diğer yandan Emevillerin son dönemlerinde ve Abbasilerin başa geçmelerinin başlangıcında yani Hicri birinici asrın sonlarında Yunan Felsefesi Arapça diline tercüme edildi ve Müslüman bilginler arasında yayılmaya başladı. Her yerde artık akli konular konuşulmaya başlandı.

Diğer yandan felsefi konuların yayılmasıyla paralel olarak irfani ve tasavvufi konularda İslam alemine sızdı ve halktan bir grup bu konulara ilgi duydu. Bunlar delil ve burhan yerine dini konuları nefsi riyazetler yoluyla anladıklarını ileri sürüyordular.

Diğer yandan da halktan bir grup da İslam'ın ilk döneminde var olan sırf itaatkarlık ilkesi üzere konulara yaklaşıyor konular hakkında her türlü akli ve fikri çabayı reddediyordular. Bu grup ayetlerin anlamını belirlemede hadislerle yetiniyor ve hadisleri de anlamada her türlü müdahaleden çekiniyordular hadisin zahirini bir ilahi düstur olarak görüp kabul ediyordular. Eğer Kur'an hakkında da bir inceleme yapsalar sadece edebi yönüyle yetiniyordular. Bu dört etken bilginlerin tefsirdeki yöntemlerinin farklı olmasına yol açtı. Bu dört faktör dışında tefsirde farklılığın oluşmasında etkili olan en önemli etken mezhep farklılığı idi. Mezhepler konusundaki ihtilaflar müslümanlar arasında öylesine ihtilafa yol açmıştı ki Lailahe illellah ve Muhammedun resulullah kelimeleri dışında her şey hakkında ihtilaf meydana geldi.[8]

Sonuç şu ki toplumun fikri ve ameli ihtiyaçlarını gidermek için sürekli tefsire ihtiyacımız vardır ve bunun Kur'an'ın tefsili ile bir tezadı yoktur.



[1] Sözlük kitapları

[2] A'raf: 52

[3] Hud: 1

[4] Tefsir-i Nümune c. 9, s. 9

[5] Talaıkanı, Seyyid Mahmut, Pertuvi ez Kur'an, c. 4 s. 194, Şirket-i Sehami yay. 4. baskı

[6] Hadevi Tehrani, Mehdi, Mebani Kelami İçtihat, s. 107-117

[7] Bakara: 151

[8] El-Mizan, c. 1 s. 8

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi bakışlar haram ve günah sayılıyor?
    19004 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    Allahu Teala kuranı kerimde namahreme bakmak hakkında şöyle buyurmaktadır: “kul lil müminine yeguddu min ebsarihim yani Müminlere deki; namahreme bakmaktan gözlerini sakınsınlar[1] Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne” yani “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar”[2]İmam ...
  • Neden özellikle bir mercii taklit etmek gerekmektedir? Bu mesele hadisler aracılığıyla nasıl ispat edilmektedir?
    9874 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/11
    Eğer müçtehitlerden her birinin fıkhın bir kısmında diğerlerinden daha bilgili olduğu veya onlar ile eşit bulunduğundan eminseniz birkaç şahsı taklit etmenin bir engeli yoktur. ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    36267 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10932 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    8002 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Fahişe bir bayanla geçici nikâh yapılabiliniyor mu?
    7545 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/04
    Fahişe bayanlarla geçici veya daimi evlilik haram değildir. Ama farklı delillerden ötürü böyleli bir evlilikten sakınmanız hem dininiz için ve hem de dünyanız için daha hayırlıdır. ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
    11560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî ...
  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45726 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5932 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...

En Çok Okunanlar