Gelişmiş Arama
Ziyaret
9411
Güncellenme Tarihi: 2008/11/09
Soru Özeti
İmam Ali (a.s) kendi yönetimi zamanında muta kısıtlamasının kaldırılması yönünde açık bir söz söylemiş midir?
Soru
Ömer’in mutayı yasaklamasından sonra, İmam Ali (a.s) kendi yönetimi zamanında muta kısıtlamasının kaldırılması yönünde açık bir söz söylemiş midir?
Kısa Cevap
Din adına bidat işleyen insanlar onu hiçbir şekilde terk etmeye hazır değildiler. Örneğin tarihte şöyle nakledilmiştir: Kufe ehli, Müminlerin Önderinden (a.s) ibadette bir bidat sayılan Ramazan ayının nafilesini (teravih namazı) cemaat ile kıldırması için bir imam seçmesini istedi. Hz. Ali (a.s) bunu kabul etmedi ve bu amelin bidat oluşandan onları haberdar kıldı. Onlar, Hz. Ali’yi (a.s) terk ettiler, kendi aralarından bu namaz için bir imam seçtiler ve sen bizi öncekilerin sünnetinden alıkoyuyorsun diye itirazda bulundular. Geçici evlilik hususunda, ikinci halifenin yasağına yönelik imamlar ve Hz. Ali (a.s) birçok defa muhalefet etmiş ve bu tür yasakların zararları hakkında halkı bilgilendirmişlerdir.
Ayrıntılı Cevap
Bildiğiniz gibi Hz. Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra hazineyi paylaştırmada Arap ile Acem arasında fark gözetmek, yolculukta oruç tutmak, abdestte ayakları yıkamak, mübarek Ramazan ayının nafilesini (teravih namazı) cemaat ile kılmak, hac ve kadın mutasını haram kılmak gibi birçok bidat ortaya çıkmıştır. Bu bidatler zamanla halk arasında özellikle avam arasında sünnet olarak dile geldi, halk bunları din adıyla yapmaya başladı ve terk etmeye yanaşmadı. Örneğin tarihte şöyle nakledilmiştir: Kufe ehli, Müminlerin Önderinden (a.s) ibadette bir bidat sayılan Ramazan ayının nafilesini (teravih namazı) cemaat ile kıldırması için bir imam seçmesini istedi. Hz. Ali (a.s) bunu kabul etmedi ve bu amelin bidat oluşandan onları haberdar kıldı. Onlar, Hz. Ali’yi (a.s) terk ettiler ve kendi aralarından bu namaz için bir imam seçtiler.  Hz. Ali (a.s) oğlu Hasan’ı (a.s) onlara yolladı.[1] Onlar sen bizi öncekilerin sünnetinden alıkoyuyorsun diye itirazda bulundular. Oysaki onlar bunun bidat olduğunu ve Hz. Peygamberin (s.a.a)  bunu yasaklamış olduğunu biliyordular[2]; zira Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştu: “Ey insanlar Ramazan’ın akşam nafilesi bidattir. Ramazan ayında nafileyi cemaat ile kılmayın … az sünnet çok bidatten daha iyidir. Her bidat sapkınlıktır ve her sapkınlık da ateştedir.”[3] Hz. Ali (a.s) zahiri hilafete ulaştıktan sonra önceki halifeler döneminde yapılan bazı icraatları neden düzeltmediği hakkında şöyle buyurdu: “Eğer ben yapılan sapkınlıkları düzeltmek, gasp edilmiş mallar ve yağmalanmış hazineyi yerine aktarmak istersem ordumda bulunan asker bana kılıç çeker ve halk sünnet ve ilahi kitaba muhalif olarak amel edenin ben olduğumu düşünür; örneğin Ömer Ramazan ayında müstahap bir namazı haksız yere sünnet haline getirdi. Hâlbuki böyle bir sünnet yoktu. Ondan sonra ve benim hilafet dönemimde Ramazan ayında müstahap namazları cemaat ile kılmak için bize cemaat imamı atamak isteyen kimseler geldi. Ben onlara müstahap namazların cemaat ile kılınamayacağını söyledim ama kendileri giderayak “Ramazan elden gitti” diye bağırdılar…” Ömer döneminde kök salan yanlış sünnetlerden birisi de mutadır ki şimdilik bu yasağın kaldırılmasının ve hakkında oluşturulan menfiliğin giderilmesinin imkânı bulunmamaktadır.”[4] Elbette geçici evlilik bağlamında, ikinci halifenin yasağına yönelik imamlar ve Hz. Ali (a.s) birçok defa muhalefet etmiş ve bu tür yasakların zararları hakkında halkı bilgilendirmişlerdir. Örneğin, sahih bir hadiste nakledildiği üzere Hz. Ali’nin şöyle buyurmuştur: Hac mutası ve kadınlar mutasının helal olduğuna dair emir verirdim.[5]
 

[1] Allame Hilli, Nehcü’l-Hak ve Keşfu’l-Sıdk, tercüme-i Kohensal, Ali Rıza, s. 298, Naşır Aşura, Meşhed, 1389 ş, çap-ı evvel.
[2] Keraceki, Ebu’l-FethKemere-i, Kenzu’l-Fevaid ve et-Taaccub, Muhammed Bakır, Gencine-i Maarif-i Şia, tercüme-i Kenzu’l-Maarif-i Şia, Kenzu’l-Fevaid ve et-Taaccub, c. 2, s. 303, Naşır: Çaphane-i Firdevsi, Tahran, çap-ı evvel, Tusi, Tehzibu’l-Ahkam, c. 3, s. 70, çap-ı Daru’l-Kütüb-i İslamiye, Tahran, çap-ı çarom, 1365 ş, çap-ı evvel, Nehcü’l-Hak ve Keşfu’l-Sıdk, tercüme-i Kohensal, s. 298.
[3] Kemere-i, Muhammed Bakır, Gencine-i Maarif-i Şia, tercüme-i el-Fevaid ve’t-Taaccub, c. 2, s. 303.
[4] Allame Meclisi, Biharü’l-Envar, heman, c. 43, s. 172.
[5] Kuleyni, Rovza-i Kafi, tercüme-i Kemere-i, c. 1, s. 105, Kitab Furuşi İslamiye, Tahran, 1383 k, çap-ı evvel; Alemu’l-Huda Horosani, Nehcü’l-Hitabe-Sohanan-i Peyamber (s.a.a) ve Emirü’l-Müminin (a.s), c. 2, s. 128, Naşır-i Kitabhane-i Sadr, Tahran, 1374 ş, çap-ı dovvom.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Fikhi açıdan had cezasının uygulanması niçin yargıcın sorumluluğundadır?
    9145 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/09/09
    Beşeri toplumların örfünde suçluların cezalandırılması, hükümetin sorumluluğundadır ve devlet dışında biri, bunu uygulayamaz. Bu ilke, İslam fıkhı tarafından da teyit edilmiştir. Müslüman fakihler hadlerin uygulamasını İmam’ın (a.s) var olduğu dönemde, Masum İmam’ın (a.s) ve onun tarafından atanan kimseler tarafından uygulanacağına inanırlar. Ancak gaybet döneminde, haddin uygulanması, gerekli ...
  • Estetik ameliyatlar konusunda İslam’ın görüşü nedir?
    8180 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/05/14
    Ehl-I Beyt Mektebinin büyük Taklit Mercilerinin güzellik amaçlı estetik ameliyatları konusunda ki çeşitli görüşleri aşağıda sıralanmıştır:Ayatullah el-Uzma Hamei’nin yetkili bürosu tarafından yayınlan fetva:Mahrem olmayanın insana dokunmasının ve başka günahı gerektirmediği müddetçe, estetik ameliyeti haddi zatında caizdir.Ayetullah el Uzma Mekarim Şirazi’nin bürosu tarafından yayınlana fetva:Başka bir haramı ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7020 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Kadınlar, arka arkaya 31 gün olan orucun keffaretini hayız halinde nasıl yerine getirebilirler?
    6467 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Arka arkaya tutulması şart olan oruçlarda (keffaret veya adak orucu gibi), hastalık, hayız, nifas vb. özürlerden dolayı mükellef arka arkaya oruç tutamazsa özrü (hastalık, hayız, nifas...) giderildikten sonra orucunu tutmaya hemen devam ederse orucu sahih olur ve yeni baştan oruçları tutmasına gerek yoktur.
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    8770 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Mescidin hangi halısının necis olduğunu bilmiyorsak, onu nasıl temizleyebiliriz?
    5845 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Büyük mercilerin (Allah onları korusun) bürolarının yanıtları şunlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorulan sorudaki varsayıma göre belirtilen tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Yakin hâsıl olması için tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Eğer ...
  • “Kurban bayramı gecesinde yapılan cima neticesinde şekillenen nütfeden meydana gelecek çocuk altı parmaklı olacaktır” şeklinde olan rivayet ne kadar doğru ve güvenilirdir?
    31876 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Peygamber Efendimiz (cinsel ilişkiye girme bağlamında müstehap ve mekruh konuları içeren uzun bir rivayette) İmam Ali’ye (a.s) şöyle buyurdu: “kurban bayramı gecesinde kendi hanımıyla cinsel ilişkide bulunma. Zira eğer bu gecede yapılan cima neticesinde çocuğun nütfesi şekillenirse ondan dünyaya gelecek çocuk ...
  • Neden Yahudiler Yahudi olarak adlandırılmaktadır?
    10054 Eski Kelam İlmi 2012/03/11
    Yahudilerin Yahudi olarak adlandırılmasının nedeni hakkında ihtilaf vardır. Bazıları Yahud’un hidayete ermiş olduğu manasına geldiğini ve bunun nedenin de Musa’nın (a.s) kavminin buzağı tapmaktan tövbe etmesi olduğunu belirtmiştir.[1] Bazıları da bu kavme Yahudi söylenmesinin nedeni hakkında şöyle demiştir: Hz. Yakub’un dördüncü oğlunun adı “Yahuza” ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7506 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • Zamanın imamı (a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
    8685 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    Zamanın imamının (a.s) ömrünün sonu hakkında iki grup rivayet mevcuttur. Birinci gruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci gruptaki rivayetler ise şahadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında elde kabul edilir bir rivayet ve delil mevcut değildir. Aynı şekilde zamanın imamının vefatından kıyamete dek süren ...

En Çok Okunanlar