Please Wait
6398
Vacip olan namazları özellikle günlük beş vakit namazların cemaatle kılmak müstahaptir. Bu amel çok faziletli bir ameldir. Bazı fıkıhçılar şöyle buyurmuşlardır: Cemaatle kılınan namaz vaktin başlangıçta furada (tek başına) kılınan namazdan daha (faziletli) iyidir.[1]
Ancak cemaatle kılınan namazın da diğer ilahi hükümlerde olduğu gibi bazı şartlar gerekli. Onlardan birisi imamın kıratının doğru ve sahih olmasıdır.
Değerli taklidi merciler şöyle buyurmuşlardır: (Kişi) “namaz kıldıran kimsenin (imamın) namazının her halükarda batıl olduğunu biliyorsa; örneğin kişi imamın abdestinin olmadığını fark etmişse –imamın kendisi abdestsiz olduğunu bilmese bile- o imama tabi olamaz”.[2]
Cemaat namazını kıldıran imamın şartlarıyla ilişkin şunları hatırlatmışlar: Buluğ çağına ermiş, akıllı, on iki imamı kabul eden Şia, adil, helal zade ve namazı sahih ve doğru kılar olmalıdır.[3]
Başka bir değişle namaz kıldıran imam namazın kıraatini doğru okumalıdır. Kıraati sahih olmayan bir kimseye başkalarının tabi olması caiz değildir.[4]
Elbette normal haddinde kıraatin doğru olması yeterlidir. Ama bizi namazın hakikatinden ve gerçek manasından uzaklaştıracak derecede yani haddinden fazla lafızlara ve kıraate teveccüh etmek şeytanın vesveselerindendir. Ondan kesinlikle kaçınılması gerekir.[5]
Açıklandığı konulara dikkatle açıktır ki bu hüküm sadece namaz kıldıran imamın namazı veya kıraati doğru olmadığı bilindiği durumda geçerlidir. Yani imamın namazı batıl olduğuna dair şek edildiği durumlarda bu hüküm geçerli değildir.
Son olarak şu noktayı hatırlatmak zaruridir: İmama tabi olup namazını kılıp bitirdikten sonra imamın namazının batıl olduğunu fark ederse tabi olanın namazı sahihtir. Fıkıhçılar şöyle buyurmuşlardır: “imama tabi olup namaz kılan bir kimse namazdan fariğ olduktan sonra tabi olduğu imamın adıl olmadığını ya kâfir olduğunu veya her hangi bir nedenden dolayı namazının batıl olduğunu –örneğin abdestsiz namaz kıldığını- fark ederse imama tabi olan cemaatin namazı sahihtir”.[6]
[1] Ayetullahe'l-uzma FAZILİ LENKERANİ, “tevzi’ül mesail”, 1417. mesele.
[2] A.g.m. ve Ayetullahe'l-uzma TEBRİZİ, “tevzi’ül mesail”, 1429. mesele.
[3] Ayetullahe'l-uzma FAZILİ LENKERANİ, “tevzi’ül mesail”, 1467. Mesele; Ayetullahe'l-uzma TEBRİZİ, “tevzi’ül mesail”, 1462. mesele.
[4] Ayetullahe'l-uzma HAMENEY, “ecvibetu’l-istiftaat”, s. 173, 599. mesele.
[5] Daha fazla bilgi edinmek için bkz. Nemaye: “riayeti tecvid de namaz”, sual 2722, (sayt: 2979).
[6] İMAM HUMEYNİ, “tevzi’ül mesail (elmuhaşi)”, c. 1, s. 776, 1421. Mesele.