Gelişmiş Arama
Ziyaret
9460
Güncellenme Tarihi: 2011/07/28
Soru Özeti
: Sakalı traş etmenin fıkhi delili nedir?
Soru
Şu soruya herkesin anlayabileceği şekilde cevap verirseniz sevinirim: Sakalı traş etmenin fıkhi delili nedir?
Kısa Cevap

Değerli fakihlerimiz, bu konuda oldukça çok ama dağınık olan delileri inceledikten sonra sakalın traş edilmesinin haramlığı yönünde fetva vermişlerdir. Kimi fakihlerde bu fetvayı eleştirerek onu kabul etmemişlerdir. Ancak insana fazla zarar vermeyecek işlerde ihtiyat etmek tereddüt ve şüpheye düşürücü işleri yapmaktan daha iyi olduğundan birinci grup sakalı kesme konusunda cevaz vermemiş, ihtiyat olarak sakalı kesmeme yolunu seçmişlerdir. Belirtmek gerekir ki sakalı kesmemek demek, temizliğe önem vermemek veya onu haddinden fazla uzatmak demek değildir. Temizliğe ve ölçülü olmaya her durumda uyulmalıdır.        

Ayrıntılı Cevap

Her şeyden önce belirtmemiz gerekir ki soruda, genelde birbiriyle bir araya getirilmesi zor olan iki mevzu istenmiştir. O da fıkhi delillerin herkesin anlayabileceği seviyede anlatılmasının istenmesidir. Çünkü fıkhi meselelerin tam olarak derkedilmesi çeşitli aşamalardan geçmeye bağlı olup onlar olmadan fıkhi meselelerin delili iyi bir şekilde anlaşılmaz. Bu yüzden insanlar müçtehid ve mukallid diye ikiye ayrılmıştır. Bununla birlikte yine de bu alandaki bazı delilleri kısaca sizlere sunabiliriz. Ancak içtihat haddinde değilseniz siz onlardan netice alamazsınız. Sizin göreviniz bu konuda bir müçtehitten taklit etmektir.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir noktada şudur, Resul-i Ekrem’in (s.a.a) buyurduğu gibi şüpheli konularda ihtiyat etmek helaket ve yokluk vadisine sürüklenmekten daha iyidir.[1]

Rivayetlerden faydalanmak, ilahi hükümleri ve delillerini kendilerinden sorarak cevabını alacağımız Masum İmamlara (a.s) ulaşamadığımız günümüz şartlarında din alimleri, kesin ve ikna edici delili olmayan meselelerde onlarla ilgili dağınık halde olan başka delillere bakarak ihtiyatı aklın şartı olduğunu söylemiş, insanın günlük yaşamını zorluğa sokmayacak işlerde ihtiyat edilmesinin güvenilir bir yol olarak herkese tavsiye etmişlerdir.

Bizlerde benzer yerlerde aynı metodu izliyoruz. Örneğin, yolculuğa çıktığımızda iki yol başında isek ve onlardan birinde heyelan tehlikesi, eşkıyanın olması... gibi ihtimaller olur ama diğerinde böyle tehlikeler yoksa doğal olarak tehlikesi olmayan yolu -uzun ve bozukta olsa- seçeriz.

Bu girişten sonra aşağıda bu hüküm için dayanak olan delillerden birkaçını sizin için getiriyoruz:

1- Kur’an’da insanın asıl yaratılışında değişiklik yapmanın Şeytanın öğretilerinden olduğunu bildiren ayet vardır.[2] Bazıları bu konuda şöyle diyorlar: Allah sakalı bütün erkeklerin yaratılışına koyduğundan onu kesmek ve yoketmek ilahi yaratılışta değişiklik yapmak olur ve söz konusu ayetin kapsamına girer. Bu yüzden böyle bir şey yapılmamalıdır.

2- Birçok rivayette Resulullah (s.a.a) ve Masum İmamlar (a.s) Müslümanları sakallarını kesmekten sakındırmış ve bu amelin onları kafirlere benzettiğini söylemişlerdir. Örneğin Allah Resulü (s.a.a) bir rivayette şöyle buyuruyor: ‘Bıyıkları kısaltın ve sakalları (bir ölçüye kadar) uzatın ki mecusilere benzemeyesiniz.’[3] İmam Rıza’da (a.s) kendisinden sakalı kesme konusunda sorulan soruya şöyle cevap vermişlerdir: ‘Yanaklarını kısaltmanın sakıncası yoktur, ama sakalının ön kısımlarını kesemezsin.’[4] Unutmamak gerekir ki, sakalın haddinden fazla uzatılmaması da tavsiye edilmiştir.[5]

3- Bu konuda öne sürülen delillerden bir diğeri şudur: Kimi fakihler onun haram olduğuna dair açıkca fetva vermemiş ve ihtiyatı tavsiye etmişlerse de şimdiye kadar sakalı kesmenin caiz olduğuna dair açıkca cevaz veren hiç bir fakihte olmamıştır. Bu, onların arasında bu konuda görüşbirliği olduğunu göstermektedir.

4- Tarihe, Masumların şemailini anlatan rivayetlere ve salih insanlara baktığımızda onlardan kimsenin sakalını kesmediğini görmekteyiz. Bu da Müslüman kamuoyunda bu işin çirkin bir şey olduğunun delilidir.

Kısacası yukarıdaki deliller, bu konudaki diğer tüm delillerle birlikte istidlallı fıkhi kitaplarda gelmiş, hatta özel olarak sakalı kesmenin haram oluşunu ispat eden delilleri inceleyen kitaplar yayımlanmıştır.[6] Başka değerli alimler de bütün bu delillere eleştiri getirerek şöyle demişlerdir: ‘Onların hiç birinin fıhki dayanak olacak özellikleri olmadığından sakal kesmenin haram oluşuna açıkca fetva veremeyiz.’[7] Ancak bu görüş ayrılığına rağmen bütün alimler  ihtiyat yolunu seçmiş ve sakalı kesmeye cevaz vermemişlerdir. Zira sakalı kesmenin haram olduğu yönündeki deliller her ne kadar yüzde yüz ve tam olamasa da sakalı belli bir hadde tutmanın İslam açısından sakıncası olmadığından da eminiz. Ciddi bir sorun yoksa ve sakalı kesmemekle İslam’a muhalefet etmediğimize eminsek, sakalı dipten keserek -zayıf ihtimalde olsa- neden İslami öğretilerin tersine amel edelim ki? Bu esasa göre ve Resulullah’ın (s.a.a), şüpheli şeylerde ihtiyat etmeyi tavsiye eden buyruğunu göz önüne alırsak normal ve örfe uygun sakal bırakmak şu anda amel edeceğimiz en iyi yoldur.

Son olarak şu noktayıda hatırlatalım ki, sakal bırakmak temizliğe veya bakımlı olmaya aykırı olan bir şey değildir. Aksine Resulullah (s.a.a) herkesin kendi saç bakımını yapmasının gerektiğini buyurmaktadır.[8] Rivayet kitaplarında sakalın bakımı konusunda ayrıca bir başlık açılmıştır.[9] Bu konuda daha fazla bigi edinmek için bu sitenin 1006 ve 2123. sorularına bakabilirsiniz.



[1] -Muhammed b. el-Hasan Hür Amuli, Vesail-uş Şia, c.27, s157, Hadis:33472, Müesseset-ul Al-ul Beyt, Kum, H.K.1409

[2] -Nisa/119

[3] -Muhammed b. el-Hasan Hür Amuli, a.g.e, c.2, s116, Hadis:1660

[4] -Muhammed b. el-Hasan Hür Amuli, a.g.e. c.2, s.111, Hadis: 1644

[5] -Muhammed b. el-Hasan Hür Amuli, a.g.e. c.2, s.112, Bab-ı İstihbab-ı Kassa Ma Zade An Kabzihi Mine’l Lahya.

[6] -Bu konuda el-Hilye Fi Hürmeti Halk-il Lahya (Seyid Ebu’l Hasan Musavi) ve Risaletün Fi Hürmeti Halk-il Lahya (Muhammed Cevad Belaği) kitaplarına başvurulabilir.

[7] -Cevad Tebrizi, İrşad-ut Talib İla’t Taliki Ala’l Mekasib, c.1, s144-148, Müessese-i İsmailiyan, Kum, H.K. 1416, 3. baskı

[8] -Muhammed Yakup Kuleyni, Kafi, c.6, s.485

[9] -Örneğin: Vesail-uş Şia, c.2, s.110, Bab-u İstihbab-ı Tahfif-il Lahya ve Tedviruha Ve’l Ahz Min-el Arizin ve Tebtin-il Lahya. 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17221 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    8777 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Astıma müptela olan oruçlu bir şahsın sprey kullanmasının hükmü nedir?
    7095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mercilerin çoğu, ilaç yerine istifade edilen iğne ve serum gibi şeylerin kullanımını caiz bilmektedir. Elbette belirtilen hususların yemek yerine istifade edildiği yerde onlardan sakınmak gerekir.[1] Aynı şekilde nefes darlığı için kullanılan sprey eğer ilacı sadece akciğere aktarırsa, orucu bozmaz.
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    18099 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8247 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12435 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...
  • Abdest ve teyemmümün felsefesi nedir?
    10117 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/12
    Banyo yapıldığı zaman ortaya çıkan şey dış temizliktir. Dış temizliğin yanı sıra, manevi temizlikte namazın şartlarındandır. Bu da ancak abdest ve gusülle gerçekleşir. Su kullanma imkanı yoksa, manevi ve batıni taharet için, abdest ve guslün yerine teyemmüm alınır. Ama bu, teyemmümün dış temizliğe faydası olmadığı ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    10641 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    7274 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar