Gelişmiş Arama
Ziyaret
5769
Güncellenme Tarihi: 2014/01/21
Soru Özeti
Vacib’ul-vucudun bütün kemallere sahip olduğunun delili nedir?
Soru
Selam, Allah’ın vacib’ul-vucut olduğu bahsinde şöyle denilmektedir: Eğer Allah mahdut olursa bu Allah’ın sahip olmadığı şeyler olduğu anlamına gelir. Dolayısıyla sahip olmadığı şeylere ihtiyacı vardır demek olur; oysaki Allah için ihtiyaç söz konusu olamaz. Benim sormak istediğim şey şudur: Allah’ın sahip olmadığı şeylere ihtiyacı olmadığını ve onları istemediğini varsayarsak mahdut olmasının yanlış olan tarafı nedir? İhtiyaç konusu bizim bir isteğimiz olduğu ve ona sahip olmadığımız zaman söz konusudur. Örneğin benim gücüm olmasın ve güce ihtiyacımda olmasın böyle bir durumda bu güce sahip olmak için bir başkasına ihtiyaç duymam. Allah mahdut olsun ve bazı şeylere de sahip olmasın ve bu şeylere ihtiyacı da olmasın bunun sakıncalı tarafı nedir? Ona sahip olmak için ihtiyacı vardır denmektedir. Eğer onu istemez ise bunun ne sakıncası var?
Kısa Cevap
Vacib’ul-vucut zaten bütün kemallere sahip olmalıdır. Zira kemallerden bir kemale sahip olmaz ise bu eksikliğe ve noksanlığa sonuç olarak ta fakirliğe yol açar, buda vacib’ul-vucut için niyazdır. Açıktır ki kemali bir varlığın sahip olmadığı kemaller varsa bu kemalleri hasıl etmek için bir başkasına ihtiyaç duyar. Sizin faraziyeniz; yani insan bir şeyi istemez ise ona ihtiyacı da yoktur farzı zahiren doğru bir faraziye değildir.
Zira öncelikle bu faraziye ye göre vacib’ul-vucut biz insanlar ve diğer zayıf mümkün’ul-vucut gibi farz edilmiştir. Yani bu varsayıma göre hakikatin ve kemallerin ediniminde ölçü zayıflık ve imkandır. Bu durumda Allah’ta bu ölçüyle değerlendirilmektedir.
İkinci olarak: fazilet ve kemal konusunda dikkat edilmesi gereken en temel konu vacib’ul-vucud hakkında söyleyemeyeceğimiz şey bir kemale sahip olmadığı halde onu istemeyeceğidir. Zira bir varlığın bir kemali istememesi birkaç şekilde açıklanabilir. Bu varlık ya o kemal hakkında bilgi sahibi değildir. Yani ya o kemalin varlığından haberi yoktur ya da o kemalin kemal olduğuna bilmemektedir. Yada bu varlık kendisinde bu kemale sahip olmak için gerekli kabiliyeti ve kapasiteyi görmemektedir. Dolayısıyla bu kemale sahip olmayı istememektedir. Bütün bu faraziyeler vacib’ul-vucud kavramını anlamsız kılar ve vacib’ul-vucudun sahip olduğu diğer kemalleri de aslında anlamsız kılar.
Üçüncü olarak ise: Bu faraziye düalist bir anlayış doğurur ve vacip olan vücudun kesretine inancı doğurur. İfade ettiğimiz üzere konumuzun ekseni vücudun bir kemali ve fazileti içermemesidir.  vacib’ul-vucud var olan bir kemali istemiyorsa bu şu demek oluyor: bir kemal söz konusudur ve muhakkak olmuştur ama vacib’ul-vucud bu kemale sahip değildir. Zira vacib’ul-vucutta ve mümkün’ul-vucutta var olmayan kemal gerçekte var olmayan bir kemaldir. Var olmayan bir şey kemal olamaz. Buna göre vacib’ul-vucudun sahip olmadığı bir kemali farz etmemiz ikinci bir vacib’ul-vucud’a kail olmamız gereğini doğurur. [1]
 
 

[1] Bu konuda daha fazla bilgi için sitemizden 12174 (mutlak kemal) ve 2944 Allah’ın sınırsız olduğunun delilleri numaralı soruya başvurabilirsiniz:
 
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7765 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15910 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • Erkek altın saat kullanabilir mi?
    32339 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Boyna altın zincir asmak, altın yüzük takmak ve ele altın kaplama saat takmak gibi altınla süslenmek[1] erkeğe haramdır ve bunlarla namaz kılmak da namazı bozar.[2] Elbette altın saat ve altın zincir sadece ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12865 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • Melekler her yıl kadir gecesinde amel defterlerimizi İmam Mehdi’nin (a.s) huzuruna takdim ediyorlar mı? İmam (a.s) onları imzalıyor mu?
    12233 Tefsir 2011/07/28
    Muteber rivayetlere göre kulların bütün işleri Peygambere (s.a.a) ve Masum İmam’a (ilahi hüccete) nazil olmaktadır. Bu yüzden şu anda zamanın İmam’ı (a.f) yaşadığından kulların işlerinin takdiri ona sunulmaktadır. Soruların cevabına gelince:1- Geçmiş ümmetlerde kadir gecesi yoktu.
  • Muhammed b. Hanefiye’nin naklettiği rivayette zikredilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
    7388 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Rivayette zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek ve bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerler onların ...
  • Akrabalık bağı olmayan eş'e verilen hibenin geri alınması caiz midir?
    8039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Hibe lügat literatüründe bir kimseye herhangi bir şeyi karşılıksız olarak bağışlamak anlamındadır. Hibe kavramsal olarak da hibe eden kişi kendi mülkünden olan bir şeyi karşılıksız ve bedava başka birisinin mülküne sokmak (temlik ettirme) anlamındadır. Buna atiye ve nehle de deniliyor.Eğer kişi ...
  • Allah Teala’nın kimsenin bilmediği saklı ve müste'ser isimlerinden maksat nedir?
    24486 Teorik İrfan 2010/09/04
    Ehlibeyt (a.s) kaynaklı dua ve onlardan bizlere ulaşan hadislerden anlaşıldığı üzere Allah Teala, kendine seçtiği bazı özel isimlere sahiptir. Kimse bu isimlerden haberdar değildir. Bu isimler, Esma-i Müste'ser olarak meşhur olmuştur. Hadislerden anlaşıldığı üzere bu isimler İsmi Azam'ın gayb mertebelerindendir ve ilk İlahi isimin batın ve gayp yönüdürler. ...
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    9039 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    21026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...

En Çok Okunanlar