Gelişmiş Arama
Ziyaret
7375
Güncellenme Tarihi: 2009/06/16
Soru Özeti
Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
Soru
Raksetmenin haram olduğuna delil olan hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Sorunun cevabına geçmeden önce şu önemli noktaya dikkat çekmek istiyoruz: Bir rivayet, sırf hadis kitaplarında geldi diye onunla istidlal edilemez (onunla şer’i bir hokum kanıtlanamaz). Rivayetle istidlal etmek fakihlerin görevidir. Şer'i hükümleri çıkarmak onların uzmanlık alanıdır. Zira bir rivayete istidlal etmek çeşitli ilimleri bilmeyi gerektirir ki bunu da herkes bilmemektedir. Bu yüzden fıkhi kitaplara baş vurduğumuz zaman fakihlerin raksetmek konusunda ki görüşlerinin farklı olduğunu görmekteyiz. Kimisine göre raksetmek tümüyle haram değildir. Yani raksetmek eğer haram işlere neden olmazsa haram değildir. Ayetullah Hoi'nin (r.a) görüşü böyledir. O (r.a) “Düğün vb. gibi toplantılarda raksetmek ve alkış çalmak caiz midir? Bu cevaz kadınlar için de geçerli midir?” sorusuna şöyle cevap veriyor: “Raksetmek eğer kadın ve erkeğin bir birine karışması vb. gibi günahlara neden olmayacaksa başlı başına haram değildir.”[1] Öğrencisi Ayetullah Tebrizi de (r.a) aynı görüştedir.

 

Bazı takilt merciileri ise şehveti tahrike veya harama neden olursa raksetmenin haram olduğunu söylemekteler. Ayetullah Hamenei şöyle diyor: “Raksetmek eğer şehveti tahrik eder veya harama götürür ya da fesada yol açarsa haramdır.”[2]

 

Bazılarıda raksetmenin tümüyle haram olduğunu söylemekteler.[3]

 

Raksetmek hakkında iki grup hadise istinad edilebilir:

 

1-Genel olarak her türlü eğlence ve boş şeyleri yasaklamayan hadisler. Bu eğlence ve boş şeylerin içinde raksetmekte vardır. Örneğin İmam Sadık (a.s) buyuruyor: “Adem (a.s) dünyadan göçtüğünde İblis ve Kabil onu kınadılar (ölümüne sevindiler) ve saz çalıp şarkı söylemeye başladılar. Kim yer yüzünde bu şekilde eğlenirse o ikisine uymuştur.”[4]-[5]

Hz. Ali (a.s)'dan rivayet edilen bir hadiste de şöyle buyruyor: “Oyun peşinde olan ve kendisini daima eğlenceye veren kimse akıllı değildir.”[6]

 

2-Açıkca raksetmeyi yasaklayan hadisler. Aşağıda onlardan örnekler getiriyoruz:

 

İmam Sadık (a.s)'dan rivayet edilir ki, Resulullah (s.a.a) şöyle buyruyor: “Sizlere raksetmeyi, kaval, ud ve davul çalmayı yasaklıyorum.”[7]

 

Yine Allah Resulü (s.a.a)'in raksetmeyi, her türlü eğlenceyi ve bu meclislerde bulunmayı ve onları dinlemeyi yasakladığı rivayet edilir.[8]

 

Bu rivayetlerin senetlerinin ve delaletinin açıklanması fıkhi uzmanlık isteyen bir şeydir ki, kendi yerinde bunlar ele alınmıştır.[9]



[1] -Ayetullah Hoi, Sırat'un Necat (Ayetullah Tebrizinin haşiyesi) c.1, s.372

[2] -Ecvibet-ul İstiftaat, c.2, s.14

[3] -Seyyid Muhsin Mahmudi, Mesail-i Cedid-i Ez Didgah-ı Ulema ve Meraci-i Taklit, c.1, s.203-204

[4] -Ve anhum, an Sahl, an Süleyman b. Semae an Abdullah b. Kasım, an Semae kale kale Ebu Abdullah... Muhammed b. Hasan Hürr-ü Amuli, Vesail-uş Şia, Ebvab-u Ma Yuksibu Bihi, Bab-u Tahrimi İstimal-il Melahi Bi-Cemii Esnafiha ve Beyiha ve Şiraiha

[5] -Bu hadis muteber değil, zira bir senetle nakledilmiştir. Bu senette Abdullah b. Kasım Hazremi diye biri var ki, batıllıkla tanınmaktadır. Necaşi onun hakkında şöyle diyor: “Çok yalancı ve ğalidir, ğulatlardan hadis nakleder.” Şeyh Tusi de şöyle diyor: “O, vakifi mezhebine mensuptur.” Mu'cem-u Rical-il Hadis, c.10, s.285

[6] -Müstederk-ul Vesail, c.13, s.220

[7] -Ali b. İbrahim, an ebihi, an-il Nevfeli an-is Sekuni an Ebi Abdullah a.s kale... el-Kafi, c.6, s.432, Bab-ul Ğina; Vesail-uş Şia, c.17, s.313

[8] -Müstedrek-ul Vesail, c.13, s.218, Müessese-i Al-ul Beyt, Aval-il Leali, c.1, s.262

[9] -Bkz: Ğayet-ul Amal fi Şerh-i Kitab-ul Mekasib, c.1, s.124

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23925 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15204 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • “Dinde zorlama yoktur, olgunluk sapıklıktan ayrılmış belli olmuştur” ayetinin anlamının çeşitli tefsirleri dikkate alarak açıklayınız.
    12521 Tefsir 2007/10/25
    Farklı tefsirleri nazara aldığımızda ayetin anlamı ile ilgili beş ana görüş ortaya konulmuştur. Bu görüşler arasında doğru olan görüş şudur ki, ayet genel, kapsamalı ve insani bir anlam taşımaktadır. O da şudur: Din bir inançla ilgili kalbi bir konudur. Bu konuyla ilgili zorlama gerçekleşmesi mümkün değildir. Kul ...
  • Ahbaricileri nasıl cevaplandırmalıyız?
    6636 Eski Kelam İlmi 2012/08/01
    Ahbariciliğin mebnasını iki kısma ayırabiliriz: Birincisi epistemolojiktir. Diğeri dini öğretileri elde etmek için takip edilen yöntem problemidir. Epistemolojik bağlamda ahbariler dini öğretileri elde etmek için kabul gördükleri tek bilgi kaynağı rivayetlerdir. Ahbariler “kütübi arb’ada”; dört kitapta (Şianın rivayetler bazında kabul gördükleri dört kaynak kitap) zikredilen tüm rivayetler ...
  • İlahi meşiyyet ile insanın iradesinin ilişkisi nasıldır?
    10850 Eski Kelam İlmi 2007/11/24
    İnsan, varlığını ve varlığıyla ilgili bütün özelliklerini yüce Allah'tan alan mümkün bir varlıktır. Allah, kendi tekvini iradesi ile onu seçme özgürlüğü ve iradesi olan bir varlık olarak yarattı. Bu ayrıcalığı ile ona diğer varlıklar karşısında üstünlük bağışladı. O halde insan, Allah'ın teşrii iradesine (kanun koyma iradesine) muhatap olan en üstün ...
  • Ehlisünnet arasında değişik şekillerde yaygın olan teravih namazının Ehlibeyt mezhebindeki yeri nedir?
    8227 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/27
    Teravih, Ramazan ayı gecelerinde yatsı namazında sonra kılınan nafile namazlara denir.[1] Ehlisünnet bu namazlara ikinci halifelerinin emriyle başlamış ve onu cemaatle kıla gelmişlerdir.[2] Belirttiğiniz gibi onun rekât sayısı farklıdır.[3] Ama Ehlibeytten gelen rivayetler esasınca, aziz İslam Peygamberi (s.a.a) ...
  • Neden Şia geçici evliliği (muta) caiz bilmektedir?
    27933 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/04/23
    Başlangıçta bu meselenin fıkhi konulardan olduğuna ve özel bir alan ve ortamda ilgili uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Burada kısaca konuları beyan edecek ve konunun detaylarını ayrıntılı cevaba bırakacağız. 1. Geçici evlilik, hiçbir evlilik engeli taşımayan, iki tarafın rızasıyla ve belirli bir zamana kadar belirlenmiş bir ...
  • Şia’nın bakışında sihir nedir? Nasıl iptal edilebilir?
    12586 Tefsir 2011/01/20
     Sihir olağanüstü bir fiil olup bazen bir tür hipnotizma ve hokkabazlıktır ve bazen de sadece ruhsal, hayali ve telkinsel yöne sahiptir. Bazen tanınmamış fiziksel ve kimyasal özelliklerden yararlanarak, bazen bir takım cisim ve unsurlardan istifade ederek ve bazen de şeytanlardan yardım alma yoluyla gerçekleşir. Sihirbazlar sapık ...
  • Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
    14073 فلسفه غرب 2009/12/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bir annenin çocuğuna süt verme süresi ne kadardır?
    8528 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/08
    Bu konuda fakihlerin bazı görüşlerine yer veriyoruz: Fakihlerin çoğuna göre çocuğa süt vermenin en az süresi yirmi bir aydır.[1] Bazılarına göre ise iki yıla kadar süt vermek caiz ve müstehaptır. Bu açıdan baktığımızda fakihlerin çoğunun bu konudaki görüşlerinin arasında fazla bir fark ...

En Çok Okunanlar