Gelişmiş Arama
Ziyaret
12996
Güncellenme Tarihi: 2011/09/21
Soru Özeti
Eğer hatem süs veya sonlandırıcı (hatemü’n-nebiyyin) manasında olursa, bu Peygamberden (s.a.a) sonra başka bir peygamberin gelmeyeceğinin delili sayılır mı?
Soru
Hatemiyetin açık delili olan Ahzab suresinin kırkıncı ayetinde yer alan kelimelerin anlamlarında bir takım şüpheler yer almaktadır. Mesela: 1. “Hatem” kelimesi yüzüğün süsü manasındadır. Bu esasla “hatemü’nünebiyyin”’in anlamı şudur: Yüzüğün parmakların süsü oluvermesi gibi, Peygamber (s.a.a) de erdem olarak diğer peygamberlerin süsü olacak bir dereceye ulaşmıştır. 2. Hatem, mektupların içeriğini tasdik etmek için kullanılmıştır; yani yazıcı, mektubun sonunu hatem (mühür) ile mühürleyerek tasdik etmekteydi. Bu esasla “hatemü’n-nebiyyin” de mektubun içeriğini tasdik eden “hatem” gibi, peygamberleri tasdik eden manasında olabilir. 3. Ayetteki “hatemü’n-nebiyyin” ifadesi, bundan sonra bir nebinin gelmeyeceği, ama resulün gelmesinin ise olanaksız olmadığı anlamındadır. Bu nedenle Ahzab suresinin kırkıncı ayetindeki hatemü’n-nebiyyin kelimesi İslam Peygamberinin, peygamberliği sona erdirdiğine delil teşkil etmemektedir.
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Hatem kelimesi ne süs ve ne de tasdik manasındadır. Eğer bir kelime kendi gerçek manası dışında kullanılacaksa, ya o mana söz konusu kelime için belirgin ve uygun olmalı ya da muhatabın söyleyenin kastettiği şeyi anlayabilmesi için bir karine bulunmalıdır. Aksi takdirde konuşanın kastettiği şey kelimenin gerçek manası dışında olan bir şeydir diye bir iddia ileri sürülemez. Bu nedenle hatemü’n-nebiyyin kelimesinin süs ve tasdik olarak kullanılması örf tarafından makbul görülmemektedir ve “hatemü’n-nebiyyin’den kastedilen onun mecazi manasıdır” iddiası için de bir karine mevcut değildir.[1] Üçüncü şüphenin yanıtı bağlamında ise hatemü’n-nebiyyin kavramının hatemü’r-rusul’u (resullerin sonlandırıcısı) da kapsayıp kapsamadığının aydınlanması için ilkönce nebi ve resul arasındaki farkı beyan etmemiz gerekmektedir. Nebi ve resul arasındaki fark şudur: Nebi, hüküm taşır, ama hükmü bildirmeyle görevli değildir, resul ise bildirmeyle görevli nebidir.[2] Başka bir ifadeyle, resul ister melek olsun, ister insan olsun hükümleri tebliğ etmek için görevlendirilen kimseye denir. Bunun aksine, nebi insan olmalıdır ve nübüvvet insana özgüdür. O halde insan olan her resul tabii olarak nebidir, ama her nebinin resul olması gerekli değildir.[3] Bu nedenle resul ile nebi arasındaki ilişki genel ile özel arasındaki ilişkidir; yani her resul nebidir, ama her nebi resul değildir.[4] Bu yüzden belirtilen noktalar dikkate alındığında, “hatemü’n-nebiyyin” kelimesinden “hatemü’r-rusul” (resullerin sonlandırıcısı) mefhumu da anlaşılmaktadır. Çünkü belirttiğimiz gibi nebi kavramı resulü de içermektedir (resulün resul olması için ilkönce nebi olması gerekir). O halde nübüvvet ne zaman sona ererse, resullük de sona erecek ve ayette belirtilen eleştiriler geçersiz olacak ve de ayet açık delaletiyle yerinde kalacaktır. Bunlara ek olarak, Kur’an öğretilerini herkesten daha çok bilen Ehli Beyt de bu manayı anlamıştır. Müminlerin önderi Ali (a.s), son peygamberin (s.a.a) bedenine gusül aldırırken şöyle buyurmuştur: “Senin (Peygamber) vefatınla bizim bir şeyle ilişkimiz kesildi ve bu senin dışında başka bir şahsın vefatıyla kesilmezdi. Bu şey, nübüvvet ve göğün haberleridir.”[5]



[1] Bkz: Sübhani, Cafer, Mefahimu’l-Kur’an, c. 3, s. 125-126.

[2] Sakafi Tahrani, Muhammed, Tefsir-i Revan-ı Cavid, c. 3, s. 472, Naşir: İntişarat-ı Burhan, Tahran, çap-ı sevvom, 1397, k.

[3] Mirza Hosrovani, Ali Rıza, Tefsir-i Hosrovi, c. 5, s. 412, Naşir: İntişarat-ı İslamiye, Tahran, çap-ı evvel, 1390 k.

[4] Karaşi, Seyid Ali Ekber, Kamus-i Kur’an, c. 7, s. 8, Naşir: Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, 1371 ş; Tabersi, Fazl b. Hasan, Mecmeu’l-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 7, s. 144, Naşir: İntişarat-ı Nasır Hosrov, Tahran, 1372 ş; Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan, c. 2, s. 140, Tahran, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, çap-ı sevvom, 1379 h.k.

[5] Nehcü’l-Belağa, hutbe. 235.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İmam Hasan (a.s) daha büyük olmasına rağmen neden imamet İmam Hüseyin’in (a.s) evlatlarına intikal etmiştir?
    11569 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Yanıta ulaşmak için bir takım noktalara dikkat etmek gerekmektedir: 1. İmamet makamına ulaşan bir şahıs masumiyet, ilim, cesaret, cömertlik vb. şart ve özellikler taşımalıdır. Bu şartların kimin karakterinde tahakkuk ettiğinin teşhisi insan için mümkün olmadığından, imamet makamı Allah tarafından atanılan bir ...
  • Hadislerin masumlardan (a.s) geldiğine nasıl güvenebiliriz?
    9921 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/04/12
    Tarihe güvenmek bir ölçüye kadar çağdan çağa, zamandan zamana ve nesilden nesle intikal eden şöhret, karine ve deliller aracılığıyla hâsıl olur. Tarihte yer alan bazı hadise ve vakıaların deyim yerindeyse tevatür derecesinde ve birçok delil ve karineleri mevcuttur ve bundan ötürü bunların doğruluğundan çok az insan şüphe ...
  • İslam inancındaki şefaatten maksat nedir? Lütfen şefaati açıklayınız.
    11946 Eski Kelam İlmi 2009/05/13
    “Şefaat” kelimesinin sözlük anlamı, iki şeyin birbirine iliştirilmesidir ve halk arasında ise, makamı ve değeri olan bir kimsenin büyük bir makama sahip olan birisinden bir suçun cezasını affetmesini veya yapılan bir hizmetin karşılığını artırmasını istemesi anlamına gelmektedir.Şefaat kelimesinin bu gibi konularda kullanılmasının sebebi, suçlu kimsenin tek başına bağışlanmaya veya ...
  • Rüyada bilinçli olma imkânı mevcut mudur? Bazı rüyaların gerçekleşmesinin nedeni nedir?
    11631 Teorik İrfan 2012/02/18
    Bilgelerin görüşüne göre uyku, zahiri duyuların tedricen dış dünyayla ilişkisinin kesildiği, ama batıni duyuların henüz aktif olduğu bir haldir. Uyku anında dış dünyayla uğraşmaktan ve değişik meşguliyetlerden uzaklaşması neticesinde insan nefsi, melekût âlemine odaklanır ve nefis madde âleminden ne kadar çok uzaklaşırsa, nefsin kendi âlemiyle irtibat kurması daha fazla ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7055 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Niçin İslam'da kölecilik haram kılınmamıştır?
    11390 Yeni Kelam İlmi 2011/05/08
    1- İslam asla kölecilik sistemini ortaya çıkarmamıştır. 2- İslam dini, kölelerin geçmişteki kötü durumunu büyük bir toplumsal sorun olarak görmüş ve çözümleme yoluna gitmiştir. 3- İslam bu önemli meselenin çözümü için dakik ve hikmetli bir proje ortaya koymuştur. Çünkü ...
  • Aşağıdaki Şiir Allame Şe’arani’ye nisbetlendirilmektedir.
    6904 تاريخ بزرگان 2012/01/01
    “Dem’u’s-sucum” kitabı (mefatihul-cinan”adlı dua kitabın sahibi olan Hac Şeyh Abbas Kumi’nin “Nefesul-Humu’mun fi makteli Seyyidinal-Hüsyeyin el- Mazlum (a.s.)” adında yazmış olduğu kitabın tercümesidir. Kum’da Müesesei İntişarat-i Hicret, tarafından 1386 hicri şemsi tarihinde basılmıştır. Şe’arani bu eseri Farsçaya çevirmiş ve bazı kısalar, nükteler ve konuları dip not şeklinde ...
  • Kuran'a göre insan zalim ve cahil bir varlık mıdır yoksa Allah'ın halifesi midir?
    14303 Tefsir 2008/05/04
    1. Kuran'ı Kerim'in bazı ayetlerinde insan, üstün konumu ve yaratılışı itibariyle övülmüş ve aynı şekilde birçok ayette de yerilmiş, kınanmıştır.2. İnsanoğlu potansiyel olarak birçok özelliği ve yeteneği kendisinde bulundurmaktadır. Dolayısıyla sınırsız bir şekilde yükseledebilir yahut sınırsız bir şekilde kendisini alçaltabilir.
  • Birinin bedeninin dışarıdan görünmeyen yerlerinde ‘ala’ hastalığı varsa evlenmeden önce bunu eşine söylemeli midir? Söylemezse hükmü nedir?
    11928 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/30
    Ayetullah el-Uzma Hamanei’nin Bürosu: Eğer sorulmazsa söylemeye gerek yoktur. Ayetullah el-Uzma Sistani’nin Bürosu: Evlenecek kadın veya ailesi sorarsa bu hastalığın varlığını gizleyemez. Kendisini sağlıklı gösterse ve nikah kıyılsa, sonra yalan olduğu ortaya çıkarsa kadın nikah akdini feshedebilir. Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu: Kadın ve erkek, ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15098 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...

En Çok Okunanlar