Gelişmiş Arama
Ziyaret
10104
Güncellenme Tarihi: 2011/10/29
Soru Özeti
İslam dini en kâmil din ve bu dini getiren Hz. Muhammed de son peygamber olarak tanınıyor. İslam dinini diğer dinlere ve Hz. Muhammedi de diğer peygamberlere üstün kılan özellikler ve nitelikler nelerdir?
Soru
İslam dini en kâmil din ve bu dini getiren Hz. Muhammed de son peygamber olarak tanınıyor. Buna binaen kesinlikle İslam dinini diğer dinlere ve Hz. Muhammedi de diğer peygamberlere üstün ve daha şerefli kılan bazı özellikle ve nitelikler olmalı. İslam’ı ve Hz. Muhammedi üstün ve daha şerefli kılan bu özellikler ve nitelikler hakkında bir açıklama yapar mısınız? İslam dinini diğer dinlere ve Hz. Muhammedi de diğer peygamberlere üstün kılan özellikler ve nitelikler nelerdir?
Kısa Cevap

İslamın iki niteliği vardır. Bu iki nitelik sayesinde nübüvvete olan ihtiyaç ortan kalkar ve başka bir nebinin gelmesine gerek kalmıyor.

1-      Bu din hatem dinidir: Yani İnsan için vahiy yoluyla açıklanması gereken her şeyi içermektedir.

2-      İslam dini tahrifattan korunmuştur. Önceki dinler için gerçekleşen sorun, bu dinlerin asıl kaynaklarının yok olunması ve tahrif olunmuş olmalarıdır. Öyle ki günümüzde bu dinlerin asıl öğretilerinin birçoğuna ulaşmamız çok zordur. Fakat İslam, sahip olduğu özelliklerden dolayı asırlar boyunca tahrif olunmaktan korunmuş. Yüze Allah’u Teâlâ bize İslamın en büyük kaynağı olan kur’an’ı kerimin korunmasını bizatihi kendisi üstlenip ve koruma altına aldığı garantisini belirtmiştir. Peygamber’in (s.a.a) kalbine nazil ettiği şekliyle ve vahyin denetiminde peygamberin kontrolünde yazıya döküldüğü şekliyle de onu korudu ve günümüze kadar ulaşmasını sağladı.

Ayrıntılı Cevap

Kuran’ı Kerimde yüce peygamberimiz son peygamber olarak bildirilmiş ve O hazretin seçimiyle de nübüvvet müessesesi sona erdi. Bunun sebebi de Allah’ın fazl ve kereminin kesilmesi ve peygambere ihtiyaç olmasına rağmen Allah’u Teâlâ’nın peygamber göndermemesi değil, bilakis O yüce Peygamberin gelişiyle birlikte nübüvvete olan ihtiyaç ortadan kalkması nedeniyledir.

Konuyu şöyle açıklamak mümmkündür: İslam dininin iki niteliği var. Bu iki nitelik sayesinde nübüvvete olan ihtiyaç ortan kalkar ve başka bir nebinin gelmesine gerek kalmıyor. Bu nitelikler şunlardır:

1-Bu din hatem dinidir; Yani İnsan için vahiy yoluyla açıklanması gereken her şeyi içermektedir.

2-İslam dini tahriften korunmuştur. Önceki dinler için gerçekleşen sorun, asıl kaynaklarının yok olması ve tahrif olunmuş olmalarıdır. Günümüzde ise bu dinlerin birçok asıl ve temel öğretilerine ulaşmamız çok zordur. Fakat İslam sahip olduğu özelliklerden dolayı asırlar boyunca tahrif olmaktan korunmuştur. Yüce Allah’u Teâlâ bize İslamın en büyük kaynağı olan kur’an’ı kerimin korunmasını bizatihi kendisi üstlenip koruma altına aldığı garantisini bildirmiştir. Peygamber’in (s.a.a) kalbine nazil ettiği şekliyle ve vahyin denetiminde peygamberin kontrolünde yazıya döküldüğü şekliyle de onu korudu ve günümüze kadar ulaşmasını sağladı. Kuran’ı kerim hayat veren kaynaktır, eğer biz onun hakikatine yönelirsek tıpkı İmam Humeyni’nin irfan üstadı Ayetullah Şahabadi’nin dediği gibi; Bu kitap bütün ilahi ilimleri kapsamaktadır ve en düşük derecesi ise herkesin ona rahatça ulaşabilmesidir. Herkesin rahatça ulaştığı İlahi ilimler işte budur ve bu, son dinin özelliğidir.

İslamın kâmil din oluşuna gelince; İnsanın yaşamının her alanında ihtiyaç duyduğu şeyleri vahiy öncülüğünde açıklamasıdır. Aklı naklin yanında kullanma, Aklı vahyin yanında kullanma gibi alanlarda da açıklama getirip aklın önemini de ispatlamıştır; Çünkü İslam Akıl ve Aklaniyet üzerinde önemle durmaktadır. Akıl ve nakil, Akıl ve Vahiy, Akıl ve Din, İlim ve Din ve…gibi ölçü ve düşünme konulardan teşkil olan bütününü İslam, insanlığa sunmuştur.  Bu hassasiyet ve özelliğin İslama verdiği bu güç ile farklı alanlarda, farklı şartlarda, sosyal ve siyasal açıdan farklı yöntemleri insana göstermektedir. Bu yönlendirme sadece ferdi boyut yâda İnsan ile Rab sarasındaki irtibat boyutu olarak kalmayıp bütün boyutlardan, özelliklede İslamın çok önemli bölümlerinden biri olan toplu hareket boyutunda kendini göstermektedir. İslamın bu ayrıcalığını tüm din bilginleri şöyle itiraf etmektedir; İslam sosyal ve siyasi açıdan tüm zaman ve mekânlarda -şartlar dâhilinde -uygulanma kabiliyetine sahiptir. Elbette bu özelliğin aslı İslamın sunduğu kurallar ve ölçülerin insanın fıtratına uygunluk esasına dayanmasıdır. Çünkü İslam insanın varlığı esasına bağlıdır ve bu esas tarih boyunca sabit kalacaktır. –Her ne kadar toplumsal, siyasal ve kültürel değişiklikler meydana gelse de İslamın bütün çekiciliği kendisini korumaktadır. Yani çekicilik özelliğini hiçbir zaman elden vermemektedir.

Hıristiyan bir yazarın bir kongrede sunulan makalesinde bu konuyla ilgili şöyle dediği bildiriliyor: Niye biz Mesihiler İslamın peygamberini örnek bir şahıs olarak alıp istifade etmeyelim? Niye bütün değerli özellikleri mübarek bünyesinde bulunduran bu yüce şahıstan faydalanmayalım? Evet! Bu sözleri söyleyen kişi bir Müslüman değil Hıristiyan biridir!

Her halükarda eğer bir insan azıcık insaf sahibi olur ve bu insafla İslamın hakikatini görür ve reelde İslamın tecellisi olan Peygamber’in (s.a.a) mübarek yaşantısına yaklaşırsa İslami değerleri ve çekicilikleri onda görecektir. Bu değerlerin bir kısmı geçmiş dinlerde mevcuttur. Zira geçmiş dinlerin bir kısmı tahrif olunmuştur. Ama diğer bir kısmı ise olması gereken hakikat ve İslam diniyle mutabakat içindedir. Kuranı kerim şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır”. [1] Gerçeklikte bütün dinlerin söyleşileri tek bir hakikat etrafındadır. Ama bu söyleşilerin en kâmil şekli İslam peygamberinde (s.a.a.) tecelli etmiştir.

Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat ediniz:

İslam ve aklaniyet, 1191 (sayt: 1494).

Delayili peziriş İslam, 1146 (sayt: 1168).

İslam ve zaman, 1447 (sayt: 1471).

Delaili hakkaniyeti İslam, 3371 (sayt: 3636).

Sırrı hatemiyet-i din-i İslam, 2954 (sayt: 3503).

Din-i İslam, 15115 (sayt: 14903).



[1] Ali İmran, 19.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar