Gelişmiş Arama
Ziyaret
5487
Güncellenme Tarihi: 2014/06/23
Soru Özeti
İslam Dinin Zarurileri Nelerdir?
Soru
İslam Dinin Zarurileri Nelerdir?
Kısa Cevap
Dinin zarurileri din sahibi tarafından açık bir şekilde tespit edilmiş şeylerdir. Dinin zaruri has ve genel olmak üzere iki kısımdır:
Has zaruriler din sahibi tarafından o dinin genel insanları için değil, belki has kişileri için açık bir şekilde sabit olunmuş şeylerdir. Genel zaruriler ise söz konusu dine giren, o dinin adap ve şeraitinden haberdar ve O dinin takipçileriyle muaşeret içinde olan her kes için söz konusu din sahibi tarafından açık ve bedihi bir şekle zikir edilmiş olan şeylerdir.
Mutlak olarak “zaruriler” denildiğinde, zarurilerden ikinci kısım kast ediliyor. Bu tür zarurilerin alameti şudur ki şeriat sahibi tarafından söz konusu şeyin açık delilleri, açık burhanları ve açık emareleri var olmasıdır. Ve söz konusu delillerin şeriat sahibine intisap edilmesi o denli meşhur olacak ki şeyin doğru olduğu hakkında var olan hadsi, o dinin dâhilinde bulunanlar ve o dinin takipçileriyle haşir ve neşir olan kimseler için kesin olduğu ve bu cihetle bu dine mensup olan her kesin ona iman ettiği açıktır.  
Dinin zarurileri, söz konusu dinin ehli olan kimselerin; avamı ve havası kendisine inandıkları şeylerdir denildiğinde bu kanaldan zaruri ve tanındığı içindir. Yoksa kim gelip hangi mesele hakkında yetmiş üç fıkraların tümünün durumlarını araştıracak söz konusu fırkaların avam ve havasların o meseleye itikat edip etmediğini araştıracak? Ama bununla birlikte bazı meseleler vardır ki araştırmaksızın bütün İslam fırkaları tarafından kendisine iman edildiği biliniyor. Kabe’nin kıble, beş vakit namazın var olduğu ve buna benzer meseleler gibi.
Bir meselenin dinin zarurilerinde olma şartlarından bir diğeri söz konusu mesele din ile alakalı bir mesele olmalıdır. Dinin zaruri kelimesinin kendisi buna delalet ettiği gibi. Dolayısıyla dinin taalluk ettiği meselelerden olmayan bir mesele dinin tüm takipçileri tarafından kabul görülmüş olsa bile dinin zarurilerinden sayılmaz. “Tüm kendi cüzünden daha büyüktür” veya “Ebu Kubeys” dağı Mekke’nin etrafındadır meseleleri gibi.
Böyleli bir meselenin (zaruri) inkâr edilmesi, bazı haletlerde sahibi kâfir olacak ve bunun iki durumu vardır:
Bir: İnkâr eden kimse, inkâr edeceği meseleye din sahibinin söz konusu meseleye inancı var ve kabul etmiş olduğunun farkında ve bilecek ki söz konusu meselenin inkârı din sahibini inkâr etmesini gerektiriyor. İşte bunu bildiği halde inkâr ederse kâfir olacaktır. Onun bu inkârı din sahibini inkârı etme anlamında olduğu için kâfir oluyor. Hatta bu durumlarda bile meselenin bazı dallarında inkâr edeni tekfir etmek teemmülü gerektirir. Bir sonraki meseleden de bu konu daha açık bir şekilde anlaşılacaktır.
 İkin: inkârcı inkâr ettiği şeyi dinden ve dinin hükümlerinden saydığı halde inkâr ediyor. Asıl maksadın bu olduğu da uzak değildir. el-Kâfi kitabında İmam Muhammed Bakırdan (a.s.) nakledilmiş Acliy Merviye sahihasinda şöyle denilmektedir: “Abd’ın kendisiyle müşrik olacağı en ufak şey nedir diye sordum? Şöyle dedi: hurma çekirdeğine çakıl ve çakıla hurma çekirdeğidir demek ve ona inanmaktır”.
Şunu söylemek gerekir ki bir şey bir kimsenin yanında dinden oluşu sabit olunmuş dolayısıyla kendisi için dinin zarurilerinden ve başka birisi için sabit olunmamış ve dolayısıyla onun için dinin zarurilerinden sayılmayabilir. Yani bir şey has zarurilerden olması mümkündür. Şöyle ki bir şahıs için her hangi bir meselenin ve her hangi bir şeyin delilleri açık ve söz konusu din ehlinden olan bir kimse için aynı dinin sahibi tarafından sabit olduğu bedihidir. Ama başka birisinin bu söz konusu mesele hakkında yakini yoktur. Bu cihetledir ki bizim fakihler arasında dinin zarurileri noktasında ihtilaf var olmakta ve dolayısıyla bazıları; “falan mesele ezhar, meşhur veya güçlü görüşe göre” şeklinde terimler kollanmışlardır.[1]  
 

[1] Bkz. Neraki, Mevla Ahmet b. Muhmmet Mehdi, “rsail ve Mesahi”, Kum: Kongre-i Nerakyeyn; Molla Mehdi ve Molla Ahmet, c. 2, s.336-338.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar