Gelişmiş Arama
Ziyaret
19869
Güncellenme Tarihi: 2010/03/07
Soru Özeti
Allah-u Teala insanı hangi amaç için yarattı?
Soru
İnsan neden yaratıldı? Dünyaya gelmesi ve dünyadan göçmesi kendi elinde olmayan bu varlığın dünyadaki görevi nedir?
Kısa Cevap

a) Allah-u Teala’nın yaratıcılığı yaratmayı gerektiriyordu.

b) Yaratılış düzeni hikmetli ve bir hedef üzerinedir.

c) Kainatın ve diğer varlıkların yaratılmasının son hedefi insandı; çünkü her şey onun içindir ve en güzel yaratıcı tarafından en güzel surette yaratılmıştır.

d) Yaratılışın hedefi ne olursa olsun sonucu hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’a değil insanın kendisine döner.

e) İnsanın yaratılışının asıl hedefi gerçek kemal ve saadete ulaşmak, yüce insani makamlara yetişmek ve melekut alemine ulaşmaktır. Bütün bunlar ise Allah’a olan bilinçli bir marifet ve ubudiyetle (kullukla) gerçekleşir.

Ayrıntılı Cevap

İster ilim, kudret, malikiyet, hâkimiyet gibi zata ait ve Allah’ın varlığının terkipsiz oluşunun gereği olan zatının kendisi olan sıfatlar, ister fiile mensup olan ve sıfat-ı fiili diye bilinen rububiyyet, razikiyyet, halikiyyet, irade ve rahmet gibi İlahi isim ve sıfatlar her biri subutiye sıfatlardır. Allah-u Teala onlarla kesintisiz feyiz vermektedir. Bu arada Onun yaratıcılık sıfatı daima ve kesintisiz olarak yaratmayı gerektirmektedir: ‘O her gün yeni bir iştedir.’[1]

 

Dikkat çeken başka bir nokta şudur: Allah-u Teala hikmet sahibidir; hikmet sahibi de boş ve anlamsız işler yapmayacağından yaratılış bir hedef üzerinedir. Bu düzen Allah’ın yüce sıfatları doğrultusunda kurulmuş ve onda en küçük bir eksiklik ve kusur yoktur. Âlemdeki bütün zerreler lisan-i halleriyle şöyle diyorlar:

 

Dairede bir nokta eksik veya fazla değildir.

Ben bu meseleyi açıkça görüyorum.

 

Kur’an ayetlerinin nassına göre varlıkların yaratıcısı onları boş ve batıl olsun diye yaratmadı. Aksine O’nun yaratmasının eksen ve esası hak temel üzerine kurulmuştur. Bu en güzel düzende en küçük parçalar bile yüce ve değerli maksatları gütmekte, hiç biri boş ve gereksiz değildir:

 

Bu perde bir ip boş değildir

Gerçi ipin ucu bize görünmemektedir.

 

Şu noktayı da göz ardı etmemek gerekir, kâinatın ve diğer varlıkların yaratılışının son hedefi insandır. Daha açık bir deyimle Allah, alemi Ademoğlu için yarattı. O, yaratılmışların en güzelidir, çünkü Allah en güzel yaratıcıdır. Varlık fabrikasından onun gibisi çıkmamıştır. Hadis-i kutsi’de şöyle buyuruyor: ‘Ey Ademoğlu, her şeyi senin için yarattım, seni de kendim için yarattım.’[2]

 

Şimdi asıl konuya geçelim. İnsanın yaratılmasından amaç ne olursa olsun sonucu insanın kendisine dönmektedir. Allah’ın ona ihtiyacı yoktur, Allah her şeyden ganidir; bütün varlıklar ve bu cümleden insan Allah’a muhtaçtır; Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız ve Allahsa, odur müstağni ve hamde layık.[3]

 

‘Ve Musa demişti ki: Siz de nankörlük etseniz, yeryüzünde kim varsa hepsi de nankörlük etse şüphe yok ki Allah, müstağnidir ve gerçekten de hamda layıktır.’[4]

 

Hz. Ali (a.s), Hemmam diye meşhur olan hutbesinde şöyle buyuruyor: ‘Allah-u Subhan yaratılmışları yaratırken onların itaat ve kulluklarından müstağni, günah ve isyanlarından güvende idi; zira günahkarların günahı ona zarar vermez, itaat edenlerin itaati ona fayda sağlamaz.’[5] (emre itaat ve günahtan sakındırmak kulların kendisine fayda sağlamaktadır).

 

Kur’an-ı Kerim’de insanın yaratılış hedefi çeşitli şekillerde ele alınmıştır. Bunlar gerçekte bu hedefin bir boyutuna işaret etmektedir. Örneğin:

 

‘Ben, cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’[6]

 

‘Hanginizin daha iyi davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratan O’dur.’[7]

 

Yani tekamüle ulaşmak için bu eğitimle karışık yapılan imtihandır.

 

‘Onlar, aykırılığa düşmekten bir türlü kurtulamazlar. Ancak Rabbinin merhamet ettiği kimseler müstesna ve zaten de bunun için halketmiştir onları.’ [8]

 

Görüldüğü üzere bu ayetler dikkatleri bir noktaya odaklamaktadır, o da insanın eğitim, hidayet ve tekamülü noktasıdır. Buradan da şu anlaşılmaktadır: İnsanın yaratılış hedefi kemal, saadet ve yüce insani değerlere ulaşmasıdır. Bunlar da Allah’a bilinçli bir kulluk, ubudiyyet ve marifetle gerçekleşebilir. Nitekim, ‘Allah’a kulluk, değerli bir cevherdir ki, batını rububiyyettir.’[9] Kim ona ulaşırsa Allah’ın dışındaki her şeye musallat olur.

 

Bir rivayette İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘İmam Hüseyin (a.s) ashabının yanına gelerek şöyle buyurdu: Yüce Allah kullarını kendisini tanısınlar diye yarattı. Onu tanıdıklarında Ona kulluk ederler, Ona kulluk ettiklerinde Ondan başkasına kulluk ihtiyacı hissetmezler.’[10]



[1] - Rahman/29

[2] - el-Menhec-ul Kaviy, c.5, s.516; İlm-ul Yakin, c.1, s.381.

[3] - Fatır/15

[4] - İbrahim/8

[5] - Nehcu’l Belağa (feyz), Hutbe-i Hemmam, s.11

[6] - Zariyat/56

[7] - Mülk/2

[8] - Hud/118-119

[9] - Misbah-uş Şeria Der Hakikat-ı Ubudiyyet.

[10] - Saduk, İlel-uş Şerayi’ (El-Mizan’dan naklen c.18, s.423).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17011 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    5973 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Hangi ameller insanı güzel ve nuranî kılar?
    11448 Pratik Ahlak 2011/07/21
    İslam’ın bakışında güzellik zahirî güzellik ve batınî güzellik diye iki kısma ayrılır. Muteber ve mütevatir rivayetler açısından insanın batınî güzelliğini sağlayan bazı etkenler sabır, tahammül, vakar, sükûnet, takva ve sakınmadan ibarettir. Aynı şekilde rivayetlerde insan yüzünün nuraniyet ve güzelliğini sağlayan birçok amil zikredilmiştir. Abdest, az ...
  • İnsan olağan üstü işler yapabilir mi? Bu tür işleri yapmanın faydası nedir?
    10290 Teorik İrfan 2009/09/07
    Sizin işaret ettiğiniz şey, insanın ruhi güç kazanmasının sayesinde gerçekleşir; bu ruhi güç bazen dinin emirlerine uyarak ve şer’i riyazetler çekerek kazanılır; yani insan Allah’a yakınlaşarak İsm-i A’zama sahip olur. Bu güç sayesinde maddi alem üzerinde etkili olabilir ve iradesiyle bir takım işler yapar. Ancak bazen de ...
  • Musa (a.s.) Kısasının Kuranda Tekrar Edilmesinin hikmeti nedir?
    10556 Tefsir 2015/05/20
    Hazreti Musa’nın (a.s.) kur’anı kerimde tekrar edilmesinin hikmeti için hatırlatmalıyız; evvelen; Anlamsız ve lağviyete (boş) neden olacak kâmilen bir tekrar söz konusu değildir. Belki her surede, o surede zikir edilenin muhteva ve içeriğe uygun olan kıssanın kısmına işaret edilmiştir. Saniyen; kuranı kerimde hazreti Musa’nın (a.s.) hayatının diğer ...
  • Acaba humsu ve seyitlere ait olan hakkı taklit merciinin izni olmadan ödemek caiz mi?
    8976 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Tabiatı doğru bir şekilde kullanmanın yolu nedir?
    6091 Pratik Ahlak 2012/02/04
    İslam, başka mektepler gibi insanın ihtiyaçlarına tek bir açıdan bakmamış, tek maddi yönüne veya tek manevi yönüne odaklanmamış, aksine orta yolu tutmuştur. İlahi nimetleri doğru bir şekilde kullanmak, maneviyatla ve ahiretle çelişmediği gibi insanın saadet yolunda ilerlemesini de sağlar. ...
  • Ziyaret-i Aşura’da ki ‘Beri’tu ilellah ve ileykum minhum’ (Önce Allah’a sonra size onlardan dolayı beri oluyorum) cümlesinde Allah’a ve masumlara beri olmak ne demektir?
    6433 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/03/03
    Beraet lügatte birinden veya bir şeyden ayrılmak, uzaklaşmak manasına gelmektedir. Bu manalar eğer ‘İla’ ile birlikte olmazsa beraet için kullanılır. Ama ‘İla’ ile birlikte olursa bizarlık manasının yanı sıra sığınma manası da vermektedir. Buna göre ziyaretteki sığınma cümlesinin manası şöyle olur: Hak Teala’ya ve siz Ehl-i Beyt’e (a.s) ...
  • Peygamber (s.a.a) ve İmamların (a.s) cariye ve kölelere sahip olmaları kölelik sistemini benimsemek değil midir?
    19729 Eski Kelam İlmi 2009/07/04
    Kölelerle evlenme, onlarla mahrem olma, mukatebe (kölelerin özgürlük anlaşması) vs. hükümlerin Kur’an’da gelmesi Peygamber (s.a.a)’in zamanında köleliğin olduğunu ispat etmektedir, ama belirtmek gerekir ki, İslam’ın köleleri azat etmek için çok kapsamlı projeleri vardır. Bu projenin neticesinde bütün köleler zamanla özgürlüklerine kavuşmuşlardırlar. ...
  • Derslerimin Cuma namazına denk gelmesi nedeniyle Cuma namazını kılamamaktayım. Bunu telafi etmek için ne yapmalıyım?
    9607 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/11/17
    Değerli kullanıcı! İmam Zaman’ın (a.c.f) gıyabı döneminde Cuma namazı taklit mercilerinin çoğunluğunun fetvasına göre seçimli bir farzdır; yani yükümlü Cuma gününde şartlar mevcut ise Cuma namazını veya öğle namazını kılmada özgürdür. O halde eğer bir kimse Cuma namazını kılarsa, öğle namazını kılmasına gerek kalmaz. Elbette ...

En Çok Okunanlar