Gelişmiş Arama
Ziyaret
20234
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Zülkarneyn kimdir?
Soru
Zülkarneyn kimdir? O bir peygamber miydi?
Kısa Cevap

Zülkarneyn’in ismi Kehf suresinde geçmektedir. Zülkarneyn’in tarih açısından kim olduğu ve tarihin hangi meşhur şahsiyetine tekabül ettiği konusunda müfessirler ve tarihçiler arasında görüş ayrılıkları ve tartışmalar mevcuttur. Kur’an’da belirtilen özellikler ve tarihçilerin görüşleri dikkate alındığında Zülkarneyn, Kuroş’un kendisidir. Müfessirlerin çoğu, onun insan türünden olduğuna inanmaktadır. Birçok rivayette de onun peygamber olmadığı ve sadece salih bir kul olduğu belirtilmiştir. Hz. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Zülkarneyn” peygamber değildi, lakin Allah’ın sevdiği salih bir adamdı.

Ayrıntılı Cevap

Zülkarneyn’in ismi Kehf suresinde geçmiş ve onun “Yecüc” ve “Mecüc” ile ilgili macerası beyan edilmiştir.[1] Zülkarneyn’in tarih açısından kim olduğu ve tarihin hangi meşhur şahsiyetine tekabül ettiği konusunda müfessirler ve tarihçiler arasında büyük görüş ayrılıkları ve tartışmalar mevcuttur. Göründüğü kadarıyla ilkönce Zülkarneyn’in şahsi özellikleri aydınlatılmalı ve beyan edilmeli ve sonra onun tarihin hangi meşhur şahsiyetine tekabül ettiğine bakılmalıdır. Zülkarneyn’in özellikleri hakkında en iyi kaynak Kur’an-ı Kerim’dir ve ondan istifade edildiği üzere Zülkarneyn üstün sıfatlar taşımaktaymış:

1. Yüce Allah galibiyet vesilelerini ona verdi: “Biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık ve kendisine her konuda (amacına ulaşabileceği) bir yol verdik.”[2]

2. O üç askerî akın gerçekleştirdi: İlkönce batıya, sonra doğuya ve en son da dağlık bir boğazın olduğu bölgeye yöneldi. Bu akınların her birinde kavimlerle karşılaştı.[3]

3. O mümin, muvahhit ve şefkatli bir adamdı. Adalet ve hakkaniyetten sapmıyordu ve bu nedenden ötürü Allah’ın özel lütfüne mazhar oldu. O hayırseverlerin yardımcısı ve zalim ve zorbaların da düşmanıydı. Dünya mal ve servetine bir ilgisi yoktu.[4]

4. O hem Allah’a ve hem de diriliş gününe inanmaktaydı.[5]

5. O en önemli ve güçlü setlerden birini yapandır. Bu sette tuğla ve taş yerine demir ve bakırdan istifade edilmiş ve bu set Yecüc ve Mecüc kavminin zulüm ve sitemi karşısında bir grup mustazafa yardım etmek hedefiyle inşa edilmiştir.[6]

6. O, Kur’an nazil olmadan önce halktan bir grup arasında ismi meşhur olan biriydi ve bu yüzden Kureyş veya Yahudiler onun hakkında Peygamberden (s.a.a) soru sordular.[7] Nitekim Kur’an şöyle buyuruyor: Senden Zülkarneyn hakkında soru soruyorlar.”

Kur’an-ı Kerim’de zikredilen özellikleri esasınca Zülkarneyn tarihin hangi fatihine tekabül etmektedir? Bu hususta bir takım görüşler vardır ve en önemlileri aşağıdaki üç görüştür:

1. Makedonyalı İskender: Bazıları onu İskender Zülkarneyn olarak anmaktadır. Kendisi otuz altı yıldan çok yaşamamıştır. Cesedini İskenderiye’ye götürmüş ve orada defnetmişlerdir.[8] Ama bu görüş geçersizidir; zira İskender müşrik ve putperest bir şahıstı ve hatta son dönemlerinde Hahamenişyan’a karşı zafer elde edince tanrılık iddiasında bulundu. Bu, Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiş hususlar ile çelişmektedir.[9]

2. Bir grup tarihçi Zülkarneyn’in Yemen padişahlarından biri olduğuna inanmaktadır. Bu görüşe göre, Zülkarneyn’in yaptığı set, meşhur “Merb” setidir.[10] Bu görüş de sorunludur; zira birincisi, Yemen’deki Merb seti, Kur’an-ın Zülkarneyn’in seti hakkında belirttiği özelliklerin hiçbirine uymamaktadır. Zülkarneyn’in seti Kur’an’ın belirttiğine göre vahşi kavimlerin saldırılarını engellemek için demir ve bakırdan yapılmıştır. Oysaki Merb seti genel malzemelerden ve suyu toplamak ve de sel taşmasını önlemek için inşa edilmiştir.[11] İkincisi, Yemen’de Zülkarneyn olarak birkaç padişah meşhur idi ve onların mümin olup olmadıkları belli değildir![12]

3. Büyük Kuroş: Bu, yeni bir görüş olup meşhur İslam bilimci “Ebu’l-Kelam Azad” tarafından öne sürülmüştür. Daha çok bu görüş üzerine odaklanmışlardır.[13] Kuroş İranlıydı ve Hahameniş İran döneminde M.Ö altıncı yüzyılda yaşamıştır. O, Zülkarneyn gibi ilahi bir şahsiyet edinebilme kabiliyet ve altyapısını taşımaktaydı. Bu arada Kuroş’un tevhide dayalı din ve kültürü, o dönem platosu ve batı ve doğu İranlılarda çok rastlanan tevhide dayalı asil İran dini ve tahrif edilmemiş Mazda tapıcıktan ibaretti.[14]

Zülkarneyn’in Kuroş’a Tekabül Ettiğinin Delilleri

1. Kuroş mümin, Allah’a inanan ve muvahhit bir adamdı.

2. O adil, çevresindekilerle ilgilenen ve de şefkat ve ihsan sahibi bir padişahtı.

3. Zalim ve düşmanlara karşı siyasetçi ve taviz vermeyen bir şahıstı.

4. Allah ona her şey hakkında vesile vermişti.

5. Din, akıl, ahlakî erdemler, servet ve şevket onda bir araya gelmişti.

6. Kuroş batıya hamle etti ve “Lidya” ve etrafına hâkim oldu.

7. Kuroş bir defa da doğuya taraf hareket etti ve güneşin doğduğu yere ulaştı ve orada sahra ehli ve vahşi bir erkekle görüştü.

8. Aynı şekilde Kuroş bir set inşa etti ve bu set Kafkas dağları arasında ve Tiflis şehri yakınlarındaki “Daryal” boğazında yer almaktadır.[15]

Zülkarneyn adının hem Tevrat ve hem de Kur’an-ı Kerim’de geçtiğini belirtmek gerekir. Bu iki kaynağın Zülkarneyn hakkında irtibatlı olmasının nedeni şudur: Zülkarneyn hakkında nazil olan ayetlerin iniş sebebi bağlamında nakledilen rivayetlere göre, “senden Zülkarneyn’i soruyorlar” sorusunu soranlar ya Yahudiler ya da Yahudilerin kışkırtmasıyla Kureyş idi. Onlar bu soruyu Peygamberden (s.a.a) sormuş, aziz Peygamberi (s.a.a) soru karşısında bir problemle karşı karşıya getirmek istemiş, bu yoldan onu mağlup etmek istemiş ve nübüvvetini sarsmak istemişlerdir. Bu nedenle, Kur’an-ı Kerim’de geçen Zülkarneyn Tevrat’ta geçen Zülkarneyn’in kendisidir ve kendisinin özellikleri Kur’an-ı Kerim ve Tevrat’ta bellidir. Tevrat’ta Zülkarneyn’in kim olduğu açıktır; Zülkarneyn Pars padişahı Kuroş’tur; çünkü o Danyal’ın rüyasında bir boynuzuyla doğuya ve diğer boynuzuyla da batıya vurur vaziyette iki boynuzlu bir koç olarak belirivermiştir. Bu, onun doğu ve batıyı alacağı anlamına gelmektedir. Aynı şekilde Kuroş Eşiya’nın öngördüğü üzere “doğu kartalı” yani Tizçeng’in hâkimi olacak ve doğuya saldıracaktır.[16] Hindistanlı Ebu’l-Kelam Azad şöyle demektedir: Danyal’ın rüyası, uydurulmuş bir hikâye olabilir; ama Kur’an’da belirtilenler ise gerçek ve hakikattir. Çağdaş tarihçiler, Kuroş’un yüce, adil, erdemli şahsiyetine tanıklık etmiştir.[17]

Kuroş İle İki Boynuzun İrtibatı

On dokuzuncu yüzyılda Morğab nehri kenarındaki bir havuzda Kuroş’un yaklaşık bir insan boyunda olan bir heykeli bulundu. Bu heykelde Kuroş’un iki tarafında kartal kanadı gibi iki kanat bulunmakta ve başında bir taç ve tacın üzerinde de koçun başı üzerinde bulunan boynuzlar gibi iki boynuz bulunmaktadır. Kadim taş sanatının çok değerli bir numunesi olan bu heykel, araştırmacıların çok dikkatini çekti ve hatta bir grup Alman araştırmacı sadece bu heykeli görmek için İran’a geldi. Kutsal kitaptaki bilgiler ile bu heykelin özelliklerinin birbiriyle uyuşması, Kuroş’un Zülkarneyn (iki boynuz sahibi) olarak adlandırılmasının kökeninin ne olabileceği ve Kuroş’un taş heykelinin neden kartal kanadı gibi kanatlar taşıdığı hususunda araştırmacıların düşüncesini tamamıyla güçlendirdi ve şekilde bir grup araştırmacı için Zülkarenyn’in tarihsel şahsiyeti bu yolla tamamıyla aşikâr olmuştur.[18] Tarihçiler de Kuroş için ahlakî özellikler nakletmişlerdir. Örneğin Yunanistanlı Harudet şöyle yazmaktadır: Kuroş cömert, çok mülayim ve şefkatli bir padişahtı ve diğer padişahlar gibi mal biriktirme hırsı taşımamaktaydı.[19] Aynı şekilde “Zinofen” şöyle demektedir: Kuroş akıllı ve şefkatli bir padişahtı, meliklerin büyüklüğü ve bilgelerin erdemleri onda toplanmıştı. O üstün bir himmete ve güçlü bir ruha sahipti. Sloganı, insana hizmet etmekti ve ahlakı adaleti yaymaktı. Varlığındaki tevazu ve alçakgönüllülük kibir ve kendini beğenmişliğin yerini almıştı.[20] Belirtilenler esasınca Zülkarneyn’in Hahameneşli Kuroş olduğu hususunda bir kuşku kalmamaktadır. Bugün birçok araştırmacı ve müfessirimiz de bu neticeye ulaşmış ve de Kur’an-ı Kerim’deki Zülakerneyn’in Tevrat’taki Zülkarenyn ile bir olduğu ve onun da kuşkusuz olarak Kuroş olduğu görüşünü desteklemektedir.

Kuroş Peygamber miydi?

Müfessirler değişik görüşler ileri sürmüştür. Allame Tabatabai’nin görüşüne göre bazı rivayetlerde o insan türünden biri olarak[21] ve bazı rivayetlerde de semavî bir melek olarak tanıtılmıştır.[22] Müfessirlerin çoğu, onun insan türünden olduğuna inanmaktadır. Birçok rivayette de onun peygamber olmadığı ve sadece salih bir kul olduğu belirtilmiştir. Hz. İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Zülkarneyn” peygamber değildi, lakin Allah’ın sevdiği salih bir adamdı.[23] 



[1] Yecüc ve Mecüc kıssası hakkında 2241. Soruya (site: 2699) müracaat ediniz.

[2] Kehf, 84.

[3] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 12, s. 544, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Çaphane-Horşid, çap-ı çarom, 1363. (Ayetler: 86, 90 ve 94).

[4] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 544 (ayetler: 88, 95 ve 98).

[5] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 544 (ayet: 98).

[6] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 545 (ayetler: 94 – 96).

[7] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 545.

[8] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 542.

[9] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 543.

[10] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 542.

[11] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 543.

[12] Tabatabai, Seyid Muhammed Hüseyin, Tefsirü’l-Mizan, tercüme: Musevi Hemedani, Muhammed Bakır, c. 13, s. Tefsir-i Sure-i Kehf, ilgili ayetler hakkındaki rivayet bahsi, Merkez-i Neşr-i Ferhengi Reca.

[13] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 534; Tefsirü’l-Mizan, c. 13, Tefsir-i Sure-i Kehf, ilgili ayet hakkındaki rivayet bahsi.

[14] Sayt-ı Tibyan, Kütüphane, bahş-i tefsir-i Kur’an-ı Kerim, “Kur’an-ı Kerim Ve Ahd-i Atik’de Zülkarneyn”.

[15] Tefsirü’l-Mizan, c. 13, Tefsir-i Sure-i Kehf, ilgili ayet hakkındaki rivayet bahsi; Tefsir-i Numune, c. 2, s. 549.

[16] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 546 ve 547; Tevrat, Kitab-ı Danyal, fasl-ı heştom, Kitab-ı Eşiya, fasl-ı 46, şımare. 11; Kitab-ı İrmiya, Kitab-ı Uzra, Kitab-ı Dovvom Tevarih-i Eyyam, Kitab-ı Nehmiya.

[17] Ebu’l-Kelam Azad, Kuroş-i Kebir (Zülkarneyn), tercüme-i Dr. Bastani Parizi, s. 192; mecelle-i Beşaret, Ferverdin ve Ordibeheşt, sal-ı 1384, şımare-i 46; Hüseyni Deşti, Seyid Mustafa, Maarif ve Maariif (Danistenihay-i İslamî), harf-i “z”.

[18] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 547.

[19] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 547 ve 548.

[20] Tefsir-i Numune, c. 12, s. 548.

[21] Tefsirü’l-Mizan, c. 13, Tefsir-i Sure-i Kehf, ilgili ayet hakkındaki rivayet bahsi.

[22] Suyuti, Tefsir-i Darru’l-Mansur, c. 4, s. 265 ve İbn. Kesir, Bidaye ve Nihaye, c. 2, s. 103.

[23] Tefsir-i Nuru’l-Sakaleyn, c. 3, s. 294 ve 295.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar