Please Wait
21231
Danyal (a.s), Kur’an’da adına işaret edilmeyen peygamberlerdendir. Ama kendisi hakkında birçok rivayet mevcuttur.[1] Birçok rivayete göre, Danyal, Babil’in zalim hükümdarı Buhtunnasr ile çağdaştı ve onun tarafından zulüm ve eziyete maruz bırakılmaktaydı. Bazı tarihî kaynakların da bildirdiği üzere, Buhtunnasr, İran padişahı Kuroş tarafından yenilgiye uğratılmış ve devleti devrilmiştir. Tefsirlerin birinde şöyle okumaktayız: “(Kuroş’un)fethettiği en meşhur şehirlerden birisi, M.Ö. 537 yılında fethedilen Babil idi. Ondan sonra Yahudilere dönme emri verildi. Onlar yetmiş yıl boyunca Babil’de esir hayatı yaşamıştı. (Kuroş) özel hazineden oranın yeniden onarılması için bir bütçe ayırdı ve bu zamanda Danyal, Kuroş’un idaresinde bulunmaktaydı.”[2] Belirtilen hususlardan hareketle, peygamber Danyal’ın (a.s) 2500 ila 2600 yıl önce yaşadığı belirtilebilir. Elbette bu konuda başka tarihsel rivayetler de mevcut olup kendisinin Hz. Yahya’dan (a.s) sonra yani yaklaşık 2000 yıl önce yaşadığını belirtmektedir. Nuh (a.s) gibi peygamberlerin ömrünün uzun oluşu dikkate alındığında, peygamber Danyal’ın da uzun ve birkaç yüz yıl ömür sürmüş olması ve böylece iki grup rivayetin de doğru olması mümkündür.[3] Kendisinin anne ve babası hakkında ise şöyle söylemek gerekir: Birçok peygamber ve başka tarihî şahsiyetler hakkında olduğu gibi bu şahsiyet hakkında da tarihçiler ve vakıa yazarları tarafından konunun pek çekici bulunmaması nedeniyle bir görüş belirtmek mümkün değildir. Ama kendisinin İsrailoğulları peygamberlerinden ve Hz. Yakub’un torunlarından olduğu kesindir. Her halükarda, bu ilahi peygamber Nuh, İbrahim, Musa ve İsa (a.s) gibi diğer peygamberin taşıdığı şöhreti taşımamaktadır. Ama İran’da meşhur olması, “Şuş Danyal” isminde adını taşıyan bir şehirde kendisine isnat edilen bir mezarın bulunmasına bağlanabilir. Diğer bir nedeni de ayrıntıları tefsir ve rivayet kitaplarında yer alan o yüce şahsiyet döneminde İsrailoğulları kavminin yaşamış olduğu tarihî vakıalar, galibiyetler ve mağlubiyetler olabilir.[4]
[1] Bkz: Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 14, s. 351, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, 1404 k.
[2] Belaği, Seyid Abdülhüccet, Hüccetü’t-Tefasir Ve Belağu’l-İksir, c. 1, s. 204, İntişarat-ı Hikmet, Kum, 1386 k, Be nakl az kitab-ı Danyal 6: 28.
[3] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 14, s. 355.
[4] Örnek olarak bkz: Cezairi, Seyid Nimetullah, Kısasu’l-Enbiya, s. 426, Kütüphane-i Ayetullah Maraşi, Kum, 1404 k.