Gelişmiş Arama
Ziyaret
9386
Güncellenme Tarihi: 2010/01/23
Soru Özeti
Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt (a.s) diri midirler? Eğer diriyseler bunun manası nedir?
Soru
Peygamber (s.a.a) ve onun Ehlibeyti (a.s) diri midirler? Diri olmanın manası nedir? Lütfen akli ve nakli deliller ile bunu açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’inin (a.s) diri olması,  hakiki hayat konusunda Kur’an’daki anlamı içerir ve özellikle şehitler hakkında buna vurguda bulunulmuştur: "وَ لا تَحْسَبَنَّ الَّذينَ قُتِلُوا في‏ سَبيلِ اللَّهِ أَمْواتاً بَلْ أَحْياءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ". Aynı şekilde birçok rivayette de imamların diri oluşu hakkında bu anlama işaret edilmiştir. Bundan kastedilen şey, dünyevi anlamıyla diri olmak değildir; çünkü İmam-ı Zaman (a.c.f) dışında geriye kalan on üç masum belirli bir zamanda dünyada yaşamış ve ardından şehadet veya tabii bir ölüm ile dünyadan göçmüşlerdir. Bununla birlikte ruh için bulunan ve masumlar hakkında en yüksek derecede gerçekleşen üstün ve hakiki hayat, onların evrendeki işleri bilmesine ve evrende dünyada yaşayan canlılardan daha diri bir şekilde bulunmalarına sebep olur. Bu iddianın nakli delili, ölümden sonra ve kıyametten önce hakiki hayatı vurgulayan birçok ayet ve rivayettir. Aynı şekilde masumların makamı ve varlıksal kapasiteleri hakkında nakledilmiş birçok rivayet bu hususta herhangi bir şüpheye yer vermemektedir. Bu hususta ileriye sürülebilecek en basit akli delil ise düşünen nefsin soyut oluşudur. Bu, masumların değerli ruh ve varlıklarının maddi hayattan öteye bir alanda faaliyet gösterdiğini ve etkide bulunduğunu ispat eder.

Ayrıntılı Cevap

Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyti (a.s) seven, sayan ve onlara tevessül eden insanların inançlarından elde edilen netice üzere, Hz. Peygamber (s.a.a) ve onun Ehlibeyti (a.s) bize öğretilerini öğreten, eserlerini bırakan ve ardından bizden ayrılan salt bir grup öğretmen mesabesinde değildir. Bilakis onlar her zaman hazır olan ve özellikle kendi takipçilerini ve hakikat taliplerini gözetleyen değerli varlıklardır. Her ne kadar bu husus Şii’lerin diri imamı (İmam-ı Zaman (a.c.f.)) hakkında daha belirgin bir şekilde kendini gösterse de batıni hidayet kaidesi ve özellikle manevi tevessüller ile ilgili hususlarda diri ve etkili olma tüm on dört masum hakkında geçerlidir. Masumlar hakkındaki bu bakış daha çok onların kutsal konum ve batini makamlarından kaynaklanır ve bu açıdan onların diri ile ölmüş olmaları ve hazır ile kayıp olmaları arasında herhangi bir fark bulunmaz. Bu iddianın kelam, Kur’an ve akıl eksenli esası, her şeyden önce düşünen nefsin soyut oluşu ve insanın hakiki hayatına dayalıdır. Bu, maddi hayattan daha üstün bir hayattır. Nitekim imamlarla ilgili birçok duada şöyle denilmiştir: Şehadet ederim ki sen beni görmektesin, sözümü işitmektesin ve sen diri ve Allah nezdinde rızıklandırılmaktasın.[1] “Allah yanında rızıklandırılmaktasın” tabiri “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah’ın, lütfünden kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar”[2]ve[3] ayetine işaret eder. Bu ayet şehitlerin gerçek ve üstün hayatını ispat eder ve öldükten sonra onların ruhsal varlık, hayat ve güçlerinin azalmadığına, bilakis denetleme ve varlıksal kapasitelerinin arttığına delalet eder. Bu hakikatin Hz. Peygamber (s.a.a) ve imamlar (a.s) hakkında en üstün şekilde gerçekleştiği belirtilmelidir; çünkü onların sahip olduğu en küçük makam, manevi şehadet makamıdır. Bundan dolayı Hz. Peygamberin (s.a.a) ve Ehlibeytinin (a.s) diri oluşu belirtilen anlamdadır. Onların dünyevi cisim taşıması manasında değildir; çünkü İmam-ı Zaman dışında kalan on üç masum özel bir zamanda dünyada yaşamış ve neticede şehadete ermiş veya tabii bir ölüm ile dünyadan göçmüşlerdir. Bundan dolayı ruhun güç kapasitesini göz önünde bulundurduğumuzda, ölümün gerçekleşmesinin ve dünyevi cismin olmayışının onun fonksiyonunu değiştiremeyeceği hakikatine bizi yönlendirir. Bu husus ilahi ruhla bağlantısı olan Hz. Peygamber (s.a.a) ve imamlar (a.s) hakkında daha üst derecelerdedir. Elbette bu batini hakikatlerin niteliğini zahiri tartışmalar ve cüzi akıl ile kavramak mümkün değildir.  Kur’an’ın vurguladığı ölümden sonra gerçekleşen hakiki hayat, bu hakikatlere yönelik en düşük seviyedeki kavrayışımızı simgeler.. Bu hayatı ve diri olmayı gerçek anlamıyla dünyevi hayat sınırlarına özgü kılmak mümkün değildir. Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi![4]  Bu şekilde öldükten sonra ve kıyametten önceki hayatı vurgulayan Kur’an’daki birçok ayet bu konunun nakli delillerini teşkil eder ve her şeyden daha önemlisi ise ilgili ayette şehitlerin üstün bir hayatının olduğu belirtilmesidir. Kur’an’a ek olarak, birçok muteber rivayet ve dualar da bu manaya delalet eder ve genel olarak derecesi büyük olan on dört masumun batini makamları ile ilgili rivayetler, bu iddianın gerçekliği hususunda hiçbir kimsede kuşku uyandırmayacak kadar çoktur. Aynı şekilde bu konuya delalet eden en basit akli delil ise nefsin, ilmin ve bilincin soyut olması ve ruhun gücüdür. Bunlar hakiki hayata sahiptir ve dünyevi bir şekilde diri olmayla hiçbir irtibat taşımazlar. Gerçek hayat, öldükten sonra ruh için gerçekleşen şeydir. Son olarak şu noktanın hatırlatılması gerekli olabilir: Masumların üstün bir hayata sahip oldukları, onların diri ve ölü, hazır ve kayıp olanları arasında bu üstün hayat bağlamında bir farklılık bulunmadığı ve bunun onların varlıksal kapasitesine delalet ettiğine ek olarak, Şiilikle ilgili ayrı bir boyutta ve İmam-ı Zamanın varlığının gerekliliğine vurguda bulunma bağlamında birçok rivayette dünyevi olarak yaşayan diri bir imamın varlığına atıfta bulunulmuştur. Bu rivayetlerden biri şudur: “Ben Ebu Abdullah’tan şöyle buyurduğunu duydum: Her kim ölür ve onun diri ve zahir bir imamı olmazsa o cahillik üzerine ölür. Ben, sana feda olayım diri bir imam mı diye sordum ve o evet diri imam diri imam diye buyurdu.”[5] Bu rivayetler önceki konular ile bir çelişki arz etmez ve yerinde bahsedildiği üzere dünyevi hayatta bulunan imamın varlığı birçok önemli hikmeti barındırır ve burada bu işaretle yetiniyoruz.

Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki yanıtlara müracaat edebilirsiniz:

İmamın tüm mekânlardaki varlığı, 11043 (Site: tr10911).

İmamlar ve tekvini velayet, 222 (Site: 1406).

Gıyap asrında İmam-ı zamanın varlığının faydaları, 654 (Site: 705).

Berzah ve berzah hayatı, 3891(Site: 4160).

Aziz İslam peygamberinin berzah hayatı, 11043 (Site: tr10911).

 


[1] Muhaddisi Nuri, Müstedreku’l Vesail, c. 10, s. 345, Müessese-i A’lul Beyt, Kum, 1408 h.k.

[2] A’li İmran Suresi, 169. ayet.

[3] Kur’an’da birçok ayetin ölümden sonra ve kıyametten önce berzah hayatına işaret ettiği hatırlatılmalıdır. Bunların hepsi, bu konunun nakli delilleri sayılabilir. Bu hayat salt şehitlere özgü değildir. Ancak bu ayetin meşhur olması ve imamların diri olması anlamını açıklayan bazı rivayetlerde bu ayete isnat edilmesi nedeniyle biz de bu ayeti naklettik. Berzah hayatının nakli delillerini öğrenmek için bu sitede yer alan 3891 (Site: 4160) ve 5262 (Site: 5870) sayılı yanıtlara müracaat edebilirsiniz.

[4] Ankebut Suresi, 64. ayet.

[5] Müstedreku’l Vesail, c. 18, s. 177.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zekât düşen bir mala humus da taalluk eder mi? Nelere zekât düşer? Zekât ve humus arasındaki fark nedir?
    13355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Zekât düşen şeylerin, zekâtı verildikten sonra yıllık harcamalardan geriye fazlası kalmışsa bunların humusu verilmelidir.[1] Dokuz şeye zekât düşer: 1. Buğday, 2. Arpa, 3. Hurma, 4. Kuru üzüm, 5. Altın, 6. Gümüş,[2] 7. Deve, 8. İnek, 9. Koyun. Bu dokuz ...
  • İsrail bir peygamberin adı mıdır? Onun kendisine haram kıldığı şey nedir?
    17825 Tefsir 2012/04/04
    İsrail, ilahi peygamberlerden biri olan Hz. Yakub’un (a.s) adıdır. O, bir maslahat uyarınca deve etini ve sütü kendisine haram kılmış idi. Âli İmran suresinin 93. ayetinde Yüce Allah şöyle buyuruyor: "كُلُّ الطَّعامِ كانَ حِلاًّ لِبَنِي إِسْرائِيلَ إِلاَّ ما حَرَّمَ إِسْرائِيلُ عَلى‏ نَفْسِهِ مِنْ قَبْلِ أَنْ تُنَزَّلَ ...
  • Mevcudat nasıl Allahu Teâlâ nın ayet ve nişaneleridir?
    7205 Teorik İrfan 2011/08/20
    Mevcudat hem zati olarak hem de sıfat yönüyle Allahu Teâlâ'nın vücudunun nişaneleridir.  Bu konunun açıklaması şu şekildedir: Mevcudat zat ve mahiyet açısından mümkünü'l-vücutturlar. Vücut bulabilmeleri için vacipu'l- vücut olan Allaha muhtaçtırlar. İşte bu yüzden onların vücutları ve varoluşları vacipu'l-vücut olan Allahın varlığına delildir. Dahası Hikmet-i Mütealiye göre mümkünü'l- vücut ...
  • Acaba rivayetleri silip Kuran’la yetinirse Müslümanlar arasındaki ihtilaflar vahdete dönüşebilir mi?
    8833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/03/04
    Kur’an’la yetinme ve rivayet ve sünnetleri silme konusunun tarihçesi yaklaşık İslam’ın ilk yıllarına dayanmaktadır. Zira Ehlisünnet ve Şia kaynakları esasınca, Peygamberimiz, (s.a.a) mübarek ömrünün sona erme esnasındayken İslam ümmetini doğru yoldan sapmasını engelleyecek mahiyette kılavuzluk yapacak bir vasiyet yazmak amacıyla kalem, mürekkep ve kâğıt istedi. Maalesef peygamberin bu ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesi nedir?
    13409 Eski Kelam İlmi 2010/12/22
    İmam Hüseyin’in (a.s) mateminin önem ve felsefesini anlamak için birkaç noktaya dikkat etmek gerekir:1. Kur’an değişik ayetlerde yüce insanlar ve din evliyalarının erdem ve ulvî sıfatlarını diri tutmayı vurgulamıştır.2. Yüce şahsiyetli Şia imamları (a.s) Kerbela hadisesini diri tutmak için matem merasimleri düzenlemeyi, ağlamayı ve ağlatmayı, şairlerin mersiye ...
  • İddet ve delilleri hakkında açıklamada bulunur musunuz?
    9958 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/12/22
    İddet fakihlerin ıstılahında şerî bekleme halidir; kadının boşandıktan ve nikâhın zail olmasından sonra veya vefatın ardından zorunlu olarak bir süre beklemesi ve sonra başka biriyle evlenebilmesi durumudur. İddet türleri şunlardır: 1. Boşanma iddeti. 2. Vefat iddeti. 3. Kayıp iddeti, 4. Yanlışlıkla cinsel ilişki kurma iddeti. Belirtilen ...
  • İlahi marifette ilerlemek ve Hz. Mehdi’nin ilgisini kazanmak için ne yapmamız gerekir?
    5963 Pratik Ahlak 2010/06/20
    Size muvaffakiyet diliyoruz, Ehl-i Beyt Mektebiyle onurlanmanız bizi sevindirdi, istediğiniz konular hakkında bilgi edinmeniz için bu sitede önceden cevaplandırılmış bazı soruları cevaplarıyla birlikte size gönderiyoruz.İlgili Sorular:
  • İnkılâbın Rehberi Seyit Ali Hameyney’i hazretlerinin namahrem kadına bakma bağlamındaki fetvası nedir?
    8113 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    İnkılâbın Rehberi Seyit Ali Hameyney’i hazretlerinin namahrem kadına bakma bağlamındaki fetvası imam Humeyni’nin (r.h.) fetvasıyla aynıdır.Müslüman kadınlara bakmanın hükmü hakkında İmam Humeyni şöyle buyuruyor: “erkeğin kadının bedenine bakması ister lezzet kastıyla olsun ister lezzet kastıyla olmasın haramdır. Yüzüne ve ellerine bakması eğer lezzet kastıyla olursa haramdır. Ama eğer lezzet ...
  • Vilayet-i fakihin uygulamaya geçmesinin meşruiyeti nasıl açıklanabilir ve acaba vilayet-i fakih Allah tarafından mı yoksa halk tarafından mı naspediliyor?
    7523 Eski Kelam İlmi 2012/04/02
    Çeşitli suretlerde “vilayet-i fakih” ve vilayeti fakihin uygulamaya geçmesinin meşruiyetini ispatlayabiliriz. İspatı için önemli olan ayrıntılı cevapta okuyacağınız akli ve nakli delillerdir. Şia’nın görüşünde velayeti fakihi ispatlayan delillere dikkatle velayeti fakih gaybet döneminde (asri gaybet) vilayeti fakihin vilayeti, imamların velayeti Peygamberimizin (s.a.a) velayetinin devamında olduğu ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6841 Eski Kelam İlmi 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...

En Çok Okunanlar